27 Ekim 2014 Pazartesi

Ne trans ne de transeksüel, yalnızca kadınım!

Ya doğru şekilde tanımla, ya da bırak ben kendimi tanımlayayım!

Adımızın önüne tutuşturulan; 'transeksüel' kadın ya da daha da uygunsuz olarak 'trans' kadın gibi ziyadesiyle gereksiz ön ekler bir çoğumuz için kâbus niteliği taşımakta, en azından benim için durum bundan ibaret. Zira bu gereksiz etiketler temelinde yalnızca, ''kadın 'ama' transeksüel yani altını önemle çizelim anatomik olarak erkek!'', gibi bir anlam barındırmakla beraber son derece ayrıştırıcıdır. Ben bir kadınım ve sosyal hayatımda yalnızca ve yalnızca bu şekilde tanınmak isterim. Nasıl ki bir ciscinsel kadına yani biyolojik cinsiyet kimliğiyle uyumlu birine 'yalnızca' kadın deniyorsa, benim de bunu istemem sizlere çok görülmemeli. Zira benim transeksüel olmam kadar onlar da birer ciscinsel.

Bu konularda duyarlı ve saygılı bir insan gibi görünmeye çalışan genelde 'ciscinsel' bireylerin tipik cümlelerinden biri de; benim için kadın, erkek ya da trans hiç fark etmez'dir. Trajikomik! Biyolojik cinsiyet üçe ayrılır, doğru... amma velakin üçüncü cinsiyet trans(?) değildir. interseksüeldir yani çift-cinsiyet. Biyolojik cinsiyet ve toplumsal cinsiyet nedir peki?

Biyolojik cinsiyet (sex) ve toplumsal/sosyal cinsiyet (gender)

- Biyolojik anlamda üç cinsiyet vardır: Kadın, erkek ve interseksüel.

Kadın (sex): 44 AA+XX karyotipinde kromozomlara sahip bir birey, kalıtımsal olarak dişi cinsiyettedir.
Erkek (sex): 44 AA+XY karyotipinde kromozomlara sahip bir birey ise, kalıtımsal olarak erkek cinsiyettedir.
İnterseksüel veya diğer adıyla hermafrodit: hem erkek hem de kadın biyolojik cinsiyet özelliklere sahip olan kişilerdir.

- Toplumsal anlamda üç cinsiyet vardır: Transcinsel, ciscinsel ve nötrcinsel.

Transcinsel veya diğer adıyla transeksüel (kadın/erkek 'gender'): doğumda kendisine atanan biyolojik cinsiyete uyum sağlayamayan, ruhsal gelişim evresinde kendisinin anatomik olarak karşı cinse ait hisseden kişilerdir.
Ciscinsel (kadın/ erkek 'gender'): doğumda kendisine atanan biyolojik cinsiyete uyum sağlayan kişilerdir.
Nötrcinsel veya diğer adıyla üçüncü cinsel: kadın ve erkek biyolojik kimliklere uyum sağlayamayan, kendini bu iki cinsiyete de ait hissetmeyen kişilerdir.

İnsanların biyolojik değil toplumsal cinsiyetini önemsediğimizden dolayı biyolojik cinsiyet kimlikleri ne olursa olsun ait hissettikleri cinsiyet yani kadın ya da erkek olarak ya da cinsiyetlere ait hissetmeyenlere nötrcinsel olarak hitap etmeliyiz; transeksüel kadın ya da ciscinsel erkek olarak değil. Velhasıl kelam, transeksüel, benim yalnızca siyasi kimliğimdir, mücadelesini verdiğim transeksüel hareketi içerisinde adımın önüne gelen bir ön addan ibarettir. Etimolojik olarak konuyu ele aldığımızda, transeksüel Latince 'trans-' ve '-sexus' kelimelerinin birleşiminden meydana gelir. Bu iki kelime ayrı düşünülemez; yani ne transız ne sexus, transsexusuz. Türkçeye geçmiş haliyle; transeksüel. Zira trans-, bir taraftan öbür tarafa anlamına gelirken, -sexus, eril ve dişil cinsiyet yani biyolojik cinsiyete karşılık gelir. Yani doğumla atanan eril ya da dişil cinsiyete uymayan kendini karşı 'biyolojik' cinsiyete ait hisseden kişileri tanımlar bu terim. Madem bana alt kimliğim ile hitap etmekte ısrar ediyorsun, o halde kelimenin anlamlarına saygısızlık yapma ve trans yerine transeksüel de!

Toplumsal cinsiyetin (yalnızca transeksüellerin olmak koşuluyla) altının önemle çizilmesi çoğu sol görüşlü sözüm onlara transeksüel dostu insanların savunmakta olduğu transeksüel bireylerin biyolojik cinsiyetleriyle uyumlu olan ciscinsel bireyler ile eşit olduğümuza yönelik görüşü çürütmekte ve bizleri ciscinseller karşısında eşitsiz kılmaktadır, ancak bunu idrak edebilenler elle gösterilebilir sayıda ne yazık ki. Şayet bu biyolojik/anatomik farklılıklar bizleri sizlerin gözünde diğer kadınlardan daha az kadın yapmıyorsa, biyolojik bir kadın kendini tanımlarken ya da bir başkası onu tanımlarken toplumsal cinsiyeti olan 'ciscinsel' etiketine gerek duymuyorsa, biz biyolojik olmayan kadınları bir başkası tanımlarken toplumsal cinsiyetimiz olan 'transeksüel' etiketine gerek duymamalı. Bir başka konu ise transeksüalitenin geçici mi kalıcı mı olduğudur. Transeksüalite tıbben gender dsyphoria yani cinsel kimlik bozukluğu olarak geçiyor ve bu durum her ne kadar tartışmaya açık da olsa bizleri hasta yapıyor 'tıbben'. Farklı bir örnekle yola çıkalım; bir bebek var, iki parmağı birleşik olarak dünyaya geliyor. Tıbben hasta kabul ediliyor bu bebek, henüz küçük olduğu için de yasal olarak operasyon uygun görülmüyor. Yaşı ilerleyince ameliyat oluyor ve bu 'hastalıktan' arınıyor. Aynı şekilde bizler de gender dsyphoria ile non-operatif yani operasyonsuz transeksüel bebekler olarak dünyaya geliyoruz, yasaların uygun gördüğü yaşa geldiğimizde pre-operatif yani operasyona hazırlık aşamasında transeksüeller oluyoruz ve nihayetinde operasyonumuzu da olup post-operatif yani operasyonu atlatmış bireyler ve o saatten sonra gender dsyphoria'dan arınmış oluyoruz. Parmağı birleşik doğan kişileri bitişikparmak olarak adlandırdığımızı düşünelim, ameliyat olduktan sonra bitişikparmak demeye gerek duyar mıyız? Duymayız. Bu ameliyat öncesinde bitişikparmak denmesini savunduğum anlamına gelmiyor elbette. Bu ad yalnızca hastane ortamında kullanılması gerekir ki ona göre muamele yapılsın. Bizler de misal hastaneye gidip transeksüeliz dediğimizde ona göre işlem yapılıyor ama sosyal hayatta ne gerek var ki bu adlandırmalara? Trans ya da transeksüel bir birey değilim. Ben bir kadınım! Bitmiştir!

Hep birlikte, dayanışmayla daha güzel günlere çıkmak dileğiyle.

Stefania Yılmaz

Radikal Blog - 28.10.2014

26 Ekim 2014 Pazar

Kısacası eşcinsellik tarihi

Merhabalar,ben sivilceli kedi.Siz bana isterseniz Emir,Ahmet,Mehmet veya farklı bir isimle de yazabilirsiniz.Ben size sivilceli kedi olarak yazacağım.

Size ilk yazımda aktivist,sert ve keskin girişlerle başlamak istemiyorum.Biraz daha olayları net anlaşılması için kendi gözümden nasıl baktığımı aktarmak istiyorum sizlere.
Osmanlı zamanlarında,Padişahların haremlerinde “oğlanların” olduklarını çoğumuz biliriz. Harem ağalarının “kırık”,”hadım” oldukları hakkında da duyumlarımız olmuştur hatta ve hatta Muhteşem Yüzyıl dizisinde ki ‘Sümbül Ağa’ karakterinden buna daha da aşina olduk.Peki,halk bu duruma nasıl bakıyordu?
Hamamlarda “oğlan” ve “oğlancılar” vardı. Belirli bir ücret karşılığında bu erkekler ile cinsel münasebete giren müşteriler oluyordu. Taht kalktı,Cumhuriyet geldi ve bununla beraber kadınlara bazı özgürlükler geldi,politika,politika ve eşcinsellik tamamen göz önünden kaldırıldı.6 Aralık 1931’de Bursa’da doğan sanat güneşimiz ve onun Lubunya hareketleri ile insanlar eşcinselliği tekrar hatırladı.İlk başta dikkat ve tepki çekti.Bursa’nın adı birazda bu yüzden çıktı kanımca.Sonrasında 9 Haziran 1952’de Diva’mız Bülent Ersoy doğdu.Bir erkek bedeninde kadın ruhlu bir insan.14 nisan 1981’de buna Londra’da DUR! dedi.Kadınlığını dışa vurdu ve ameliyat oldu.
Madem bu kadar günümüze yaklaştık şimdiden bahsedelim biraz daha...İnsanlara dikte edilen sözde “Müslümanlık” ile,eşcinselliği dışlıyor ve ötekileştiriliyoruz.Bir Müslüman olarak birini sevmenin günah olmadığını biliyorum.Translarımız ve eşcinsellerimiz hergün sokakta öldürülüyor,taciz ediliyor,depresyona sürükleniyor.İnanıyor yada inanmıyor olmamız mühim değil,kendimiz olmamız ve görünmekten çekinmememiz gerektiğine inanıyorum.Öteki açıdan sayın Müren ve Ersoy gibi insanların gözüne sokmanında doğru olmadığına inanıyorum.Kendimiz olursak tüm sorunları sevgi ve inançla aşabiliriz.
Görüşmek üzere,kendinize inanın ve iyi bakın.

-sevgi ve saygılarımla sivilceli kedi.

 

 

17 Ekim 2014 Cuma

Neil Patrick Harris'tan Eşcinsel İtiraflar

Türkiye'de de yoğun izleyicisi bulunan ‘How I met your mother‘ dizisinin yıldızı, ünlü oyuncu Neil Patrick Harris, oyuncu Burt Reynolds’ın kendisini dudağından öptüğünde eşcinsel olduğunu anladığını açıkladı.

Harris, ‘Choose Your Own Autobiography (Kendi Otobiyografinizi seçin)’ adlı kitabında, cinsel yönelimiyle ilgili ayrıntılara da yer verirken, 1989-90 yıllarında yayınlanan B.L. Stryker setinden ilginç bir anısını da paylaştı. Dizi setinde ünlü oyuncu Burt Reynolds’ın kendisini öptüğünü anlatan Neil Patrick Harris şöyle devam etti: “Bir sahnenin sonunda, Burt şaka yapmak için üzerinize yaslanarak sizi dudağınızdan öper. Tüm ekip bunun çok komik olduğunu düşünse de sizi tedirgin hissettirir. Tedirgin ve, eninde sonunda ortaya çıktığı gibi, eşcinsel hissettirir… Burt Reynolds’ın öpücüğü, sizi eşcinsele çevirir.”

‘Biseksüelim’ diyormuş

Kitapta yaşadığı bu anları şakayla karışık anlatan Harris, eşcinsel olduğunu açıklamadan önce yakınlarına biseksüel olduğunu söylediğini ifade etti.

Geçen ay evlendiği aktör ve şarkıcı eşi David Burtka’yla 10 yıllık birlikteliklerinden de bahseden Harris, 2006’da People dergisine verdiği söyleşide eşcinsel olduğunu açıklamıştı.

Oscarları sunacak

Öte yandan Neil Patrick Harris’le ilgili bir başka haber de Akademi Ödülleri cephesinden geldi. Başarılı oyuncunun 87’inci Oscar Ödülleri töreninin sunuculuğunu yapacağı açıklandı. Ödül töreni 22 Şubat 2015’te Los Angeles’ta yapılacak.

Kaynak: Diken

Polisi darp eden travesti tutuklandı

Eskişehir’de bir polisi darp eden,bir polisin parmağını, diğerinin ise gözlüğünü kırdığı iddia edilen travesti çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
konya.net.tr'nin  habere göre, Eskişehir stiklal mahallesi Selim sokak içerisinde hırsızlık olayı ihbarını alan polis ekipleri kısa sürede olay yerine geldi. Ekiplerin karşılayan ve travesti olduğu ileri sürülen İ.T., para karşılığında birlikte olduğu kişinin yatak odasında bulunan cep telefonunu çaldığını iddia etti. Olay yerinde bilgi toplayan polislere sinirlenen İ.T. küfür etmeye başladı. Ardından cep telefonun çalındığı odada delil toplamak için gelen Olay Yeri İnceleme ekiplerinin aracının ön kaputuna vurmaya başlayan travesti İ.T., araya giren polis memuruna yumruk atarak gözlüğünün kırılmasına neden oldu. Arkadaşlarına yumruk atan İ.T.’yi etkisiz hale getirmek isteyen bir polis memurunun ise sol el başparmağı kırıldı. Ekipler tarafından zor kullanarak etkisiz hale getirilen İ.T. Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. Burada ifadesi alınan şüpheli işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Zanlı mahkeme tarafından tutuklandı.

16 Ekim 2014 Perşembe

Bu gök hepimizin

Hayatta her şey tozpembe olamaz.Hayata her renk lazım diye düşünmüşümdür hep. Her anımız

farklı bir renktir aslında her günümüz rengarenk...Mesela bazen de siyahtır hayat.Güneş yoktur

gökyüzümüzde.Yine de siyahımız simsiyah değildir.siyahın kalbinden renkler fışkırır birden.Güneş

açar,yağmur yağar yıkar kalbimizi.Sonra gökkuşağı çıkar tüm güzelliğiyle.

Ama bazıları bizim kadar şanslı değildir.Onların dünyasında tek bir renk vardır o da siyah.Hayatı her

daim siyah görürler.Kalpleri kararmıştır.Nefretle,şiddetle dolup taşmıştır.Sevgisiz,yalnızdırlar içten

içe. kendi gibi olmayanlardan nefret ederler.İsterler ki her şey aynı olsun.Her şey simsiyah.İnsanları

ayırırlar,ırkına göre,teninin rengine göre,cinsiyetine göre,tercihlerine göre,inancına ya da

inançsızlığına göre.Sadece yargılarlar.Sınıflandırırlar,cinsiyetlere bölerler.Düşman olurlar.

Bu siyah insanlar aşağılıyor,nefret ediyor,saldırıyor,hatta öldürüyor farklı renkleri aslında kendilerini

aşağıladıklarını,kendilerinden nefret ettiklerini,kendilerini öldürdüklerini bilmeden.Hayat onlardan

renklerini çalmış.Karanlığa hapsetmiş.Hiç bir zaman tadamayacaklar rengarenk olmanın verdiği güzel

hissi.

Ne demiştik? Hayata her renk lazım.Hepimiz farklı renkleriz bu göğün altında ama ne kadar

güzeliz bir arada.Hepimiz farklı olmalıydık insanlığın doğuşundan beri.Normal olan bu ama bunu

görmüyorlar.Duymuyorlar.Bırakalım duymasınlar.Biz sevdiğimizi yapalım,Turgut Uyar’ın dediği gibi

“Göğe bakalım.”

Bu gök hepimizin.

Gökkuşağı biziz. Biz hayatı her şeyiyle,her rengiyle sevelim.Tozpembe değilken de sevelim.

Biz sevelim.Biz çok sevelim.

Çiler Kılıç

12 Ekim 2014 Pazar

Ölüm tehditleri alıyoruz

Türkiye’nin ilk eşcinsel evliliğini yapan üniversite öğrencisi Ekin Keser ile Emrullah Tüzün’ün hayatları kâbusa döndü.
Hürriyet'ten Fırat ALKAÇ'ın haberi.
Tüzün (28), yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ailem ve kardeşlerim, beni ölümle tehdit ediyor. Evliliğimiz basına yansıyınca, çevremiz de tepki gösterdi. Ev sahibimiz evden ayrılmamızı söyledi. Kadıköy’de garson olarak çalışıyordum. İşimden çıkarıldım. Ekin üniversitede okuduğu için çalışmıyor. Gelir kaynağımız olmadığı için zor durumda kaldık.”

KADINLARDAN DA TEHDİT

Ekin Keser (21) de, tehditler nedeniyle okula dahi gidemediğini anlattı. Özellikle sosyal medya üzerinden ölüm tehditleri aldığını anlatan Keser şunları söyledi: “Aslen Antakyalıyım. Antakya’nın ismini kötüye çıkardığım gerekçesiyle ölüm tehdidi geliyor. Ailem eşcinsel olduğumu biliyordu. Ancak evlenmeme çok tepki gösterdiler. Emrullah’la üç yıldır arkadaşız. Birlikte yaşıyorduk. Tabuları yıkmak için evlendik. Ama gördük ki tehdit eden homofobik kesim, azınlıkta. Bir kısmı da kadın... Çevremizin yüzde 95’i bizi tebrik etti. Bizim arkamızda olduklarını söylediler. Şimdi tek isteğimiz ailemizin ve çevremizin bizi rahat bırakması.”

Vatikan'da Papa'ya Tepki

Katolik Kilisesi'nde ailevi konulardaki doktrinleri tartışmak amacıyla Papa'nın başkanlığında toplanan III. Olağanüstü Piskoposlar Sinodu'na (Meclisi) sansür isyanı damgasını vurdu. Kilise Meclisi, Papa Francesco'nun geçen yıl seçilmesinin hemen ardından din adamları ve Roma Katolik Kilisesi'ne inananlar arasında yaptırdığı 39 soruluk anketin ardından 5 Ekim'de 'olağanüstü' toplandı. Anket, evlilik öncesi cinsel ilişki, boşanmışların dışlanması, doğum kontrol yöntemleri ve lgbti'lere yaklaşımı gibi konularda Kilise'nin tavrına eleştirel görüşleri gözler önüne sermişti. Papa Francesco'nun düzenlediği bir ayinle başlayan Sinod'da, 1 milyar 200 milyon inananı bulunan Kilise'de yapılabilecek reformlar ele alınıyor. Boşanmışların yeniden kilisede evlenebilmesi, nikahsız ve lgbti birliktelikler, kürtaj ile prezervatif kullanımı gibi temalar, Sinod'un ana gündem maddelerini oluşturuyor. Ancak Kilise bu yıl ilk kez sadece öğretilerini değil, onların modern yaşama uyumunu da tartışıyor. Başta dünyanın çeşitli yerlerinden gelen piskoposlar, kardinaller, patrikler ve rahipler olmak üzere 191 üst düzey din adamı, 16 uzman, 38 denetçi ve 12 evli çiftin de bulunduğu 250'yi aşkın kişi meclise katılıyor. Evlilik hayatlarındaki deneyimlerini aktaracak olan çiftler arasında Müslüman-Hristiyan bir çift de bulunuyor. Bunlar arasına nişanlı ya da sevgili olan çiftlerin alınmaması ise tepkilere neden oldu. Kardinal Lorenzo Baldisseri bunu, “Kilisenin kabul ettiği çift anlayışı, Tanrı huzurunda evlenmiş olanlardır diye açıklıyor. SANSÜR HAKSIZLIK Papalık yetkilileri, 19 Ekim'de son bulacak olan Sinod'da bu yıl, geçen seferkilerden farklı bir uygulamaya da gitti. Meclis toplantıları boyunca din adamlarının yaptıkları konuşma metinleri, bu yıl gazetecilerle ve kamuoyuyla paylaşılmayarak, gizli tutuluyor. Sinod'daki çalışmalara ilişkin genel bilgiler, tartışma başlıkları ve günlük konuşmacıların isimleri Vatikan Basın Sözcüsü Peder Federico Lombardi tarafından düzenlenen brifinglerle basına aktarılıyor. Ancak burada yapılan konuşmaların içeriğine ulaşamayan gazeteciler, sadece kendi çabalarıyla yaptıkları röportajlarla din adamlarından kısıtlı görüşler alabiliyor. Bu uygulama, Sinod'un açılışında din adamlarına, Kendinizi kısıtlamadan, cesaretle düşüncelerinizi dile getirin diye seslenen ve 'şeffaf' bir Kilise arzusuyla bir buçuk yıl önce göreve başlayan Papa Francesco'nun tarzıyla ters düşüyor. Bunun bir sansür olduğunu savunan İnanç Doktrini Kongregasyonu Başkanı Kardinal Gerhard Müller de bu uygulamaya isyan etti. Bir Katolik televizyon kanalına konuşan Alman din adamı, Bütün Hristiyanların, piskoposlarının yaptığı konuşmalardan haberdar olmaya hakkı var ifadeleriyle, sansürün haksızca olduğuna dikkat çekti. PAPA'NINKİ DOKTRİNEL Mİ STİL DEVRİMİ Mİ Francesco'nun, papalığı için 'kilit' bir olay olarak kabul edilen ve amacının 'doktrinel' mi yoksa sadece bir 'stil devrimi' mi yapmak olduğunun anlaşılacağı Sinod'un adı, Yunanca'dan geliyor (syn-odos) ve 'beraber yürümek' anlamını taşıyor. Ancak 'acil' gündemli Sinod'dan sızan bilgilere göre, toplantılar boyunca reformistler ve muhafazakarlar arasında yol ayrımları yaşanıyor. Brezilyalı Kardinal Raymundo Damasceno Assis gibi ilericiler, Kilise, herkesin evi diyerek lgbti çiftler başta olmak üzere Kilise'nin ötekileştirdiklerine kapıları açarken, meclisteki tutucu din adamları buna direniyor. 20 yılı aşkın süredir boşanmışların kiliseye yeniden kabulü için mücadele verenlerden biri Kardinal Walter Casper. Papa Francesco, gerek Papa 2. Jean Paul, gerekse de Papa 16. Benediktus tarafından gölgede bırakılmasına karşın Casper'i Şubat ayında kardinallik mevkiine yükselterek, onun görüşlerine verdiği önemi göstermişti. Papa, bilhassa boşanmışlara ve kürtaj yaptırmış kadınlara kapılarını kapalı tutan Kilise'yi takıntılı olmakla suçlayıp, lgbti'lere yönelik ise, Ben kimim ki onları yargılayayım ifadelerini kullanmıştı. Papa, Kilise'nin peşini bırakmayan tüm dikenli mevzuların cesaretle tartışılması gerektiğini söylemişti.

 

Haber: Esma ÇAKIR - VATİKAN / DHA

Derleme: Burçin @  lgbti.org

Yakışıklı ve Çirkin Eşcinseller

Ah, anlamıyorum şu milleti. Adeta “yıkılıyooo” derecesinde yakışıklı bir herifle kolunda çirkin mi çirkin bir kadın etrafa dünyanın en mutlu çifti biziz der gibi caka satmıyorlar mı deli oluyorum vallahi. Yani saçımı başımı yolasım geliyor. O derecede. Sonra boş ver diyorum kendi kendime. Alan memnun satan memnun, sana ne. Ama içten içe de kıskanmadan edemiyorum. Ah, ah… Diyorum ki herifin salaklığı. Allah dağ gibi karizma vermiş adama ama bir akıl verememiş gibi gitmiş o kıtipiroz karıyı almış.

Gay milleti de böyle. Aha bir fark varsa şurdan sağ çıkmak nasip olmasın. Çirkin tipler en yakışıklıları ağlarına almışlar. Tamam şimdi senin ne alıp veremediğin var diyeceksiniz, karın ağrın ne, kompleksin mi var filan…

Var kardeşim var. Derdim var bunlarla. Haydi, tamam çirkinlerle çirkinler, güzellerle güzeller çıkacak diye bir yasa yok amma velakin ben böyle boş boş otururken onların işi pişiriyo olması beni çıldırtıyor anacım, daha ne yapayım.

Hani tipimizde de bir problem yok. Allah’a şükür halim vaktim yerinde. Ama elim ağır işte sorun orda. Yaş geçti. Yeni yetmeler gibi o gay bar senin bu Laila benim de dolaşamıyoruz. Eskiden görecektiniz beni. Sokaklardan zar zor toplarlardı. Evin yolunu bile hatırladığım nadirdi.

Sonra ne oldu? Ne geçti elime? Hiç! Gençlik gitmiş haybeye (hala güzelim ama!) : ) Çıktığım heriflerin biri bile aramaz şimdi. Ben adlarını dahi hatırlamıyorum. Hepsi günü kurtarmak için çıkılan tatlı maceralardı işte. Şimdi napıyoruz? Sümsük gibi evden işe işten eve.

Derler ya yaş kemale erince insan daha bir oturaklı daha bir ağırdan alıyor işleri. Eskiden olsa köpek gibi koşardım peşlerinde. Paçalarından tuta tuta yalvarır, köpeğe kemik atmaları gibi onlardan bir işaret beklerdim. Aptallık tabii, şimdi anlıyo insan.

Artık öyle değilim. Olan bitenin farkına vardım. Deneyim insanı pişirir, doğru laf. Kimse için koşturmuyorum. Onlar gelecekse bana gelsinler. Eğer değeceğini düşünürsem belki o zaman bir şeyler düşünürüz. Yok ama öyle daha ilk buluşmada kucaklarına atlamalar, onları yağlayıp cilalayıp göklere çıkarmalar. Adam uçtu mu yere inmesi zor oluyor. Kısaca g.tleri kolayca kalkıyor. Sizse ortada kaldığınızla kalıyorsunuz. Onlar kelebek gibi başkalarına uçmaya devam ediyorlar.

Aman gitsinler. Geçmişi düşününce birini bile sevmeye değmezmiş diyorum. Hepsi sadece tadımlık. Belki cahildik, saftık ama hatamızdan geri dönmeyecek kadar değil.

Aşk zor iş. Hele de gay diyarlarında daha da zor. Belki de aşk hiç yoktur. Şahsen ben aşkı ne gördüm, ne yaşadım. Hep olduğunu söylüyorlar, ama insanlar pek çok şeye kanabilir. Hele konu aşksa, aşk budalası olurlar. Gözleri kör olur. Çiftlerden biri başkasıyla, öbürü başkasıyla yatar ama adı aşk olur.

Aman manyaklık işte. Dedim ya bu gay milletini çözmek zor. Gerçi kendimi de çözemedim şimdiye kadar ya. Karmaşık bir denklem. Kafam almıyo valla. Anlayan olduğunu da hiç sanmıyorum.

Her şey a/p’lerle, asl’lere sıkıştırılıp konserve edilmiş. Hızlı ve ucuz. Ayy, hiç çekemem. Penisim uzun mu, hiç ilişkin oldu mu, üç çocuğum var, evliyim benimle olur musunlar vs. vs…

Buna kısaca b.k denir. Tam bir b.kluk. Bunu bildiğim için üç-dört yıldan beri chat yaptığım nadirdir. B.kun içinde aşkı mı bulacam. Hiç sanmam. Şimdiye kadar olmadı. Aman olmasın. Ben minik kedimle mutluyum.

Zaten gay de değilim bundan sonra. Lezbiyen olmaya karar verdim. Belki mutluluğu orada bulurum (sanmıyorum ya!). Artık siz naparsınız bilmiyorum (bu, gay olarak yazdığım son yazı falan diyesim geliyor.) : )

Hepinize öpücükler, mutluluklar.

LGBTİ: "2005" Bozuk Adam - Gay Gaye

Eşcinsel & Biseksüel Erkeklere Yönelik Cinsel Saldırılar

Eşcinsel ve biseksüel erkekler çok çeşitli cinsel saldırılara uğrayabilirler. Taciz edilen kişinin kendi isteği dışında onu sekse zorlamak, belden aşağı laf atarak, bir barda veya sokakta tacizci tarafından uygunsuz bir biçimde ellenmek ve dokunulmak cinsel saldırı demektir. Zorla yaşanan cinsellik tacavüzdür. Kişi önce seks yapmaya evet diyebilir ama sonra cayıp HAYIR derse veya alkol ya da uyuşturu verilerek tacize uğrarsa, seni döverim öldürürüm diye tehdit edilerek sekse zorlanırsa, yani cinsel ilişki bir tarafın isteği dışında gerçekleşirse bu TECAVÜZ anlamına gelir.

Kişiye bedensel şiddet uygulandıysa seks, zorla yaşandıysa bu cinsel SALDIRI demektir ve de kanunen bir suç unsurudur. Genelde bu tür suçlar beraberinde başka suç unsurlarını da getirir. Hırsızlık, kap kaççılık, ilişki içinde korkutma ve şantaj gibi. Böyle durumlarda K.O damlası verilip bayıltılan kişi tamamen korunmasız kalır. Bayıltıcı damlayı vermek bile tecavüz sayılır ve cezalandırılır.

Kendini nasıl koruyabilirsin?

• Cinsellikte bile kendi sınırlarını kesin bir biçimde ifade et ki, istemediğin biçimde kimse sana dokunamasın, elleyemesin, asılamasın. Bedenin ve cinselliğin sana aittir. Evet evettir hayır hayırdır.
• Kendi hislerine, duygularına güven, içindeki alarm sinyallerini dinle. Sana sulanan kişi seni huzursuz ediyorsa hemen dur sinyalini ver. Tanışma ve flört döneminde acelecilik ve psikolojik baskının yeri yoktur.
• Flörtüne veya seks partnerine neden hoşlanıp hoşlanmadığını söyle. Senin koyduğun sınırları anlayışla karşılaması gerekir. Yoksa bırak gitsin, yeni bir şans mutlaka bulunur.
• Alkol ve uyuşturucu algılama duygusunu ve reaksiyonu azaltır, engeller. Serhoş kişi daha kolay kurban olur.
• Barlarda ve sokak aralarında hemen ilişkiye girmek isteyenlerden uzak dur. Bazi kişiler cinsel yaklaşmayı, flörtü kurbanlarını şaşırtmak amacıyla ve sonra da onları soymak için uygularlar.
• Öz güvenli gözükmek çok kere tacize uğramaktan ve saldırılardan korur sizi. Öz güvenli görünmeyi öğrenebilirsiniz.

Tacize uğrayınca ne yapmalı?

• Saldırıya uğradıysan hemen 155 numaradan polisi ara, yoldan geçenlerden veya en yakın bardakilerden yardım iste.
• Bedensel ve cinsel tacize uğradıysan hemen bir doktora veya yardım alacağın bir yere git ve taciz olayını anlat.
• Arkadaşlarından sana yardım etmelerini iste. Hemen bir aile ferdini veya yakın,güvenebilir bir arkadaşını ara, geç te olsa.
• Doktor muayenesinden önce sakın yıkanma ve duş alma ki deliller kaybolmasın.
• Bedeninde tacizden yaralar varsa bunların fotoğraflarını çektir.
• Eğer tecavüz senin kendi evinde olduysa polise bunu mutlaka bildir.
• Tacizcinin bulunması ve cezalandırılması için adli kovuşturma açılır bunun içinde bu kişiyi polise ihbar etmek gerekir. Bu sana bağlı bir durumdur.

Utanma ve özgüvensizlik

Zorla cinsel tacize uğrayan kişilerin arzuları, haysiyetleri ve bedensel dokunulmazlıkları tacizciler tarafından hiçe sayılmaktadır. Tecavüze uğrayanlar utanç ve kuşkular içinde kendilerini suçlarlar, acaba ben mi hata yaptım, tacizciyi benim davranışım mı tahrik etti gibi. Eşcinsellerin ve biseksüellerin biyografilerin de bu olaylar coming out sayılıyor ve bir erkek bu durumu kendi kendine halleder görüşü son derece yaygın. Utanmak ve kendinden şüphe etmek bu insanları inzivaya çekilmeye ve kendi isteklerinden vaz geçmeye zorluyor ama taciz olaylarını kendi başına çözmeye çalışmak doğru değildir.

Şahit ve yardımcılar için gerekli tavsiyeler

• Taciz olayına şahit olursan hemen polisi ara. Uzaktan taciz kurbanına seslen, polise haber verdiğini söyle.
• Olay yerindeki başka şahitleri de hemen yardım amacıyla organize et.
• Eğer tecavüzcüyü iyi görebilmişsen onun görünümünü ve ne tür özelliği olduğunu belleğine yerleştir.
• Hemen kısa notlar al ki ilerde olayların detaylarını da hatırlayabilesin.

Bazan bu tür tacizleri izlemek kişileri psikolojikman çok etkiler, ayrıca tacize uğramış kişilerin çevresindeki insanlar kendilerinden yardım isteyen, olayları kendilerine güvenerek anlatan bu insanların sorunları altında ezilir ve bu durumu kaldıramazlar. Bu yüzden özellikle taciz olaylarının şahitlerine, tecavüze uğramış kişinin arkadaşlarına, onlara yardım etmiş insanlara ve de partnerlerine danışma hizmeti veriyoruz.

 

Alıntı: maneo.de

İnterseks Nedir?

Tüm insanlar dünyaya kız ya da erkek olarak gelmezler. İnterseks bireyler hakkında ise çok az şey bilinir ve bazı yarım yamalak bilgiler dolaşımdadır. Üstelik bu tür bilgiler hiç de az değildir.

İnterseksüel bireylerin yalnızca eril ya da dişil olarak sınıflandırılamayacak bedensel cinsiyet özellikleri vardır. Bunlar, doğuştan gelen bedensel cinsiyet özelliklerinin çeşitleri olarak tanımlanmaktadır ve örneğin cinsel organları, hormon üretimini ya da kromozom dizilimini, vücut hatlarını, kıl dağılımını veya kas oranını kapsar.

İnterseks doğumda ya da doğum sonrasında görünür hale gelebilir.

İnterseks bireylerin sayısı nedir?

İnterseks bireylerin toplam nüfusa oranı hakkında resmi bir istatistik bulunmamaktadır. Bilimsel tahminler yüzde 0,02 ile yüzde 1,7 arasında değişmektedir, kaç interseks çeşidinin göz önünde bulundurulduğuna bağlı olarak. Bu, yaklaşık her doğan 60. çocuğun interseks olma ihtimalinin olduğu anlamına gelir.

Her halükarda göründüğünden daha fazla interseks birey vardır. Çünkü bir çok insan kendini ayrımcılıktan korumak için interseks olduğunu açık etmemektedir. Hatta çoğu zaman bireylerin kendileri dahi interseks olduklarını bilmemektedir.

İnterseks üçüncü bir cinsiyet midir?

Hayır. Interseks bireyler diğer insanlar gibi çok farklı bedensel cinsiyet özelliklerine sahiptir. Cinsiyet kimlikleri de kişiden kişiye değişmektedir: Kendilerini dişil, eril, ikili olmayan cinsiyette ve/veya interseksüel olarak tanımlayabilirler.

İnterseksüel olmak bir hastalık mıdır?

Hayır.Yine de interseksin ender türleri belirli sağlık riskleri ile bağlantılı olabilir. Bunun haricinde interseks bireyler diğer insanlar kadar hasta ya da sağlıklıdırlar.

Fakat interseksin farklı türlerine yönelik tıbbi teşhisler mevcuttur. Bunlar „Disorders of Sex Development" (DSD; yani, cinsiyet gelişimi bozuklukları) başlığı altında biraraya toplanır. Bir çok interseks birey kendi cinselliklerinin "sendrom" ya da "bozukluk" olarak tanımlanmasını reddetmektedir. Zira bu tanımlar yüzünden onların bedenleri arızalıymış ve tedavi edilmeliymiş gibi bir izlenim oluşmaktadır.

İnterseks bireylere yönelik tıbbi tedavi neden tartışmalıdır?

İnterseks örgütleri interseks bireylerin cinsel açıdan "net" hale getirilebilmesi için eskiden olduğu gibi günümüzde de hala ve sıkça bu bireylerin henüz bebeklik ya da çocukluk yaşlarında ameliyat edilmesinden ya da ilaç tedavisi görmesinden yakınmaktadırlar.Bu tür müdahaleler çoğu kez sağlık açısından bir zorunluluk olmaksızın ve önceden bilgilendirilerek alınan bir rıza bulunmaksızın gerçekleştirilmektedir. Geri döndürülemez olan bu müdahaleler ömür boyu süren ek tedavileri gerektirir ve interseks bireylerin yaşam kalitesini kayda değer derecede sınırlar. Uluslararası insan hakları kuruluşları bunu bedensel dokunulmazlık ve cinsel özbelirlenim haklarının ihlali olarak nitelendirmektedir.

İngilizce karşılığı: Intersex, Intersexual, Intersexuality

Trans ya da Transeksüel olarak açılmak

Varsaydıklarından farklı bir cinsiyete sahip olduğumu başkalarına nasıl söylerim? Kendimi ne ölçüde açığa vuracağıma nasıl karar veririm? Açılmamda bana ne yardımcı olur?

Kimisi geleceğini bir kadın olarak sürdüreceğini arkadaşlarıyla emeklilikten sonra paylaşır. Bir başkası ise henüz kreşteyken bir erkek olduğunun bilincindedir ve bunu ifade etmiştir. Bir insanın cinsiyetinin dış görünüşünden belli olduğunun ve yaşam boyu aynı kaldığının kabul gördüğü bir dünyada transeksüel bireyler "açılmak" zorundadır. Ve genellikle büyük bir açılmadan sonra -aile ve arkadaşlara yönelik, okulda ya da iş ortamında- bir çok küçük kendini açıklama anı gelir.

Transeksüel olduğumdan emin olmak mı zorundayım?

Kendi cinsel kimliklerine dair bir özel kesinlik trans bireylerden sıkça beklenir. Oysa siz emin olmak ya da kendinizi net bir şekilde konumlandırmak zorunda değilsinizdir. Sizin de tereddüt etmeye, iyice düşünmeye ya da iç güdünüzü dinlemeye, daha sonra tekrar "eski" rolünüze dönmeye veya bambaşka bir role karar vermeye hakkınız vardır.

Açılıp açılmayacağıma ve nerede açılacağıma nasıl karar veririm?

Açılıp açılmayacağınıza, ne zaman ve kime açılacağınıza kendi yaşam kaliteniz ve güvenliğiniz için iyi olan neyse ona göre karar vermelisiniz. İnsanların bir çoğu açıldıktan sonra ayrımcılığa uğramaktan ve önemli destekçilerini ya da korunaklı alanlarını kaybetmekten korkar. Bu haklı endişe, gündelik yaşamlarında halihazırda ırkçılıkla, yoksullukla ya da soyutlama ile baş etmek zorunda olan insanlara daha da ağır gelebilir. Bu durumda kendi cinsel kimliğini yalnızca belirli alanlarda özgürce yaşamak da düşünülebilir.

Diğer yandan bir çok trans birey artık rol yapmak zorunda olmamanın özgürleştirici bir duygu olduğundan bahseder. Açılma, kişinin başkalarıyla ve kendisiyle olan ilişkisini derinleştirmesi ve yeni arkadaşlar bulması anlamına da gelebilir. Buna ek olarak, çoğu zaman açılma konuşmaları korkulduğundan çok daha olumlu geçer.

Açılmada bana ne yardımcı olur?

Bir çok insana şunların yardımı olur:

Otobiyografilerden, röportajlardan ya da benzeri deneyim aktarımlarından diğer insanların kendi açılmalarını nasıl kurguladığına ve deneyimlediğine kulak vermek.

Forumlarda, öz yardım gruplarında veya dayanışma mercilerinde başkalarıyla paylaşımda bulunmak.

Cinsel öz belirlenim hakkı konusunda kendiniz bilinçlendirmek.

Açılma esnasında daha az açıklamaya gerek kalması için, el ilanları veya filmlerle başkalarını rast geldikçe konuya hazırlamak.

Kendilerine ihtiyaç duydukları kadar zaman tanımak.

Olumsuz tepkilerle nasıl baş edebilirim?

Diğer insanlar reddiyeci veya şüpheci bir şekilde transeksüel olarak açılmanıza tepki gösterirse bu elbette acı verici ve adaletsiz bir şeydir -bu durumda bu tür savunma tepkilerinin nedenlerinin sizden değil, aksine karşınızdakinden kaynaklandığını hatırlamak çok daha önemlidir. Zamanınızı size güç veren insanlarla ve uğraşlarla geçirmeyi deneyin.

11 Ekim 2014 Cumartesi

Cinsel Yönelimler ile İlgili Yanlış İnanışlar

Yanlış İnanış: “Eşcinsellik doğaya aykırıdır.”

Gerçek: Tıbbi görüşün üremeye yönelik olmayan tüm cinsel davranışları, mastürbasyonu ve heteroseksüel bağlamda bile olsa üreme dışında –haz ve sevgi ifadesi gibi- amaçlarla yürütülen cinsel
birliktelikleri, sağlıksız kabul etmesi ile eşcinselliğin doğal bulunmaması ve hastalık olarak kabulü eşzamanlıdır. “Doğaya aykırılık” iddiası, cinselliğin insan “doğa”sında sadece üremeyle sınırlı bir yeri olduğu kabulünden kaynaklanmaktadır; bu ise tıbbın uzun zaman önce terk ettiği bir yaklaşımdır. Araştırmalarda bugüne kadar orangutan, martı, penguen, kedi gibi 450 kuş ve memeli türünde eşcinsel davranışa rastlanmıştır. Eşcinsel davranışın yanı sıra, eş seçimini kendi cinsi yönünde yapan hayvan türleri ile ilgili gözlemler de mevcuttur. Eşcinsel meyve sineklerinin keşfi, son dönemde cinsel yönelimin biyolojik temeli alanındaki çalışmalarda çok önemli bir rol oynamıştır.

Yanlış İnanış: “Eşcinsellik geçici bir hevestir, merakla başlar; sosyal olarak öğrenilir ve zamanında müdahale edilmezse alışkanlık haline gelir.”

Gerçek: Ergenlik döneminde cinsel ilgide artış ve bedensel değişikliklerin belirmesiyle, cinsellikle ilgili merakta artış olur; bu da çeşitli denemelere yol açabilir. Erkek ve kadınlarda, bu dönemde
kendi cinsiyle değişen ölçülerde cinsel paylaşım seyrek görülen bir durum değildir. Yapılan çalışmalar, hemcinsle yaşanılan bu deneyimlerin yaşla giderek azalan sıklıkta devam ettiğini göstermekte, erişkin dönemde cinsel yönelimle ilişkisi olmadığını göstermektedir. Bu dönemde heteroseksüel birliktelik denemeleri olan eşcinseller olduğu gibi, eşcinsel deneyimleri olan heteroseksüeller de vardır. Başka bir deyişle ergenlikte eşcinsel davranışta bulunmak için, kişinin eşcinsel yönelimi olması gerekmemektedir. Eşcinsel deneyimin zamanla alışkanlık haline geldiği savı, eşcinsel yönelimin öğrenmeyle geliştiği iddialarına dayanır. Bu görüşü savunanlar, eşcinsel deneyime eşlik eden hazzın, bu davranışı  pekiştirdiğini ve sürmesini sağladığını öne sürmüş; eşcinsel fantezilerle tiksinme ve hoş olmayan duyumları koşullayarak cinsel yönelimi değiştirmeye çalışmışlardır. Geçmişte bu amaçla elektrik şoku ve bulantıya neden olması nedeniyle apomorfin enjeksiyonu yapılması gibi yöntemler kullanan çalışmalar yapılmıştır. Günümüzde etik olarak uygulanması mümkün olmayan bu çalışmalara katılanların cinsel yönelimleriyle ilgili bir değişimden çok, yıllar süren ve tedavi gerektirebilecek şiddette ruhsal ve bedensel örselenmeler yaşadıkları daha sonra yapılan gözden geçirmelerle ortaya konmuştur. Ne heteroseksüellik, ne de eşcinsellik öğrenilen bir özelliktir. Hangi yönelimde olursa olsun, cinsel deneyimle yaşanılan haz, bağımlılık yapan maddelere benzer şekilde bir alışkanlığa neden olmamaktadır.

Yanlış İnanış:Gay ve biseksüel erkekler çocukları cinsel yönden istismar etmeye daha meyillidirler.”

Gerçek: Erkek çocuklarını hedef alan erkek pedofiller erişkin erkelerle romantik, sevgiye dayalı, duygusal ve seksüel ilişkilerle ilgilenmezler; çünkü onların arzu duydukları bir çeşit parafilidir, eşcinsel yönelim değildir. Eşcinseller tıpkı heteroseksüel bireyler gibi önlerine gelen her insanla cinsel birliktelik arayışı içinde değillerdir. Çocukları cinsel istismara eğilimli olan bireyler her cinsel yönelimden olabilir. Bu kişilerin daha büyük çoğunluğunun eşcinsel olduğuna ilişkin bir bilgi yoktur.

Yanlış İnanış: “Homoseksüellik erken beyin gelişim problemlerinin ya da doğum ertesindeki belirli yetiştirme tarzlarının sonucudur.”

Gerçek: Kimse kesin olarak neden bazı insanların LGB olduğunu ve diğerlerinin olmadığını bilemez. Pek çok araştırmacı tek bir etmenden kaynaklanamayacağına inanır. Bu; sosyal, psikolojik ve
biyolojik etmenlerin sonucudur. Son yıllardaki literatürler genetiğe işaret eder; araştırmalar cinsel yönelimin doğum öncesi şekillendiğini gösterir. Pek çok bilim otoritesi; homoseksüelliğin yaşam biçimi seçimi olmadığını, bunun insanlığın doğal bir varyantı olduğunu kabul eder.  Güçlü anne, zayıf baba miti, çocuğun cinsel yönelimi üzerinde etkili olduğu kanıtlanmış bir gerçek değil, eşcinselliği açıklamak için psikanalizin erken döneminden kalma, halen psikanaliz çevrelerinde yaygın kabul görmeyen bir iddiadır. Yapılan çalışmalar tek tip eşcinsel yoktur görüşünü tek tip eşcinsel ailesi yoktur bulgusu ile desteklemiştir.

Yanlış İnanış: “AIDS bir gey hastalığıdır.”

Gerçek: HIV enfeksiyonu ve bu enfeksiyona bağlı olarak zaman içinde gelişen ciddi bir bağışıklık yetmezliği sendromu olan AIDS; her cinsel yönelim, her cinsel kimlik, her cinsiyet, yaş ve ırktan insanda görülebilir. HIV enfeksiyonu ile eşcinsellik arasında doğrudan bir ilişki olmadığını biliyoruz. Bu enfeksiyon çeşitli yollarla herkese bulaşabilir, neden olduğu klinik belirtiler de cinsel yönelime göre farklılık göstermez. Cinsel ilişkide cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için önerilenler, eşcinsel, biseksüel, heteroseksüel ve trans bireyler için farklı değildir. Bulaşma riskini belirleyen kim olduğunuz değil, nasıl davrandığınızdır. Güvenli seks uygulamalarını sergilemeyen her bireyde risk yükselecektir. Bu nedenle bu enfeksiyonla mücadelede risk grupları değil riskli davranışlar vurgulanmaktadır. Eşcinsellerin riskli grup olduğu iddiası, heteroseksüellerin gerçekçi olmayan şekilde kendine güvenip korunmamasına neden olabilmektedir. Uzun süredir enfeksiyonun yaygınlığı ile ilgili veriler, yıllar içinde yaygınlığın artış hızının heteroseksüellerde eşcinsellerden daha yüksek olduğunu göstermektedir. Geylerin daha yüksek riskli varsayılmasının sebeplerinden biri de anal ilişkidir. Anal ilişki vajinal ilişkiden, o da oral seksten daha riskli olabilmektedir. Ancak bu sıralama korunmasız, prezervatif kullanılmayan ilişkiler için geçerlidir. Daha da önemlisi, anal ilişki sadece eşcinsellerin tercih ettikleri bir ilişki değildir ve tüm eşcinseller anal ilişkiye girmezler.

Türk Tabipleri Birliği: Hekimliler için LGBTİ Sağlığı

http://www.ttb.org.tr/kutuphane/lgbti_sagligi.pdf

10 Ekim 2014 Cuma

Aileye Açılmak

Coming Out Nedir?

Dünyanın neresinde olursanız olun genç lezbiyen, gey, biseksüel ve trans bireylerin genelde karşılaştıkları problemler birbirinin benzeridir. Genç eşcinsellerin başlıca sorunları kendi cinsel kimliklerini kabul ettikten sonra bunu ailelerine ve çevrelerine açıklamaktır. Tabii burada en zor aşamayı da aileye açılmak oluşturur. İşte bu kitapçığın hazırlanma nedeni bu zor sürece girmeden önce eşcinsel genci bilinçlendirmek, olası sorunlara karşı bazı çözüm önerileri sunmaktır.

Ailenin, oğlunun ya da kızının eşcinselliğini öğrenmesiyle kabul etmesi arasında genelde uzun bir zaman dilimi olur. Ailenizin göstereceği tepkiler genelde şu sırayla gerçekleşir.

1- Şok

2- Durumu reddetme

3- Suçluluk duygusu

4- Duyguların dışa vurumu

5- Ne yapacağına karar vermek

6- Çocuğunun eşcinselliğini gerçekten kabul etmek

Aileye açılma kararı verilmişse; burada önemli olan nokta sonuçta anne-babadan en azından birinin, en azından durumu kabul edebilecek yapıda olmasıdır. Ancak çevre, sosyal saplantılar gibi nedenlerden ötürü ailenizin sizin cinsel kimliğinizi kabul etmeyeceğini, sizi evden kovacağını, ilişkilerini keseceğini vs. düşünüyorsanız bu açıklamayı ertelemenizde fayda vardır. Herkesin aile yapısı birbirinden farklı olsa da, burada verilen örnekler gay ve lezbiyen ailelerin gerçek deneyimlerinden alındığından size büyük faydası olabilir.

Ailenize Açılmadan Önce Kendinize Sormanız Gereken Sorular

1- Cinsel yöneliminizin eşcinsellik olduğuna emin misiniz? Eğer kendi içinizde çatışma halinde iseniz, cinsel yöneliminizden %100 emin değilseniz onlara açılmak için acele etmeyin. Unutmayın ki ailenize konuyu açarken ve bazı sorularını cevaplarken, onlara tatmin edici yanıtlar vermek, kendine güvenen bir tutum içerisinde olmak durumundasınız.

2- Homoseksüellik hakkında yeterli bilginiz olduğunu düşünüyor musunuz? Ailenizin eşcinsellikle ilgili zorlayıcı soruları olabilir. Bu yüzden eşcinsellikle ilgili kaleme alınmış ne kadar çok eser okursanız, bu soruları o derece rahat cevaplayabilir; hatta okumaları için bu kitapları evin görünecek yerlerine koyabilirsiniz bile.

3- Maddi bağımsızlığa sahip misiniz? Akrabalar ve arkadaş çevrenizde size maddi manevi destek verebilecek insanlar var mı? Cinsel kimliğinizi öğrendiklerinde beklemediğiniz kadar sert bir tepkiyle (okul masraflarını karşılamama, harçlık vermeme, evden kovma vs) karşılaşırsanız ne yapacağınızı önceden planlamanızda yarar vardır.

4- Evdeki moral durumu nasıl? Eğer bugünlerde aileniz iş kaybı, ölüm, tartışma gibi herhangi negatif bir durumla karşılaşırsa onlara kendinizi açıklamak için biraz beklemeniz daha faydalı olacaktır.

5- Sabırlı mısınız? Öncelikle aileniz siz açıklayana kadar sizin hakkınızda hiç şüphelenmemişse, anlattıklarınızı hazmetmeleri uzun zaman alacaktır. Bu süreç 6 ay ile 2 yıl arasında değişebilir.

6- Ailenize açılmak istemenizin temel nedeni nedir? Eğer onları sevdiğiniz ve aranızda sır kalmasını, cinselliğinizin aranızda soğuk bir duvar oluşturmasına engel olmak içinse problem yok demektir. Ama bir kavga ya da tartışma sırasında “işte sizin yüzünüzden böyle oldum” diyerek, cinselliğinizi ailenize karşı bir silah olarak kullanmak için bir açıklama yapıyorsanız, hem kendiniz hem de aileniz için hoş olmayan bir durum yaratırsınız.

7- Ailenizle ilişkileriniz genelde nasıl? Evde sevgi dolu bir ortam varsa, anne-babanızla iyi ilişkiler içindeyseniz, cinsel kimliğinizi kabul etmek onlar için çok daha kolay ve hızlı olacaktır.

8- Ailenizde muhafazakar ve kapalı, yoksa çağdaş ve serbest bir görüş mü hakimdir? Ailenizin din başta olmak üzere toplumsal konulara yaklaşımı sizin açısından hayati bir önem taşır. Dar görüşlü olarak tarif ettiğimiz aile yapısında olaylara genelde “iyi-kötü” şeklinde yaklaşılır, toplumun sadece siyah ve beyazlardan oluştuğu, gri tonların olamayacağı öngörülür. Konuya bu açıdan bakıldığında aile yapınız, sizin açılma kararı vermenizde başlıca etken olacaktır.

9- Açılma kararı bütünüyle size mi ait? Yoksa çevrenizden birinin etkisiyle verdiğiniz bir karar mı? Unutmayın her lezbiyen ve gay, ailesine cinsel kimliğini açıklamak zorunda değildir. Ama eğer açıklamak istiyorsanız, bu kararı hiçbir baskı altında kalmadan vermiş olmalısınız.

Ailenize Açıldınız, Peki Şimdi Ne Olacak?

Kendinizle ilgili gerçeği ailenize söylediğinizde, en başta duygusal bir rahatlama yaşayacaksınız. İşin en ilginç yanı da, bir süre için ebeveyn-evlat rolünün bir süre için de olsa değişmiş olmasıdır. Size devamlı sorular soracaklar, sizin deneyimlerinizi öğrenmek isteyecekler ve eşcinsel olmanın nasıl bir şey olduğunu kavramaya çalışacaklardır. Bu süre içerisinde kendinizi onların çocuğu gibi değil de, ailenizin anne-babası gibi hissetmeniz doğal bir gelişmedir. Sabırlı olun, daha önce söylediğiniz şeyleri bir çok kez daha tekrarlamak zorunda kalabilirsiniz. Unutmayın ki insan duymak istemediği şeyleri algılamakta güçlük çeker ve anlamak için çok zaman ihtiyaç duyar. Kendi cinselliğinizi nasıl kabul ettiğinizi düşünün, kimi gay ve lezbiyen arkadaşların kendisini kabul etmesi aylar belki yıllar almıştır. Kişinin kendini kabul etmesi bile bu kadar zorken, ailenizin sizi hemen anlamasını beklemeyin.

Bir çok aile söylediklerinizi ilk duyduklarında sanki birisi onlara sizin öldüğünüzü söylemiş gibi sarsılacaklardır. Kızgınlık, yalanlama, bunalım, durumu kavrama ve en nihayet kabul etme duygularını arka arkaya yaşayacaklardır. Açıkçası sizin kaybettiklerini, ilk günden beri tanıyıp sevdikleri kendi oğullarının (kızlarının) gidip yerine tanımadıkları yabancı birinin geldiğini düşüneceklerdir. Endişelenmeyin, bunların hepsi geçici durumlardır

Ailenizin Geçireceği Aşamalar

1- Şok

Eğer hakkınızda önceleri hiçbir şüpheleri olmamışsa ve sizi heteroseksüel zannediyorlarsa, geçirecekleri şok elbette önceden bilen bir aileye göre çok daha büyük olacaktır. Şok hali 10 dakikadan 1 haftaya kadar sürebilir, ama genelde birkaç gün içerisinde biter. Şok ailenin derin bir depresyona girmesini engelleyecek bir aşama olduğundan doğal ve gerekli bir süreçtir. Onlara dürüst olmak için bu açıklamayı yaptığınızı, yıllardır aranızda varolan bir duvarı yıkmak istediğinizi söyleyin. Onları sevdiğinizi söyleyin ve bunu sıkça tekrar edin. İlk anda size müthiş kızacak, sizin bu sevgi sözcüklerinize fazla itibar etmeyeceklerse de, kendileriyle baş başa kaldıkları zaman söyledikleriniz içlerine işleyecektir. Anne-babanıza “dün kimsem, bugünde aynı kimseyim. Dün benim cinsel kimliğimi öğrenmeden önce beni seviyordunuz, ben dünden bugüne değişmedim, aynı kişiyim ve sizi seviyorum” türünden sözlerle yaklaşabilirsiniz. Tabii birde oğlunun kızının eşcinsel olduğunu önce bilen ya da en azından şüphelenen aileler vardır. Çocuğunun gay ya da lezbiyen olduğunu önceden sezen bir aile, oğlundan/kızından bir açıklama duyduğunda elbetti ki bir şaşkınlık göstermeyecektir. Böyle bir durumda muhtemelen size “Senin farklı olduğunu hep sezinliyordum, homoseksüel olabileceğin ihtimalini düşünmüştüm, ne olursan ol, seni seviyorum” diyebilirler. Tabii bu her aileden beklenemeyecek, çok iyimser bir ihtimal. Genelde aileler “Biz seni masanda unuttuğun bir mektuptan uzun süredir biliyorduk, senin bize açılmanı bekliyorduk” gibisinden sözler sarf ederler. Tahmin edebileceğiniz gibi ailenin önceden bildiği durumlarda olayı izah etmek, hiç bilmeyen bir aileyle konuşmaktan çok daha kolaydır.

2- Durumu Reddetme

Yalanlamanın, olayı reddetmenin çeşitli şekilleri olabilir. Örneğin kimisi “ Benim oğlum ibne olamaz” diye düşmanca bir tutumla kestirip atarken, kimisi kayıtsız bir ifade ile “İyi kızım, boş ver şimdi bunu, akşama ne pişireyim” gibisinden umursamaz-ki aslında çok umursuyordur- bir tavır takınabilir. Bazı ebeveynler “Bu senin tercihin ne yaparsan yap ama bana anlatma” diyebilirken, bazı ana babalarda “Bu sadece bir dönem, merak etme iyileşeceksin yavrum” şeklinde ele alabilir konuyu. Ailenizin sizin eşcinselliğinize göstereceği tavır homofobik toplumdan öğrendikleri değerlerle ve geleneklerle çerçevelenir. Uzun süre çok suskun görülebilirler, isteri nöbetleri geçirip ağlayıp haykırabilirler, ama genelde aileler orta bir yol izleyip, gizlice ağlamayı uygun görürler.

Aile bu aşamada, gay yada lezbiyen gencin arkadaşlarının etkisi altında kaldığını, iyileşecek bir hastalık olduğunu, ileride düzeleceğini söyler. Bunları söylerken göz ardı ettiği en önemli iki gerçekse, bunun “gelip geçici” ve bir “hastalık” olmadığıdır. Bazı aileler henüz bu devrede iken çocuklarını psikologa götürmeye yeltenirler; bu onlar için çocuklarını tedavi etmenin biricik yoludur. Bu yüzden çok ısrarcı olabilirler. Böyle bir durumda genç lezbiyen ve gay’in yapması gereken çevresinden edineceği bir iki psikolog numarasını ve adresini hazırda bulundurmaktır. Ailenizin seçeceği rasgele ve muhafazakar bir psikolog ile uğraşmak yerine, bunun bir hastalık olmadığını baştan kabul etmiş bir psikologla görüşmek daha yararlıdır. Psikologla görüşmeye gidiyorsanız, yapmanız gereken tek şey ailenizin de sizinle gelmesi için ikna etmek olmalıdır. Gerçi onlar “hasta olan biz değiliz” gibisinden sözler edecekler ve gelmek istemeyeceklerdir, ama olsun varsın. Siz yine de denemeye devam edin, sonuçta onların sizden daha çok terapiye ihtiyaçları vardır, özellikle böyle bir dönemde.

Ebeveynin dört elle sarılacağı direnme noktalarından biri de bunun normal bir cinsellik olmadığıdır. “Norm” kelimesinden türeyen “normal” sözcüğünün göreceli bir kavram olduğunu hatırlatın. Bu gerçekten de toplumun çoğuna uygun bir yaşam tarzı olmayabilir ama size DOĞAL gelen yaşam biçimi eşcinselliktir. Yani önemli olan başkalarına, konu komşuya normal geleni değil, kendinize doğal geleni yaşamaktır.

Eğer aileniz bu konuda konuşmaya yaşanmıyorsa ve bu durum günlerce sürüyorsa yapılacak en iyi şey inisiyatifi ele almaktır. Onlar konuşmuyorsa, siz onlarla konuşun. Konuyu siz açın, onları sevdiğinizi, sadece cinsel kimliğiniz yüzünden sizi yaşamlarından silip, çıkarmamaları gerektiğini belirtin. Size bazı soruları olacaktır, bu soruları cevaplandırın, ama fazla ayrıntıya girmemeye, özel yaşantınızı ballandırarak anlatmamaya da özen gösterin. Sadece sordukları sorulara, kesin ve kendinizden emin yanıtlar verin. Mümkünse anne ve babanızla teke tek görüşün. İki kişiyle birden uğraşmak çok daha zordur, üstelik çok daha yavaş gelişme sağlanır. Anne-baba çocukları söz konusu olduğu zaman hep söz birliği içinde olurlar ve birlikte hareket ediyor gibi görünürler. Oysa ki en uyumlu ailede bile anne ve babanın mutlak görüş ayrılıkları vardır. Bu sebeple sizi daha çabuk kabullenecek ebeveynle daha önce konuşup, diğeriyle daha sonra konuşmak iyi bir yöntem olabilir.

3- Suçluluk Duygusu

Çok aile kendini sizin cinselliğinizden ötürü suçlu hisseder. “Acaba nerede hata yaptık ki çocuğumuz böyle oldu” diye aileler içlerine kapanırlar. Gay’seniz özellikle babanız annenize oranla daha çok suçluluk duyacaktır. Muhtemelen size iyi bir erkek modeli olmadığını düşünecektir. Boşanmış, ayrı yaşayan ebeveynler bu suçluluk duygusunu birlikte yaşayan ailelere oranla daha derinden yaşarlar. Onlara cinselliğinizin bir suç olmadığını, dolayısıyla bir suçlu aramanın yanlış olduğunu anlatmaya çalışmalısınız. Homoseksüelliğin nedeninin ailenizin bildiği kadar basit olmadığını ve bilimsel olarak da sebebin bulunmadığını belirtmekte fayda vardır.

4- Duyguların Dışa Vurumu

Anne ve babanın duygularını eşcinsel çocuğuna açıklama aşmasıdır. Aile bir süre sonra kendini ve çocuğunu suçlamayı bir yana bırakmış, geçmişe oranla daha mantıklı düşünmeye başlamıştır. Artık soru sorma, sizi dinleme ve düşüncelerini sizle paylaşma anı gelmiştir. “Hiçbir zaman torunlarımız olamayacağı için çok üzgünüz, lütfen bu durumunu ailede kimseye söyleme, herkese ne deriz sonra? Bizi çok üzüyorsun, çok kırıldık, keşke hiç bilmeseydik! Keşke ölseydim de bugünleri görmeseydim” ifadeleriyle çok sık karşılaşırsınız. Onlara zaman tanıyın ve onlara bugüne kadar yaşadığınız güçlükleri anlatın. Örneğin, toplumdan dışlanma, incinme, reddedilme, gelecek korkusu vs. duygularınızı onlarla paylaşın. Bu onlar için ne kadar güç bir durumsa, bir zamanlar sizin için de güç bir durumdu. Vermeniz gereken ana mesaj budur. Size karşı kırıcı hatta kindar davranabilirler, öyle zamanlar olur ki “keşke onlara hiç açılmasaydım” dersiniz. Olsun, anahtar kelimeniz “sabır” olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

5- Ne Yapacağına Karar Vermek

İlk tepkiler sona ermiş, aile bireyleri artık daha makul davranmaya başlamışlardır. Şimdi onlar için karar verme zamanıdır. İçlerinde bulundukları sosyal çevre ve yetişme tarzları kararda önemli rol oynar. Gidebilecekleri 3 yol vardır:

1- Olumlu Yaklaşırlar: Aileniz sizi kabullenir ve sizinle ilişkinizi sürdürme kararı alır. Zamanla ilişkiniz eskisinden bile daha iyi olabilir, çünkü siz onlara dürüst davranmışınızdır ve artık kimseden saklayacak bir olay yoktur. Aranızda duvar ortadan kalkmıştır.

2- Çekingen Kalırlar: Bu konuyu konuşmaktan hoşlanmazlar. Çok hassastırlar. Çekingenlikleri size karşı olan negatif tavırlarından değil, ne diyeceğini bilememektendir. Bu çekingenliği kırmak için ,ilk adımı siz atın; onları sevdiğinizi belli edin.

3- Savaş İlan Ederler: Bazı durumlarda da aile eşcinsel çocuğuna topyekün savaş açar. Arkadaş seçiminiz, iş seçiminiz, okuldaki durumunuz her şey hastalığınızın, problemlerinizin bir belirtisidir onlara göre. Bunlar ailenin komplekslerini dışa yansıtmasıdır, size kızarken aslında kendilerine kızıyorlardır. Harçlığınızı kesseler de, size maddi manevi, boykot uygulasalar da, unutmayın hem anneniz hem de babanızın tamamen aynı görüşte olmaları çok zordur. Kapalı kapılar ardında konuşurken, birbirlerini sizin lehinize olumlu davranmaya ikna edebilirler. Keşke çevrelerinde konuşabilecekleri bir eşcinsel aile daha olsa da, birbirleriyle konuşup aydınlanabilseler...

6- Eşcinselliğinizi Gerçekten Kabul Etmek

Her ailenin göstereceği tepki farklı olabilir. Kimisi çocuğunu kabullenmese de ilişkilerini sürdürür ve onu sevmeye devam eder. Kimisi de çocuğunu o denli kabul eder ki, kendilerine “Çocuğunuzun cinsel eğiliminizi değiştirmek imkanınız olsa değiştirir miydiniz” diye sorsalar, “Böyle bir imkanım olsa toplumun homofobik düşüncelerini değiştirmeye çalışırdım” derler. Tabii bu aileler azınlıktadır. Artık aileniz eşcinselliğinizi özümsemiştir. Bunun en basit faydasını, evde artık eşcinselleri aşağılayıcı esprilerin yapılmaması şeklinde görürsünüz.

Eşcinselliğiniz aileniz için önceden planlanmamış bir yolculuk gibidir. Ailenin bu yolculuk boyunca dağılması ya da birbirlerine kenetlenmesi, bireylerin sevgi ve karşılıklı saygısına bağlıdır. İki tarafında karşılıklı hoşgörülü davranması ve birbirlerine zaman tanımaları, kavgadan kaçmaları bu seyahati kazasız belasız atlatmanın biricik yoludur. Hepinize iyi yolculuklar!!!!!

Eşcinsel Arkadaşlık & Sohbet Siteleri

Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans ve İnterseks  arkadaşlık siteleri ve sohbet odaları... ile ilgili dikkat edilmesi gerekenler.

LGBTİ bireyler için, özellikle baskıcı politik veya sosyal ortamlarda, iletişim kurmak ve sizin gibi diğer insanlarla tanışmak için internete başvurmak oldukça yaygındır. Bu, özellikle de internet bizi böylesine geniş ve çeşitli bir küresel topluluğa bağladığı ve bize belli bir anonimlik hissi verdiği için oldukça doğal. LGBTİ arkadaşlık siteleri de bu açıdan özellikle yararlıdır.

Bununla birlikte, bu siteler insanlarla tanışmak ve kendimizi başka türlü söyleyemeyeceğimiz ya da istemediğimiz yerlerde kendimizi ifade etmek için harika bir kaynak oluştursa da, onların bizim olmasını istediğimiz güvenli ve anonim alanlar ve dikkatli olmadıkça etkileşimimiz olmaz. Bununla birlikte istenmeyen bir “çıkış” ya da daha kötüsü olabilir. Bazı ülkelerde kişisel anlaşmazlıklardan dolayı sitelerden ele geçirilen bilgiler sayesinde bazı LGBTİ bireylerin evlerinin basılmasına ve bilgilerinin ailelerine gönderilmesini sağladı. Mısır'da polis sahte profiller oluşturarak LGBTİ bireyleri tuzağa düşürdu...

Bu nedenle, bu siteler yeni insanlarla tanışmak için iyi ya da gerçekten tek yol olabilirken, güvende kalmak için aşağıdaki bilgileri, ipuçlarını ve araçları akılda tutmakta yarar var.

Sizi risk altında bırakabilecek ortak tanışma sitelerinin teknik zayıflıkları ve bunların üstesinden gelmek için yararlı stratejiler.

LGBTİ arkadaşlık sitelerini kullanırken kendiniz ve başkaları hakkında bilgi nasıl korunur?

Bu kılavuzdan neler öğrenebilirsiniz?

Sizi risk altında bırakabilecek ortak tanışma sitelerinin teknik zayıflıkları ve bunların üstesinden gelmek için yararlı stratejiler.

LGBTİ arkadaşlık sitelerini kullanırken bilgilerimizi nasıl koruruz?

Bilgisayarınızdaki LGBTİ arkadaşlık sitelerinin kullanımının kanıtlarını en aza indirmek, bilgisayarınızı kullanmak isteyen birisinden veya çalınmaya karşı keşfedilmenizin önüne geçebilecek iyi bir fikirdir.

İlk ve en temel adım, her kullanımdan sonra göz atma geçmişinizi silmek veya tarama geçmişini tamamen devre dışı bırakmaktır.

Birçok web sitesi, özellikle de sosyal ağ siteleri, bilgisayarınıza çerezler adı verilen küçük dosyaları depolar, bu da söz konusu web sitesiyle ve diğer kişilerle etkileşiminiz hakkında bilgi toplar, böylece ilgi alanlarınızla alakalı reklamlar sağlayabilirler. Bu nedenle, Facebook veya Google gibi bir hesapta oturum açmış olmanız ve aynı zamanda arkadaşlık sitenizin profilinde (farklı bir sekmede bile) oturum açarsanız, bu siteler sizin hakkınızda bu bilgileri toplayabilir ve size reklam vermek için kullanabilir, hatta üçüncü taraflara. Bu siteyi kullanımınızı diğer çevrimiçi profillerinize veya etkinliklerinize bağlamaktan kaçınmak için, bir arkadaşlık sitesine giriş yaptığınızda tarayıcınızdaki çerezleri devre dışı bırakmak iyi bir fikir olabilir.

Tarama geçmişinizi, çerezlerinizi ve diğer geçici internet dosyalarınızı güvenli bir şekilde silmek isterseniz, size yardımcı olabilecek bir dizi kolay kullanımlı Serbest ve Açık Kaynaklı Yazılım (FOSS) aracı vardır. Özellikle CCleaner ve Eraser'ı kullanabilirsiniz..

Son olarak, birçok sosyal ağ gibi arkadaşlık sitelerinin kötü amaçlı yazılımları yaymak isteyen bilgisayar korsanları için verimli bir zemin olduğunu unutmayın. Bunu genellikle sahte bir profil oluşturarak ve mesaj göndererek, izleyicileri ve alıcıları "web sitelerine" veya "videolarına" yönelik bir bağlantıya tıklamaya teşvik eden girişimlerde bulunurlar. Bununla birlikte, bu tehditten kendinizi çok basit bir ilkeye uyarak koruyabilirsiniz: göndereni tanımıyorsanız, özellikle profil veya mesajlar şüpheli görünüyorsa, gönderdikleri herhangi bir köprüyü tıklamayın.

SSL bağlantı

Https olarak da bilinen Güvenli Yuva Katmanı bağlantısı (SSL) sağlayan bir arkadaşlık sitesi seçmek çok önemlidir. Bu, internet trafiğinizi izleyen birisinin siteyi ziyaret ettiğini hala söyleyebilmesine rağmen, bilgisayarınız ile web sitesi sunucuları arasındaki tüm iletişimin şifreleneceği anlamına gelir. Çoğu site giriş sayfasında bir SSL bağlantısı sunsa da, siteyle etkileşimin geri kalanı için sağlamayabilir - yani gönderdiğiniz veya aldığınız profil güncellemeleri, mesajlar ve resimler, gözlemciler tarafından görülebileceği gibi ISS'niz, posta kartları bir postacı için. Arkadaşlık sitenizin SSL sağlayıp sağlamadığını kontrol etmek için giriş yapın ve tarayıcının adres çubuğundaki adresin “https: //” ile başlayıp başlamadığını kontrol edin. PlanetRomeo gibi bazı sitelerin giriş sayfasında size “güvenli bağlantı” seçeneği sunduğunu unutmayın; Bunu görürseniz, ayrıntılarınızı girmeden önce kutunun işaretlendiğinden emin olun. Siteniz SSL sağlamazsa, profilinizi silmenizi ve bir siteye geçmenizi öneririz. Daha fazla bilgi için, rehberimize bakın İnternet iletişiminizi özel tutma. SSL sağlamayan bir siteyi kullanmaya devam etmeniz gerektiğini düşünüyorsanız, Tor veya VPN gibi bir gizlilik ve anonimlik aracı kullanarak bağlamanız şarttır.

Sızma ve Anonim Tarama

Yukarıda belirtildiği gibi, bir SSL bağlantısı arkadaşlık sitenizin sunucularına gönderdiğiniz veya ondan aldığı içeriği korurken, sizi anonim hale getirmez. Bilgisayarınızın IP adresi ve web sitesinin sunucularının IP adresi, İSS'niz, web sitesinin yöneticileri ve muhtemelen başkaları tarafından görülebilir. Ancak, bu soruna çözümler var. Anonimliğiniz sizin için önemliyse, Tor Tarayıcısını veya Sanal Özel Ağ (VPN) bağlantısını kullanmak gibi web sitesiyle anonim olarak iletişim kurmak için atabileceğiniz basit adımlar vardır.

Bu araçlar, aynı zamanda sansürlenmiş içeriğe erişmek için kullanılabilen sınırlama araçlarıdır.

Mobil Uygulamalar

Akıllı telefonlar ve tabletler gibi mobil bilgi işlem cihazları, en sevdiğimiz internet içeriğimizin ve sosyal ağ uygulamalarımızın çoğuna mobil erişim ile anında bağlantı kurarak son derece popüler bir iletişim aracı haline geldi.

LGBTİ siteleri bu değişime adapte olmak için zorluk yaşamadı. PlanetRomeo, Gaydar ve Scruff gibi büyük tanışma siteleri artık kendi uygulamalarına sahip. Üstelik, Grindr gibi bazı uygulamalar, konumunuzu yakınınızdaki olası iş ortaklarına yayınlamak için özellikle GPS gibi akıllı telefon ve tablet özelliklerinden yararlanacak şekilde tasarlanmıştır.

Konumunuzu ve kimliğinizi bir LGBTİ birey olarak yakınınızdaki diğer kişilere yayınlamanın olası tehlikelerinin yanı sıra akıllı telefon ve tablet formatında bir dizi dezavantaj vardır:

Bu uygulamaların birçoğu, web siteleri olsa bile bir SSL bağlantısı sağlamamaktadır;

Appstore veya Google Play'den uygulama indirmek onları doğrudan Apple kimliğinize veya Google hesabınıza bağlar;

Mobil operatörünüz de bu bilgileri toplayarak doğrudan kimliğinize bağlar;

Mobil cihazınızda Facebook veya Twitter gibi yüklü diğer sosyal ağ uygulamaları da sizin hakkınızda bu bilgileri toplayabilir.

Bu nedenle, bir LGBTİ birey olarak gizliliğiniz sizin için önemliyse, arkadaşlık için tasarlanan mobil uygulamaları kullanmamanız.



Kimlik ve Mali Bilgileriniz

Ne yazık ki, tanışma siteleri genellikle kar amacı gütmeyen kuruluşlar olarak çalıştırılmaz. Daha ziyade, kâr amacı güden işletmelerdir ve bunu iki şekilde yapma eğilimindedirler: ilk olarak, sitenin “premium” versiyonunu sunarken, ek özellikler için, ek bir ücret karşılığında ve ikincisi, daha fazla bilgi toplayarak Genelde reklam verenler olmak üzere üçüncü taraflara bu bilgileri geçmek.

Sonuç olarak, bu web siteleri genellikle kendiniz hakkında olabildiğince fazla bilgi vermeniz konusunda oldukça isteklidir. Manjam gibi bazı siteler, bir profil oluşturmak için tam adınızı bile soruyor ve “premium” hizmet sunan herhangi bir site, kredi kartı bilgilerinizi de isteyecektir. Doğal olarak, adınız ve mali bilgileriniz oldukça hassastır ve kimliğinizi doğrudan web sitesindeki etkinliklerle ilişkilendirir. Ülkenizdeki yasal duruma bağlı olarak, LGBTİ arkadaşlık sitelerini kullanmanın bu kanıtı size karşı kullanılabilir. Üstelik, birçok arkadaşlık siteleri, gizlilik politikalarında, kişisel bilgilerinizi, yetkililer de dahil olmak üzere, kendileri için yasal bir talep varsa, üçüncü taraflara devredeceklerini belirtmektedir. Sadece kendiniz hakkında tam olarak gerekli gördüğünüz gerçek bilgileri gönüllü olmalı ve bir arkadaşlık sitesine tam adınızı, telefon numaranızı veya kredi kartı bilgilerinizi asla vermeyin.

Nijerya'da, polis ve suç örgütleri eşcinsel erkekleri çekmek için arkadaşlık sitelerinde sahte profiller oluşturdular. 2012 yılında, bir gazete makalesinde, geyleri gasp etmekte hapsedilen ve uzmanlaşan bir suç örgütü üyesi.. "Biz onları çağırıyoruz, bir otel odasında fotoğraflarını çekiyoruz, sonra onlardan para almak için bu fotoğrafları kullanıyoruz" ifadesini kullanıd.

Kenya'nın Gey ve Lezbiyen Koalisyonu, şantaj ve haraç olaylarının yüksek olduğunu ve ülke içinde sürekli olarak büyüdüğünü ve LGBTİ bireylere karşı işlenen en yüksek suçlardan birini oluşturduğunu söylüyor.






Fotoğraf Alışverişi Hakkında

Biriyle tanışmadan önce, o kişi hakkında daha iyi bir fikir verecek olan çeşitli fotoğraflar istemek iyi bir fikirdir.

Birisi size sahte olabileceğini düşündüğünüz veya bir web sitesinden alınmış bir fotoğraf gönderirse, bir web sitesinden alınmış olup olmadığını görmek için resmi google resim arama çubuğuna sürükleyebilirsiniz. Resmin meta verilerine de bakabilirsiniz.

Meta verileri "exif data", fotoğrafın çekildiği yer, zaman, kamera gibi gizli bazı bilgileri içerir..

İletişim Kurma ve Buluşma

Biriyle görüşmeyi kabul etmeden önce, önce telefonla onlarla iletişim kurmalısınız. Ev telefonunuzu ya da cep telefonunuzu kullanmak yerine, jitsi ya da skype gibi bir IP üzerinden Ses programı kullanmak ya da herkese açık telefonlardan konuşmayı ayarlamak en iyisi olabilir.

Son olarak, biriyle tanışmadan önce, diğer LGBTİ arkadaşlarınız veya topluluğunuzdan birini bilgilendirmek en iyisidir.

Doğru olamayacak kadar iyi mi?

Kuşkusuz 'mükemmel' gibi görünen biriyle karşılaşırsanız veya kendisiyle ilgili verdiği bilgilerdeki tutarsızlıkları fark ederseniz, dikkatli olmalısınız.

Şüphe duyuyorsanız, arkadaşlarınıza veya toplululuğunuzdaki kişilere bu kişiden haberdar olup olmadıklarını sorabilirsiniz.


Belirli siteler için genel ipuçları ve öneriler

Herhangi bir sosyal ağ sitesinde olduğu gibi, özellikle de LGBTİ'lerin karşılaştığı tehditler göz önüne alındığında, bir LGBTİ arkadaşlık sitesini kullanmadan önce aşağıdaki soruları kendinize sormanız gerekir.

İnternete girdiğim bilgilere kim erişebilir?

Sosyal paylaşım sitesine girdiğim bilgileri kim kontrol ediyor, sahibi kim?

Benim hangi bilgilerime diğer insanlar ulaşabiliyor?

Kişilerle ilgili bilgileri başkalarıyla paylaşırsam iletişim bilgilerim akla gelir mi?

Bağlandığım herkese güvenir miyim?

Hizmet kullanıcılara SSL (veya HTTPS) bağlantısı sağlıyor mu?

Site yöneticileri ve coğrafi olarak sunucuları hangi ülkede, (hangi ülkenin yargısına bağlı), barındıran şirket hangisi?

Manjam

Manjam'da bir profil oluşturmak için, ilk ve son isimleriniz de dahil olmak üzere kişisel bilgileriniz istenir. Gizlilik politikasına göre, bu bilgiler toplanacak ve yasal bir talep dahil olmak üzere üçüncü taraflarla paylaşılabilir. Her ne pahasına profil oluştururken bu bilgileri paylaşmamanız gerekir: gerçek isminizi vermek için iyi bir neden yoktur, bu yüzden sahte olanı verin.

Gaydar ve GaydarGirls

Eğer Gaydar veya GaydarGirls kullanıyorsanız, oturumunuzun SSL kullanacağından emin olmak için giriş yaptığınızda “güvenli oturum” yanındaki kutunun işaretlendiğinden emin olun. Firefox için HTTPS Everywhere eklentisini kullanarak bunun her zaman olduğundan emin olabilirsiniz.

Planetromeo

Eğer PlanetRomeo'yu kullanırsanız, oturumunuzun SSL kullanmasını sağlamak için giriş yaptığınızda “güvenli giriş” in yanındaki kutunun işaretlendiğinden emin olun. Firefox için HTTPS Everywhere eklentisini kullanarak bunun her zaman olduğundan emin olabilirsiniz.

Planetromeo, sitelerini kullanırken "Yardım ve Hizmetler" altında güvenli uygulamalar için yararlı bir kılavuza sahiptir.

Grindr

Yukarıda belirtildiği gibi, Grindr bir akıllı telefon uygulamasıdır. Gizliliğiniz ve güvenliğiniz sizin için önemliyse, Grindr'ı kullanmamanız önerilir.

Eşcinseller Vardır

Türkiye’de toplumsal hafızanın zayıf ve bir o kadar da durağan seyri, çoğunlukçu anlayışın gelişmesi ve artık toplumsal bir alışkanlık statüsü kazanan ve nice örneklerle karşımıza çıkan ret ve inkâr kültürünü de beslemiştir. Türkiye’deki ret ve inkâr kültürü bireysel olarak ilk içselleştirdiklerimizden itibaren gelişmekle birlikte, okul – aile –devletin kusursuz birlikteliğiyle de toplumsal bir unutkanlık yaratmakta ve bu durum bir kendiliğindenlik hali kazanmaya devam etmektedir.

Aynı toplumsal yapı çocukken sorumluluk almaktan kaçınan akılların “Ben yapmadım Miki yaptı1” söyleminin tüm topluma yansımasıyla, hep çocuk kalan, hiç sorumluluk duygusu gelişmeyen bir topluma işaret etmektedir. Bununla bağlantılı olarak Ermeni ve Kürt meselelerinde, kadın sorununda, 6-7 Eylül olaylarında ve bu yazının konusunu oluşturan homoseksüel bireylere yönelik saldırı ve inkâr politikası geçmişte olduğu gibi bugün de değişmeden devam etmekte ve yapılan eylemlerin sorumluluğu toplum tarafından alınmamakta; yok sayılmaktadırlar.

Özetle Türkiye’de nefret söylemi ve eylemine maruz kalmak için; çoğunluktan etnik, dinsel olarak farklılaşmak veya bunların da dışında sadece çoğunluğun cinsel yöneliminden ayrı bir yönelimde olmak da yeterlidir. Dolayısıyla Murathan Mungan’ın da belirttiği gibi 2 “ reddi ve inkârı her kesim tarafından bu kadar beslenmiş, kibri bu kadar okşanmış olan bir halk” tarafından ötekileştirilmek için onlardan ufak bir farklılığının olması yok sayılmaya uygun zemini hazırlamaktadır.

Siyasi kültüre yerleşmiş inkar politikası ulus devlet inşasının ilk yıllarından itibaren etkin bir şekilde kullanılmıştır.

Türk- Müslüman erime potası içerisine çekilen diğer etnik kimlikler çoğu zaman hiç var olmadı kabul edilir ve bu gelenek cumhuriyetin değişkenlik gösteren diğer dönemlerinde de, belki farklı alanlarda ama bir o kadar güçlü bir şekilde, yeniden kendini üretmiştir. Burada iddia edebiliriz ki; inkar geleneği Türkiye’nin özellikle 1950’lerden sonra batı toplumlarında yükselişe geçen kimlik siyasetinden izole kalmasına sebep olmuştur.

Bu anlamda günümüzde özellikle eşcinsel birliktelikler LGBTT örgütsel hareketi haklar temelli tanımlar şöyle dursun, varlığı dahi çoğu zaman açık bir şekilde reddedilmiştir. Kimlik siyasetinden nasibini alamamış siyasi parti oluşumları inkârın, politikasının yanı sıra toplumsal tabanının da meşrulaşmasını mümkün kılmıştır.

Bu temelde işlenen nefret suçlarında karar vericilerin sessizliği LGBTT bireylere karşı işlenen bu suçların meşru bir zemine oturmasına sebep olmuş, toplum nezdinde de farkındalığın oluşmasını geciktirmiş ve hala geciktirmektedir.

Bütün bu red ve inkâr kültürüne karşı girişilen gerek örgütsel mücadele, gerek küreselleşme dinamikleri altında uluslararası farkındalığın artışının, kırıntılar halinde olsa da, etkileri, en azından Türkiye toplumundaki farkındalığın da 10 yıl öncesine göre oldukça ilerleme kaydetmesine sebep olmuştur. Ancak bu bireylerin toplum tarafından keşfi (!) aynı zaman da inkâr kültürünü nefret kültürüne dönüştürmüş, bu bireylere karşı işlenen nefret suçları ve söylemleri de artma eğilimi göstermiştir. Ancak işlenen bu nefret suçlarına karşı körebe durumu hala devam etmekle birlikte, siyasal karar vericiler tarafından burada bir taraf olma durumu yani katleden taraf olma konumu ısrarla korunmaktadır.

Öyle ki;

Aynı algının devam ettiricileri, bu sefer daha da muhafazakâr tarzda, heteroseksüel bireylerin dışında olan herhangi bir cinsel yönelime sahip olan kişilere karşı nefret suçlarını engellemek amacıyla hiçbir sorumluluk almayıp, aksine geçmiş alışkanlıkların, algıların mustaribi olduğu iddiasıyla hareket eden bir siyasa önderliğinde, aynı algıyı devam ettirmek suretiyle, sistemin kendi iç çelişkisini son dönem “demokratikleşme paketi” içerisinde göstermiş, LGBTT bireylerine karşı nefret ve ayrımcılık yapılmasının önlenmesi hususunda bu siyasal karar vericilerin kalemlerinin mürekkebi tesadüftür ki (!) bitivermiştir. Tüm bu ortamda hak arayışına devam eden bu bireyler yalnızca devlete ve onun kurumları aracılığıyla yürüttüğü politikasıyla ile mücadele etmeyip, toplumsal hafıza taşıyıcısı medya ve aile kurumlarıyla da mücadele etmek zorunda bırakılmaktadır.

Bu noktada, kendi içimize dönüp, yürütme ve yasama erkinden umduğunu bulamayan LGBTT bireylerinin yargı erkinden ve özellikle “hiçbir iktidara ve hiyerarşik üste bağlı olmayan” avukatlardan ve meslek örgütlerinden yeterli destek aldı mı ya da alıyor mu? Bunun değerlendirilmesi hususu gündeme geliyor.

Tarihsel bir gözlem yapıldığında ise karşımıza; LGBTT bireylerini dinlemek, homoseksüelliğin ne menem bir şey olduğunu, ne tür sorunlarla ve hak gaspıyla karşılaştıklarını görmek zahmetinde dahi bulunmayan bir yargı sistemi çıkıyor. Ancak, son dönemde LGBTT bireylerinin örgütsel çalışmasının bir zaferi diyebileceğimiz bir takım olumlu gelişmelerle karşılaşmakla beraber, şu da bir gerek ki, yalnızca bu bireylerin örgütlü çalışması yargının kendi iç dinamiği ve aklı açısından bir bilinçlendirme hareketi olarak oldukça yetersiz kalmıştır.

Yargının LGBTT bireyleri ile ilişkisinin tek olumlu ama bir o kadar da geç olduğu için eksik de olan örneği; Ankara Barosu Hukuk Kurultayında bu bireylere yönelik farkındalık yaratma temelli, oldukça geç gelen ama güç olmamasını temenni ettiğimiz, bir oturum düzenlemiştir. Bu çalışmanın önemini idrak etmekle birlikte neden bu kadar geç kalındığı sorusu da aynı önemle karşımızda durmaktadır.

Öyle ki, LGBTT bireylerinin mücadelesi, Türkiye’de oldukça geç ses bulmasına rağmen, 10 yıldır hatırı sayılır bir yere gelmiştir. Tüm bu süreç boyunca biz avukat ve avukat adaylarının bu konuya ilgisinin bu safhada ortaya çıkması ise bir öz eleştiri olarak ele alınmalıdır. Son olarak şunu belirtmeliyim ki kendi içimize dönüp baktığımızda Ankara Barosunun fertleri olarak homofobik olmayan, kaç kişiyiz?

2014 - Stj. Av. Şeyma SAĞDIÇ

1 “Uçurtmayı Vurmasınlar”, 1989, Yönetmen: Tunç Başaran, (Barış’ın repliği)

2 Murathan Mungan, Red ve İnkar Kültürü, Birikim dergisi 278/279 sayı Haziran- Temmuz 2012

7 Ekim 2014 Salı

Cinsiyet Kimliği

Cinsiyet Kimliği nedir?

Temel hatları ile açıklanacak olursa, cinsiyet kimliği oğlan veya kız, erkek ya da kadın olmadır. Cinsiyet kimliği,kültürümüzün herhangi bir cinsiyete ait olma durumunda bireyden beklediği nitelik veya karakterdir.

Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet farklı mıdır?

Türkçe’de sex ve gender terimlerini karşılayan tek bir kelime vardır: cinsiyet. Fakat İngilizce’de sex ve gender kelimeleri farklı anlamlar taşıyor olmalarına rağmen günlük hayatta bir birlerinin yerine kullanılır. Fakat sex(cinsiyet) anlamlı kullanımında yani bireyin erkek veya kadın oluşuna biyolojik anlamına vurgu vardır. Gender(toplumsal cinsiyet) olarak kullanımında ise daha çok bireyin nasıl yaşadığına vurgu yapılır: kadın veya erkek olma durumu.

Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet her zaman uyumlu mu?

Hayır. Genel anlamı ile tarif edildiğinde “transgender”, biyolojik cinsiyetinden farklı bir toplumsal cinsiyet yaşamı süren(temsil eden) bireyi tarif eder. Örneğin; kadın gibi yaşayan bir erkek transgender olarak kabul edilecektir. Transgender kelimesi Travestite, transeksüel ve drag king/queen kelimeleri için bir çatı terimdir.

Cinsiyet kimliği karmaşası nedir?

Cinsiyet kimliği karmaşası bireyin sahip olduğu biyolojik cinsiyeti hakkında olumsuz görüşlere sahip olması, ve biyolojik cinsiyeti ile toplumsal cinsiyetinin uyuşmadığını düşündüğü durumlarda ortaya çıkar. Toplumsal Cinsiyet husursuzluğu, veya doğuştan sahip olunan biyolojik cinsiyetten dolayı bireyin toplumsal cinsiyetinden rahatsız olması bunun koşullarıdır. Cinsiyet kimliği karmaşası yaşayan bireyler genellikle kendilerini yanlış beden içerisinde yaşıyor olarak tarif ederler.

Cinsiyet Değiştirme veya Cinsiyet Geçişi nedir?

Cinsiyet değiştirme "Cinsiyet geçişi" bireyin toplumsal cinsiyetini biyolojik cinsiyeti ile uyumlu hale getirdiği bir süreçtir.Bu süreç genellikle kişisel, sosyal ve medikal yönleri gerektirmektedir. En önemli olanı ameliyat, genellikle cinsiyet değiştirme "Cinsiyet geçişi" ameliyatı olarak isimlendirilir ve bireyin cinsel organlarının erkekten kadına veya kadından erkeğe dönüştürülmesidir. Bu ameliyat göğüs bölgesi ve diğer bölgelerin değişimini kapsayabilir.

6 Ekim 2014 Pazartesi

17 Mayıs Homofobi Karşıtlığı Günü

Dünya Sağlık Örgütü’nün eşcinselliği, hastalıklar listesinden çıkardığı tarihe (17 Mayıs 1990) işaret eden 17 Mayıs, tüm dünyada ‘Homofobi Karşıtlığı Günü’ olarak anılmakta ve cinsiyet seçimi veya cinsel yönelimlerle ilgili tüm fiziksel, ahlaki ve sembolik şiddetlere karşı eylem ve karşı durma günü olarak kutlanmaktadır.

Uluslararası Homofobiye Karşı Gün, tüm dünyada uluslararası etkinliklerle lesbiyen ve geylere saygı için eylemler organize edilmesini amaçlamaktadır. LGBTİ Gurur Günü, bireyin cinselliğinden gurur duymasını ve utanmışlığın reddi olarak amaçlanıyorsa da Uluslararası Homofobıe Karşı Gün LGBTİ Gurur Günü'den farklı olarak utanılması gerekenin homofobi olduğunu ve sosyal mantık içerisinde yeniden yapılandırılması gerekliliği üzerinde durulur.

Pride Parade

1968 tüm dünyayı değiştirmeyi başardığı gibi LGBTİ bireyler için de ilham kaynağı olmuştu.
1969 yılının Haziran ayına kadar evlerinde barınamayan, sokaklarda görünür olamayanların sığınabilecekleri New York’taki tek mekan Stonewall Inn bar sürekli polis baskınlarına uğruyor ve LGBTİ bireylerden rüşvet alınıyor adeta barda olanların canına okunuyordu.
28 Haziran’ı 29 Haziran’a bağlayan gece devran hepten değişmişti. Bira şişesinin polis memurunun başında kırılması ile başlayan ayaklanma tam dört gün sürmüştü. LGBT bireyler hakları için, oldukları gibi olabilmek için ayaklanmışlardı. İşte bu nedenledir ki dünyanın birçok bölgesinde 28 Haziran LGBTİ Pride Parade (Onur Yürüyüşü) kutlanmaktadır. Bireyler sembolik olsa dahi 1969 yazına gönderme yaparak demokratik haklarını aramaktadırlar.

AB'de Cinsel Yönelim

Cinsel yönelim kavramı hukuki metinlerde standart bir açıklamadır. Cinsel yönelim ayrımcılığı genellikle insan hakları konusu olarak görülür; kendi başına hiç kullanılmasa da ırksal, etnik ve cinsel bazlı ayrımcılık kavramları çerçevesinde belirtilmiştir.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Sözleşmesi ve bu sözleşmede belirtilen diğer temel insan haklarını koruyan maddeler genellikle ana referans noktasını oluşturur. "Cinsel yönelim" kavramı bu sözleşmede açıkça belirtilmese de AB bu konuda çok yol kat etmiştir. Üye ve aday ülkeler üzerinde Avrupa'nın iki yasama organı kritik öneme sahiptir: Avrupa Birliği (Konsey ve Parlamento) ve Avrupa Konseyi (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi).

Avrupa Birliği

AB'yi oluşturan anlaşmalar, cinsel yönelime karşı ayrımcılıkla savaşmada AB'yi etkin kılmak amacıyla Amsterdam Anlaşmasıyla yeniden düzenlenmiştir. 1 Mayıs 1999 günü 13. madde yürürlüğe girmiştir: "Konsey, Komisyonun teklifi üzerine ve Avrupa Parlamentosuyla istişare içinde cinsiyet, ırk ve etnik köken, dini inanç, yaş ve cinsel yönelime ilişkin yapılan her türlü ayrımcılığa karşı harekete geçebilir."

Bu anlaşma şimdiye kadar cinsel yönelim kavramından bahseden ve koruyucu önlem alan ilk uluslararası anlaşmadır.

2000 yılında Konsey, işe almada her türlü dini inanç, engellilik, yaş ve cinsel yönelim bazlı ayrımcılığı yasaklayan ve istihdamda eşit muameleyi öngören genel bir Çerçeve Planı'nı (2000/78/EC 27 Kasım 2000) benimsemiştir. Bu Çerçeve Planı üye ülkeleri yasal olarak bağlarken, aday ülkelerin de Birliğe katılmadan önce yasal düzenlemelerini yürürlüğe koymalarını zorunlu kılmaktadır. AB İnsan Hakları Sözleşmesi, AB'nin temel insan haklarını oluşturmaktadır ve 2000 yılının Aralık ayında Nice'de imzalanmıştır. Bu sözleşme, bağlayıcı bir metin değildir ama AB'nin insan haklarına bakışını ele alması bakımından önemlidir. Açıkça ifade edilen ayrımcılık karşıtı 21. maddenin birinci fıkrası lezbiyen, gey,biseksüel, trans ve interseksüeller için önemlidir: "Cinsiyet, ırk, renk, etnik veya sosyal köken, kalıtımsal özellikler, dil, din veya inanç, siyasi veya başka herhangi bir görüş, bir ulusal azınlığın üyesi olma, doğum, yaş veya cinsel yönelim gibi herhangi bir nedenle ayrımcılık yapılması yasaktır."

Avrupa Parlamentosu insan hakları ve cinsel yönelim hakkında bağlayıcı olmayan birçok yasa çıkarmıştır. İlki 1984'te çıkan yasa, cinsel yönelim temelli işten çıkarmaya son veren bir yasa özelliği taşır. 1999'da Komisyon'dan "üyelik müzakerelerinde eşcinsellere karşı ayrımcılığın yapılıp yapılmadığına ilişkin soru sorulması" istenmiştir.

Avrupa Birliği genişleme sürecinde de 1998 yılında Parlamento bir yasa geçirerek "LGBTİ insan haklarını yasama ve yürütme yoluyla ihlal eden ülkelerin üyeliğe alınmasına itiraz edileceği" belirtmiştir.

Ocak 2006'da Parlamento, homofobi üzerine bir yasa geçirerek; Avrupa Birliği üye ve aday devletlerin ve Avrupa Birliği kurumlarının cinsel yönelim temelli ayrımcılığa son vermesini,homofobi ve transfobiyi kınayan yasalar çıkarmasını teşvik etmiştir.

AB genelindeki güncel gelişmeleri ILGA-Europe`un websitesinden takip edebilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular

Cinsel Yönelim Nedir?

Cinsel Yönelim diğer insanlara karşı hissedilen duygusal, romantik, cinsel ve sevgisel çekiciliktir(cazibe).Cinsel Yönelim kolaylıkla diğer cinsel özelliklerden ayrılabilir; örneğin biyolojik cinsiyet, cinsel kimlik (erkek veya dişi olmayı belirleyen psikolojik duyu), ve toplumsal cinsiyet rolü (toplumsal normlara göre feminen veya maskülen hareketler). Cinsel yönelim, sırf zıtcinsellik ile sırf eşcinsellikle arasında değişen biseksüellik formları da içeren bir süreklilik (kontinuum) çizgisinde bulunmaktadır". Biseksüel kişiler cinsel, duygusal ve sevgisel çekicilik hissini hem kendi cinsiyetlerinden hem de karşı cinsiyetten kişilere karşı yaşayabilirler.Homoseksüel cinsel yönelimli kişiler bazen gey (hem erkekler hem de dişiler) veya lesbiyen (sadece dişiler) olarak tanımlanabilirler.Cinsel Yönelim, cinsel davranıştan farklılık gösterir çünkü duygu ve genel kişisel düşüncelerle ilgilidir. Kişiler cinsel yönelimlerini davranışlarıyla belli edebilirler veya gizleyebilirler.

Bireyin belirli bir Cinsel Yönelime sahip olmasını ne belirler?

Bireyin Cinsel yöneliminin kökenleriyle ilgili bir çok teori vardır. Bugün birçok bilim insanı cinsel yönelimin birçok karmaşık etkileşimin; örneğin çevresel, bilmeye kavramaya ilişkin veya biyolojik faktörlere bağlı olduğunu kabul etmektedir. Birçok insanda cinsel yönelim çok erken yaşta şekillenmektedir. Son zamanlarda hatırı sayılır kanıtlara göre biyoloji, genetik ve doğuştan hormonal etkenler bireyin cinselliği üzerinde büyük etkilere sahiptir. Kabul etmek gerekir ki, bireyin cinsel yönelimi için birçok farklı sebep vardır ve bu sebepler bireyden bireye değişiklik göstermektedir.

Cinsel Yönelim bir seçim midir?

Hiç kimse eşcinsel(homoseksüel) veya zıtcinsel (heteroseksüel) olmayı seçemez. Birçok insan için, cinsel yönelim erken ergenlik döneminde cinsel deneyimden önce ortaya çıkar. Buna rağmen bizler duygularım doğrultusunda hareket etmeyi seçebiliriz. Psikiyatrlar cinsel yönelimi bilinçli bir seçim olarak görmemekte ve gönüllü olarak değişebileceğini düşünmemektedirler.

Terapiler Cinsel Yönelimi değiştirebilir mi?

Hayır, birçok eşcinselin başarılı ve mutlu yaşıyor olmasına rağmen, bazı eşcinsel ve biseksüel bireyler aile üyelerinin veya dini grupların baskılarına uğradıkları için cinsel yönelimlerini terapilerle değiştirme arayışı içindedirler. Gerçek şudur ki, eşcinsellik bir hastalık değildir. Bu nedenle tedavi gerektirmemektedir ve değişebilen birşey de değildir.Bununla birlikte, psikolojik yardım alan gey, lesbiyen ve biseksüel bireylerin tümünün cinsel yönelimlerini değiştirmek istedikleri söylenemez.Gey, lesbiyen ve biseksüel bireyler dışa açılma sürecinde, önyargılarla savaşmada ve heteroseksüel bireylerin günlük hayatta yaşadıkları sorunları aşmak için profesyonel yardıma başvurmaktadırlar.

Sözde “Değişim Terapileri” hakkında ne söylenebilir?

Sözde “değişim terapi”lerini üstlenen bazı terapistler müşterilerinin cinsel yönelimlerini homoseksüelden heteroseksüele değiştirebileceklerini bildirmektedirler.Bu bildirilerin yakın incelemeleri yine de göstermektedir ki birkaç faktör bu bildirilerin kuşku içerdiğini ortaya çıkarmaktadır.Örneğin, bu tür argümanları savunan organizasyonlar homoseksüelliği reddeden ideolojik bakış açısına sahiptirler.Ayrıca, bu tür argümanların kalitesiz olduğu belgelenmiştir; örneğin, tedavi sonuçları zaman içinde takip edilmemiş ve raporlandırılmamıştır ki bu zihinsel müdahalelerin geçerliliği için bir standart oluşturmaktadır. Amerikan Psikiyatri Birliği, bu tür terapilerden ve bunun katılımcılar üzerine olası etkilerinden endişelenmektedir.Birliğin temsilciler meclisi 1997 de bir önerge yayınlayarak homofobi tedavilerine karşı olduğunu ve bireyin önyargısız tedavisine ve kendi iradesiyle tedavi edilmesi gerekliliğini doğrulamıştır.Fakat değişim terapileri ile cinsel yönelimini değiştirmeye çalışan bireyler tedavi süresince terapinin profesyonelce, tarafsız ve önyargısız bir ortamda yapılacağını beklemektedir.

Eşcinsellik duygusal veya zihinsel bir hastalık mıdır?

Hayır. Psikiyatrlar, psikologlar ve diğer profesyoneller hem fikirdirlerdir ki, eşcinsellik ne bir hastalık,ne bir zihinsel hastalık ne de duygusal bir problemdir.35 yılı aşkın objektif ve organize bir çalışma sonucunda bilim insanları eşcinselliği herhangi bir zihinsel hastalık, duygusal veya sostal problemle bağdaştıramamıştır. Eşcinsellik hastalık olarak kabul edilmişti, çünkü bilim insanları ve toplum bu konuyla ilgili yeterli bilgiye sahip değildi. Geçmişte, gey, lesbiyen ve biseksüel insanlarla ilgili yapılan çalışmalar sadece terapi denilen önyargılı yaklaşımlarla sınırlıydı. Ne zaman ki, bilim insanları terapilerde olmayan insanlardan da bilgi toplamaya başladı, eşcinselliğin bir hastalık olduğu argümanı da çürütülmüş oldu. 1973 yılında APB, yeni ve daha sistematik bir araştırmanın gerekliliğini kabul eder ve eşcinselliği zihinsel ve duygusal bozuklukar olarak kabul etmekten vazgeçer ve resmi patoloji listesinden çıkartır. 2 yıl sonra Amerikan Psikologlar Birliği bu adımı destekleyen bir karar alır. 25 yılı aşkın bir süre, her iki birlik de, tüm mental profesyonellere zihinsel hastalık damgasının eşcinsellik üzerinden kaldırılması konusunda baskı yapar.

Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks bireyler iyi ebeveyn olabilirler mi?

Evet. Yapılan karşılaştırmalı çalışmalara göre, eşcinsel ve zıtcinseller tarafından büyütülen çocuklar arasında gelişim aşamasında dört ana kriterde: zekaları, psikolojik uyum, sosyal uyum ve arkadaş ilişkilerinde- herhangi bir farklılık saptanmamıştır. Ebeveynlerin cinsel yöneliminin,çocukların cinsel yönelimini belirlemediği/etkilemediği üzerinde durulması gereklidir. Diğer bir söylence de, eşcinsel bireylerin, zıtcinsel bireylere oranla çocuklara sapkınlık derecesinde cinsel ilgi konusunda daha fazla eğilime sahip oldukları yönündedir. Ama eşcinsellerin çocuklara yönelik sapkın olduklarını kanıtlayan herhangi bir delil yoktur.

Neden bazı Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks bireyler diğer insanlara cinsel yönelimini açıklamaktadırlar?

Çünkü başkalarıyla hayatlarının bu yönünü paylaşmak zihinsel sağlıkları için olumludur. Gerçekten de, kimlik gelişimi konusunda ki bu LGBTİ'ler için “dışa açılım”dır, psikolojik uyum ve zihinsel sağlık ve kişisel saygınlık(itibar) açısından gereklidir.

Neden dışa açılım bazı LGBTİ bireyler için zordur?

Bazı LGBTİ  bireyler için dışa açılım zor bazıları içinse böyle bir endişe yoktur. Çoğu zaman, lesbiyen, gey ve biseksüel bireyler cinsel yönelimlerinin toplumun normlarından farklı olduğunu ilk anladıkları zaman korkarlar, farklı ve yalnız hissederler. Cinsel yönelimlerinin gey, lesbiyen ve biseksüel olduğunu çocukluk veya ergenlik çağında keşfedenler için doğrudur ki bu geneli kapsamıyor. Ve bu tamamen aileye ve topluma bağlıdır, bireyler önyargıdan ve yanlış veya eksik bilgiden dolayı problem yaşayabilirler.

Çocuklar ve ergenler, önyargı ve stereotip baskılarına karşı korumasız olurlar. Aile, arkadaş veya dini kurumlar tarafından reddedilme korkusu yaşayabilirler. Birçok eşcinsel birey, cinsel yönelimlerinin herkesce bilinmesi sonucunda işlerini kaybetmekten veya okulda baskılardan usanç duyabilirler.

Malesef, gey,lesbiyen ve biseksüel bireyler, heteroseksüel bireylere göre fiziksel tecavüze veya şiddete karşı daha fazla risk altındadır.1990 yılında California da yapılan çalışmalar göstermektedir ki, katılanlardan beşte bir lesbiyen ve dörtte bir gey cinsel yönelimlerinden dolayı nefret suçlarına maruz kalmışlardır.Ve yine California da 500 katılımcıyla yapılan başka bir çalışmadaysa katılan genç erkelerin yarısının anti-gey kavgaları, isim takmadan fiziksel şiddete kadar varabilen davranışlar içinde olduğunu göstermektedir.

LGBTİ bireylerin yaşadıkları önyargı ve ayrımcılığın önlenmesi için ne yapılabilir?

Araştırmalara göre, gey, lesbiyen ve biseksüel kişilere karşı olumlu davranış gösteren bireylerin en az bir veya birkaç eşcinsel veya biseksüel bireyle yakın tanışık olduğu veya aynı ortamda çalıştığı ortaya çıkmaktadır.Bu nedenle, Psikiyatrlar inanıyorlar ki, eşcinsel bireylere karşı gösterilen olumsuz davranışların sebebi önyargılara, streotiplere veya yanlış bilgilendirmelere dayanmaktadır. Ayrıca, şiddete ve ayrımcılığa karşı koruma diğer azınlık gruplara uygulandığı gibi önemlidir. Bazı ülkeler, bireye cinsel yöneliminden dolayı uygulanan şiddeti ‘nefret suçu’ olarak tanımlamaktadır. ABD de 10 eyalet cinsel yönelim ayrımcılığına karşı koruyucu yasalara sahiptir.

Toplum için Eşcinsellikle ilgili daha fazla bilgili olunması neden gereklidir?

İnsanların cinsel yönelim ve eşcinsellikle ilgili eğitilmesi anti-gey önyargılarını azaltmaya yaramaktadır.Eşcinsellikle ilgili kesin bilgiler, özellikle cinselliklerini keşfeden (örneğin eşcinsel, biseksüel veya heteroseksüel) veya anlamaya çalışan genç insanlar önemlidir. Eşcinsellikle ilgili bilgilerin daha çok insanı eşcimsel yaptığı yönündeki söylentilerin geçerliliği yoktur, eşcinsellikle ilgili bilgiler hiç kimseyi gey veya zıtcinsel (straight) yapmamaktadır.

Tüm LGBTİ'ler  HIV virüsünü taşımakta mıdır?

Hayır, Bu sadece ortak bir söylenceden ibarettir. Gerçekte, HIV virüsüne karşı korunmasızlık riski kişilerin sadece davranışlarına bağlıdır; bireylerin cinsel yönelimlerine değil. HIV/AIDS konusunda hatırlatılması gereken en önemli nokta hastalık kapma riskinin güvenli seks ve uyuşturucu maddelerden uzak durularak sağlanabilineceğidir.

Zeki Müren bir başbakanla birlikte oldu!

Merhum Ünlü sanatçı Zeki Müren'in en yakın arkadaşlarından biri olarak bilinen Göksenin Çakmak, Yurt gazetesine verdiği röportajda Zeki Müren'in bir başbakanla birlikte olduğunu söyledi

Zeki Müren'in 18 yıl boyunca en yakınındaki dostu Göksenin Çakmak, "Zeki Müren'in bir Başbakan'la birlikte olduğunu ancak isim veremeyeceğini" öne sürdü. "Bu sır benimle birlikte gömülecek" diyen Çakmak, söz konusu başbakan hakkında "Çapkın olduğu da doğru" ifadesini kullandı.

Yurt gazetesinden Ahmet Çınar'ın sorularını yanıtlayan Çakmak'ın açıklamalarından öne çıkan bazı bölümler şöyle:

Sizin Zeki Müren'e dair pek çok tanıklığınız, çok özel anılarınız var, ama sizi konuşturmak da çok zor hakikaten... Zeki Müren'i ele almak demek, asırları ele almak demek. Duygusal dünyası ayrı, sinirlendiği şeyler ayrı, toplum karşısındaki hayatı ayrı. Kocaman bir ansiklopedi yazabilirim Zeki Bey'le ilgili. 18 yıllık birikim bu. Daha önce de söylediğim gibi hukuki nedenler var.

"ERKEK MANKENLE NİŞANLANDI"

Pek çok ismi zikredemem bu anılarda. İşadamları, siyaset adamları devlet adamlar var bahsetmek istediğim. Dolayısıyla onlarla ilgili bir ifşaatta bulunduğum takdirde gerçekten başım derde girebilir. Bir örnek veriyorum, bir dönemin çok ünlü erkek mankenlerinden ve aynı zamanda oyunculuk da yapan bir isimle Zeki Müren'in nişanlandığını söyleyebilirim.

"BELKİ ŞİMDİLERDE PİŞMANLIK DUYUYORDUR"

İsim veremiyorum ama o mankenle üç ay nişanlı kaldıklarını, sonra da ayağı kokuyor diye onu evden kovduğunu bilmiyorsunuz. Bir dönem sosyetesinin jönü, birlikte olmadığı kadın ve erkek yok. Biseksüel bir manken. Belki de şimdilerde, geçmişinden pişmanlık duyan biridir o kişi.

"BİR BAŞBAKANLA BİRLİKTE OLDU"

Belli ki epey çapkınmış Zeki Bey. Hayatına hiç siyasetçi girdi mi?

İsim vermeden söylemem gerekiyor. Zeki Müren, bir başbakanla da birlikte oldu. İsim veremem gerçekten. Bunu yapamam. Bu sır benimle birlikte gömülecek. İsim sormayın lütfen. Çapkın olduğu da doğru. Bakın çok enteresan bir olaydır. Antalya'da Derya Motel'de kalıyor. Evi var beşinci katta, zor geldiği için çıkmıyor eve, motelde kalıyor. Bir gün oturuyor Zeki Bey. Bir gelin ve damat halayına gelmiş otele. Odalarına çıkıyorlar. Zeki Bey de mutluluklar diliyor çifte. Kendisi de ay ışığında oturuyor.

"ZEKİ BEY BUGÜN BENİM GERDEK GECEM"

Bir ara tül perde aralanıyor ve damat 'Zeki Bey bugün benim gerdek gecem. Ben size hayranım, sizinle birlikte olmak istiyorum. Yarın buradan gideceğiz, sizi bir daha bulamam, lütfen diyor. Zeki Bey, o damatla yattığını anlattı. Hakikat bunlar. Ama bunları anlattığımızda, heteroseksüel bir kültür ağırlığı içinde ters karşılanıyor. Bunların da olabileceğini kimse düşünmek istemiyor.

Paris'te Eşcinsel Karşıtı Yürüyüş

Fransa'nın başkenti Paris'te, eşcinsel evlilik karşıtları protesto için sokaklara döküldü. Dauphine kapısında başlayan yürüyüş Montparnasse Gar’ında son buldu.

Polise göre 77 bin 500 düzenleyenlere göre 530 bin kişi yürüyüşe katıldı. Protestocular ellerine aldıkları pembe ve mavi bayraklarla yürüdüler.

Eylemciler, eşcinsellerin “taşıyıcı anne” veya “tüp bebek “yöntemi ile çocuk sahibi olmalarına karşı olduklarını vurgulayarak eşcinsellerin evlilik yasasının kaldırılmasını istediler.

1500 polis ve havadan polis helikopteri tarafından da konrol edilen yürüyüş olaysız son buldu.

5 Ekim 2014 Pazar

CHP'de Boysan Yakar Tartışması

Şişli Belediye Başkanı Hayri İnöbü, lgbti'lere destek veren Boysan Yakar'ı, özel kalem müdürü yaptı. Taksim'deki LGBTi onur yürüyüşünde renkli kıyafetlerle dikkat çeken Yakar, CHP'de tartışma yarattı.
Star gazetesinin haberne göre
"YÖNETİM RAHATSIZ
Şişli Belediye Başkanı İnönü'nün baş danışmanı Boysal Yakar'ın CHP Genel Merkez'den gönderildiği öğrenildi. Yakar, geçen Temmuz ayında İstanbul Taksim'de yapılan 12. İstanbul LGBTİ Onur Yürüyüşü'ne katıldı. LGBTİ'lere destek verdi.
İnönü'nün özel kalem müdürlüğü görevini de yürüten Yakar'ın fotoğraflarının ortaya çıkması, Şişli Belediyesi Meclis üyeleri ve başkan yardımcıları arasında rahatsızlık yarattı.
Boysan Yakar'ın, Başkan yardımcılarından da fazla yetkilere sahip olduğu iddia edildi. Makam arabası ve sekreteri olan Boysal Yakar'ın, başdanışmandan çok Belediye Başkanı gibi hareket ettiği iddia edildi."

4 Ekim 2014 Cumartesi

Lezbiyen miyim?

Kadınlardan hoşlanan kadınlara lezbiyen denir.Bizler cinsel açıdan diğer kadınları çekici bulan kadınlarız.Bizler,kendilerini duygusal ve zihinsel açıdan kadınlara yakın hisseden kadınlarız. Bizler,partner(ya da sevgili mi desem?) olarak kadınları tercih eden kadınlarız.

Lezbiyenler olarak,yalnız değiliz.Ergenlik çağındaki her 10 kişiden biri lezbiyen ya da geydir.Tarih sahnesinde pek çok ünlü lezbiyene rastlanır. Lezbiyenler,doktor,öğretmen,avukat, fabrika işçisi,polis memuru,politikacı,bakan,film yıldızı,sanatçı,anne,hemşire,kamyon şoförü, manken,yazar olabilir. Siz adını koyun,biz yapalım.

Lezbiyenler,beyaz,siyah,asyalı,latin,güney amerikalı,yahudi, katolik,protestan,budist olabilir. Lezbiyenler,zengin,yoksul,işçi sınıfından ya da orta sınıftan olabilir.Bazı lezbiyenler heteroseksüel evlilikler yaşamaktadır. Bazı lezbiyenler engellidir. Lezbiyenler genç kadınlar ve yaşlı kadınlar olabilir. Siz adını koyun,biz olalım.

Şehirlerde de,taşrada da pek çok lezbiyen yaşamaktadır.Biz her yerdeyiz.

LEZBİYEN OLUP OLMADIĞIMI NASIL ANLAYABİLİRİM?

“Ben küçükken,büyüyünce en iyi kız arkadaşımla yaşamayı hayal ederdim,ve bu duygu yaşım ilerledikçe değişmeden kaldı.”—Tuğba,21

“Ben çok küçükken,diğer kızlara aşık olurduk,ancak daha sonra bu süreçten kurtulmamız beklenirdi.Kızların erkeklerle,erkeklerin kızlarla tanışma hikayelerini anlatan kitaplar okumalıydık.Doğrusunu söylemek gerekirse,o kitapları hiçbir zaman sonuna kadar okuyamazdım.”—Tülin,19

Ergenlik çağında,çoğu genç kız cinsel duygularının bilincine varır ve “çıkma” fikrine ilgi duymaya başlar.Çoğu,erkekleri çekici bulur.Ancak pek çok genç kız da hemcinslerine çekim duyar.

Hemcinslerinizden hoşlandığınızın farkına varabilirsiniz. Kız arkadaşlarınızdan farklı olduğunuzu,bazen hiç uyuşmadığınızı hissedebilirsiniz. Kız arkadaşlarınız erkekleri keserken,kendinizi kızları keserken bulabilirsiniz.Erkeklerle çıkmak sizin ilginizi çekmeyebilir.”Neden görüştüğüm şu harika kadına benzer hiç erkek yok?” diye kendi kendinize sorabilirsiniz.

Tüm bunların yanı sıra,lezbiyen olup olmadığınızla ilgili kafanız karışabilir,şüpheye düşebilirsiniz.Yetişkinlerin büyük çoğunluğu bize,kendimize eşcinsel diyebilmemiz için daha erken olduğunu,bir dönemden geçtiğimizi ya da neden bahsettiğimizi bilmediğimizi söyleyecektir.Bu,bazılarımızın lezbiyen olduğu gerçeğini yadsıma yöntemleridir.

Hem erkekleri,hem kadınları çekici bulduğunuz için kafanız karışabilir.Bu sorun teşkil etmez.Bazı kadınlar,yaşamları boyunca hem erkeklerle hem kadınlarla ilişkiye girebilir.Bazıları sonradan tamamen lezbiyen ya da heteroseksüel olmayı tercih edebilir.(”tercih etmek”,cinsel yönelim için uygun bir tanım değil gibi geldi bana.)

Cinsellik zamanla gelişir.Bu yüzden,cinsel kimliğinizden emin değilseniz endişe etmeyin.

NORMAL MİYİM?

“Bize eşcinselliğin hastalıklı,sapkınca,günah ya da anormal olduğu söyleniyor.Ancak bunu söyleyenler,kadının yerinin mutfak olduğunu,engellilerin ise işe yaramaz olduklarını iddia edenlerle aynı kişiler.Neyin normal olduğunu söylemeye kimin hakkı var?Kimilerine göre çiğ balık yemek normalken,kimilerine göre iğrenç ve anormal olabilir.”—Tülin,19

“İçimizdeki eşcinsel yönelimin bilincine varmamız ve yaşam şartlarımızı buna göre değiştirmek istemine ulaşmamız çok cesurca.” Natalie,23

Evet,normalsiniz. Bir insanın hemcinslerine çekim duyması tamamen doğaldır.Ancak bu,toplumumuz tarafından desteklenen bir şey değildir.Pek çok kişi,gey ve lezbiyen karşıtı önyargılar nedeniyle bu duyguları bastırır.

Çoğu bilim insanı,cinsel yönelimin temellerinin çok genç bir yaşta,hatta kimi zaman doğumda atıldığı konusunda hemfikirdir.

İster eşcinsel ister heteroseksüel olun,kendiniz olmak normal ve sağlıklıdır.Önemli olan kendimizi sevmeyi öğrenmektir.

GENÇ VE LEZBİYEN OLMAK NASIL BİR DUYGU?

“Kendimi çok güçlü, özel, bağımsız ve cesur hissediyorum”-Natalie, yaş 23.

“Bu bazen korkutucu bir duygu.Kendimden emin olamadığım zamanlar oldu ama bunun dışında kendimi harika ve gururlu hissettim.”-Tülin, yaş 19.

Lezbiyen olmanın belli kuralları, doğrusu yada yanlışı diye bir şey yoktur. Toplumun bize çocukluğumuzdan beri dayatmış olduğu klişeleşmiş lezbiyen tiplemeleri yüzünden eğer lezbiyenseniz belirli bazı özelliklere sahip olmanız gerektiğini düşünebilirsiniz. Ama
lezbiyenler her çeşit eğitim seviyesinden, herhangi bir dış görünüşe veya meslek grubuna sahip olabilen kadınlardır.

Cinsel yöneliminiz kişiliğinizin sadece bir parçasıdır ve büyük bir olasılıkla heteroseksüel arkadaşlarınızla aynı olan hobilere ve ilgi alanlarına sahipsiniz.

Homofobik ve önyargılı düşüncelerden dolayı bazı insanlar lezbiyenleri ve geyleri kabullenemezler. Lezbiyenler ve geyler ayrımcılık ve şiddet yüzünden acı çekmektedirler.Bu yüzden dolayı eşcinsel hakları için mücadele vermekte olan gey ve lezbiyen organizasyonu vardır.

“Kendimi ve cinselliğimi kabul ettiğim andan itibaren farkına vardım ki hayata karşı daha ilgili olmaya ve arkadaşlarımla daha sıcak ilişkiler kurmaya başladım.Çünkü kendimle çok daha barışıktım”-Tuğba, yaş 21

“Sürekli karşı karşıya kaldığım homofobi yüzünden çoğu kez kendimi depresif ve üzgün hissettim, ama sonra farkettim ki kendi kuşağımdan insanları bu konuda eğitebilme gücüne sahibim.”-Müge, yaş 20.

KENDİMİZİ SEVMEYİ NASIL ÖĞRENECEĞİZ?

“Duygularımızı inkar etmememiz çok önemli. Eğer biz gerçekten içimizden gelen kişi olabilirsek, ne kadar mutlu olabildiğimize şaşırabiliriz. Ve olumlu yönlerimize kafa yormalıyız, lezbiyen olmak çok olumlu birşeydir.”- Rabia, yaşı 24

“Kendimi mutlu ve iyi hissettiren insanlarla etkileşim içinde olmam yardımcı oluyor. Ve iyi hissetmemi sağlayan şeyleri yapmaya çalışıyorum.”- Serap, yaşı 19

Her insanın kendi kendisinden hoşnut olmaya hakkı vardır. Hepimiz değerli insanlarız. Genç insanlar için özgüven geliştirmek çok önemlidir. Çevremizde bizim hasta, sapkın ya da çok mutsuz hayatlar sürmeye mahkum olduğumuzu düşünen insanlar varken, lezbiyen ve gay gençliğin kendileri ile ilgili iyi hissetmeleri zordur.

Kendimizi, gerçekte kim olduğumuzu saklamak zorunda hissedersek, alkol, uyuşturucular ve intihar yoluyla kendimize zarar vermek isteyebiliriz. Özellikle, lezbiyen olduğumuz gerçeğini konuşacak kimsemiz yoksa, oldukça dışlanmış, korku dolu ve depresif hissedebiliriz.

Herşeyin ötesinde, biz, genç lezbiyenler olarak, kimliğimizi sevmeyi öğreniyoruz. Lezbiyenler hakkında yazılmış iyi kitaplar okumanın faydası oluyor- tam ve doğru bilgiler içeren ve çok tatmin edici hayatlar süren lezbiyenler hakkındaki kitaplar. Başka lezbiyenlerle tanışmanın da faydası oluyor çünkü böylelikle lezbiyenlerin en az diğer insan grupları kadar çeşitlilik gösterdiğini ve toplumun bize bir çok yalan söylediğini anlıyoruz.

“Ben bir lezbiyenim ve ben iyiyim.” hergün kendi kendinize bunu söylemeniz faydalı olabilir. Ve konuşmak için de, lezbiyenlerin sorun olmadığını düşünen birilerini bulmaya çalışın. Unutmayın; lezbiyen olmak normal ve doğaldır, aynı, bazılarının heteroseksüel olmasının normal ve doğal olduğu gibi.

KİME SÖYLEMELİYİM?

” Bu konuda kendinizi rahat hissedene kadar lezbiyen olduğunuzu başkalarına söylemek için kendinizi baskı altında hissetmemelisiniz. İnsanların farklı farklı tepkilerine karşı hazırlıklı olun.”
-Tuğba, yaş 21.

” Sadece olabilecek şeylerle yüzleşebilecek yeterli güce sahip olduğunuzu düşünüyorsanız bunu birine söylemelisiniz.Bu duygularla daha fazla tek başınıza başa çıkamayacağınızı düşündüğünüzde başkalarına açılmaya çalışın.Ailenizin delirebileceğini düşünüyorsanız daha objektif olabilecek birine söyleyin.”-Sabriye, yaş 19.

“Lezbiyen olduğumu birkaç arkadaşıma söylediğimde onlara bundan 5 dakika öncesinden hiç bir farkım olmadığını sadece şimdi onlardan büyük bir sırrı saklamıyor olduğumu söyledim.”-Tülin, yaş 19.

Dışarı açılmak (coming out), kendinizi bir lezbiyen olarak kabullenme ve cinsel yöneliminiz konusunda ne kadar açık olmak istediğinizi anlama sürecidir.

Ne yazık ki tanıdığınız herkes lezbiyen olmanın dilimlenmiş hazır ekmekten bu yana en harika şey olduğunu düşünmeyebilir.Kimin size destek olabileceğini ve bununla başa çıkabileceğini bilebilmek zordur. Bazı arkadaşlarınız sizi kabullenir, bazıları da sizden uzaklaşabilir veya sizin izniniz olmadan başka insanlara söyleyebilirler. Aileye açılmak çok zor olabilir.Bazı aileler bu

konuda çok anlayışlı davranırlar.Ama bir kısım lezbiyen ve gey gençlik,aileleri onların yönelimlerini öğrendiğinde evlerinden kovulmuştur.

Konuşabileceğiniz birisinin olması önemli çünkü hayatınızın bu kadar önemli bir kısmını bir sır olarak saklamak zorunda kalmak ne normal bir şeydir ne de sağlıklı. Bu konuda güvenebileceğiniz, yardım alabileceğiniz ya da danışabileceğiniz eşcinsel organizasyon ve topluluklarının internet adresleri sitemizin “linkler” bölümünde mevcuttur.

DİĞER LEZBİYENLERLE NASIL TANIŞABİLİRİM?

“Çevrenizde bir çok lezbiyen vardır , ama siz onların lezbiyen olduğunu bilmiyorsunuz, tıpkı onların, sizin lezbiyen olduğunuzu bilmedikleri gibi. Umudunuzu kaybetmeyin. Sonuçta birileriyle tanışacaksınız.”- Serap, yaşı 19

Yerel feminist,lezbiyen organizasyonlarla bağlantı kurun.(Sitemizin linkler bölümünde bu organizasyonların internet adreslerini bulabilirsiniz) Ayrıca Türkiye’nin bir çok üniversitesi gay&lezbiyen organizasyona (Legato) sahiptir.
Çevrenizde gay/lezbiyen veya feminist yayınları araştırın.

* Bu broşür ,OUTRİGHT The portland,Maine,Alliance of lesbian and gey youth tarafından hazırlanmış,LeGaTo içerisindeki öğrenciler tarafından Türkçe’ye çevrilmiş ve Türkiye şartlarına göre adapte edilmiştir.

--

http://community.lgbti.org forum sitemize üye olabilirsiniz
Üye olmak isteyenler için kayıt sayfası: http://community.lgbti.org/register/