28 Şubat 2015 Cumartesi

Ebeveynler Ve Eşcinsellik

Empati,cümleye ilk olarak bu kelimeyle başlamak istedim çünkü iki tarafında yani ailelerin ve çocukların yapması gerek enlerden biride empati.


Eşcinsel aileleri çocukları kadar olmasada zor ve zahmetli dönemden geçerler çünkü her insan gibi onlarında hayalleri vardır kızı yada oğlu için bunu ister istemez yaparlar.


Birde babalar için oğulları önemlidir buda bir etken.


Bana göre evladıyla ilgili ebeveynler çocuğunun farklı olduğunu anlayacaktır ama ebeveynler eşçinsellik hakkında bilgisi yoksa bu zorlaşır.


Ebeveynlerin yapacağı her hareket önemlidir çünkü ne yaparsa yapsın dönüşünün ne olacağını bilmez.


Ben babama ilk söylediğimde çok rahatta ve güvende hissetmiştim.


O benim baştan beri farklı olduğumu hissetmiş ve beni anlamak için bu konu hakkında bilgi edinmiş.


Aslında demek istediğim şey bu çünkü bir anne yada baba çocuğu için her şeyi yapar ve yapmalıda.


Benim çok etkilendiğim ve çok beğendiğim bir filmi önericem size DUALAR BAOBBY İÇİN Bu filmde genç yaştaki bir eşcinselin ailesiyle olan durumu ve yaşadığı zorluklarından bahsediyor.


Filmden şöyle bir alıntı yapayım "Kimse anlamıyor beni bu evde kimse duruma bulunduğum noktadan bakmıyor" ne kadar önemli ve doğru bir tespit.Bu filmi kesinlikle izleyin.


Tekrar görüşmek üzere.

26 Şubat 2015 Perşembe

İlk Yazıda Bir Görüş Farklılığı

Merhaba; Benim adım Ahmet. lgbti.org sitesinin yeni yazarıyım.
Daha 18 yaşındayım ama duyarlı bir eşcinselim.Bu yazımda her şeyi bilimsel ve dini yoluyla açıklayacağım.Bende bir eşcinselim daha önce dediğim gibi ve bundan utanmıyorum hiç kimse utanmaz ama toplum baskısı ve cehaleti kimimizi gizliliğe kimimizi sex işçiliğine sürüklüyor.Yazık demekten başka bir şey yok çünkü insan 7 sinde neyse 70 inde öyledir yani insan yetiştirilişten yada çevreden böyle gördüğüyse bunu gerçekleştirecektir.Şimdi gelelim işin bilimsel yoluna yıllarca her ağızdan bir ses çıktı bende o kervana katılmak isterim.Eşcinsellik ikiye ayrılır bana göre sapıklar ve gerçek eşcinseller.İlk olarak sapıklardan başlayayım bunlar genellikle 30 ila 40 yaş arası olurlar ve iyileştirilebilinir 16,18 yaşlarında da vardır elbette Bunlarda çocuk istismarı yoluyla neyse bu grup hayatında her türlü yaşanı çak cinselliği yaşamıştır ve bu cinsel arzusunu yatıştıramadığı için bu yolu dener farkındaysanız yaşadığınız ilişkilerde çoğunlukla yatak düşünür bu yaştakiler attık gerisini siz getirin.İkinci grup yani gerçek eşcinseller (bu gerçekten hem cinsinden haşlanan gruptur).Bunlar doğarken böyle doğup ve böyle yaşayan gruptur ve en büyük eziyeti yaşayan grup,bazıları aşkı arar,bazıları kendi isteğiyle açık ilişki yaşar,bazıları kendi isteği üzerine evlenir,bazıları zorla evlendirilir,bazıları vurulur töre adına kısacası en büyük acıyı,ızdırabı,göz yaşını döken bu gruptur.
Bide eşcinsellik konusuna dini yönden bakalım.Din eşcinselliği şöyle anlatır;
Evet hormonsal olarak bozukluğu olan ve kendini kadın hissedenler vardır ama bu insanlar başkalarıyla ilişki (cinsellik) yaşayamazlar.Çünkü nasıl zina günahsa buda aynı şekilde günahtır yani aynı ölçüdedirler.Yine derki kim lut kavmi gibi hayatını sürerse o kabileden sayılır ve cehennemde onlarla beraberdir ama bu kişi müslümansa cezasını çekip cennete girecektir .Transseksüeller için ise nasıl estetik yaptırmak günah ve Allaha şirk koşmaksa transseksüeller içinde aynıdır hiçbir fark yoktur aynı derecededirler.Ben bu bilgileri sizinle paylaşırım ama uymak yada akılda tutmak size kalmıştır.Bir sonraki yazımda görüşmek üzere. Bide size önerim bilgi edinmek isterseniz Harvey Milk filmini izleyin.

Ahmet Öztürk

[accordion][acc title="Harvey Milk Kimdir?"]Harvey Bernard Milk, (d. 22 Mayıs 1930, Long Island, New York - ö. 27 Kasım 1978, San Francisco), ABD'li politikacı ve LGBTi aktivisti. Kaliforniya eyaletinde cinsel yönelimini açıklayarak belediye meclisine seçilen ilk eşcinsel politikacı olmuştur. Eşcinselliğini uzun yıllar boyunca açıklama ihtiyacı hissetmeyen ve kırk yaşına gelene kadar bu konudaki sivil hareketlere katılmayı tercih etmeyen Milk, kararını 1960'ların karşı kültür hareketinde yer aldıktan sonra değiştirdi.
Harvey Milk, 27 Kasım 1978 tarihinde Belediye Başkanı George Moscone birlikte belediye binasında Dan White tarafından öldürülmüştür. 1984 yılında Harvey Milk'in ölümünden 6 yıl sonra adına yapılan belgesel Akademi Ödülü kazanmıştır. Hayatı 1991 yılında müzikal olarak operaya aktarıldı.[/acc][/accordion]

[accordion][acc title="Harvey Milk Filmi Hakkında Bilgi"]
Milk Gus Van Sant'ın yönettiği 2008 yapımı bir Amerikan filmidir. Filmin konusu Amerikalı bir eşcinsel olan Harvey Milk'in etrafında gelişir. Sean Penn akıllara durgunluk veren oyunculuğuyla sinemaseverleri adeta cezbetmiştir. Genelde aksiyon/macera filmlerinde karşımıza çıkan Sean Penn bir eşcinseli canlandırarak her rolün üstesinden gelebileceğini göstermiştir.

Milk birçok festivalden adaylık ve ödülle döndü. Filmin başrol oyuncusu Sean Penn'in bir Golden Globe adaylığı, bir Screen Actors Guild ödülü adaylığı artı 2 tane de diğer festivallerden adaylığı vardır.BAFTA ödülllerinde En İyi Film dahil 4 dalda aday gösterilmiştir. Milk, asıl süksesini Akademi Ödüllerinde yapmıştır. Akademi Ödülleri'nde En İyi Film dahil 8 dalda aday gösterilmiştir. Ama bunlardan sadece En İyi Orijinal Senaryo için Dustin Lance ve En İyi Erkek Oyuncu için ünlü aktör Sean Penn layık görülmüştür.

Filmde ayrıca Spiderman serisinden de tanıdığımız James Franco ve Oscar ödüllü İhtiyarlara Yer Yok filminden tanıdığımız Josh Brolin'de yardımcı rollerde görev yapmışlardır.

Oyuncular



  • Sean Penn .... Harvey Milk

  • Emile Hirsch .... Cleve Jones

  • Josh Brolin .... Dan White

  • Diego Luna .... Jack Lira

  • James Franco .... Scott Smith

  • Alison Pill .... Anne Kronenberg

  • Victor Garber .... Mayor George Moscone

  • Denis O'Hare .... Devlet Senatörü John Briggs

  • Joseph Cross .... Dick Pabich

  • Stephen Spinella .... Rick Stokes

  • Lucas Grabeel .... Danny Nicoletta

  • Jeff Koons .... Art Agnos

  • Ashlee Temple .... Dianne Feinstein

  • Wendy Tremont King .... Carol Ruth Silver

  • Kelvin Han Yee .... Gordon Lau


Film müziği



  • 1. Queen Bitch

  • 2. Everyday People

  • 3. Rock The Boat

  • 4. You Make Me Feel (Mighty Real)

  • 5. Hello, Hello

  • 6. Prelude No.7 in E flat

  • 7. Harvey's Theme 1

  • 8. Main Titles

  • 9. Harvey's Will

  • 10. Castro, The

  • 11. Kiss, The

  • 12. Politics Is Theater

  • 13. New Hope

  • 14. Harvey Wins

  • 15. Proposition 6

  • 16. Repealed Rights

  • 17. Gay Rights Now!

  • 18. Dog Poo

  • 19. Vote Passes

  • 20. Briggs Pushing

  • 21. Debates, The

  • 22. Weepy Donuts

  • 23. Harvey's Last Day

  • 24. Give 'Em Hope

  • 25. Postscript

  • 26. Harvey's Theme 2

  • 27. Anitas theme

  • 28. Main titles sax solo


[/acc][/accordion]

24 Şubat 2015 Salı

Eşcinsel Olan Ünlüler

Eşcinsel Olan Ünlüleri Sizler İçin Sıraladık;

Lan McKellen
Yüzüklerin Efendisi'nin Gandalf'ı, X-Men'nin Magneto'su Sir McKellen, eşcinsel kimliğini 1988 yılında açıklamıştı.

Wentworth Miller
Prison Break'in Michael Scofield'ı 2006'da eşcinsel olduğunu açıkladı.

Ellen DeGeneres - Portia de Rossi
İki ünlü isim 17 Ağustos 2008 tarihinde Beverly Hills'de evlendi.

Tim Cook
Apple'ın CEO'su eşcinsel olduğunu henüz açıkladı.

Ricky Martin
2010 yılında eşcinsel olduğunu açıklayan Ricky Martin, eşcinselliğini keşfetmeden önce homofobik olduğunu söylemişti.

Elton John
Pop/rock müziğin lider ismi David Furnish ile evli.

Queen Latifah
Eboni Nichols ile nişanlı.

Jodie Foster
2014'te Alexandra Hedison'la evlendi.

Cynthia Nixon
Sex and the City'nin yıldızlarından Nixon, 2012 yılında eşcinsel olduğunu açıkladı.

ünlü eşcinseller
David Burtka ile evlendi.

Andy Cohen
ABD'li ünlü sunucu 2012'de gay olduğunu açıkladı.

Ellen Page
Ünlü oyuncu 14 Şubat 2014 tarihinde Las Vegas'ta gerçekleştirilen bir LGBT gençlik konferansında "Saklanmaktan yoruldum" diyerek eşcinsel olduğunu kamuoyuna açıkladı.

Sean Hayes
ABD'li komedyen, oyuncu ve seslendirme sanatçısı, eşcinsel olduğu zaten bilinse de 2013'te kendisi resmen açıkladı.

Marc Jacobs
Kendi adını taşıyan ünlü markanın baş tasarımcısı Jacobs, 2010 yılında Time dergisinin dünyanın en etkili 100 ismini listelesinde yer aldı.

George Michael
Müzik dünyasının eşcinselliğini ilk açıklayan sanatçılarından biri. Elton John ile bir dönem birliktelik de yaşadılar.

Zachary Quinto
Star Trek XI (Uzay Yolu 11) filmindeki genç Spock rolü ile tanınan Quinto, eşcinsel olduğunu 2011'de açıkladı.

Victor Garber
Hollywood yıldızı, eşcinsel olduğunu 2013 yılında itiraf etti.

Frank Ocean
4 Temmuz 2012 tarihinde tumblr sayfasından açık mektup yayınlayan Ocean, ilk kez cinsel tercihini dile getirdi.

Jim Parsons
The Big Bang Theory'nin Sheldon'ı, eşcinsel kimliğini 2012 yılında açıkladığında, erkek arkadaşı ile 10 yıldır birlikteydi.

Robbie Rogers
ABD'li futbolcu Rogers, 2013'te eşcinsel olduğunu açıkladıktan sonra mesleğini bıraktı.

Jason Collin
NBA'de eşcinsel olduğunu resmi olarak açıklayan ilk basketçi oldu.

Cara Delevingne
Ünlü model, eşcinsel olduğunu resmen açıklamadı ama ünlü biseksüel oyuncu Michelle Rodriguez ile yaşadığı aşk ve basına yansıyan fotoğraflarını asla inkar da etmedi.

Freddie Mercury
Müziğin 'Kraliçe'si, Queen'in solisti Mercury, 91'de vefat ettiğinde eşcinsel kimliği ile bilinen ilk müzisyenlerdendi.

Cemil İpekçi
Türkiye'de eşcinselliği konusunda en cesur ve açık davranan kişi Cemil İpekçi.

Suze Orman
Dünyanın en ünlü mali danışmanı Orman, 2007'de eşcinsel olduğunu açıkladı.

22 Şubat 2015 Pazar

Eşcinsellik Nedir?

Herkeze merhaba.Öncelikle kendimi tanıtmak isterim.Adım Cihangir.20 yaşındayım ve lgbti.org web sitesinin yeni editörüyüm.
İlk başta şunu belirtmeliyim ki;Eşcinsellik kötü bir terim değildir.
Eşcinsel bireyler;sokakta,evde,okulda,işte kısacası her yerde.
Gelelim asıl konumuza.''Eşcinsellik Nedir? , Doğuştan mı Yoksa Ergenlikte Oluşan Bir Durum mudur?'' başlığı altında yazacağım bu gerçekler,tamamen gözlemlerim ve şahsım adına yazılmış olacaktır.
Eşcinsellik,kimisi tek yönlü (erkekten erkeğe veya bayandan bayana),kimisi biseksüel (iki cinse) sevgi durumudur.
Bana sorarsanız erkekten erkeğe eşcinsellik doğuştandır.
Doğuştan olmasının sebebide hormonsaldır.Hangi cahiliyet bunu bile bile bu insanları dışlar ki? Kesinlikle haksızlık.
Kendimde dahil olmak üzere bütün LGBTİ bireyleri ile tek vatan,millet ve toplum olalım.
Yazacağım şeyler bu kadar.
Bir sonraki konumda ünlüler ile ilgili konu paylaşımı yapacağım.
İyi günler...

21 Şubat 2015 Cumartesi

Adalet ve Af…

Aslında bu konuda yazmak için epey düşündüm. Ama bu konuda en iyi yorum yapacak kişilerden biri olduğum için bu konuya yer vermek istedim. Konuşulmayan konuşulsa da pek hoş karşılanmayan bir konu ne yazık ki…

Özgecan, Eylül Cansın… ve nicelerinin öldürüldüğü bu ülkede ilk önce adalet varlığını aramak gerekiyor zannedersem.

Hukuk bitti,

Adalet tatilde,

Yargı ise sadece gücün elinde!..

Ya bağımsız yargı?

O ne demek?

İşte bunların hepsini bir bütün olarak değerlendirdiğimizde Türkiye’de ne yazık ki adalet’in kişiye göre işlediğini anlayacağız.

Bursa da 67 yerinden hunharca öldürülen Trans birey rahmetli İrem için hiç kimse ayağa kalkmadı!.. Davanın takipçisi olmasaydı Bursa Gökkuşağı LGBTT Derneği ve trans arkadaşlar çok komik bir ceza alacaktı. Sonunda 28 yıl ceza aldı.

Ya Eylül Cansın’ ın intiharı ne olacak dersiniz? Çok basit bir cevabı var aslında hiç kimse ceza dahi almayacak. Ataerkil düzenin içinden çıkan ERKİL’leşmiş ve çeteleşmiş TRANS bireyler aslında katilidir Eylül Cansın’ ın dır.

İçi NEFRET ve ŞİDDET dolu bu bireyleri bu toplum yetiştiriyor aslında. Devletin başındakiler NEFRET dolu öncelikle. Şiddet her yerde. Kimi makam için kimi para için kimi sevdiği kızı almak için kimi de eşine sevgilisine ŞİDDET uyguluyor. Toplum çünkü kadına DİZİNİ kır otur diyor.

Nice TRANS cinayetleri karşısında bu TOPLUM neden tepki gösteremiyor? Neden eylemler yapamıyor? Bu tepkiler halk yürüyüşleri, devleti temsil edenlerin açıklamaları bu ülke de neye göre oluyor. Bunda ki yaklaşımı hangi duygu belirliyor?

ŞİDDET kadar şiddeti doğuran nedenlerde önemlidir. Ama her şeyden önce bu toplumun topluca ÖFKE kontrolü eğitimi alması gerekiyor.

Dün cezaevinde trans bir arkadaşım ölüm seviyesinde tahliye edildi ve öldü. Karaciğer nakli olmuştu, iyileşmeden cezaevine alındığı için orda verem oluyor ve öleceğini anlayınca tahliye ediyorlar.

Peki suçu neydi?

Fuhuş İçin Yer Temin Etmek için Çıkar Amaçlı ÖRGÜT kurmak suçundan 9 yıl ceza almıştı. Aynı dosya da bende 35 yıl yaklaşık ceza aldım. Bu ADALET ve HUKUK devleti benim için 4.770 yıl ceza istedi. BU Türkiye REKORU ’dur. Dosya da bir kişi beyin kanamasından, bir kişi intihar ederek, bir kişi de intihar sonrası sakat kalmıştır. Siyasi bir komploydu aslında bu. Kader arkadaşlarına zorla ifadeler imzalatan bu polisler hiç sorgulanmadı. Bu kişilerin hiç birinin mal varlığının bile olmaması hiç düşünülmedi. Çıkar amaçlı örgüt kurduğuna karar verilen bu kişilerin hayatlarını fuhuş yaparak geçindirmesi de bir TEZAT. Daha da ilginci bu dosyayı hazırlayan Ahlak Büro Amirinin çıkar amaçlı örgüt kurmak iddiasıyla tutuklanması ve üstelik aynı mahkeme de yargılanmamızda kaderin cilvesi herhalde. Birde üstüne HELALLİK istemesi. Sizce ölenler ‘’Helal’’ etmiş midir hakkını!..

Biliyorsunuz ülkemizde 17 Aralık operasyonu tam bir hukuk skandalıdır.

Reza Zarraf ve bakanların devlet kanalıyla Aklanması sizce ADALET midir!.. Neden yargılanmadılar bu ülke HUKUK devleti ise!

Ya Deniz Feneri’nde yapılanlar, ya YİMPAŞ, Fadıl Akkündüz ‘ü… kimler yargı dan kaçırdı? Bu devleti yönetenler bu hukuk skandallarının sahibi.

Neden tüm suçlular EŞİT şekilde ‘’ADALET’’ önüne çıkarılmıyor?

O halde bu ADALET’ midir?

Bu ülke de VERGİ AFFI,

SİCİL AFFI,

SSK AFFI…

Gibi yığınla AF çıkıyor. O halde Özel Yetkili Mahkemelerde ve diğer mahkemelerde mağdur edilen, adil yargılanmayanlar içinde AF çıkarılmalıdır. Bu toplumsal ADALET’in oluşması için gereklidir.

Ben ‘’Yeniden Yargılanmak’’ istiyorum AF istemiyorum. Ama ‘’ADİL YARGILANMAK’’ istiyorum. Dosyalar okunmadan ‘’FEZLEKE’’ re göre bu ülkede ‘’ADALET’’ dağıtılamaz. Bir kişiyi tutuklayıp onun kendini savunma hakkını gasp edemez bir devlet.

Daha da önemlisi bir kişiye ‘’FUHUŞA ARACILIK’’ iddiası ile üstelik ‘’FUHUŞ’’ yasalara göre ‘’SUÇ’’ değilken 4.770 yılla yargılayıp CANAVARCA HİSLE insanları PARAMPARÇA edenleri 25-30 yıl verip toplumun arasına salıyorsa bu devlet ADALET yoktur!..

Adaletin yeniden tesis edilmesi gerekir.

İlköğretimden hatta anaokulundan itibaren çocuklarımıza CİNSEL EĞİTİM verilmeli. Aynı zamanda bu konuda TOPLUM’ u eğitici yayınlar yapılmalıdır.

‘’ ERKEK YAPAR KADIN DİZİNİ KIRAR OTURUR’’ derse bu toplumun fertleri daha ÇOKKKKKKK cinayetler, tecavüzler olur bu ülkede.

Tıpkı DİN işi DEVLET’in yöneticilerinden nasıl BAĞIMSIZ olması gerekiyorsa ADALET’te bağımsız olmalıdır.

Bu nedenle sadece adalet;

ERGENEKON,

BALYOZ,

REZA ZARRAF ve BAKANLAR,

KCK….

İçin olmamalı toplumsal eşitlik, adalet AF çıkarılarak sağlanmalıdır…

ÖYKÜ ÖZEN

Erzurum'da eşcinsellik

Bir arkadaşımdan, "Erzurum'da eşcinsel kafe açılmış" haberini aldıktan sonra şaşkınlıkla karışık bir sürü soru sormaya başladım.
Başka bir şehirde olsa böyle şaşırmaz, üzerinde durmazdım bile. Ama burası muhafakarlığıyla bilinen sağ görüşlü bir şehir.
Ülkenin diğer yerlerinden gelen heteroseksüel öğrencilerin birçoğu bile buraya uyum sağlamakta zorlanırken eşcinsellerin varoluşlarını kabulendirmeleri, bunu göstermeleri bile sıkıntı yaratabilecek bir durum.
Hal böyleyken "kendileri" için kafe açmaları hem şaşılacak hem de cesur sayılacak bir hareket. Araştıdıkça bu kafenin aslında göz önünde olan bir semtte ama iyi gizlenmiş bir yerde olduğunu öğreniyorum.
Buranın homofobik heteroseksüeller tarafından duyulması, bilinmesi fikri biraz ürkütüyor onları. Konuyu deştikçe burada bir eşcinsel parti bile verdiklerini duyuyorum.
Partiyi düzenleyen eşcinsel Nazlı ile böyle tanışıyoruz. Röpörtaj teklifimi bir "güven buluşması"ndan sonra kabul ediyor.
Yüzünün ve adının gizli kalması konusunda çok hassas.

"Eşcinselliğimden utanmıyorum, çekinmiyorum. Bunu Erzurum'da kaldığım süre boyunca hiç gizlemedim. Her türlü dışlanmaya, horg görülmeye, hakarete ve şiddete rağmen kendimi saklama ihtiyacı duymadım.
Burası eşcinseller için zor bir şehir. Erzurum'da eşcinsel olup bunu gizlememek rüzgara rüzgara karşı yürümek gibi bir şey.
Ama diğerleri gibi bir maske takıp erkekmiş gibi davranmadım. Çünkü hissetiğin bisindir,bunu değiştiremezsin. Ben eşcinsel bir crossdresser olarak para kazanıyorum.Yüzümün,adımın,adresimin gizli kalması benim için bu yüzden önemli.
Korku değil bu, sadece tedbir!" diyor bana ve ben de bunu kabul edip, hikayesini dinlemeye başlıyorum.
Nazlı, eşcinsel bir crossdresser. Fotoğraflarda gördüğüm siyah peruklu, topuklu ayakkabı giymiş, üzerinde seksi kıyafetleriyle poz veren bu crossdresseri erkek.. Haliyle, "Acaba,"tanıyabilecek miyim?" diye düşünüyorum buluşmaya giderken. Her geç kaldığı dakikada merakım daha da artıyor. 1 saatlik meraklı bekleyişimin ardından "merhaba" diye narin ellerini uzatıyor bana.
Tanımaktan çok da güçlük çok da farklı değil. Hal ve tavır olarak tam benimkinden daha kadınsı. Konuşma sırasında kısacık saçlarını zarif el hareketleriyle düzeltiyor sürekli.
Her seferinde korkusuz olduğundan bahsediyor. Bu durumunun çok da anormal olmadığını, büyütecek bir şeyin olmadığını söylüyor.
Muhafazakar bir şehirde olmasına rağmen oldukça cesur. Bana yaşadığı ilişkilerden bahsediyor. Hayatının adamından, sonunun nasıl hüsranla bittiğinden, erkeklere artık güvenemediğinden...Uzun sayılabilecek bir erkek dedikodusundan sonra röpörtaja geçiyoruz

Crossdressliği anlatır mısın, bilmeyenler için?

"Crossdress" kadın kıyafetleri, iç çamaşırları, ayakkabıları giymekten hoşlanan erkekler için kullanılan bir tabir. Bu aslında kadınlar için de geçerli.
Erkek gibi giyinen, erkek gibi davranan ve bundan mutluluk duyan kadınlar için de kullanılır ama erkek örnekleri çok fazla olduğu için kadın kiyafeti giyen erkeklerle biraz özdeşleşmiş durum şu anda.

Ne Zaman kadın kıyafetleri giymeye başladın?
13-14 yaşlarımda başladım diye hatırlıyorum. Ablamın kıyafetlerini gizli gizli giyerdim.

Sen bir eşcinsel cd'sin. Kadın dürtüsünü ilk ne zaman hissetin peki?

Bu zaten doğuştan gelen bir his. Sen nasıl bir kadın doğdun, kendini doğuştan böyle hissediyorsun, ben de kendimi hep kadın hissetim.
Ama 11 yaşımda tamam dedim. Ben bir eşcinselim. Bunu zaten hep hissediyordum ama ilk o zaman bunu kendime itiraf etmiş ve bullanmıştım.

Ailenin tepkisi nasıl oldu peki?

İlk önce şok oldular. Çünkü ben o zamanlar gizleyebiliyordum bunu. Daha sonra benim için sancılı dönemler başladı. Ailem kabullenemedi.Değişeceksin, "normale" döneceksin diye baskılar arttı.
Psikologa gönderildim. Bu bir hastalık, tedavi olmalısın dediler. Bunun değişmeyeceğinden adım gibi emindim ama karşı çıkmadım, gittim. Doktorla epey kunuştum.
Seansları kaçırmadım. Doktor da aileme bu durumun hastalık olmadığını, doğuştan geln bir kadın olma hissi olduğunu ve bunun değiştirilmeyeceğini söyledi.

Sonra?

Sonrasında son çare olarak beni evlendirmeye karar verdiler. Belki o zaman "düzelirim" diye ama anlamadıkları şey ben zaten normaldim. Bu olabilecek bir şey.
Sadece farklı bir bedende doğdum, hepsi bu. Ben gene değişmeyeceğimden adım gibi emin olmama rağmen onların dediğini yaptım, evlendim. Yaklaşık 1 yıl sürdü.
Eşimle bir evin içinde iki yakın kız arkadaş gibiydik. Ona eşcinsel olduğumu söyledim. Terk etmedi beni çünkü kendince sebepleri vardı, kaldı benimle. Bunu kabulendi ve
iki arkadaş gibi yaşadık, o bir yıl içerisinde. Sonrasında zaten bitirme kararı aldık. Ne zamana kadar sürecekti ki bu durum zaten.

Ailenin baskıları devam etti mi peki?

Doktora gittim, evlendim. Durum değişmedi. Onlar da anladılar artık değişmeyeceğimi. Ben buyum, böyleyim. Bu halimle mutluyum. Sonra kabullendiler beni.
Baskıları da tüm bunlardan sonra son buldu.

Tamamıyla kadın gibi hisedip, erkek bedeninde yaşamak zor değil mi senin için? Cinsiyet değiştirmeyi düşündün mü?

Bu tabii ki zor. Ben bir kadın gibi hisediyorsam öyle de görünmeliyim. Etek giymeli, saçımı uzatmalı, makyaj yapmalı ve topuklu ayakkabı giymeliyim.
Seviyorum böyle olmayı. Ama yanlış bir bedende doğdum. Bir karışıklık oldu sanırım (gülüyor). Ve tabii ki ileride cinsiyet değiştirmeyi düşünüyorum. Zaten hormon tedavisi görüyorum şuan.
Okulumun bitmesini bekliyorum,cinsiyet değiştirmek için.

Crossdreser olmaya nasıl karar verdin?

Tüm bunlardan sonra İstanbul'a gittim. 19 yaşındaydım. Orada benim gibi arkadaşlarım oldu, crossdreserdi çoğu... Ben de o zaman karar verdim. ve cd oldum.
3 senedir devam ediyorum. Ama ailemin haberi yok tabi bundan.

Memnun musun peki?

İş başvurularında bulunuyorum sürekli ama eşcinsel olduğum için kimse beni işe almak istemiyor.
Crossdresserliğa devam ediyorum bu nedenle. Hem memnunum bu durumdan, hem hissetiğim gibi kadın oluyorum, hem de para kazanıyorum. Gayet hoş bir durum bence şikayetçi değilim

Sonrasında Erzurum'a geldin. Muhafazakarlığıyla bilinen bir şehir... Bu seni tedirgin etmedi mi?

Etmez olur mu? Etti tabi. Ne yaparım orada, nasıl yaşarım diye birçok kez düşündüm. Hem eşcinselim hem de crossdreser... Çalışabilir miyim diye birçok kez düşündüm. Bu düşüncelerle de geldim sonuçta buraya.

Nasıl problemlerle karşılaştın?

Öncelikle insanların garip bakışlarına maruz kaldım. Çok fazla sözlü tacize uğradım. ve hala da uğruyorum. Fiziksel şiddete de uğradım. Arkadaşımla yürüyüşe çıktığımız bir akşam saldırıya uğradık, sırf eşcinseliz diye.
Karakolluk olduk. Şikayetçi oldum ama sonra başım ağrımasın diye şikayetimi geri aldım.

Bırakıp gitmeyi düşünmedin mi?

Düşündüm. Gitmek istediğim zamanlar çok oldu. Ama burada, okuyorum sonuçta.
Alışmaya çalıştım. Duymamazlıktan geliyorum artık. Eskisi gibi bu durumu çok problem de etmiyorum. Korkmuyorum artık. Çünkü ben buyum, böyleyim. Kendimi gizlemiyorum da.
Her şey ortada, ben bir eşcinselim. Bunun nesini saklayacağım. Allah'ın bildiğini kuldan saklamak saçmalık.

Bana, sataşanlara cazgır yüzümü gösterince geri çekiliyorlar. Hem bu niye bu kadar abartılacak bir hal alıyor anlamıyorum. Bu normal bir şey.
Bunun problem edilmesi çok saçma. Erzurum'da er ya da geç ben ve benim gibileri kabul edecek, etmek zorunda. Her şey değişiyor, Erzurum'da değişip normalleşmeli kanımca.

Müşterilerinin içerisinde Erzurumlular var mı?

Var tabi canım. Ohooo.. Ben ve benim gibilerin ayıplayanlar, asarız keseriz diye ortalıkta "erkeklik" yapanlar akşam bana geliyor.
İçlerinde gizli eşcinsel olanlar da var, biseksüel (her iki cinse ilgi duyan kimse) olanlar da... Ve hepsi bekar da değil üstelik. Evli ve çocuklu olanlar da geliyor.

Müşterilerinin bir steretopisi var mı?

Ya öyle belli bir kesim yok aslında. Öğrenci var, çalışan var, evli-bekar olanlar var. Genç-yaşlı, olgun olanlar da var. Çok değişiyor o ya... Ama yüzde 50 buranın yabancıları yani öğrenci kesimi diğer yüzde 50 ise buralı olanlardan oluşuyor.

Korkmuyor musun peki? Evine yabancı birini alıyorsun tanımadan, bilmeden...
Tedirgin olduğum zamanlar oluyor. Çokça hem de... İstanbul veya İzmir olsa hiç korkmam, hiç tereddüt etmem. Paramı almadığım taktirde kıyametleri koparırım. Ama burası biraz farklı... Tepkilerini kestiremediğim için alttan alıyorum hep. Zaten öyle
herkesi kabul etmiyorum. Çok seçici davranıyorum bu konuda.

Erzurum'da benim bildiğim bir tek sen değilsin, başka crossdresserlar da var. Bu iş sistemli bir şekilde mi yürüyor yoksa hepiniz bağımsız mısınız birbirinizden?

Var ama benim onlarla pek bir arkadaşlık ilişkim yok. Sadece cd siteleri var, oraya profilinizi ekliyorsunuz bu kadar. Sistemli bir şekilde yürümüyor buradaki işler ya da en azından kendi adıma konuşacak olursam...
Kimseye güvenemiyorum. Hele ki bizim işimizde güvenmek çok zor. Ortalık anında karışabiliyor dedikdularla. Ben, uzak durmayı tercih ediyorum. Yalnız yaşamayı seviyorum.

Erzurum'da eşcinsel parti verdin. Bu bir ilk! Biraz anlatır msın bana partiyi?

Biz, etkinliği oluşturduğumuzda 400'e yakın kişi geleceğini söyledi. Ama gerçekte 42 kişilik bir parti oldu. Bu sayı, Erzurum için gayet iyi ama katılımın daha çok olmasını beklerdim ben.

Eşcinsellerle ilgili herhangi bir etkinlik daha yaptınız Erzurum'da?

Eşcinsel ölümlerini protesto etmek amacıyla yürüyüş düzenlemek istedim. Bir eşcinsel yürüyüşü... Tabii pek destek veren olmadı. Emniyet zaten izin vermedi.
Bizden hoşlanmadıkları için mi yoksa olay çıkar, bize saldırırlar diye mi bilmiyorum. Ama her iki durumda da hoş olmayan şeyler var.
Homofobik söylemler ve davranışlar bitsin istiyoruz artık. O yürüyüşün yapılması halinde polisin bizi koruması, güvenliğimiz sağlaması gerekirdi zaten.
İzin verilmedi, ben de daha sonra vazgeçtim zaten.

Bu veya buna benzer başka şeyler yapmak istiyor musunuz burada?

Eşcinseller Derneği açmak istiyorum.
Bence, böyle bir dernek bu şehir için gerekli. Diğer şehirlerden gelen eşcinsel öğrenciler kendilerini burada sır gibi saklamak zorunda kalıyorlar.
Oysaki üniversite yılları bir insanın en özgür olduğu yıllardır, öyle olmalı en azından. Ben eşcinseliğimi lise yıllarında gizliyordum ama şuan üniversitedeyim. Muhafazakar bir şehirde de olsam bunu gizlemiyorum.
İnsanların da, baskı ve korku altında yaşamalarını istemiyorum. Hiç değilse kendilerini güvende hissedebilecek, kendileri gibi olan bir insan topluluğunda bulunsunlar istiyorum. Öğrenciler dışında Erzurum'da da eşcinsel sayısı sandığınızdan daha fazla.

Aile ve toplum baskısından korkarak evleniyor bir de çocuk yapıyorlar. Eşcinsel dürtülerini hep bastırıyor ya da gizli tutuyorlar.
Onların da rahat etmesini, kendilerini anlayabilecek insanların olduğu bir yerde, haftada birkaç kez de olsa özgür ve maskesiz yaşamalarını istiyorum. Bu nedenle böyle bir dernek açma fikrim var.

Son olarak sana hayalini sorsam....

Benim hayalim... Tek istediğim okul bittikten sonra Hollanda'ya yerleşip orada evlenmek. Bir ara ülkemizde de bu durum konuşuldu ama çok kesim buna karşı çıktı.
İnsanlar neden başkalarının hayatına bu kadar müadahale etmeyi seviyor, kendilerinde bu hakkı nasıl bulabiliyorlar aklım almıyor.
Tek bir hayatımız var yaşayacağımız,bıraksınlar da herkes istediği gibi yaşasın. Baskı, yasak ve şiddetle hiçbir şey çözüme kavuşturulamaz.
Geyler,lezbiyenler,translar,biseksüeller ve heteroseksüeller...Biz hepimiz başka bir renk, başka hayatlarız. Toplum olarak bunu kabullendiğimiz zaman gökkuşağı renkleri yan yana tamamlanmış olacak. Güzel bir gökyüzünün altında beraber yaşayabiliriz.

FATMA SARIKAYA
Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü
Erzurum'da Eşcinsellik: Rüzgara Karşı Yürümek
Atatürk İletişim Gazetesi, Sayı:78, Sayfa:6, 6 Haziran 2014

Aydın Doğan vakfı tarafından düzenlenen öğrencilerin, fakültelerinin eğitim amacıyla o yıl yayımladığı uygulama gazete ve dergileri ile diğer medya organlarında yayınlanan çalışmaları ile ilgili röpörtaj dalında ikinci olmuştur.

Gerekçe: Anadolu’nun ortasında bir kentte sessiz sedasız açılan eşcinsel kafenin kurulma hikâyesi ve oradaki yaşamı aktarıyor.

9 Şubat 2015 Pazartesi

Hayvanlarda Eşcinsel İlişkiler ve Doğal Çeşitlilik

Bu kitapta eşcinselliğin doğal kaynağı konusunda doğa sayamayacağımız kadar kanıt sunuyor.

Bilimadamlarının gördükleri karşısında soluğu kesiliyor. Öğrenciler şaşkınlıkla birbirlerine bakıyorlar. Kimse gördüğünü gerçekten tanımlamak istemiyor. Dişi bir maymun bacaklarını diğer bir dişinin beline dolayıp klitoristini diğerininkine sürterken zevk çığlıklar atıyor. Araştırmacı açıklamaya başlıyor: Bu bir tür tanışma ya da barış/uzlaşma davranışıdır. Belki de besin değiş tokuş hareketi; ama bu kesinlikle seks değil. Kesinlikle lezbiyen bir seks değil
Altı iriboynuzlu yaban koyunu erkeği bir araya gelip birbirlerine sürtünüp, burunları ile birbirlerini dürtüyorlar ve birbirlerinin üzerine çıkıyorlar. Biyolog bunu "Agreseksüel bir davranış" olarak açıklıyor: sadece dominantlık sağlama yöntemi.

Hayvanat bahçesindeki penguenlerden biri diğerine yaklaşıp uysal bir şekilde eğiliyor. Kuşlar neredeyse birbirinin aynısı ve ziyaretçiler hangisinin dişi ya da erkek olduğunu nasıl anlaşıldığını soruyorlar. "Davranışlarından anlayabiliriz" diyor araştırmacı. "Eric, Dora'ya kur yapıyor." Daha sonra bakıcı Eric'in yumurtladığı haberini veriyor.

Gerçekler bizden hep saklandı. Dağ gorillerinden, kedi, köpeklere ve kobaylara kadar doğa eşcinsel ve biseksüel hayvanlarla dolu. Diğer cinsiyetle hiç ilişkiye girmeyen ve onların davranışlarını kabul eden travesti ya da biseksüel hayat süren hayvanlar var.

Bruce Bagemihl 10 yılını hayvanlardaki alternatif seksüalite üzerine bilgi toplayarak biyolojik bir rapor tutmaya harcadı. 786 sayfalık "Biyolojik Coşku: Hayvanlarda Eşcinsellik ve Doğal Çeşitlilik" (Biological Exubarence: Animal Homosexuality and Natural Diversity) adlı kitabının ilk bölümünde hayvanlardaki eşcinselliği ve biyologların bunun açıklamasında kullandıkları kaçamak yöntemlerden bahsediyor. İkinci bölümde orangutanlardan, balinalara, meyve yarasalarından sarıasmalara kadar yaklaşık 200 memeli ve kuşta sıra dışı seksüaliteyi tartışıyor.

Bagemihl'in sakin tavrı, bilimsel söyleme çok uygun. Eşcinsel, erkekler arasında sosyal iletişim, çokludişi toplulukları, birleşik seksüalite, izoseksüalite ya da intraseksüalite gibi terimleri kullanmayı tercih eden bazı kimseleri korkutsa da hayvanların niçin gey, lezbiyen ya da ibne değil de eşcinsel ya da biseksüel olarak tanımlanabileceğini açıklıyor. Ancak bu kitap şaşırtıcı derecede yeni fikirlerle de dolu ve sayısız hayvani skandallarla örneklendirilmiş.

Tek kriter sadece şehvet dolu bir seks değil, Bagemihl seksüel olmayan bağlardan da bahsediyor. Dişi grizzly ayıları bazen birlikte seyahat ettikleri, birbirlerini savundukları, yavrularını beraber büyüttükleri ve sanki daha uzun süre beraber kalabilmek için kış uykusunu erteledikleri beraberlikler kuruyorlar.

Herşey sadece duygusallıktan ibaret değil tabiki. Bagemihl ayrıca eşcinsel ensest (tilkiler), tecavüz (albatroslar) ve homofobiyi de (beyaz kuyruklu geyikler) örnekleri ile belgeliyor.Favorileri ise sadece homoseksüel ilişkilerde gözlenebilen özel çiftleşme davranışlarına sahip hayvanlar. Erkek devekuşlarının % 2'si dişileri görmezden gelerek sadece erkeklere kur yapıyor. Erkek deve kuşları yine erkek flamingolar gibi gerçekten seks yaparken görülmeseler de yuva yapıp bazen de yetimleri büyütme görevini üstleniyorlar.

Bazı eşcinsel hayvanlar tek gecelik ilişkiler kurarken bazıları uzun süreli beraberlikleri tercih ediyorlar. Gey ve lezbiyen kazlar beraberliklerini yıllarca sürdürüyorlar. Şişe burunlu yunuslar erkekli dişili çiftler oluşturmasalar da çoğu, diğer erkeklerle ömür boyu süren çiftler oluşturuyorlar. Bazıları sadece erkeklerle ilgileniyor; fakat diğerleri biseksüel ve burun ile genital uyarıma hepsi hevesle katılıyor.

Erkek siyah kuğular kur yapıp uzun süreli beraberlikler koruyorlar. İki erkek kuğu, çok büyük bir bölgeyi diğer çiftlere karşı savunabiliyor. Bazen diğer çiftlerden çaldıkları yumurtalara da ebeveynlik yapmayı imal etmiyorlar.

Kitabı okurken pek çok türün gey olduğu bir bir anlaşılıyor gibi; ama tabi ki konu bu kadar basit değil. Tüm bonobolar ve devekuşlarının %1'i eşcinsel aktivitelere katılıyorlar. Kısaca hayvanlar aleminde inanılmaz bir cinsel çeşitlilik söz konusu. Ancak dünya kesinlikle heteroseksüel hayvanlarla dolu ve çoğu hayvanın cinsel yaşamını henüz gözlemleyemediğimizden saptamalarımızda dikkatli olmamız gerekmekte. Pek çok tür henüz hiçbir şekilde seks yaparken görülmedi. Siyah sırtlı flamebackler (?) şimdiye kadar sadece erkek erkeğe çiftleşirken gözlemlenmesine rağmen yavrularını köşedeki marketten almadıkları kesin.

Bazı hayvanların niçin biseksüel ya da eşcinsel oldukları konusunda Bagemihl öz bir açıklama getiriyor. Açıkça hem doğa hem büyütülme yanı çevre ve biyoloji önemli rol oynuyor. Farklı Japon makak gruplarının kültürel fark olarak yorumladığı farklı düzeylerde eşcinsel davranış sergilediklerini örnek veriyor.

Bu alternatif cinselliğin yaygınlığını göstermek bir yana Bagemihl, bu önemli bilginin nasıl görmezden gelindiği konusunda ilgi çekici örnekler veriyor. "Zooloji, oldukça tutucu bir alandır ve hayvan eşcinselliği üzerinde yoğunlaşmak kimseyi başarıya götürmez." Bir araştırmacı koyunlardaki eşcinselliği belgelemesine rağmen yerini tamamen sağlamlaştırıncaya kadar bunu yayınlamamıştır.

Şaşırtıcı olan sık sık gözlemcilerin ne gördüklerini tanımlamaktan aciz olmaları. Dişi ve erkek birbirine çok benziyorsa çiftleşen iki hayvan gördüklerinde üstekine hemen erkek deyiveriyorlar. Penguen Eric buna iyi bir örnek. Daha sonra ismi Erica 'ya değiştirildi. Hayvanlar bu tür davranışlar içine sık sık girdiklerinden artık araştırmacılar bunu saklayamıyor.

Dürüst biyologlardan biri üzerinde çalışmalarını sürdürdüğü yaban koyunları erkeklerinin birbirleri ile düzenli olarak seks yaptığı gerçeği ile uzun süre boğuşmak zorunda kalmış. "Erkeklerin gözlerimin önünde eşcinsel ilişkiler sergilediklerini söylemek kesinlikle beni aşan bir şeydi. Bu inanılmaz hayvanların "ibne" olduğunu kabul etmek, Tanrım, inanılır gibi değil".

Bagemihl, araştırmacıların hayvanların eşcinsel olmayacakları konusundaki ustaca açıklamaları ile dalga geçiyor. Bu sadece dominantlık; saldırganlık; yiyecek için takas; sadece kafası karışık karşısındakinin de aynı cinsiyetten olduğunu anlayamadı; gerginliği azaltma yöntemi; sadece oynuyorlar, ve benim en çok hoşuma giden açıklama: tanışıyorlar.

Dominantlık, yardımcı profesörlerin bulduğu en yaygın bahane. Bagemihl "dominantlık eşcinsel davranışlar için o kadar çok kullanılıyor ki sonunda anlamını yitiriyor" diyor.

Tutsak hayvanlar, hapisanedeki insanlara benzetiliyor. Doğal olmayan bir ortamdaki mahkumlar gibiler bu nedenle de gerçekten eşcinsel değiller. Bazı tutsak hayvanlar "sevdiğinle olamıyorsan olduğunu sev" davranışını uygularken diğerleri de cinsel hayatlarını sona erdiriyorlar. İş özgür doğaya geldiğinde ise bu açıklamalar kendiliğinden çöküyor.

Hayvanların bir diğerinin cinsiyetini anlamaktan aciz olduklarından eşcinsel davranışlar sergilemeleri fikri hayvanları aptal yaratıklar mertebesinde gören geri kalmış bakış açısından başka bir şey değil.

Bazen en iyisi bundan hiç bahsetmemektir. Bir araştırmacı "beyaz kuyruklu geyikler" hakkında 800 sayfalık bir kitap yayınlıyor ve davranışla ilgili bölümden eşcinsel davranışlardan hiç bahsetmiyor.

Amerikan Deniz Memelileri Komisyonu için hazırlanan hükümet raporunda katil balina erkekleri arasındaki homoseksüel ilişkiler basımdan hemen önce siliniyor.

Bilim adamları sevdikleri hayvanları temize çıkarmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Gorillerin gey olduğunu öğrendiğimizde onları korumak için daha az mı duyarlı olacağız sizce?

Bonobolar kısmen istisna. Son zamanlarda bonoboların seks hayatları hakkında oldukça fazla bilgi yayınlandı. Bonobolar yenidir; bonobolar zekidir ve en önemlisi bir bonoboyu seks yapmadan bir dakikadan fazla görüntülemek mümkün değildir. Ancak Sue Savage-Rumbaough'un harika "Kanzi: İnsan Zihninin Eşiğindeki Maymun" gibi bonoboların iletişim kapasiteleri hakkındaki popüler kitaplar, zeki ve yaratıcı primatlar izlenimi bırakıyor.

Kanzi ve diğerlerinin kullanmayı öğretildikleri lexigramlar sadece seks hakkında değil. Ancak 67. sayfadaki "buraya gel"den "genital organını yaklaştır"a kadar bonobo seksi süresince hayvanların kullandığı el işaretleri diagramı oldukça ilgi çekici. Tutsak bonobolarca kullanılan bu işaretler Sue Savage ve meslekdaşlarınca keşfedilmiş. "Bu, hayvanlara ilgilendikleri konu hakkında konuşmaya izin vermeyip yeni bir dil öğretmek yapılan en büyük klasik hatalardan biri" diyor Savage.

Alet yapımı konusu ise yine sansüre takılan gerçeklerden biri; özellikle de mastürbasyon yapımında kullanılan aletler. Yunuslar ve kirpiler nesneleri masturbasyon aleti olarak kullanıyorlar. Primatlar ise yine nesneleri bu amaçla modifiye ediyorlar. Dişi orangutanlar bu amaçla doğru boyutta oyuncaklar hazırlarken erkekleri yapraklarda delik açmayı tercih ediyorlar. Dişi makaklar yaprak ve dallardan en az beş seks oyuncağı yapma yöntemi var. Bir maymun elektiriği keşfetse ve bunu vibratörünü çalıştırmada kullansa eminiz bunu da kimse bize duyurmazdı.

Zooloji tüm bu davranışları sapkın, doğal olmayan ve kötü olarak nitelerken Bagemihl tüm bu davranışların sorgulanmasından kaçınılmasını masaya yatırıyor. Eşcinselliğin bir ortaya koyuş biçimi olduğu biyolojik taşkınlığın teorisini formülize ediyor. Üremenin ve dolayısı ile heteroseksüelliğin her şeyi açıkladığı fikrinin temsil ettiği biyolojik analizi gözden geçiriyor. Biyolojinin artık seksüalitenin açık amaçsızlığını kabul etmek zorunda olduğunun altını çiziyor. Seksüel zevk, kalıtımsal değer taşımaktadır ve daha fazla kanıta ihtiyacı yoktur.

Bu görüşü kanıtlamak için Bagemihl, bekar ve üreme ile ilgilenmeyen hayvanlar ile seksin nadir ve güç olduğu türleri örnek gösteriyor. Tabiki üreme gerçekleşiyor ve doğal seleksiyonun gerçekleşmesi için üreme de şart. (Hayvanlar sonsuza kadar yaşasalardı üremek zorunda kalmazdılar). Bilmece, üremenin yön verdiği bir işlemin nasıl olup da üremeyen canlılar ortaya çıkardığıdır. Aslında bu bilmece hiç de çözülemez değildir. Aslında çeşitlilik, esneklik ve coşkunluk bunun parçasıdır.

Karşı cinsiyetten bir penguenle çiftleşen penguenler doğal olarak yavru üreten bireylerdir ve her penguen en az bir heteroseksüel ilişki yaşayan penguenlerden üremişlerdir. Fakat bu o penguenin sürekli heteroseksüel ilişkiler gerçekleştireceği anlamına gelmemektedir. Atalarını üremeye iten zevk unsuru, penguen bunu kullanmak istediği her zaman hazırdır.

Başarılı yaşam formları çeşitlilikle karakterize olur, kısaca değişen çevre onları yok etmez. Bu çeşitlilik seksüaliteye kadar uzanabilir. Yani biseksüellik ve eşcinsellik doğanın sapması değil cömertliğidir.

Öyleyse hayvanlar gey ise ne olabilir? İnsanlar seks yaşamlarımıza hayvanlardaki çeşitliliğe bakarak sempati ile mi yaklaşacaklar? Bizi mahkemeye çıkardıklarında eşcinsel iki aslanı şahit gösterebilecek miyiz (Tabiki onlar selamlaşıyor olacaklar) ? Kendi genlerinin devamı için rakip erkek aslanların yavrularını öldürmeyi haklı çıkarmak içinse hayır. Hayvanlar bizim onaylamayacağımız pek çok şey yapmıyorlar mı?

Bagemihl bu yaygın olarak kabul gören düşünce hakkında şunları söylüyor: Eşcinselliğin doğallığı konusundaki tüm tartışma, hayvan eşcinselliği üzerindeki açık ve net bilgiler ile sabit gerçekler konusundaki referansların yokluğuna dayalıdır.

Artık bahane kalmadı. Bilimsel olarak belgelendirilmiş ve dikkatle resimlendirilmiş 750 sayfalık bu kitap, eşcinselliğin doğal olmadığını söyleyen insanların yüzüne vuracak sayısız bilgi içeriyor.

Susan McCARTY - Çev: İlker ÜNLÜ / İstanbul - Düzenleme: Sercan

egenurtr

2 Şubat 2015 Pazartesi

Ayı Sözlük Moderatörü ile Ayı Sözlüğü konuştuk

Ayı Sözlük Moderatörlerinden Futurelavirs ile Ayı sözlüğü konuştuk ve Ayı sözlük hakkında bilgiler aldık.

1-Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Sözlükte kaç yıldır yazıyorsunuz? Sözlükteki nick ve konumunuz nedir?

Merhaba, 2 yıldır ayı sözlükte yazıyorum. Sözlükteki nickim futurelavirs. twitter, tumblr vs gibi sayfalarda da aynı nicki kullandığımdan sözlüğe bu isimle kayıt olmayı uygun gördüm. Moderatör olarak konumlandırılmış olsam da müdahale etmek ya da yazarların heveslerini kırmak yerine; yazmayı özendirici olmaya çalışıyorum. Yeni yazmaya başlayan her insan gibi, dahası yeni gelen her üyenin başına geldiği gibi ben de ilk yazmaya başladığımda bu anlamda başka yazarlarca yazmayı engelleyen ruh hallerine az çok sokuldum. Bunu yaşamış biri olarak “entry girme” olarak yazma olayına bakan biriyim, moderatör olarak sorunları aşma kısmını kırıcı olmadan hep sona saklamak kesinlikle daha faydalı.

2-Ayı Sözlük fikri nasıl ortaya çıktı? Kuruluş amacı nedir?

Fikir tamamen dark bear’a ait. Başka sözlüklerde sırf lgbt konularında yazılar yazdığınızda ötekileştiriliyorsunuz. bende bizzat yaşadım, biliyorum. Ayı sözlük bu anlamda, eşcinsel kimliğe herhangi bir perde çekmeden ve kimin ne düşüneceği sorunsalı ile ilgilenmeden rahatça yazı yazılabilen özgür bir alan. Bu anlamda kuruluş amacının her harhangi bir cinsel yönelim ayrımı yapmaksızın her bireye özgürce yazı yazabileceği bir ortam sunmak. Homofobi, transfobi ve nefret suçlarına karşı duyarlılık ve farkındalık yaratmak için kurulan bir sözlük. Fazlasıyla iyi niyetlilik esas alınmış. Ayı sözlükte heteroseksüel bireyler yer yer sınırları zorlayan dozda hatta homofobiye giren formda entry ler girerken bizlerden hoşgörü bekliyorlar ve çoğunlukla hoşgörü gösteriyoruz ancak aynını heteroseksüel kullanıcıların yoğun olduğu bir sözlükte biz yazsak hemen küfürler ve hakaret içeren ifadeler kullanılıyor. Örneğin ben “the sheltering sky” filmine entry giriyorum hemen altına “evet beyler ibne yazardan ilginç bir bakış açısı geldi” şeklinde cevap entry giriliyor. Evet maalesef bir çok kişi ne yazdığınıza değil sadece cinsel kimliğinize bakıyor, durum bu. Ayı sözlük bu anlamda genç lgbt bireylere yol gösterici olabiliyor, yalnız hissetmelerine engel oluyor.

3- Ayı Sözlükte karşılaştığınız en ilginç konu başlıkları nedir?

Genelde başlığı gördüğümde hemen aklımda bunun resmini oluşturup gülümseten başlıklar şeklinde özetleyebilirim. Daha önceden yaşanmış ya da halen yaşanan bir olayın güzel bir gözlemle ya da bizzat yaşayan kişinin güçlü betimlemeleri ile yazıya dökülmesi beni her zaman heyecanlandırır. Bu aslında herkes için aynıdır kimse tatsız tuzsuz lezzetsiz bir düz yazıyı okumak istemez.

  • İdrak yolları iltihabı

  • İçselleştirilmiş homofobi

  • Gay bara gidiyorum taytı


Gibi başlıklar hemen aklıma resmi gelen ve hemen algımda etkileşim uyandıran ilginç başlıklardan bir kaçı.

4-Ayı Sözlükte neden yazma ihtiyacı duyuyorsunuz?

Hayatım sürekli bir şeyler yazarak geçti. Üniversite yıllarında bazı müzik ve moda dergilerinde yazdım. Sonrasında sinema editörlüğü yaptım ve sinema yazdım. Twitter hayatımıza girince bunlardan sıkıldığımı anlayıp twitter ve blog yazmaya yöneldim. Onlar da cazibesini yitirince eşcinsel içerikli bir sözlükte yazmaya başladım, yazarların bir kısım anlamsız tutumu yüzünden ordan da sıkıldığımı fark edip o dönem duyduğum Ayı sözlük’te yazmaya karar verdim. Yazdığım şeyleri genellikle sonrasında unutuyorum, benden çıkan her şey bana ait olma vasfını yitiriyor bir anlamda. Bu bakımdan yazma isteğim devam ettiği sürece Ayı sözlükte devam edeceğim.

5-Hukuksal sorunlar yaşadınız mı?

Sözlükte yer alan her entrynin kendi yazarını bağlaması kuralı gereği sanki bireysellik kuralı işliyor gibi görünüyor. Evrensel bir ceza hukuku ilkesi olan suç ve cezaların şahsiliği ilkesi gereği sözlük bundan hiç zarar görmeyecekmiş gibi görünüyor. Ne var ki başka sözlüklerde de gördüğümüz gibi keyfi uygulamalar ve genelde yürütme organı odaklı yaptırımlara boyun eğememe durumu nedeniyle durduk yere bile sözlükler kapatılabiliyor artık.

Sözlükte kapanma ya da müeyyide uygulanmasına yol açacak mukayeseli hukuk ya da iç hukuk bazında bir olay yaşanmadı. Birkaç uyarı mailler aldık ve incelemelerde bulunup başlıklara gerekli müdahaleleri yaptık. Avukat olmam hasebiyle, zaman zaman entry olma vasfını aşarak alenen şuç teşkil eden giri’ler gördüğümde ben de tedbir alınması için dark bear’ı uyarıyor ya da kendim müdahale ediyorum. Sadece tek bir entry nedeniyle başka yazarların yazı yazma hakkının gasp edilmesi tercih edeceğimiz bir yol değil.

6-Üye sayısı, yazar sayısı, tanım başlık sayısı, etkinlik adetleriniz gibi güncel bazı istatistiklerinizi bizimle paylaşır mısınız?

1546 kayıtlı kullanıcı sayısına ulaşan sözlükte, 739 yazar mevcut.38675 başlık altında toplam 205842 entry girilmiş durumda. 2011 yılından bu yana 56 adet etkinlik gerçekleştirilmiştir.

7-medyayı takip ettiğim kadarıyla çeşitli etkinlikler düzenliyorsunuz. Etkinlikleriniz ne sıklıkla gerçekleşiyor. En çok hangi konularda etkinlik oluşturuyorsunuz?

Sözlük zirveleri düzenliyoruz. sözlük zirveleri yazarların talepleri göz önüne alınarak uygun zaman aralıklarında yapılıyor. Sözlük zirveleri yazarlarla tanışma ya da kitabı çıkan ya da edebi bir ürün sunan sanatçılarla sohbet, fuar, sinema, spor etkinlikleri veya da sırf mesaj kaygısı olmadan salt eğlenmek amaçlı yapılabiliyor. Eşcinseller eğlenmeyi bilen insanlardır. Örneğin Soho’da bir gay barda çalınmayan parça dans 45liği sayılmaz, yine İngiltere eşcinsel kulüplerinde patlayan bir parçanın önüne geçemezsiniz, mutlaka her yerde liste başı olur. Bu eğlence tekeli değil de zevk ve algı problemi tamamen.

8-sözlük olarak doğa, insan hakları ihlalleri ve hayvanlarla ilgili tüm imza kampanyalarına destek olduğunuzu görüyoruz. Bunun sebebi nedir?

Sebepten ziyade sonuç diyelim. Bugün eşcinsel içerikli bir forum ya da fikir sayfasına girdiğinizde hetero-eşcinsel ayrımı yapılmadan inanılmaz duyarlı işler yapıldığını görürsünüz. Hatta hayvan tecavüzlerinin haber olmasını sağlayan ve daha çok müeyyide ile cezalandırılmasını öngören eşcinsel fikir sayfaları ve gay sözlüklerdir. Bu bakımdan hetero olarak kendini ayıran ve eşcinsel içerikli kaynaklara değinirken suya sabuna dokunmayan pek çok kurum ve olgunun; bizden fikir çaldığını düşünüyorum; yinede seviniyorum en azından dünyaya faydalı olurlar belki.

Sosyal kampanyalar düzenliyoruz. Kampanyalar daimi şekilde devam ediyor, Örneğin Kızılay’ın homofobik ve normalde suç teşkil eden kan bağışı uygulamasına yönelik kampanya halen devam ediyor yine lgbt bireylere yönelik ötekileştirme politikalarına yönelik eylemlere yönelik tepki kampanyaları devam ediyor. Başlık halinde sözlük sayfasında güncel olarak halen varlar.

9- Son dönemde medyaya yansıyan Vikipedi’deki Ayı Sözlük maddesinin silinmesiyle ilgili mücadele içindesiniz. Vikipedi’de Ayı Sözlük maddesinin olması neden önemli?

Vikipedi güncel olanı, doğru olanı seven bir oluşum. Sonuçta bir ansiklopedi. Bunun dışında fikir ve içselleşmiş düşünce kuramlarını umursadığını düşünmüyorum. Sırf birkaç sene önce Justin Bieber hayranları baskı yaptı diye vikipedi belieberleri tanımış ve böylece belieberle dünyanın vikipedi taarfından tanınmış ilk fan grubu olmuştu. Ancak ben başka bir sanatçı dinlediğim halde onun fanları Vikipedi’ye alınmıyor sırf gündemde değil diye. Sanırım bu Vikipedinin kafa yapısını açıklamaya yeterli olmuştur. Billboard sayfasından farkı olduğunu düşünmüyorum. Ancak Wikipedia bünyesinde bir kurum tarafından tanımlanmış olmak daha fazla alana nüfus etmek bakımından önemli, kişilerin bizleri doğru tanımasını isteriz elbette. Toplum içindeki algıyı değiştirmek için bu bir basamak olabilir. Sırf kalıp ve konvansiyonel bilgi aktarımı bakımından önemli. Yoksa Ayı Sözlük reklam peşinde olan, çok fazla duyulmak isteyen, kar amacı güden bir portal değil. Hatta fazla ortaya çıkmadan faaliyet göstermeyi hedefliyor. Sözlüğün bir amacı da LGBT bireyleri kabul aşamasında desteklemek, kucaklamak, yol göstermek diye düşünüyorum.

Sn. Futurelavirs'a bu güzel söyleşi için teşekkür ediyoruz.

Ayı Sözlük Twitter:       @ayisozluk
Ayı Sözlük Facebook:  ayisozluk
Ayı Sözlük Google+:     ayisozluk
Ayı Sözlük Web Sitesi: ayisozluk.com