24 Ocak 2017 Salı

Love Dance Point ve Tekyön Club'ı Boykot Ediyoruz!

Eşcinsel bireylere hizmet amaçlı var olan ve bunu yaparken de trans bireylere kapılarını açmayan bu tür mekanlara kesinlikle para kazandırmak istemiyoruz.

Bizi bu kararı almaya iten, kendilerini eşcinsellere yönelik eğlence mekanı olarak tanımlayıp; girişlerde insanların cinsiyetleriyle, görünüşleriyle, giyim kuşamlarıyla, makyajlarıyla ayrımcılığa uğramasıdır.

Biz LGBTİ’nin T harfiyiz. Siz sokaklarda bizlerden korkuyorsunuz. Biz sizin sokaklarınızdan korkuyoruz. Trans bireyler olarak cinsel kimliklerimizi gizleyemediğimiz için yarattığınız terörün kurbanı olmaya devam ediyoruz. Kendilerini gizleyen eşcinseller için, toplum tarafından dışlanarak işsiz bırakılan insanlar için, cinsiyetinden utandırılıp hayattan bezdirilen kadınlar için; Türkiye'de en ön cephede bizler savaş veriyoruz. Eğer bir gün bu ülkede eşcinsellik kabul görecek olursa, bu yıllardır işkencelere, cinayetlere, intiharlara, taciz ve tecavüzlere dur durak bilmeksizin kurban veren ve buna rağmen tüm eylemlerde yılmadan en ön saflarda haykıran bizler sayesinde olacak.

ve Siz LGBTİ’nin LGBİ harfleri. Bizim dışlanmamıza, sizin yanınızdayken de ayrımcılığa uğramamıza göz mü yumacaksınız?

#SenYoksanBenDeYokum #TransfobiyeHayır





Love Dance Point İstanbul'u Boykot Eden Diğer STK ve Oluşumlar

İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği


LGBTİ Kolektifi



Cins Arı - İstanbul Teknik Üniversitesi Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Kulübü



Üniversitelerde genç kadınların kadın olmaktan dolayı yaşadıkları sorunlar karşısında örgütlenen
bağımsız bir topluluk olan Kampüs Cadıları


15 Ocak 2017 Pazar

Feminizm & Lezbiyenlik arasındaki ilişki nedir?

Lezbiyenler, kadın oldukları için, feminizm de kadınların yaşadıkları sorunları çözümleyip, sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik mücadele yöntemleri öneren bir düşünce sistemi olduğu için, lezbiyen kadınları feminizmden ayrı düşünmek imkansız. Ayrıca her iki toplumsal mücadeleyi (feminizm ve lezbiyen özgürleşme hareketi) birbirinden bağımsız ele aldığımızda, bağımsız sorunlarımızın ana kaynağının ataerki olduğunu görüyoruz. Yani lezbiyen mücadele, feminist bakışaçı olmadan olamaz. Feminist mücadele düşman olarak karşısına birebir erkekleri değil de toplumsal erkekliği aldığı halde, yaşadığımız toplumda toplumsal erkeklikten nasibini almamış erkek bulmak zor olduğundan, feminist mücadele içindeki bazı kadınlar lezbiyenliği mücadele yöntemlerinden biri olarak algılarlar. Lezbiyen kadınlar ise mücadele yoluna girdikleri andan itibaren feminizme gözlerini kapayamazlar. Lezbiyenlerin mücadeleleri için feminizme, feministlerin de lezbiyenlere ihtiyaçları vardır. Bu iki grup yanyana durmadığı sürece bir kanatları kırık olacaktır. Biz sapphonun kızları olarak kendimize lezbiyen feminist diyoruz.

WestHollywood/Chelsea @ Geocities - 05/2011

Lezbiyenler aşık olur mu?

Eşcinselliğe karşı önyargılı olan toplumumuzda, iki kadın arasındaki ilişki sadece cinsellik olarak düşünülürken, bu ilişkide duygusal yoğunluk olabileceği kimsenin aklına gelmez. İki kadın arasındaki ilişki cinsel şehvet aracı olarak görülmekte, hatta p*rno dergilerine lezbiyen ilişkiler bu şekilde yansıtılmakta. Heteroseksist yapılanma nedeniyle, lezbiyenliğin sadece cinsel yönü üzerinde (bilinçlice) durulurken, lezbiyenliğin duygusal yönü yokmuş gibi görülmekte. Oysa bir kadının bir erkeğe hissedebilecekleri nasıl olağansa, bir kadının hemcinsine hissedebilecekleri de gayet olağandır. Aşk, insani bir şeyse bunun sınırlamasını yapmaya kalkışmak toplumun kendisiyle çelişkiye düşmesinden öte bir şey getirmez. Lezbiyenler de aşık olur.