Üretime dayalı bir toplum olan türkiye, kapitalizmin yeni evrimini küresel ölçekte yaşıyor.
Tüketimi hedef alan yaşam tarzı, kişisel olarak tercih edilmekten çok kapitalizm tarafından dayatılıyor.
Gelişen teknoloji ile birlikte oluşturulan orta sınıf toplum kültürü, temelde farklılık, bireysellik, haz ve tüketim odaklı olduğu için
''Bireysel farklılık'' vaat eden ürünler çekici hale getiriliyor.
Dayanışma ve yardımlaşmanın yerini artık bireysel başarı ve kişisel hırs duygusu alıyor.
Yüksek tüketim beklentileri ve rakamları da, başarılı ve makbul birey olmanın ölçütü olarak sunuluyor.Bunun sonucunda birçok insan, tüketime endeksli toplumun hırslı,aşırı bireyci, sabırsız ve tatminsiz aktörleri haline geliyor.
Geliştirileni kullanma arzusu, insan'a farklı nedenler ve savunmalar sunuyor. Bunun sonucunda ise elde edilemeyen her teknoloji harikası için stres ve hayal oluşuyor.
İnsan stresin üstesinden gelsede bu şekilde kısıtlı hayallerle kendinide küçük hedeflere kilitliyor. Yaratıcılıgına bir son diyor.
Herkes teknolojinin içinde kendi için yeterli olanı seçerce tüm fiyatlar kendiliğinden düşecek ve ucuza daha kaliteli bir hizmet alacaksınız .
28 Aralık 2014 Pazar
24 Aralık 2014 Çarşamba
Gelincik Merkezinden ücretsiz hukuki danışmanlık
Ankara Barosu Gelincik Merkezinden LGBTİ bireylere ücretsiz hukuki danışmanlık ve ücretsiz avukatlık hizmeti verilmeye başlandı.
Şiddet mağduru kadınlar ve çocuklara ücretsiz hukuki danışmanlık hizmeti ve avukat desteği veren Ankara Barosu Gelincik Merkezi, artık LGBTİ bireylere de ücretsiz hizmet vermeye başlayacağını duyurdu.
Gelincik Merkezi Başkan Yardımcısı avukat Özlem Günel Tekşen, 2011’den beri Türkiye’nin her yerinden merkezi arayan şiddet mağdurlarına telefonla hukuki danışmanlık verdiklerini, Ankara’daki başvuruculara ise ücretsiz avukat görevlendirdiklerini söylerken, şimdi LGBTİ başvurucuları da proje kapsamına aldıklarını ifade etti.
“Şimdiye kadar LGBTİ’lerden çok fazla başvuru almadık. Ama bir nöbetim sırasında İstanbul’dan bir LGBTİ bizi aradı. Ona danışmanlık sağladık. Duyurmadığımız halde böyle bir talep olduğunu gördük.
“Proje sadece kadın ve çocukları kapsıyorken de bize başvuran LGBTİ’leri geri çevirmiyorduk elbette. Ama LGBTİ’lere de ücretsiz hukuki destek sağlayacağımızı duyurmanın, başvuruları arttıracağını düşündük.
“Şimdiye kadar avukatlar olarak kadına yönelik şiddet konusunda eğitimler almıştık. Bundan sonra da LGBTİ örgütleriyle avukatlara yönelik eğitimler düzenlemeyi ve protokoller çerçevesinde ortak çalışmalar yapmayı planlıyoruz.”
TELEFON HATTI 7/24 AÇIK
Ankara Barosu’nun 2011’de başlattığı Gelincik Projesi kapsamında açılan Gelincik Merkezi, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik şiddete uğrayan kadın, çocuk ve LGBTİ’lere hizmet veriyor.
Şiddet görüyorsanız, 444 43 06 numaralı telefon hattından 7 gün 24 saat Gelincik Merkezi’ne ulaşabiliyorsunuz.
Avukat Özlem Günel Tekşen, “Telefon hattımız Türkiye’nin her yerine açık. Her zaman danışmanlık vermeye açığız. Ancak birebir avukat görevlendirmeyi sadece yetki alanımız olan Ankara içinde gerçekleştirebiliyoruz” diyor.
Demokrat Haber
Şiddet mağduru kadınlar ve çocuklara ücretsiz hukuki danışmanlık hizmeti ve avukat desteği veren Ankara Barosu Gelincik Merkezi, artık LGBTİ bireylere de ücretsiz hizmet vermeye başlayacağını duyurdu.
Gelincik Merkezi Başkan Yardımcısı avukat Özlem Günel Tekşen, 2011’den beri Türkiye’nin her yerinden merkezi arayan şiddet mağdurlarına telefonla hukuki danışmanlık verdiklerini, Ankara’daki başvuruculara ise ücretsiz avukat görevlendirdiklerini söylerken, şimdi LGBTİ başvurucuları da proje kapsamına aldıklarını ifade etti.
“Şimdiye kadar LGBTİ’lerden çok fazla başvuru almadık. Ama bir nöbetim sırasında İstanbul’dan bir LGBTİ bizi aradı. Ona danışmanlık sağladık. Duyurmadığımız halde böyle bir talep olduğunu gördük.
“Proje sadece kadın ve çocukları kapsıyorken de bize başvuran LGBTİ’leri geri çevirmiyorduk elbette. Ama LGBTİ’lere de ücretsiz hukuki destek sağlayacağımızı duyurmanın, başvuruları arttıracağını düşündük.
“Şimdiye kadar avukatlar olarak kadına yönelik şiddet konusunda eğitimler almıştık. Bundan sonra da LGBTİ örgütleriyle avukatlara yönelik eğitimler düzenlemeyi ve protokoller çerçevesinde ortak çalışmalar yapmayı planlıyoruz.”
TELEFON HATTI 7/24 AÇIK
Ankara Barosu’nun 2011’de başlattığı Gelincik Projesi kapsamında açılan Gelincik Merkezi, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik şiddete uğrayan kadın, çocuk ve LGBTİ’lere hizmet veriyor.
Şiddet görüyorsanız, 444 43 06 numaralı telefon hattından 7 gün 24 saat Gelincik Merkezi’ne ulaşabiliyorsunuz.
Avukat Özlem Günel Tekşen, “Telefon hattımız Türkiye’nin her yerine açık. Her zaman danışmanlık vermeye açığız. Ancak birebir avukat görevlendirmeyi sadece yetki alanımız olan Ankara içinde gerçekleştirebiliyoruz” diyor.
Demokrat Haber
16 Aralık 2014 Salı
İdari Yaptırım Cezaları
Son günlerde en küçük karakol olaylarında bile bizlere kesilen idari yaptırım cezalarından biri de geçtiğimiz günlerde benim başıma geldi.
Olayın içeriğini kısaca söyle özetleye bilirim sanki bu olayı siz yaşıyormuşsunuz gibi düşünmenizi istiyorum.
Daha önce bir kez arkadaşlar aracılığı ile evinize gelip konuk olup giden biri ısrarla sizi arıyor ve siz müsait değilsiniz telefona cevap vermiyorsunuz; Kısa bir süre sonra kapınız çalınmaya başlıyor, dürbünden bakıyorsunuz; Abuk subuk sarhoş bir adam ayakta durmakta zorlanıyor işin garip tarafı siz bu adamı arkadaşlarınız aracılığı ile geldiği için doğru düzgün tanımıyorsunuz bile bu arada 20 haneli bir binada oturduğunuzu düşünün ve komşular polisi arıyor derken gelen polise ile birlikte karakola gidiyorsunuz elinize direk bi resmi evrak uzatıyorlar üzerinde 400 tl idari yaptırım cezası yazan resmi bir evrak neden niçin diye sorma şansınız olmadan elinize tutuşturuyorlar tek söyledikleri şey 15 gün içinde öderseniz yüzde 30 indirimi var!
Ne yapardınız?
Yorum bölümünde değerlendirmelerinizi tek tek okumak istiyorum arkadaşlar peki ben ne yaptım zorunlu olarak evrakı aldım ve görevli olan memura bu cezanın neden kesildiğini sordum kabahatler kanunu toplu konut içerisinde olay çıkartmak dedi olayı ben mi çıkarttım dediysemde çaresiz kabullenmek zorunda kalacağımı anladım ve isterseniz itiraz edebilirsiniz diyen bir amir vardı nereden itiraz edebilirim dedim bilmiyorum diye cevap verdi peki bu konuda bana kim yol gösterecek dediğim zaman nereden itiraz edildiğini bilmediğini söyledi bölge idare mahkemesine başvurmam gerektiği söylendi fakat arkadaşlar erken ödeme indirimi süresi geçmemesi açısından yatırdım ve gerekli başvuruları yaptım ses seda çıkmadı karakolların yeni yıldırma psikolojisi de bu sanırım yüksek cezalar keserek bizi yıldırmak.
Türk Lokumu Selin
Sakarya
Olayın içeriğini kısaca söyle özetleye bilirim sanki bu olayı siz yaşıyormuşsunuz gibi düşünmenizi istiyorum.
Daha önce bir kez arkadaşlar aracılığı ile evinize gelip konuk olup giden biri ısrarla sizi arıyor ve siz müsait değilsiniz telefona cevap vermiyorsunuz; Kısa bir süre sonra kapınız çalınmaya başlıyor, dürbünden bakıyorsunuz; Abuk subuk sarhoş bir adam ayakta durmakta zorlanıyor işin garip tarafı siz bu adamı arkadaşlarınız aracılığı ile geldiği için doğru düzgün tanımıyorsunuz bile bu arada 20 haneli bir binada oturduğunuzu düşünün ve komşular polisi arıyor derken gelen polise ile birlikte karakola gidiyorsunuz elinize direk bi resmi evrak uzatıyorlar üzerinde 400 tl idari yaptırım cezası yazan resmi bir evrak neden niçin diye sorma şansınız olmadan elinize tutuşturuyorlar tek söyledikleri şey 15 gün içinde öderseniz yüzde 30 indirimi var!
Ne yapardınız?
Yorum bölümünde değerlendirmelerinizi tek tek okumak istiyorum arkadaşlar peki ben ne yaptım zorunlu olarak evrakı aldım ve görevli olan memura bu cezanın neden kesildiğini sordum kabahatler kanunu toplu konut içerisinde olay çıkartmak dedi olayı ben mi çıkarttım dediysemde çaresiz kabullenmek zorunda kalacağımı anladım ve isterseniz itiraz edebilirsiniz diyen bir amir vardı nereden itiraz edebilirim dedim bilmiyorum diye cevap verdi peki bu konuda bana kim yol gösterecek dediğim zaman nereden itiraz edildiğini bilmediğini söyledi bölge idare mahkemesine başvurmam gerektiği söylendi fakat arkadaşlar erken ödeme indirimi süresi geçmemesi açısından yatırdım ve gerekli başvuruları yaptım ses seda çıkmadı karakolların yeni yıldırma psikolojisi de bu sanırım yüksek cezalar keserek bizi yıldırmak.
Türk Lokumu Selin
Sakarya
30 Kasım 2014 Pazar
Piton Pakize'den Derneklere Sitem!
LGBTİ'nin yakından bildiği isimlerden biri olan Piton Pakize Facebook sayfasından LGBTİ derneklere sitem etti.
İşte Piton Pakize'nin Facebook sayfasında paylaştığı o yazı.
Rahat değilim!. Bir LGBTI vatandaşı olarak rahat değilim!..
Son dönemlerde dikkatimi çeken beni ve diğer LGBTI bireyleri temsil eden LGBTI dernek oluşumlarının neredeyse parti destekçisi adı altında ilerlemesinden rahatsızım!.
Sırasıyla DTP , BDP simdi de HDP destekçisi altında ilerleyen ve daha bizim oyumuzu , düşüncelerimizi ( en azından e-imza kampanyası) sormadan hareket eden ve kendi siyasi ideolojilerini derneklere (acıtasyonca ve masumca) aşılayan baş aktivistlerin bir çoğunu bir LGBTI birey olarak kınıyorum!.
Yine son dönemlerde dikkatımı çeken olaylardan biri de git gide bazı derneklerin özellikle (İstanbul LGBTI derneği) "Abdullah Öcalan " sempatizanlığı ile ilerleyen bir akım haline gelmesidir!.
Yakın bir zamanda da Abdullah Öcalan ile masaya oturmaya çalışan aktivistlerin haberini de duydum!.
Türk-Kürt siyasi savaşının içine eşcinsel derneklerini alet etmek en büyük ihanettir bizlere!.
O zaman hayvan hakları dernekleri gibi diğer kuruluşlarda alet olsun!. Daha henüz Türk devletinin ve bir çok dünya devletlerinin de terorist listesinde bulunan PKK'nın sempatizanlığını yapan ve benim ve diğer eşcinsel vatandaşlarının siyasi düşüncelerini umursamadan hareket eden şimdiki siz bas aktivistler ; henüz homofobik ve transfobik bu ülke de bizleri HDP bayrağı çatı altında ya da herhangi bir siyasi partiye yalakalik adi altinda beni destekleyemezsin!.
Bir gün HDP'nin amacı değiştiğinde ( tıpkı PKK'nın halk harekatı olupta sonradan silahlanıp dağ çıkması gibi) Türk hükümeti tarafından teroriste destek çıkma amacından kapatılmaya çalışıldığında ya da suçsuz yere politika kurbanı olarak gittiğinde ben bir eşcinsel birey olarak sokakta Türk hükümetine göre vatan haini olarak görüleceğim! Neden mi? Sırrı Süreyya'ya destek, gururumuz HDP , kurtuluşumuz HDP imasıyla dergilere, derneklere bunu yapıştıran ve gökkuşağımı örgüt ve parti bayraklarıyla süsleyerek oy toplamaya çalışan "Apo" cu zihniyetli LGBTİ aktivistleri kınanmalıdır!.
CHP'nin sayesinde yine ayakta kalmaya çalışan derneklerin ( Beşiktaş,Şişli, Kadıköy ve İzmir gibi) içinde CHP'nin değilde HDP bayrakları ve dağa çıkacağım diye bağıran , dernek içinde rakı sofraları eşliğinde kalitesiz konuşan (ki videoları da mevcuttur) aktivistleri görüyorum!.
Dernekler nasıl bir yol alıyor beni temsil eden ve maaş alan bu dernek başları LGBTI bireyleri siyasi kaosun içine atmaktadır!. Bir homofobik akımın sloganlarından birini daha duymuş olacağız, öldürülmemiz istendiğinde " Vatan haini sizi". Bunun yanlış olduğu hakkında belirtildiğinde -ne var sizde istediğiniz siyasi ideolojinizi derneğe taşıyın, cevabıyla konuyu kapatırlar!. Hey sen aktivist kendine gel ve dinle! Bu ülkede dincisi, kemalisti, solcusu, komünistti, milliyetçisi, apolitikçisi, anarşisti, ulusalcısı her türlüsü dolu dolu LGBTI bireyleri vardır!.
Hic bir siyasi ideolojilerini siz bir kaç kişi gibi baş aktivist olupta yaşasın bu şu gibi sloganlara derneklere alet etme çabasına girmemiştir!..
Şimdi girilse dahi tarafinizca da engellenir ve fişlenir!. Bu derneklerin siyasi boşluğundan yararlanarak PKK destekçiliğine sürmektesiniz!. İstemiyorum hiç bir siyasi parti ve ideolojisini beni temsil eden derneklerde!. Kutuplaştırmayın LGBTI bireyleri ve homofibklere yeni bir bahane daha yaratmayin , bu vatan haini -bu kürt düşmanı diye!. Gidin siyasi akımlarınızı desteklediğiniz parti içinde yapın!. Bir Trans birey HDP'den aday oldu diye tüm reklamı dernekler içinde üstüne basa basa sadece buna oy verin baskisiyla gelmeyin ustumuze!. Bir trans bir parti adi altinda kendi adayligini koyabilir ama bu beni temsil ettiği anlamına getirmeyin! Simdi bu trans birey dağlara çıkacagım YPG -PKK basliklari altinda ilerlemesi beni temsil edemez beni tehlikeye atar!..
Siyasi piyonlar ellerinizi LGBTI derneklerinden çekin!.
Kürt sorunu ve politikalarıni dernek dışında tutun. HEPAR partisi bile hayvan hakları için ozen gosterdiği sloganları bile hayvansever derneklerinin çatısı altında yapmamıştir, yapamamıştır ama iş bizim derneklere gelince görünen köy kılavuz istemiyor!. LGBTI ( ve dernekler) siyasi bir ideoloji degildir, bir cinsel yönelimler bütünüdür, insan haklarını esas almalıdır.
Bir LGBTI bireyin yorumuna denk geldiğim : " LGBTİ bireylerin elbette ki siyasi görüşleri de olacaktır. Sizler din ve siyaseti birbirinden ayırın diye yırtınıyor iken nasıl olur da bir siyasi tavanın altına sıkışıp pineklemeyi kabul görüyorsunuz.
Hangi rejim gelirse gelsin en çok ötelenen bizler olacağız. Sağcının solcusunun hastalar olarak tabir ettiği bizler küçük masthrbatif haraketlerden hemen ne keyif alıyoruz zira kabul görülmeyi bekleyen acizler değiliz.
KABUL ETTİRMEYE ENDEKSLİ ENTELEKTÜEL ÖZGÜR BİREYLERİZ.
Herhangi bir partinin omzuna ihtiyacımız olmamalı.
Hadi ibneyiz öteleniyoruz birde siyasi damga yesekte ordan ötelensek" gibi.
İşte Piton Pakize'nin Facebook sayfasında paylaştığı o yazı.
Rahat değilim!. Bir LGBTI vatandaşı olarak rahat değilim!..
Son dönemlerde dikkatimi çeken beni ve diğer LGBTI bireyleri temsil eden LGBTI dernek oluşumlarının neredeyse parti destekçisi adı altında ilerlemesinden rahatsızım!.
Sırasıyla DTP , BDP simdi de HDP destekçisi altında ilerleyen ve daha bizim oyumuzu , düşüncelerimizi ( en azından e-imza kampanyası) sormadan hareket eden ve kendi siyasi ideolojilerini derneklere (acıtasyonca ve masumca) aşılayan baş aktivistlerin bir çoğunu bir LGBTI birey olarak kınıyorum!.
Yine son dönemlerde dikkatımı çeken olaylardan biri de git gide bazı derneklerin özellikle (İstanbul LGBTI derneği) "Abdullah Öcalan " sempatizanlığı ile ilerleyen bir akım haline gelmesidir!.
Yakın bir zamanda da Abdullah Öcalan ile masaya oturmaya çalışan aktivistlerin haberini de duydum!.
Türk-Kürt siyasi savaşının içine eşcinsel derneklerini alet etmek en büyük ihanettir bizlere!.
O zaman hayvan hakları dernekleri gibi diğer kuruluşlarda alet olsun!. Daha henüz Türk devletinin ve bir çok dünya devletlerinin de terorist listesinde bulunan PKK'nın sempatizanlığını yapan ve benim ve diğer eşcinsel vatandaşlarının siyasi düşüncelerini umursamadan hareket eden şimdiki siz bas aktivistler ; henüz homofobik ve transfobik bu ülke de bizleri HDP bayrağı çatı altında ya da herhangi bir siyasi partiye yalakalik adi altinda beni destekleyemezsin!.
Bir gün HDP'nin amacı değiştiğinde ( tıpkı PKK'nın halk harekatı olupta sonradan silahlanıp dağ çıkması gibi) Türk hükümeti tarafından teroriste destek çıkma amacından kapatılmaya çalışıldığında ya da suçsuz yere politika kurbanı olarak gittiğinde ben bir eşcinsel birey olarak sokakta Türk hükümetine göre vatan haini olarak görüleceğim! Neden mi? Sırrı Süreyya'ya destek, gururumuz HDP , kurtuluşumuz HDP imasıyla dergilere, derneklere bunu yapıştıran ve gökkuşağımı örgüt ve parti bayraklarıyla süsleyerek oy toplamaya çalışan "Apo" cu zihniyetli LGBTİ aktivistleri kınanmalıdır!.
CHP'nin sayesinde yine ayakta kalmaya çalışan derneklerin ( Beşiktaş,Şişli, Kadıköy ve İzmir gibi) içinde CHP'nin değilde HDP bayrakları ve dağa çıkacağım diye bağıran , dernek içinde rakı sofraları eşliğinde kalitesiz konuşan (ki videoları da mevcuttur) aktivistleri görüyorum!.
Dernekler nasıl bir yol alıyor beni temsil eden ve maaş alan bu dernek başları LGBTI bireyleri siyasi kaosun içine atmaktadır!. Bir homofobik akımın sloganlarından birini daha duymuş olacağız, öldürülmemiz istendiğinde " Vatan haini sizi". Bunun yanlış olduğu hakkında belirtildiğinde -ne var sizde istediğiniz siyasi ideolojinizi derneğe taşıyın, cevabıyla konuyu kapatırlar!. Hey sen aktivist kendine gel ve dinle! Bu ülkede dincisi, kemalisti, solcusu, komünistti, milliyetçisi, apolitikçisi, anarşisti, ulusalcısı her türlüsü dolu dolu LGBTI bireyleri vardır!.
Hic bir siyasi ideolojilerini siz bir kaç kişi gibi baş aktivist olupta yaşasın bu şu gibi sloganlara derneklere alet etme çabasına girmemiştir!..
Şimdi girilse dahi tarafinizca da engellenir ve fişlenir!. Bu derneklerin siyasi boşluğundan yararlanarak PKK destekçiliğine sürmektesiniz!. İstemiyorum hiç bir siyasi parti ve ideolojisini beni temsil eden derneklerde!. Kutuplaştırmayın LGBTI bireyleri ve homofibklere yeni bir bahane daha yaratmayin , bu vatan haini -bu kürt düşmanı diye!. Gidin siyasi akımlarınızı desteklediğiniz parti içinde yapın!. Bir Trans birey HDP'den aday oldu diye tüm reklamı dernekler içinde üstüne basa basa sadece buna oy verin baskisiyla gelmeyin ustumuze!. Bir trans bir parti adi altinda kendi adayligini koyabilir ama bu beni temsil ettiği anlamına getirmeyin! Simdi bu trans birey dağlara çıkacagım YPG -PKK basliklari altinda ilerlemesi beni temsil edemez beni tehlikeye atar!..
Siyasi piyonlar ellerinizi LGBTI derneklerinden çekin!.
Kürt sorunu ve politikalarıni dernek dışında tutun. HEPAR partisi bile hayvan hakları için ozen gosterdiği sloganları bile hayvansever derneklerinin çatısı altında yapmamıştir, yapamamıştır ama iş bizim derneklere gelince görünen köy kılavuz istemiyor!. LGBTI ( ve dernekler) siyasi bir ideoloji degildir, bir cinsel yönelimler bütünüdür, insan haklarını esas almalıdır.
Bir LGBTI bireyin yorumuna denk geldiğim : " LGBTİ bireylerin elbette ki siyasi görüşleri de olacaktır. Sizler din ve siyaseti birbirinden ayırın diye yırtınıyor iken nasıl olur da bir siyasi tavanın altına sıkışıp pineklemeyi kabul görüyorsunuz.
Hangi rejim gelirse gelsin en çok ötelenen bizler olacağız. Sağcının solcusunun hastalar olarak tabir ettiği bizler küçük masthrbatif haraketlerden hemen ne keyif alıyoruz zira kabul görülmeyi bekleyen acizler değiliz.
KABUL ETTİRMEYE ENDEKSLİ ENTELEKTÜEL ÖZGÜR BİREYLERİZ.
Herhangi bir partinin omzuna ihtiyacımız olmamalı.
Hadi ibneyiz öteleniyoruz birde siyasi damga yesekte ordan ötelensek" gibi.
Zenne Alex İstanbul Kartal’da güzellik merkezi açtı
90 Yılların Zenne Alex’i Kartal’da bir güzellik merkezi açtı. Son teknoloji Cihazlarla donattığı ve sertifkalı yetişmiş personeliyle Kartallıların hizmetine sunduğu dükkanında Alex’i alex’den dinledik;
Adım Alex Şahin 90 lı yılların dansör,zenne Alex’iyim …10 yıl bilfiil gerek ekranlarda gerekse hem dünya hem de Türkiye basınında uzun yıllar yer aldım .Türkiye’yi Yurt dışında temsil ettim .Reuthers haber ajansı NDR, BBC ve belgesellere de konu oldum ..
Dansta da çok başarılı oldum ama biliyorsunuz ki dans kondisyon isteyen süreklilik isteyen tabi ki yaşı geldiğinde bırakılması gereken nankör bir meslek ,şarkıcılık gibi değil sesiniz sizi götürüyorsa fiziğiniz çok önemli değil ama dansta fizik çok önemli .Gerçi ben fiziğimi hala koruyorum ama tabi kondisyonum düştü .Bir anda ticarete geçmeye karar verdim . Beni tüketen kesim kadınlardı .Sosyete diye tabir ettiğimiz ailelerin hepsiyle çalıştım .Vedalar kına geceleri ,home partiler düzenledim .
Bir anda kadınlarla ilgili başka bir alana geçmek istedim ve kadınlara yönelik güzellik ve estetiği tercih ettim .Tabi estetiği tam anlamıyla öğrenerek yapmak istedim Sağlık Bakanlığının izniyle merkezler kurdum. Göztepe’de şube kurdum ,hala devam ediyor .İşimi iyi yapmayı iyi öğrenmeyi kendime ilke edindim .bunla ilgili ne kadar Workshop ,ne kadar eğitim nerede bilgi varsa ben oradaydım .Bunlarla ilgili eğitimlerimi ve sertifikalarımı aldım . bununla birlikte Bir çok ortağım oldu , bir çok marka kurdum onların hepsini devrettim.İlk defa Adımı koyduğum bir işyerim Kartal’da oldu .Bu da Kartala nasip oldu .Buraya ciddi bir yatırım yaptım,böyle bir yatırımla estetik ve güzelliği buraya getirdim .Adımı koydum Alex güzellik Merkezi diye .
Alex güzellikte ne tür hizmetlerimiz var Epilasyon …Epilasyonda iyi bir teknoloji getirdim .Kartal’lı beylere bayanlara da müjde verelim dünyanın en acısız cihazını getirdim teknoloji ilerledikçe artık bu acı da ortadan kalkıyor .İnce tüy yapısını gören açık renk kıl rengini gören ,ayva tüyleri tetiklemeyen çok kısa sürede cevap veren ciddi bir cihaz yatırımı yaptım Alex güzelliğe .Takribi 7-8 seans arasında tüyden arındırıyoruz .bunun yanı sıra zayıflama ünitelerimiz var hemen akabinde ozon saunamız var .
Hem sıcaklık veren sauna etkisi olan vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı olan aynı zamanda da vücudu ozonluyoruz ,ozonu biliyorsunuz çok faydaları var hatta açık yarayı bile iyileştirir.Hem de zayıflamaya ciddi bir şekilde yardımcı olur .Yarım saat boyunca ozon sauna da kişiler geliyor toksinleri atıyor hem zayıflamada da ciddi bir sonuç alıyoruz .Cilt bakımı ünitemiz var cilt bakımı ünitemizde standart cilt bakımlarımızın dışında İstanbul’da ilklerden biri diyebilirim oksijen-vitamin barımız var cildin bütün ihtiyacı olan oksijendir .Dikkat ederseniz Oksijeni bol olan yerlerde yaşayanların ciltleri çok güzeldir .Burda da oksijen-vitamin bar diye bi cihazımız var cildi oksijenliyoruz .ışıl ışıl bir cilt çıkıyor ortaya .bir çok aromalı oksijen seçeneklerimiz var .Bununla birlikte sollarium hizmeti veriyoruz .
Bir yataklı bir dekolte cihazımız var . Fiyatlarımız da çok uygundur .Güçlü bir ekip ile sonsuz ilgi ve alaka ile Kartallıların hizmetinizdeyiz .
Adres: Alex güzellik merkezi petrol iş mah.Kızılay cad. Göksel apt No:13/2 Kartal-İstanbul
TEL: 0216 306 06 86
GSM : 0532 684 69 11
www.alexguzellik.com
Adım Alex Şahin 90 lı yılların dansör,zenne Alex’iyim …10 yıl bilfiil gerek ekranlarda gerekse hem dünya hem de Türkiye basınında uzun yıllar yer aldım .Türkiye’yi Yurt dışında temsil ettim .Reuthers haber ajansı NDR, BBC ve belgesellere de konu oldum ..
Dansta da çok başarılı oldum ama biliyorsunuz ki dans kondisyon isteyen süreklilik isteyen tabi ki yaşı geldiğinde bırakılması gereken nankör bir meslek ,şarkıcılık gibi değil sesiniz sizi götürüyorsa fiziğiniz çok önemli değil ama dansta fizik çok önemli .Gerçi ben fiziğimi hala koruyorum ama tabi kondisyonum düştü .Bir anda ticarete geçmeye karar verdim . Beni tüketen kesim kadınlardı .Sosyete diye tabir ettiğimiz ailelerin hepsiyle çalıştım .Vedalar kına geceleri ,home partiler düzenledim .
Bir anda kadınlarla ilgili başka bir alana geçmek istedim ve kadınlara yönelik güzellik ve estetiği tercih ettim .Tabi estetiği tam anlamıyla öğrenerek yapmak istedim Sağlık Bakanlığının izniyle merkezler kurdum. Göztepe’de şube kurdum ,hala devam ediyor .İşimi iyi yapmayı iyi öğrenmeyi kendime ilke edindim .bunla ilgili ne kadar Workshop ,ne kadar eğitim nerede bilgi varsa ben oradaydım .Bunlarla ilgili eğitimlerimi ve sertifikalarımı aldım . bununla birlikte Bir çok ortağım oldu , bir çok marka kurdum onların hepsini devrettim.İlk defa Adımı koyduğum bir işyerim Kartal’da oldu .Bu da Kartala nasip oldu .Buraya ciddi bir yatırım yaptım,böyle bir yatırımla estetik ve güzelliği buraya getirdim .Adımı koydum Alex güzellik Merkezi diye .
Alex güzellikte ne tür hizmetlerimiz var Epilasyon …Epilasyonda iyi bir teknoloji getirdim .Kartal’lı beylere bayanlara da müjde verelim dünyanın en acısız cihazını getirdim teknoloji ilerledikçe artık bu acı da ortadan kalkıyor .İnce tüy yapısını gören açık renk kıl rengini gören ,ayva tüyleri tetiklemeyen çok kısa sürede cevap veren ciddi bir cihaz yatırımı yaptım Alex güzelliğe .Takribi 7-8 seans arasında tüyden arındırıyoruz .bunun yanı sıra zayıflama ünitelerimiz var hemen akabinde ozon saunamız var .
Hem sıcaklık veren sauna etkisi olan vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı olan aynı zamanda da vücudu ozonluyoruz ,ozonu biliyorsunuz çok faydaları var hatta açık yarayı bile iyileştirir.Hem de zayıflamaya ciddi bir şekilde yardımcı olur .Yarım saat boyunca ozon sauna da kişiler geliyor toksinleri atıyor hem zayıflamada da ciddi bir sonuç alıyoruz .Cilt bakımı ünitemiz var cilt bakımı ünitemizde standart cilt bakımlarımızın dışında İstanbul’da ilklerden biri diyebilirim oksijen-vitamin barımız var cildin bütün ihtiyacı olan oksijendir .Dikkat ederseniz Oksijeni bol olan yerlerde yaşayanların ciltleri çok güzeldir .Burda da oksijen-vitamin bar diye bi cihazımız var cildi oksijenliyoruz .ışıl ışıl bir cilt çıkıyor ortaya .bir çok aromalı oksijen seçeneklerimiz var .Bununla birlikte sollarium hizmeti veriyoruz .
Bir yataklı bir dekolte cihazımız var . Fiyatlarımız da çok uygundur .Güçlü bir ekip ile sonsuz ilgi ve alaka ile Kartallıların hizmetinizdeyiz .
Adres: Alex güzellik merkezi petrol iş mah.Kızılay cad. Göksel apt No:13/2 Kartal-İstanbul
TEL: 0216 306 06 86
GSM : 0532 684 69 11
www.alexguzellik.com
29 Kasım 2014 Cumartesi
Türkiye'deki LGBTİ Dernekleri ve Kayıp 1 Milyon TL
Can Çavuoğlu'ndan şok iddialar! Son zamanlarda çokça tartışılan LGBTİ dernekler konusu üzerine Can Çavuşoğlu'nun Metrosfer'de yayınlanan 2.yazısı.
Giriş yazım üzerine çok sevindirici gelişmeler yaşandı. (Giriş yazısı)
Öncelikle Hevi LGBTİ İnisiyatifi, kuruluşunun ilk senesinde ve henüz dernek olmamasına rağmen örnek bir davranış sergileyerek 2014 çalışmalarından elde ettikleri gelirleri ve mali tablolarını bizlere açıkladı. Şeffaflık ve hesap verebilirlik adına önemli bir adım olduğunu düşünüyorum.
Hevi aktivisti Rosida’nın açıklamalarına göre 2014 yılı toplam gelirleri 5,950 TL olup, belirtilen giderler düşüldükten sonra kasalarında 3,205 TL bulunmaktaymış.
Burada sivil toplum kuruluşlarının yılsonu bilançolarında pozitifte kalmamaları gerektiği ilkesi ön plana çıkmaktadır. Kar amacı gütmeyen kuruluşlar, düzenlediği etkinlikler, topladıkları üye aidatları ve bağışlarla elde ettikleri gelir toplamını gene aynı yıl içerisinde faaliyet gösterdikleri amaç için harcamalıdır. Bir istisna, belki gelecek yılın ilk çeyreğine önceden temeli atılmış projeler var ise buna bir miktar para ayrılabilir. Aslolan her zaman ortaya çıkan gelirin o yıl içerisinde kullanılması ve mali döngünün her yıl belirttiğim şekilde devam etmesidir.
İkinci önemli gelişme ise Türkiye’de düzenlenen ilk Trans Defilesidir. 20 Kasım Nefret Suçları Anma Gününe denk gelen bu organizasyon sayesinde gene Türkiye’de bir ilk olan Trans Misafirhanesine yaklaşık 30,000 TL gelir elde edilmiştir. Kendisini “LGBTİ’lerin Sesi” olarak tanımlayan Öykü Ay önderliğinde gerçekleştirilen etkinliğe LGBTİ bireyler başta olmak üzere pek çok sanatçı destek vermiştir. Medyada ilk sırada haber olan bu önemli etkinlik hem niteliksel hem de niceliksel olarak amacına ulaşmış, nefret cinayetlerinde yitirdiğimiz arkadaşların anısı yaşatılmıştır.
Üzülerek belirtirim, Türkiye’deki LGBTİ Derneklerin 20 Kasım Nefret Suçları Anma Günü adına düzenledikleri etkinliklerin toplamı bu kadar etkili olamamıştır. Ayrıca, organizasyonun web sitesine göz atacak olursanız, Trans Fashion Show, “Destekleyen Kurum ve Kuruluşlar” sekmesi altında gene hiçbir LGBTİ Derneği göremezsiniz. Defileden birkaç gün sonra Pembe Hayat Derneğinin Öykü Ay’a Nefret Suçlarıyla Mücadele Onur Ödülü vermesini ilginç bulduğumu ayrıca belirtmek isterim. Önceden neredeydiniz? sorusu, aklımı kurcalamaya devam ediyor.
Acaba bu göz ardı etmenin sebebi Öykü Ay’ın tesettürlü olması ve tanıtım videolarını “Allah yar ve yardımcımız olsun” sözleriyle bitirmesinden mi kaynaklanıyor?
Ama emin olduğun bir gerçek var ki yıllardır Türkiye’nin her tarafında yardıma muhtaç LGBTİ bireyler için mücadele eden Öykü Ay’ın bahsi geçen derneklerden daha fazla Türkiye’yi temsil ettiğidir, hem de 1 TL AB fonu kullanmadan…
Yazının devamında tartışmalara konu olan AB fonları hakkında elde ettiğim bilgileri sizlerle paylaşacağım.
Türkiye’deki LGBTİ derneklerin hangi AB ve Türk vakıflarından/derneklerinden faydalandıklarını bulmak adına pek çok kurumla irtibata geçtim. Benim belirleyebildiğim 18 kurumdan maddi yardım aldıklarını tespit ettim. Ulaşamadıklarımla birlikte bu rakamın en az 30 olduğunu düşünmek hiç de garipsenmemelidir. Sizler de aşağıda yer alan kurumların web sitelerinden irtibata geçerseniz benim aldığım yanıtları ve belki daha fazlasını elde edebilirsiniz.
Türkiye’deki LGBTİ Derneklere yardım eden vakıf ve dernekler:
Rakamsal verileri benimle paylaşmaktan çekinmeyen kurumlar ise;
COC, Hollanda, 2007-2010 yılları arası üç sene boyunca Lambda İstanbul ve KaosGL Derneklerinin her birini yılda 60,000 Avro desteklemiştir.
Mamacash, Hollanda, sadece 2014 senesinde 8 projeyi 192,000 Avro desteklemiştir. Hangi projeler ve dernekler olduğunu açıklamadılar.
ILGA Europe, Belçika, 2014 için KaosGL Derneğinin 3 projesini 21.600 Avro, SPoD Derneğinin 1 projesini 6,720 Avro desteklemiştir.
Açık Toplum Vakfı, Türkiye, web sitelerinden 2009-2013 yılları arasında (2014 henüz bitmediği için belirtilmemiş) KaosGL, Lambda İstanbul, Siyah Pembe Üçgen, Pembe Hayat LGBTT, SPoD, Kırmızı Şemsiye Derneklerinin projelerini ve bazı konferanslara ulaşım/konaklama masraflarını destekledikleri görebilirsiniz, ayrıca rakam belirtmediler.
Yukarıdaki adresler haricinde toplamı 30’a varan vakıf/dernek olduğu aşikârdır. Belirli gruplar belirli zamanlarda Türkiye’deki LGBTİ derneklere ve projelerine yardımda bulunmaktadırlar. Bir sene yardım yapan bir sonraki sene yapmayabilir ama devamında tekrar etmektedir. Buradan hareketle bir eleme yaparsak her yıl Türkiye’deki LGBTİ Derneklerinin en az 20 vakıf/dernek tarafından desteklediği tezine varabiliriz.
Her bir vakıf/dernekten Türkiye LGBTİ Derneklere en iyimser 20,000 Avro yardım yapıldığını düşünürsek, bu ortak havuza 20 adresten toplam 400,000 Avro girişi olduğunu söylemek hata olmaz.
Peki, Türkiye’deki LGBTİ Derneklere her sene aktarılan bu 1 Milyon TL bize nasıl geri dönmektedir?
Altını çizmekte fayda görüyorum, tartıştığım konu öncelikle derneklerin verimli projeler üretmesi ve akabinde mali tablolarının halka açık olmasıdır. Yoksa keşke 5 Milyon TL alsalar da bu destekten her LGBTİ birey eşit olarak faydalansa. Toplumumuzu gerçekten bilinçlendirecek projeler üretseler.
Bu tür şaibelerin ortadan kalkması adına LGBTİ Dernekleri mali tablolarını açıklamaya tekrar davet ediyorum. Hatta bir adım ileri giderek bu konuda bir imza kampanyası başlatıyorum.
İmza kampanyasına BURAYI tıklayarak destek olabilirsiniz.
Şeffaflık ilkemiz, hesap verebilirlik mizacımız olsun.
Can Çavuşoğlu
www.cancavusoglu.info
Giriş yazım üzerine çok sevindirici gelişmeler yaşandı. (Giriş yazısı)
Öncelikle Hevi LGBTİ İnisiyatifi, kuruluşunun ilk senesinde ve henüz dernek olmamasına rağmen örnek bir davranış sergileyerek 2014 çalışmalarından elde ettikleri gelirleri ve mali tablolarını bizlere açıkladı. Şeffaflık ve hesap verebilirlik adına önemli bir adım olduğunu düşünüyorum.
Hevi aktivisti Rosida’nın açıklamalarına göre 2014 yılı toplam gelirleri 5,950 TL olup, belirtilen giderler düşüldükten sonra kasalarında 3,205 TL bulunmaktaymış.
Burada sivil toplum kuruluşlarının yılsonu bilançolarında pozitifte kalmamaları gerektiği ilkesi ön plana çıkmaktadır. Kar amacı gütmeyen kuruluşlar, düzenlediği etkinlikler, topladıkları üye aidatları ve bağışlarla elde ettikleri gelir toplamını gene aynı yıl içerisinde faaliyet gösterdikleri amaç için harcamalıdır. Bir istisna, belki gelecek yılın ilk çeyreğine önceden temeli atılmış projeler var ise buna bir miktar para ayrılabilir. Aslolan her zaman ortaya çıkan gelirin o yıl içerisinde kullanılması ve mali döngünün her yıl belirttiğim şekilde devam etmesidir.
İkinci önemli gelişme ise Türkiye’de düzenlenen ilk Trans Defilesidir. 20 Kasım Nefret Suçları Anma Gününe denk gelen bu organizasyon sayesinde gene Türkiye’de bir ilk olan Trans Misafirhanesine yaklaşık 30,000 TL gelir elde edilmiştir. Kendisini “LGBTİ’lerin Sesi” olarak tanımlayan Öykü Ay önderliğinde gerçekleştirilen etkinliğe LGBTİ bireyler başta olmak üzere pek çok sanatçı destek vermiştir. Medyada ilk sırada haber olan bu önemli etkinlik hem niteliksel hem de niceliksel olarak amacına ulaşmış, nefret cinayetlerinde yitirdiğimiz arkadaşların anısı yaşatılmıştır.
Üzülerek belirtirim, Türkiye’deki LGBTİ Derneklerin 20 Kasım Nefret Suçları Anma Günü adına düzenledikleri etkinliklerin toplamı bu kadar etkili olamamıştır. Ayrıca, organizasyonun web sitesine göz atacak olursanız, Trans Fashion Show, “Destekleyen Kurum ve Kuruluşlar” sekmesi altında gene hiçbir LGBTİ Derneği göremezsiniz. Defileden birkaç gün sonra Pembe Hayat Derneğinin Öykü Ay’a Nefret Suçlarıyla Mücadele Onur Ödülü vermesini ilginç bulduğumu ayrıca belirtmek isterim. Önceden neredeydiniz? sorusu, aklımı kurcalamaya devam ediyor.
Acaba bu göz ardı etmenin sebebi Öykü Ay’ın tesettürlü olması ve tanıtım videolarını “Allah yar ve yardımcımız olsun” sözleriyle bitirmesinden mi kaynaklanıyor?
Ama emin olduğun bir gerçek var ki yıllardır Türkiye’nin her tarafında yardıma muhtaç LGBTİ bireyler için mücadele eden Öykü Ay’ın bahsi geçen derneklerden daha fazla Türkiye’yi temsil ettiğidir, hem de 1 TL AB fonu kullanmadan…
Yazının devamında tartışmalara konu olan AB fonları hakkında elde ettiğim bilgileri sizlerle paylaşacağım.
Türkiye’deki LGBTİ derneklerin hangi AB ve Türk vakıflarından/derneklerinden faydalandıklarını bulmak adına pek çok kurumla irtibata geçtim. Benim belirleyebildiğim 18 kurumdan maddi yardım aldıklarını tespit ettim. Ulaşamadıklarımla birlikte bu rakamın en az 30 olduğunu düşünmek hiç de garipsenmemelidir. Sizler de aşağıda yer alan kurumların web sitelerinden irtibata geçerseniz benim aldığım yanıtları ve belki daha fazlasını elde edebilirsiniz.
Türkiye’deki LGBTİ Derneklere yardım eden vakıf ve dernekler:
- COC, Hollanda
- Hollanda Konsolosluğu
- Mamacash, Hollanda
- Red Umbrella Fund, Hollanda
- Um verteilen, Almanya
- Rosa Luxemburg Foundation, Almanya
- TGEU (Transgender Europe), Almanya
- Friedrich-Ebert-Stiftung Foundation, Almanya
- SWP (German Institute of International and Security Affairs), Almanya
- Filia die frauenstiftung, Almanya
- SIDA (Swedish International Development Cooperation Agency), İsveç
- ILGA Europe, Belçika
- NSWP (Global Network of Sex Works Project), İngiltere
- Urgent Action Fund, ABD
- Global Dialogue Foundation, Avustralya
- Sivil Düşün AB Programı, Türkiye
- Açık Toplum Vakfı, Türkiye
- İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı, Türkiye
Rakamsal verileri benimle paylaşmaktan çekinmeyen kurumlar ise;
COC, Hollanda, 2007-2010 yılları arası üç sene boyunca Lambda İstanbul ve KaosGL Derneklerinin her birini yılda 60,000 Avro desteklemiştir.
Mamacash, Hollanda, sadece 2014 senesinde 8 projeyi 192,000 Avro desteklemiştir. Hangi projeler ve dernekler olduğunu açıklamadılar.
ILGA Europe, Belçika, 2014 için KaosGL Derneğinin 3 projesini 21.600 Avro, SPoD Derneğinin 1 projesini 6,720 Avro desteklemiştir.
Açık Toplum Vakfı, Türkiye, web sitelerinden 2009-2013 yılları arasında (2014 henüz bitmediği için belirtilmemiş) KaosGL, Lambda İstanbul, Siyah Pembe Üçgen, Pembe Hayat LGBTT, SPoD, Kırmızı Şemsiye Derneklerinin projelerini ve bazı konferanslara ulaşım/konaklama masraflarını destekledikleri görebilirsiniz, ayrıca rakam belirtmediler.
Yukarıdaki adresler haricinde toplamı 30’a varan vakıf/dernek olduğu aşikârdır. Belirli gruplar belirli zamanlarda Türkiye’deki LGBTİ derneklere ve projelerine yardımda bulunmaktadırlar. Bir sene yardım yapan bir sonraki sene yapmayabilir ama devamında tekrar etmektedir. Buradan hareketle bir eleme yaparsak her yıl Türkiye’deki LGBTİ Derneklerinin en az 20 vakıf/dernek tarafından desteklediği tezine varabiliriz.
Her bir vakıf/dernekten Türkiye LGBTİ Derneklere en iyimser 20,000 Avro yardım yapıldığını düşünürsek, bu ortak havuza 20 adresten toplam 400,000 Avro girişi olduğunu söylemek hata olmaz.
Peki, Türkiye’deki LGBTİ Derneklere her sene aktarılan bu 1 Milyon TL bize nasıl geri dönmektedir?
Altını çizmekte fayda görüyorum, tartıştığım konu öncelikle derneklerin verimli projeler üretmesi ve akabinde mali tablolarının halka açık olmasıdır. Yoksa keşke 5 Milyon TL alsalar da bu destekten her LGBTİ birey eşit olarak faydalansa. Toplumumuzu gerçekten bilinçlendirecek projeler üretseler.
Bu tür şaibelerin ortadan kalkması adına LGBTİ Dernekleri mali tablolarını açıklamaya tekrar davet ediyorum. Hatta bir adım ileri giderek bu konuda bir imza kampanyası başlatıyorum.
İmza kampanyasına BURAYI tıklayarak destek olabilirsiniz.
Şeffaflık ilkemiz, hesap verebilirlik mizacımız olsun.
Can Çavuşoğlu
www.cancavusoglu.info
28 Kasım 2014 Cuma
Transfobi nedir?
Transfobi, transeksüel insanlara karşı yoğun bir şekilde hoşnutsuzluk veya önyargı tanımlamak için kullanılan ifadedir. Aynı zamanda transseksüel, interseks vs androjen insanların sevmemesini de kapsar.
Bir trans birey, doğumda kendilerine atanan cinsiyetin cinsiyet olmadığına inanmaktadır.
Daha fazla bilgi için "Transeksüel nedir?" makalesini inceleyin..
Transfobi birçok farklı biçimlerde olabilir
Olumsuz tutum ve inançlar
Transeksüel insanlara karşı isteksizlik ve önyargı
İrrasyonel korku ve yanlış anlama
Güvensizlik veya iskonto tercihli zamirler veya cinsiyet kimliği
Aşağılayıcı dil ve isim
Zorbalık, istismar ve hatta şiddet
Transfobi hem ince hem de açık ayrımcılık biçimleri yaratabilir. Örneğin, transeksüel olan (veya sadece transseksüel olduğu düşünülen) insanlar, transseksüel oldukları için iş, barınma veya sağlık hizmeti reddedilebilir.
Trans insanlarla ilgili olumsuz fikirleri teşvik eden ve geleneksel cinsiyet rolleriyle ilgili katı inançlara sahip olan ebeveynler ve aileler de dahil olmak üzere, başkalarına öğrettilerse, insanlar transfobik inançlar yaşayabilirler.
Bazı insanlar transfobiktir çünkü yanlış bilgiler ya da trans kimlikleri hakkında hiçbir bilgisi yoktur. Transeksüel kişilerin veya trans sorunlarının farkında olmayabilirler veya kişisel olarak trans "trans erkek veya trans kadın" olan birini tanıyor olabilirler.
Transfobinin trans bireyler üzerindeki stresi çok zararlı olabilir ve aşağıdakilere neden olabilir:
Outing nedir?
Outing, başka birinin trans kimliğini veya cinsel yönelimini izinleri veya izinleri olmadan ifşa etme eylemidir. Bazen kasıtlı ve bazen de kazayla olur, ancak birinin cinsiyet kimliği hakkında kendi istekleri dışında bilgi paylaşarak kendilerini utanmış, üzgün ve kırılgan hissetme riskini alırsınız. Bunları ayrıca ayrımcılık ve şiddet riski altında bırakabilirsiniz.
Birisi trans kimliğini sizinle paylaşıyorsa, bunun çok kişisel bir bilgi olduğunu ve size söyleyebilecek kadar güvendikleri bir onur olduğunu unutmayın. Onlara her zaman başkalarıyla paylaşma izniniz olduğunu sorun ve onların isteklerine saygı gösterin.
Transfobik bir olayla karşılaşırsam nereden yardım alabilirim?
Transfobik taciz yaşayan insanlar genellikle kendilerini yalnız hissederler ve neler olduğunu kimseye anlatmaktan korkarlar. Transfobi ile asla uğraşmamalısın, ve yalnız değilsin.
Destek alabileceğiniz yerler:
Diğer transeksüel insanlar
Transeksüel insanlar için çevrimiçi topluluklar
Yerel LGBTİ Topluluklar & Dernekler
Trans insanlarla müttefik olan Cisgender insanlar
Öğrenci iseniz, güvenebileceğiniz bir yetişkin bulmaya çalışın, öğretmen ya da müttefiki olan bir okul yöneticisi gibi.
Herkes destekleyici bir okul yönetimine ya da LGBTİ derneklerine sahip bir yerde yaşamıyor. Bu durumda, İnternet çevrimiçi toplulukları bulmanıza ve transfobi ve ayrımcılıkla başa çıkmada destek bulmanıza yardımcı olabilir.
Okulda transfobik taciz yaşayan genç bir kişiyseniz, korkutucu gözükse bile birilerine söylemek önemlidir. Okulda transfobi yaşayan gençler bazen notlarını, arkadaşlıklarını ve gelecek planlarını etkileyebilecek şekilde dururlar. Bazı okullarda zorbalık ve taciz karşıtı politikalar olabilir. Mümkünse, LGBTİ öğrencilerine müttefik olan bir öğretmen veya yetişkin bulun ve yardımlarını isteyin.
Transfobiyi durdurmak için ne yapabilirim?
Hiç kimsenin bir başkasına karşı ayrımcılık yapma veya onlara duygusal veya fiziksel olarak zarar verme hakkı yoktur. Transfobiyi durdurmak için yapabileceğiniz şeyler var:
Transeksüel insanlara karşı hiç hakaret kullanmayın.
Transeksüel bir kişinin cinsel organı, ameliyatı veya cinsel yaşamı hakkında kişisel sorular sorma.
Trans insanlara hakaret eden iltifatlar vermekten kaçının. Bazı örnekler: “Gerçek bir kız gibi görünüyorsun!” Veya “Transeksüel olduğunu asla tahmin edemezdim!”
Translar hakkında klişelere inanma ya da onlar hakkında varsayımlarda bulunma.
Cinsiyet kimliğiniz ne olursa olsun, transeksüel topluluğun destekçisi olun.
Transeksüel insanların hayatınızdaki bir arkadaş ve müttefik olduğunuzu bilmelerini sağlayın.
Transeksüel konularında kendinizi eğitin.
Birisinin ne zaman ve nerede açılacağına ilişkin kararlarına saygı gösterin.
Bir kişinin tercih ettiği zamirleri veya isimlerini bilmiyorsanız, onlara sorun.
Cinsiyetten bağımsız bir dil kullanın.
Transların seçtikleri zamirlere ve isimlere saygı göster ve onları kullan.
Transeksüel olmanın bir insanın hayatının sadece bir parçası olduğunu unutmayın.
Bir trans birey, doğumda kendilerine atanan cinsiyetin cinsiyet olmadığına inanmaktadır.
Daha fazla bilgi için "Transeksüel nedir?" makalesini inceleyin..
Transfobi birçok farklı biçimlerde olabilir
Olumsuz tutum ve inançlar
Transeksüel insanlara karşı isteksizlik ve önyargı
İrrasyonel korku ve yanlış anlama
Güvensizlik veya iskonto tercihli zamirler veya cinsiyet kimliği
Aşağılayıcı dil ve isim
Zorbalık, istismar ve hatta şiddet
Transfobi hem ince hem de açık ayrımcılık biçimleri yaratabilir. Örneğin, transeksüel olan (veya sadece transseksüel olduğu düşünülen) insanlar, transseksüel oldukları için iş, barınma veya sağlık hizmeti reddedilebilir.
Trans insanlarla ilgili olumsuz fikirleri teşvik eden ve geleneksel cinsiyet rolleriyle ilgili katı inançlara sahip olan ebeveynler ve aileler de dahil olmak üzere, başkalarına öğrettilerse, insanlar transfobik inançlar yaşayabilirler.
Bazı insanlar transfobiktir çünkü yanlış bilgiler ya da trans kimlikleri hakkında hiçbir bilgisi yoktur. Transeksüel kişilerin veya trans sorunlarının farkında olmayabilirler veya kişisel olarak trans "trans erkek veya trans kadın" olan birini tanıyor olabilirler.
Transfobinin trans bireyler üzerindeki stresi çok zararlı olabilir ve aşağıdakilere neden olabilir:
- depresyon
- korku
- izolasyon
- umutsuzluk duyguları
- intihar
Outing nedir?
Outing, başka birinin trans kimliğini veya cinsel yönelimini izinleri veya izinleri olmadan ifşa etme eylemidir. Bazen kasıtlı ve bazen de kazayla olur, ancak birinin cinsiyet kimliği hakkında kendi istekleri dışında bilgi paylaşarak kendilerini utanmış, üzgün ve kırılgan hissetme riskini alırsınız. Bunları ayrıca ayrımcılık ve şiddet riski altında bırakabilirsiniz.
Birisi trans kimliğini sizinle paylaşıyorsa, bunun çok kişisel bir bilgi olduğunu ve size söyleyebilecek kadar güvendikleri bir onur olduğunu unutmayın. Onlara her zaman başkalarıyla paylaşma izniniz olduğunu sorun ve onların isteklerine saygı gösterin.
Transfobik bir olayla karşılaşırsam nereden yardım alabilirim?
Transfobik taciz yaşayan insanlar genellikle kendilerini yalnız hissederler ve neler olduğunu kimseye anlatmaktan korkarlar. Transfobi ile asla uğraşmamalısın, ve yalnız değilsin.
Destek alabileceğiniz yerler:
Diğer transeksüel insanlar
Transeksüel insanlar için çevrimiçi topluluklar
Yerel LGBTİ Topluluklar & Dernekler
Trans insanlarla müttefik olan Cisgender insanlar
Öğrenci iseniz, güvenebileceğiniz bir yetişkin bulmaya çalışın, öğretmen ya da müttefiki olan bir okul yöneticisi gibi.
Herkes destekleyici bir okul yönetimine ya da LGBTİ derneklerine sahip bir yerde yaşamıyor. Bu durumda, İnternet çevrimiçi toplulukları bulmanıza ve transfobi ve ayrımcılıkla başa çıkmada destek bulmanıza yardımcı olabilir.
Okulda transfobik taciz yaşayan genç bir kişiyseniz, korkutucu gözükse bile birilerine söylemek önemlidir. Okulda transfobi yaşayan gençler bazen notlarını, arkadaşlıklarını ve gelecek planlarını etkileyebilecek şekilde dururlar. Bazı okullarda zorbalık ve taciz karşıtı politikalar olabilir. Mümkünse, LGBTİ öğrencilerine müttefik olan bir öğretmen veya yetişkin bulun ve yardımlarını isteyin.
Transfobiyi durdurmak için ne yapabilirim?
Hiç kimsenin bir başkasına karşı ayrımcılık yapma veya onlara duygusal veya fiziksel olarak zarar verme hakkı yoktur. Transfobiyi durdurmak için yapabileceğiniz şeyler var:
Transeksüel insanlara karşı hiç hakaret kullanmayın.
Transeksüel bir kişinin cinsel organı, ameliyatı veya cinsel yaşamı hakkında kişisel sorular sorma.
Trans insanlara hakaret eden iltifatlar vermekten kaçının. Bazı örnekler: “Gerçek bir kız gibi görünüyorsun!” Veya “Transeksüel olduğunu asla tahmin edemezdim!”
Translar hakkında klişelere inanma ya da onlar hakkında varsayımlarda bulunma.
Cinsiyet kimliğiniz ne olursa olsun, transeksüel topluluğun destekçisi olun.
Transeksüel insanların hayatınızdaki bir arkadaş ve müttefik olduğunuzu bilmelerini sağlayın.
Transeksüel konularında kendinizi eğitin.
Birisinin ne zaman ve nerede açılacağına ilişkin kararlarına saygı gösterin.
Bir kişinin tercih ettiği zamirleri veya isimlerini bilmiyorsanız, onlara sorun.
Cinsiyetten bağımsız bir dil kullanın.
Transların seçtikleri zamirlere ve isimlere saygı göster ve onları kullan.
Transeksüel olmanın bir insanın hayatının sadece bir parçası olduğunu unutmayın.
17 Kasım 2014 Pazartesi
Can Çavuşoğlu: Eşcinsel örgütler bal yapmayan arı gibi
Son zamanlarda çokça tartışılan LGBTİ dernekler konusu üzerine Can Çavuşoğlu düşüncelerini metrosfer.com'da paylaştı.
İşte Can Çavuşoğlu'nun o yazısı
Bir seneyi aşkın süredir Türkiye’deki LGBTİ hareketi ve bu amaçla çalışan dernekleri farklı mecralarda tartışmaya açtım. Elimden geldiğince ve objektif kalarak fikirlerimi savundum ve halen de savunmaya devam ediyorum. Fikir tartışmalarında her zaman tez, antitez ile karşılanır. Doğanın kanunu gereğidir, aksiyonun reaksiyona dönüşmesi. Aslında birbirini tamamlayan olgulardır bunlar ama çok azımız farkındayızdır (sentez).
Türkiye’deki LGBTİ Hareketi analiz ederken somut bakış açısıyla hareket ettim hep. Önce gerçekleri ortaya serdim. Dünya ve dolayısıyla Türkiye nüfusunun 6-7% oranında eşcinselleri barındırdığı, bu eşcinsellerin farklı siyasi görüşlere sahip olduğu, bağımsız kültürel ve sosyo-ekonomik yapılardan geldikleri ve değişken (bazen kırılgan) coğrafyalarda yaşamlarını sürdürdükleri gibi gerçeklerdi bunlar.
Büyük resmi gösteremiyorsanız eğer, geri kalan bütün detaylar değerini yitirmeye mahkûmdur.
Sonrasında Türkiye’de yaşayan LGBTİ’lerin sorunlarının asıl sebebinin eğitimsizlik olduğunun altını çizdim. Türkiye, yuttuğu böceği öldürmek için zehir içen insanların ülkesidir. Gülmeniz veya üzülmeniz bu gerçeği değiştirmez. Dolayısıyla eşcinselliğin ne olduğunu bilmeyen/yanlış bilen bir topluma homofobiyi veya sosyal eşitliği anlatmanızın imkânı yoktur. Bu toplumda özgür yaşamak, herkesle eşit haklara sahip olmak istiyorsak önce 6-7%’lik dilimin içinden çıkan bir kaç cesur yüreğin toplumun geri kalanına bizleri doğru anlatması gerekir.
Gelişmiş ülkelerde bu ve benzeri eğitimler devlet tarafından ilkokullarda verilmeye başlanır. Televizyon kanallarında yayınlanan programlarla desteklenir, kitaplarla yaygınlaştırılır ve sonucunda saygıya dayalı ortak bir toplum bilinci oluşturulur. Anayasamızda yer almasına rağmen “İnsan Hakları ve Eşitlikler” gibi kavramlar ülkemizde maalesef sadece bazı üniversitelerin ilgili bölümlerinde okutulmaktadır.
Yaşayarak öğrenen bir toplum Türkiye. Bizler ezilerek ezilmemeyi, en kötüsü de ezmeyi öğrenen bir toplumuz.
Devletin yetersiz kaldığı bu tür durumlarda sivil toplum kuruluşları devreye girer. Tek başına sesini duyuramayan çığlıkların sığındığı son limandır buraları. LGBTİ hareketinde bizleri dernekler temsil eder, daha doğrusu etmelidir.
İşte tam da bu noktada kendi içimizde bir duvara tosladığımızı düşünüyorum.
Türkiye’deki LGBTİ harekette öne çıkan dernekler haklarımızı hangi düzeyde savunmaktadırlar? Bizi toplumda nasıl temsil etmektedirler?
Nüfusun çoğunluğunu oluşturan 93% heteroseksüel bireye sesimizi, acımızı, bizim yaşadıklarımızı, bunların hepsini geçiyorum, kim olduğumuzu yani eşcinselliğin ne demek olduğunu doğru anlatabiliyorlar mı?
Kendi web sitelerine girip yaptıkları faaliyetleri incelemenizi arzu ediyorum. Yazıyı fazla uzun tutmamak adına sadece birkaç örnek paylaşacağım.
Eğitimin öneminden söz etmiştim. Herhangi bir meslek konusunda diploması olmayan LGBTİ bireylere üniversitelerle ortak sertifika programları düzenleyerek gelecekte kendilerine daha uygun iş imkânları sağlamak yerine ücretsiz yoga derslerine katılabilirsiniz (Lambda İstanbul).
“Travestiyiz, Buradayız, Alışın, Gitmiyoruz! Eylemi” LGBTİ toplumu ve insan haklarına duyarlı kurum ve kişiler adına bizler burada yaşayan transseksüel arkadaşlarımızın sorunlarını ve tanıklıkları temelinde sordukları soruları sahipleniyor, kamuoyu önünde tekrarlıyor ve ikna edici cevaplar alıncaya dek tekrarlayacağımızı duyuruyoruz (İstanbul LGBTİ). Bu bildirinin altında tam 7 derneğin/oluşumun imzası yer alıyor ve “tekrarlayacağız” deniyor ya, işte o tekrar bir türlü gelmiyor.
Travestiler ve eşcinseller öldürülmeye, dövülmeye, gasp edilmeye, aşağılanmaya ve dışlanmaya devam ediyor.
Pembe Hayat Derneği giderek artan toplumsal muhafazakârlaşmaya inat; insan haklarından hukuka, medyadan sağlığa ve eğitimde nefrete karşı savunuculuk faaliyetlerini devam ediyor. 3-5 Kasım Eskişehir Anadolu Üniversitesi, 7 Kasım Bursa Uludağ Üniversitesi, paneller, söyleşiler, oturumlar, yuvarlak masalar, çalıştaylar aralıksız sürüyor, değil mi?
Sağlık çalışanları için “Ne Hastalık, Ne Suç, Ne Günah!” kitapçığı yayınlanıyor (KaosGL). 10 uzman katkı veriyor bu kitapçığa, aralarında profesörler var. Amacı; sağlık çalışanları, sosyal hizmet uzmanları, ruh sağlığı uzmanları ve psikolojik rehber ve danışmanlar arasındaki iletişimi kolaylaştırmak. Basım adedi, Türkiye’de kaç ilde hangi hastanelere dağıtıldığı konusunda bir bilgi yok. Şimdi de “Ne Hastalık, Ne Suç, Ne Günah!” adında bir kitapçığın 100.000’lerce basılıp asıl okuması gereken halka dağıtıldığını bir düşünün.
Araştırırsanız yıllar içerisinde bunun gibi yüzlerce etkinlik, proje, seminer, sergi, film gösterimi ve kitapçık bulabilirsiniz. Eğer hedef kitleniz yanlış ise bin tane etkinlik yapsanız faydasızdır. Derneklerin amacı sadece bunları yapmış görünmekse ise zaten sözün bittiği yerdeyiz demektir.
Arı gibi çalışıyorlar ama ortada bal yok.
O zaman akla şu soru geliyor; bu çalışmaların Türkiye’deki LGBTİ harekete ve topluma geri dönüşünü hesaplanamıyor mu?
Burada fazla teknik detaya girmeden bir parantez açacağım. Bitirilen her projenin sonucu iki türlü ölçümlenir; niteliksel ve niceliksel. Niteliksel sonuçlar rakamlarla ifade edilir, maliyeti 50.000TL olan renkli 10.000 adet kitapçık basıldı, düzenlenen panele 20 kişi katıldı, panel misafirlerine 6.000TL harcandı, gösterilen filmi 23 kişi izledi, salon ücretsiz veya kirası 2.000TL idi vs..
Sivil toplum kuruluşları için asıl önemli olan ise her zaman niceliksel verilerdir. Bu kitapçık kaç heteroseksüel kişinin eline geçti ve okundu? Panele katılanlardan kaç tanesi gene heteroseksüeldi ve bizim hareketimizi ne kadar ileriye götürebilirler? Film gösterimi basında haber olarak yer aldı mı? Kaç kişi tarafından okunmuş, izlenmiş olabilir?
Anlaşılacağı üzere Türkiye’deki LGBTİ Derneklerin projelerinde hem niteliksel hem de niceliksel sorunlar yaşanmaktadır.
Bir de üzerine sosyal medyada uzun zamandır tartışılan, belli bazı derneklerin AB fonlarından astronomik rakamlar aldığına dair söylentiler konuyu iyice tatsızlaştırmakta, LGBTİ bireylerin kafasında soru işaretleri oluşturmaktadır.
Her yıl bu tür projeleri desteklemek adına Türkiye’ye giren fonların toplamı nedir?
LGBTİ Dernekler neden mali tablolarını (gelirler ve giderlerini) topluma açıklamaktan kaçınmaktadırlar?
Derneklerin yönetiminde yıllardır hep aynı isimlerin yer alması size de enteresan gelmiyor mu? Yürüttükleri dernekçilik faaliyetlerinden her ay ne kadar maaş almaktadırlar? Yerlerini dolduracak başka gönüllüler neden çıkmamaktadır?
Bu sorulara bir sonraki yazımda cevap arayacağım.
Lütfen beklemede kalınız…
Can Çavuşoğlu
www.cancavusoglu.info
İşte Can Çavuşoğlu'nun o yazısı
Bir seneyi aşkın süredir Türkiye’deki LGBTİ hareketi ve bu amaçla çalışan dernekleri farklı mecralarda tartışmaya açtım. Elimden geldiğince ve objektif kalarak fikirlerimi savundum ve halen de savunmaya devam ediyorum. Fikir tartışmalarında her zaman tez, antitez ile karşılanır. Doğanın kanunu gereğidir, aksiyonun reaksiyona dönüşmesi. Aslında birbirini tamamlayan olgulardır bunlar ama çok azımız farkındayızdır (sentez).
Türkiye’deki LGBTİ Hareketi analiz ederken somut bakış açısıyla hareket ettim hep. Önce gerçekleri ortaya serdim. Dünya ve dolayısıyla Türkiye nüfusunun 6-7% oranında eşcinselleri barındırdığı, bu eşcinsellerin farklı siyasi görüşlere sahip olduğu, bağımsız kültürel ve sosyo-ekonomik yapılardan geldikleri ve değişken (bazen kırılgan) coğrafyalarda yaşamlarını sürdürdükleri gibi gerçeklerdi bunlar.
Büyük resmi gösteremiyorsanız eğer, geri kalan bütün detaylar değerini yitirmeye mahkûmdur.
Sonrasında Türkiye’de yaşayan LGBTİ’lerin sorunlarının asıl sebebinin eğitimsizlik olduğunun altını çizdim. Türkiye, yuttuğu böceği öldürmek için zehir içen insanların ülkesidir. Gülmeniz veya üzülmeniz bu gerçeği değiştirmez. Dolayısıyla eşcinselliğin ne olduğunu bilmeyen/yanlış bilen bir topluma homofobiyi veya sosyal eşitliği anlatmanızın imkânı yoktur. Bu toplumda özgür yaşamak, herkesle eşit haklara sahip olmak istiyorsak önce 6-7%’lik dilimin içinden çıkan bir kaç cesur yüreğin toplumun geri kalanına bizleri doğru anlatması gerekir.
Gelişmiş ülkelerde bu ve benzeri eğitimler devlet tarafından ilkokullarda verilmeye başlanır. Televizyon kanallarında yayınlanan programlarla desteklenir, kitaplarla yaygınlaştırılır ve sonucunda saygıya dayalı ortak bir toplum bilinci oluşturulur. Anayasamızda yer almasına rağmen “İnsan Hakları ve Eşitlikler” gibi kavramlar ülkemizde maalesef sadece bazı üniversitelerin ilgili bölümlerinde okutulmaktadır.
Yaşayarak öğrenen bir toplum Türkiye. Bizler ezilerek ezilmemeyi, en kötüsü de ezmeyi öğrenen bir toplumuz.
Devletin yetersiz kaldığı bu tür durumlarda sivil toplum kuruluşları devreye girer. Tek başına sesini duyuramayan çığlıkların sığındığı son limandır buraları. LGBTİ hareketinde bizleri dernekler temsil eder, daha doğrusu etmelidir.
İşte tam da bu noktada kendi içimizde bir duvara tosladığımızı düşünüyorum.
Türkiye’deki LGBTİ harekette öne çıkan dernekler haklarımızı hangi düzeyde savunmaktadırlar? Bizi toplumda nasıl temsil etmektedirler?
Nüfusun çoğunluğunu oluşturan 93% heteroseksüel bireye sesimizi, acımızı, bizim yaşadıklarımızı, bunların hepsini geçiyorum, kim olduğumuzu yani eşcinselliğin ne demek olduğunu doğru anlatabiliyorlar mı?
Kendi web sitelerine girip yaptıkları faaliyetleri incelemenizi arzu ediyorum. Yazıyı fazla uzun tutmamak adına sadece birkaç örnek paylaşacağım.
Eğitimin öneminden söz etmiştim. Herhangi bir meslek konusunda diploması olmayan LGBTİ bireylere üniversitelerle ortak sertifika programları düzenleyerek gelecekte kendilerine daha uygun iş imkânları sağlamak yerine ücretsiz yoga derslerine katılabilirsiniz (Lambda İstanbul).
“Travestiyiz, Buradayız, Alışın, Gitmiyoruz! Eylemi” LGBTİ toplumu ve insan haklarına duyarlı kurum ve kişiler adına bizler burada yaşayan transseksüel arkadaşlarımızın sorunlarını ve tanıklıkları temelinde sordukları soruları sahipleniyor, kamuoyu önünde tekrarlıyor ve ikna edici cevaplar alıncaya dek tekrarlayacağımızı duyuruyoruz (İstanbul LGBTİ). Bu bildirinin altında tam 7 derneğin/oluşumun imzası yer alıyor ve “tekrarlayacağız” deniyor ya, işte o tekrar bir türlü gelmiyor.
Travestiler ve eşcinseller öldürülmeye, dövülmeye, gasp edilmeye, aşağılanmaya ve dışlanmaya devam ediyor.
Pembe Hayat Derneği giderek artan toplumsal muhafazakârlaşmaya inat; insan haklarından hukuka, medyadan sağlığa ve eğitimde nefrete karşı savunuculuk faaliyetlerini devam ediyor. 3-5 Kasım Eskişehir Anadolu Üniversitesi, 7 Kasım Bursa Uludağ Üniversitesi, paneller, söyleşiler, oturumlar, yuvarlak masalar, çalıştaylar aralıksız sürüyor, değil mi?
Sağlık çalışanları için “Ne Hastalık, Ne Suç, Ne Günah!” kitapçığı yayınlanıyor (KaosGL). 10 uzman katkı veriyor bu kitapçığa, aralarında profesörler var. Amacı; sağlık çalışanları, sosyal hizmet uzmanları, ruh sağlığı uzmanları ve psikolojik rehber ve danışmanlar arasındaki iletişimi kolaylaştırmak. Basım adedi, Türkiye’de kaç ilde hangi hastanelere dağıtıldığı konusunda bir bilgi yok. Şimdi de “Ne Hastalık, Ne Suç, Ne Günah!” adında bir kitapçığın 100.000’lerce basılıp asıl okuması gereken halka dağıtıldığını bir düşünün.
Araştırırsanız yıllar içerisinde bunun gibi yüzlerce etkinlik, proje, seminer, sergi, film gösterimi ve kitapçık bulabilirsiniz. Eğer hedef kitleniz yanlış ise bin tane etkinlik yapsanız faydasızdır. Derneklerin amacı sadece bunları yapmış görünmekse ise zaten sözün bittiği yerdeyiz demektir.
Arı gibi çalışıyorlar ama ortada bal yok.
O zaman akla şu soru geliyor; bu çalışmaların Türkiye’deki LGBTİ harekete ve topluma geri dönüşünü hesaplanamıyor mu?
Burada fazla teknik detaya girmeden bir parantez açacağım. Bitirilen her projenin sonucu iki türlü ölçümlenir; niteliksel ve niceliksel. Niteliksel sonuçlar rakamlarla ifade edilir, maliyeti 50.000TL olan renkli 10.000 adet kitapçık basıldı, düzenlenen panele 20 kişi katıldı, panel misafirlerine 6.000TL harcandı, gösterilen filmi 23 kişi izledi, salon ücretsiz veya kirası 2.000TL idi vs..
Sivil toplum kuruluşları için asıl önemli olan ise her zaman niceliksel verilerdir. Bu kitapçık kaç heteroseksüel kişinin eline geçti ve okundu? Panele katılanlardan kaç tanesi gene heteroseksüeldi ve bizim hareketimizi ne kadar ileriye götürebilirler? Film gösterimi basında haber olarak yer aldı mı? Kaç kişi tarafından okunmuş, izlenmiş olabilir?
Anlaşılacağı üzere Türkiye’deki LGBTİ Derneklerin projelerinde hem niteliksel hem de niceliksel sorunlar yaşanmaktadır.
Bir de üzerine sosyal medyada uzun zamandır tartışılan, belli bazı derneklerin AB fonlarından astronomik rakamlar aldığına dair söylentiler konuyu iyice tatsızlaştırmakta, LGBTİ bireylerin kafasında soru işaretleri oluşturmaktadır.
Her yıl bu tür projeleri desteklemek adına Türkiye’ye giren fonların toplamı nedir?
LGBTİ Dernekler neden mali tablolarını (gelirler ve giderlerini) topluma açıklamaktan kaçınmaktadırlar?
Derneklerin yönetiminde yıllardır hep aynı isimlerin yer alması size de enteresan gelmiyor mu? Yürüttükleri dernekçilik faaliyetlerinden her ay ne kadar maaş almaktadırlar? Yerlerini dolduracak başka gönüllüler neden çıkmamaktadır?
Bu sorulara bir sonraki yazımda cevap arayacağım.
Lütfen beklemede kalınız…
Can Çavuşoğlu
www.cancavusoglu.info
15 Kasım 2014 Cumartesi
LGBTİ Dernekleri hakkında şok iddialar!
Sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta açılan LGBTİ derneklerindeki gerçekler ortaya çıkmalı adlı grubun sayfasında derneklere yönelik çeşitli iddialar ve eleştiriler yöneltiliyor.
Grup gönderileri sadece üyelere özel olduğu için dernek ve kişilerin isimlerine sansür uygulandı.
İşte o paylaşımlardan bazıları
A.Y: Bu projeyi kurma kararını almıştım ancak drfile sonrasına bırakmıştım. Artık yok öyle armut piş ağzıma düş. Gökten taş yağsa derneklerin başına para düşüyordu. Artık bu devir son bulacak.
T.G: Ancak boyle tarz gruplarala birlesmeliyiz ve bir butun olmaliyiz. Ve meclis binasina yuruyerek (sanki bi bok yapiyorlarda, bos yuruyus) degilde, ilk once yurunmesi gereken ve protesto edilmesi gereken bu lgbti dernekleridir. Trans mafyaciligina yillarca gıkı cikmayan ve hic bir transa ve escinsellere yardim etmeyen ancak kiniyoruz deyip isin icinden kacan bu derneklere gununu gostermeliyiz. Bu trans ve escinsel cinayetlerinin sorumlusu hukumet kadar onlarda sorumlu, katildir.
T.G: Yine yaziyorum ;
Trans cinayetlerinin tek suclusu LGBTI dernekleri ve dergileridir.
Onur yuruyusunden bile AB'den proje icin para alan bu ust duzey aktivistlerin ceplerine indirdiklerini bu olusum icinde olanlarin hepsi de bilir. Lgbti lere ozgurluk diyorsunuz zorunlu seks isciligi yapiyoruz , bize is verilmiyor diyorsunuz, seks isciligininde serbest kalmasini yasallasmasi icin on safhalarda cabaliyorsunuz.. Size gelen milyonlarca paranin bir faydasini escinsel vatandaslar hic gormedi. Anayasa escinsel ozgurlugu git gide kisitlarken , AKP hukumeti escinseligi hem hastalik olarak ilan edip, hem de gezi olaylari gibi onur yuruyusune de mudahale etmiyor. Gezi olaylarinin bir getirisi olmadi tabi, ama onur yuruyusu projesi ve baska projeler icin ceplere indirilen paralarin hatti hesabi yok. Bunlara gelen paralarla sokakta kalmis bir cok escinsele ilac gibi gelirdi. Eski bir aktivist arkadasiminda anlattigi gibi ve bazı aktivistlerinde ismini de vererek yuh dedim, hepsi bu kisiye dusman olmuslar. Milyonlarca paranin escinsellere yardim amacli gonderildiginde faydasini fazlasiyla goren sıkıntıdan bir anda lukse kayan koltugun basina yapismis inmeyen aktivistlerdir. Bu arada aktivistlik icin neden para aliniyor? Kendi canini atese atarak bir yönelimin ozgurlugunu ölümüne savunanlardan neden surekli para aliniyor? LGBTI dernekler ve dergiler paragozdur, ulkemizde sadece dikkat cekmek icin ceneden baska birsey yapmazlar, olen translarin ya da escinsellerin arkasinda da timsah gozyaslarini eksik etmezler. Gelir kaynaklari cunku budur. Daha escinsel ölsün daha cok AB'den proje parasi, yardim parasi koparip cebe indirmektir..
Bu arada dedigimiz gibi akp icin got yalayicilarin oldugu gibi bizim adimiza duygu somurusu yapip ceplerine para indirenlerinde bok yiyicisi vardir!.. Seyhan gonullu bir aktivist oldugunu belirtir ve yorumlarindada aktivistler arasindada bu tarz sorunlar olmus olabilr demisti yorumlarinda. Hem kabul ediyor hemde kendisinin bu durumlardan uzak kaldigini belirtmistir!. Ama bu tehlikeli ozenti zihniyet hala bok yiyiciligi yaptigindan seyhanin yazilarindanda birsey anlayamamis. Seyhan sadece olabilir ama brn isin icinde yokum demeye calismistir.
O.E: Iste bir bir dernekleri yonetenlerin gercek yuzleri ortaya cikiyor. Yerel secimlerde hakkimda bildiri yayinlayip altina imza atan Kivilcim Arat takma adiyla Meinhof Baader in aslinda ne kadar NEFRET SIDDET yanlisi oldugu ortaya cikiyor. AB fonlarindan parayi alip koseyi donebilmek icin CAMUR AT izi kalsin tavri bunlar.
Sevgili Demet Demir ne guzel soyluyor bunlar Travesti ve gay mafyasi olmus sirketlesmisler diyor.
Ö.E: Istanbul * sozde bir sivil toplum orgutu...
Yoksa burasi eglence ve alkol mekani mi?
Dernekler sosyal kurumlardir lokal degildir ustelik burasida lokal degildir.
S.A: Arkadaşlar neden beni bu durumlara alet ediyorsunuz? Lgbt derneklerine elştirinizi yaparken ki genellemelerinize beni dahil etmeyin lütfen. Akasya Durağı dizisinde oynamam ile ilgili merak ettikleriniz varsa sorun anlatayım ama haberim olmadan arkamdan konuşmanız hoş değil. Beni hırsızlık yapanlarla aynı kefede değerlendirmeniz hiç hoş değil!
S.A: Ayrıca Sağlık Bakanlığı ve Klinik Mikrobiyoloji Derneğinin ortak yürüttükleri HIV/AISD önleme projesinde maaşlı "uzman" olarak çalıştım. Ayrıca bir kaç üniversitenin projelerinde yine "uzman" olarak derinlemesine görüşmeler, saha ziyaretleri ve eğitmen olarak çalıştım. Hiç biri maddi olarak beni tatmin etmeyen ücretlerdi. Üstelik benden istenilenin en az 10 katı fazla çalıştım.
S.A: Bu derneklerin hiç biri lgbt derneği değil! Hepsinde trans aktivizmimi çatır çatır yaptım.
Y.T: DEVLET DENETLEME KURULU HESAPLARI KONTROL ETSİN HARAMI KİM YİYORSA YOLSUZLUĞU KİMLER YAPIYORSA KUSTURULSUN . ZEHİR ZIKKIM OLSUN YURT DIŞINA MEKTUP YAZIP FOTOKOPİLERLE ÇOĞALTIP YOLLUYACAĞIM HERKES YAZZSIN ÖDENEKLER KONTROL ALTINA ALINIP TAKİP EDİLSİN
T.G: Homofobizm ve transfobizmle ugrasan simdiki aktivistlerin bazen hatasi olabiliyor sanirim!. Homofobikleri guldurmek ve eglendirmek icin basit dizilerde oynamak bu olsa gerek!.. Hatasini anlamistir!. Homofobizm ve transfobizm icin ayağa kalksakta bazen onlari destekleyen ve eglendiren bu videolara da denk gelebiliyoruz. Sorsak ne yapalim ekmek parası diyecekler. Buyrun izleyin ;
C.Ç: Ö.A defilesini bile madilemek istedi bunlar.
Yok orada prova olur mu?
Yok defile kapitalisttir...
Kendileri elle tutulur bir etkinlik düzenleyemiyorlar ki!
Varsa, yoksa, panel, film gösterimi, workshop...
Kaç kişi katılıyor bunlara? Hedef kitle kim?
Amaç heteroseksüelleri bilinçlendirmek değil mi?
AIDS ile ilgili, evlilik eşitliği ya da eşcinselliğin doğuştan olduğuna dair bir broşür bastırıp halka dağıtmayı bile düşünemiyor bunlar.
Ülkemizde sadece bir tane trans misafirhanesi var.
Hangi dernek yardım ediyor?
Sadece kendileri çalıp gene kendileri oynuyorlar.
Yazık...
C.Ç: Üniversitelerde öğrenci kulüpleri her sene yüzlerce söyleşi, panel düzenler, basın açıklaması yapar, kitapçık basar, pikniğe gider. 20-30 LGBT'yi bir salona toplayıp konuşmak, konuşmak, konuşmak mıdır etkinlik? Halka inemedikten, heteroseksüelleri eğitemedikten, topluma onlardan farklı olmadığımızı anlatamadıktan, bunu üstüne basa basa işleyemedikten sonra hiçbir etkinliğin hedefine ulaştığını sanmıyorum. Sağlaması olarak basında bile yer almıyor. Yapılan projelerde asıl amaç her zaman "heteroseksüelleri eğitmek" olmalıdır. Yoksa istediğin kadar kitap çıkar, film çek, bu insanlara okutamıyor, izletemiyorsan arşivlerde yok olmaya mahkumdur. Bir sonraki kuşağa sadece bilgi ve eğitim kalır. Hoşgörü de böyle oluşur.
Ö.S: E.Z ve M.B gibi devletine,halkına,ülkesine ve aslında kendisine düşman olan bir teröristin,katil şakşakçılarının,zavallıların olduğu bir platformda olmak istemiyorum.beni sürekli tehdit eden,hakaret eden bu ibnelerden sıkıldım artık.böyle zavallılar için zamanımı harcamak ve sinirlerimi bozmak istemiyorum.kendi pisliklerinde boğulası ve kararmış yüreklerinin karasında hayatları kararasıcalar.lgbt derneklerinde bu tarz insanların çoğunlukta olduğu düşünüyorum.pkk yaltakçılarının olduğu,teroristlerin göt yalayıcılarının olduğu birçok dernek bize yarardan çok zarar verecektir.biri hayat kadını pazarlayan bir gavat,diğeri aç köpeğin teki başarısız bir ibne.bu vatana,bu ülkenin insanına özgürlük martavallarıyla ihanet eden herkese edecektir.mayasında kahpelik olan herkese kahpelik yapacaktır.uzak durun benden,çekin pis ellerinizi ve dillerinizi üzerimden.beni bu gruba ekleyen arkadaşım,kusura bakma nolur.bu pisliklerin olduğu bir platformda olmak istemiyorum.isimlerini görmek bile midemi bulandırıyor.o yüzden özür dileyerek bu gruptan ayrılıyorum.allah kolaylık versin hepinize
G.S: bu olaylar saldirilar bu arkadaşlara açimasizça tahsif edilemez herkez ćezasini eninde sonunda ćekeçek er yada geç adaletin olmadiği bir yerde bizim zamanimizda göt isterdi bir kiza böyle saldiri adamin sikini keserler ağzina koyarlar vay be ne hale gelmiş bu insanlar çanavarlaşmiş bu güćü bu tavizi nerden aliyorlar kizlar aldiği darbeyle yarayla kaliyor olmadi bunun çaresine bakilmali hemen sistimatik bir olay ankaraya meçlise yürüyüş bu vahşete dur demeli bir an önçe yoksa bizler başimizin çaresine bakiçaz yapanin yaninda kar birakmiçaz adalet yoksa kendimizi koruyçaz boş gezme yok nefsi müdahale bunun çezasini yattim zaten ikı kişi komalik bir arkadaşimla girdik hapse içeri haketttiler bize saldirdilar çezalarini buldular demek istediyim kendimizi koruyçaz korkmuyçaz ne yani hep böyle üzüçü olaylarimi seyretçez görçez koruyun kendinizi adalet nerde yok varda kişiye göre ayrçilik var sistemde koruçaz kemdimizi olaylardan uzak durçaz kaşinanida kaşiriz hak ediyorsa saygilarimla çanlarim.
D.A: Az biraz derneklerin bokunu yemeden durunyaa bu kadar igrenç insanlarla aynı ortamı paylaşmak zorunda kaldıgım için kendimden utanıyorum zira hiç bir dernegin kapısını çalmadan sadece kulaktan dolma safsatalarla bunları konuşan insanların akıl saglıgından süphe ediyorum.
.sadece gülüyorum hani AB projeleri diyorsunuzyaa Ab projelerinin şartlarını nasıl işledigini açında bir okuyun T.K özellikle sen oku zira hiçbirşey bilmeden konuşan ona buna bok atan hadsizin tekisin
R.P: 2014 YILINI SONUNA GELİRKEN BENDE LGBTİ DERNEKLERİNE HATTA İNSİYATİF VE BAĞIMSIZLARADA ÇAĞRI YAPIYORUM. YILLIK GELİR VE GİDERLERİNİZİ BU SAYFADAN PAYLAŞIN...
Bu sayfayı kuran arkadaşlar facebookta sayfa acacağınıza elinizde varsa belge savcılığa yada olmayabilir belge yoksada gidip dernekler masasına şikayet edin. Açıkçası ben bir yandan insanların kendi derneklerinden hesap sormalarının iyi olduğunu düşünürken bir yandanda sordukları sorulara kendilerininde cevap veremedikleri için samimiyetsiz buluyorum...
Mesela diyorki neden bir dernekte beş yıl boyunca aynı kişi yer alıyor. Ona desen gelin siz dernek yönetici olun. Gelmez.. Avrupaları veya rahatlığı evini arabasını bırakmaz... Çünkü dava açılacak ona polis tehdit edecek. Biber gazı yiyecek..
Bu dernek aktivistleri bunu kendilerine iş olarak görmüşler başka kariyerleri yok, kardeşim insanlar senin gibi kariyerist olmayabilir kariyerizm peşindede koşmayabilir... ama tüm aktivistlerin okudukları üniversite veya meslekleri var sen merak etme.. Daha çok aktivislik kimlikleriyle ön plana çıktıkları için sen mesleklerini bilmezsin... veya benim statüm şu diye gözüne koymazlar..
Daha kaç yıl aktivist olacaksın diyorlar... Kardeşim sen gel çalış biz eve gideriz. Bu alanla mücadele etmemiz sizi sevindirmesi gerekirken neden ayakların altına sabun atıyorsunuz... Bu ülkede nefret ve ölümlerimiz olduğu sürece bu mücadele devam edecek...
Torbalarla para çalındığını düşünüyorsanız sizde gelin bu paraları birazda siz götürün. Ben bağlı olduğum örgüt dernek değil ve bir yıllık bir oluşum olan Hêvî lgbti şimdiye kadar proje yazmadık ve fon almadık. Çalışmalarımız projelendirmedik. Bizim bir yıllık tek gelirimiz BUt trans yarışmasından gelen ücretti. Biz gelir ve giderlerimizi en son 2 Kasım 2014 tarihinde genel çağrılı toplantımızda gelir ve giderlerimizi paylaştık.
2014 yılındaki toplam gelirimiz: 5.950 tl
Bu paranın sahte çıkan ücreti:100 tl
The mekanın kirası:1.250 tl
But trans yarışma masrafları: 1.350 tl
1 Eylül dünya barış günü için döviz yapıldı :20 tl
Maltepe cezaevindeki trans bir arkadaşa ayakabı yollandı:25tl
Elimzde kalan toplam para: 3.205 TL
Artık biz başlangıcı yaptık. Tekrarlayalım biz dernek değiliz. Fakat varsa elinizde varsa fott torbayla bara götürürken savcılğıda verebilirsiniz... Biz başaldık hadi bakalım diğer derneklerde yıllık gelir ve giderlerini yılın sonuna yaklaşmışken paylaşsın... ÇÜNKÜ BU SAYFANIN TEK SORMAK İSTEDİĞİ HESAP NEREYE GİDİYOR PARALAR... 2014 YILINI SONUNA GELİRKEN BENDE LGBTİ DERNEKLERİNE HATTA İNSİYATİF VE BAĞIMSIZLARADA ÇAĞRI YAPIYORUM. YILLIK GELİR VE GİDERLERİNİZİ BU SAYFADAN PAYLAŞIN...
Rosida Peace olarak bir yıldır türkiyedeki tüm dernekleri ve aktivistleri tanıyorum. Doğru dürüst evi olan aracı olan lüks yaşıyan kimseyide görmedim. Torbayla para çalan kimseyide görmedim. görsem açıkça söylerdim. Görürsemde söylerim. Valla ben bir aktivist olarak Bir yıldır anket yaparak geçimimi sağlıyordum yeni bir ay oldu düzgün bir işte işe başladım... Tanrıya çok şükür adıma hiçbir mal mülk kaydı yok. Ama şunu açıkça söyleyeyeim derneklerle işi olmayan sadece koli ciciclik yapan çarktan eve hayatı olanların evleride arabalarıda var... tabiki götlerinin amlarının teriyle almışlar... fakat siz böyle yaşarken kalkıp yıkık dökük bir mekanı olan derneklere para çalıyorlar demeniz aslında bu derneklerin kapısından girmediğiniz ve bu çalışma alanlarında kalmadığınız belli oluyor... SEVGİLER.... SAMİMİ VE DÜRÜST GÜNLERE........
D.D: Biraz önce bir yazı vardı kaldırmışsınız , yazıda dernekleri aklamaya çalışan birinin yazısıydı. Arkadaş bireysel aktivistlere de sesleniyor
yahu bireysel aktivistler emperyalist fonlardanmı geçiniyor dernekler proje ve fonlardan para alıyorlar onlar açıklasın ne aldıklarını.
Ö.Ö: Yarin burada * ** nin * * Dernegini kapatmak icin nasil bir oyun yaptigini belgesiyle aciklayacagim...Gercekler hicte dusundugunuz gibi degil!!!!
Ö.Ö: Ankara da * * de calisanlar kac yildir hangi projelere imza atmistir?
Ne kadar para alinmistir? Kimler ne kadar maas almaktadir?
Dernek oldugundan bu gune kimler bu dernegin yonetiminde yer almaktadir?
Kimler hangi projelerden kac lira maas almaktadir?
Belgeleri ile aciklansin?
Ö.Ö: Biliyorsunuz Ahmet Kaya islettigi barin bir proje olmadigini soylemisti ve iste bu barin bir PROJE oldugunu kendi soylemis bulunuyor. Barda hangi hapcilar bulunuyor oda sorgulanmali?
A.Ö: Bu nasıl bir grup yahu sizin başka derdiniz yokmu ?
Cansıkıntısından ne yapacağınızı mı şaşırdınız ?
Arkadaşlar madem lgbti dernek ve aktivistlerinden bu kadar şikayetçisiniz buyrun derneklere gidin ve siz aktivizmi yapın , niye bu kadar sorun yapıyorsunuz ki.
Madem AB fonları projeleri var milyon dolarlar alındığını düşünüyorsunuz buyrun gidin o paralar sizin cebinize girsin .
Zira bir dernekte aktivist olmak için oxford mezunu olmaya gerek yokki .
Sizden kimsede bir diploma yada 5 dil bilmeyi de talep etmiyor sadece lgbti aktivisti olmak için gönüllü olmak yeter. Buyrun dernekler sizi bekliyor. Eğer bu söylediklerinizde gerçekçiyseniz ilk işiniz derneklere gidip aktivist olmak olsun..
D.D: Dernek görünümlü şirketler aktivist rolü yapan tüccarların etkinlik ve eylemlerine katılan desek olanlar aynı suçu işlemiş saymaktayız. Eşcinsellerin transların acıları ve kanları üzerinden beslenen vampirlerdir bunlar para için bir birlerine de kazık atarlar örnekleri çoktur.
T.G: Herkese Merhaba!. Su andaki elestirdiğimiz baş aktivistlerin bir çoğu tabiki ayaklandı, kimileri bizden yana oldu. Kimileri ise yandaşçı olup kankalarını tuttular. Neyse.. Benim yine gozume batan bir olay var. Derneklerde disiplin yok. Bizi temsil eden bu derneklerin bize sormadan bizi temsil eden bu lgbti olsumlari kürt siyasisine çekmektedir. Bas aktivistlere ya da yandaslarina bakinca "PKK ve YPG" destekciligi ile derneklere de bulastirmaktalar. Evet herkesin siyasi dusuncesi farklidir. Ben kürt halkına, PKK'ya , YPG'ya asla kötü elestiri de bulunmam ve de aaa teroristtir bunlarda diyerek ifşa da etmem!.. Kemalist, komunist, liberal, apolitik gibi bir cok siyasi dusunceye sahip escinsel vatandaslarda vardir. Ama Dernekler ve dergilerin reklami HDP , Sırrı Süreyya , yok bu su reklam edip dernekleri iyice siyasilestirdiler. Tek taraflı dusunerek sivil dernekleri maglesef biz vatandaslara sormadan bir partiye baglatiyorlar. Siyasi *un olduğu bu ulkede zamaninda tarafsiz duruken escinsel dernekleri bu zamanlarda Biji Serok Apo sloganlarının yanında goruyorum. Bu dernekleri siyasi bir kimliğe suruklemek ( ozellikle son donemlerde hep hdp tarafciligi var, kapatilmasi icin ugrasiliyor hukumet tarafindan terorist destekcisi gerekcesiyle radikal haberde yayinlanmistir) , escinseller arasinda kutuplasmaya sebep olmaktadir!.. Bu partiyi yani HDP'yi cikarlari ugruna hukumet terore destek vs bahaneleriyle kapattirdiginda bu partiye en cok destek veren LGBTI derneklerininde bası yanacaktir. HDP yada baska partilerin escinsellere ozgurluk , yasal hak tanınmalı reklamlarini bizden cikar destegi beklemeden yapsinlar ve derneklerden oy toplama reklami yapmasinlar. Ve bu derneklerdeki bas aktivistlerin bu dernekleri sempatizan duyduklari siyasi orgutlere, partilere etiketlemesinler. Homofobik bir ulkede yarin bir gun yolda giden bir LGBTI bireyine sen vatan hainlerine destek ciktin size olum diyen fasist zihniyetin saldirisina da ugrayacaktir. Kemalistlerinde bu derneklerin siyasi ideolojiye kaymasi yuzunden bakis acilari degisecektir. Ben bir bireysel olarak kürt halkinin haklarinin yanindayimdir ve kürtleri aşaglayanların karsisinda da olmusumdur. Annemin kürt düşmanlığından dolayı bir kürt arkadasimin bana hediye ettigi kürt bayragi renklerini tasiyan puşimi yere atip bunu cope at dediginde ona bagirip onu yerden kendi elleriyle kaldirtip onu temizleyip katlayip dolabima koydurmasinida yapmisimdir. Benim siyasi ideolojim ne kemalizmdir, ne de komunizmdi, ne de milliyetci akimdir. Siz escinsel vatandaslar bunlari da gorup tepkinizi gosterebilirsiniz bu seviyesiz konusan aktivistlere!. Varos agiziyla iddialarimizi elestirmekteler!. Acitasyonlarina da dikkat edin!.. Yakinda toplasip bir resmi sikayet duyurusunda bulunalim!. Yalanciktan (sanki bir faydasini gordukte, mesgul etme yuruyusleridir) meclis binasi onune kahrolsun transfobizm yuruyusu yapilmak yerine arkada neler donuyor ve kendi derneklerimizin nasil bu kadar varos zihniyetin tehditvari, mafya ozentisi kilikli kisiilerin eline dustugune bakalim...
R.K: Hollanda hukumetinin ulusarasi lgbti olusumlarina sahip cikmaya calismasi ve musluman escinselleri korumaya ugrasmasi..
http://gazetesolfa sol.com/yazi/230/gokkusagi-sehirlerinin-kartopu-etkisi-hollandanin/
R.K: Hollanda konsolosunun destek verdiği projelerden biriymiş "Çark Mag"
http://www.agos.com.tr/haber.php?seo=lgbti-yasam-portali-carka-merhaba&haberid=7297
R.K: AB fonları ozellikle hollanda konsoloslugunun lgbti lere proje destekleri ve finansal desteklerinden bir kare
http://istanbul-tr.nlconsulate.org/services/insan-haklari-ve-matra-programi
Ö.Ö: Ankara da "LGBTİ DerneklerindLGBTi de calisanlar kac yildir hangi projelere imza atmistir?
Ne kadar para alinmistir? Kimler ne kadar maas almaktadir?
Dernek oldugundan bu gune kimler bu dernegin yonetiminde yer almaktadir?
Kimler hangi projelerden kac lira maas almaktadir?
Belgeleri ile aciklansin?
Ö.Ö: Turkiyede bulunan LGBTi derneklerinin bilmedigimiz her seyi ogrenecegiz artik. Hangi dernek ne kadar proje aliyor'kimler bu derneklerin asalagi'kimler gercek aktivist bunu ogrenecegiz.Kimler bu derneklerden emekli olacak. Kimler bu koltuklara yapismis. Tum gercekleri birlikte bulacagiz.
C.Ç: Soruyorum;
1. Türkiye'deki LGBTİ Derneklerin yönetiminde kaç kişi 5 seneden fazla yer almıştır?
2. Bu kişilerin başka bir kariyeri, iş alanı yok mudur?
3. Kaç sene daha aynı pozisyonda kalmayı düşünmektedirler?
4. Neden geleceğin yöneticileri yetişmemektedir?
5. Bu derneklerim mali bilançoları her sene açıklanmakta mıdır?
6. Mali tablolar bir mali müşavir tarafından denetlenmelidir. Bu derneklerin mali müşavirleri kimlerdir?
7. Dernek bütçesinden "Maaş" kalemi altında kaç kişiye ödeme yapılmaktadır?
8. Dolayısıyla bu kişilerin SGK gibi giderleri ödenmekte midir?
9. Bunların haricinde, yol, konaklama, yemek, cep telefonu gibi daha hangi giderleri ödenmektedir?
10. Kişisel giderlerin dernek toplam giderlerine yüzde olarak oranı nedir?
11. Kişisel giderlerin dernek üyelerin toplamına oranı nedir?
12. Her dernek üyesi otomatik olarak bu kadar harcama yapma hakkına sahip olmalıdır.
Dürüstlük, şeffaflık alnımızın akı olsun. Gururla taşıyalım. Sevgiyle kalın.
Ö.Ö: Hic sasirtici degil bu haber. Yillardir paralar cebe iniyor. Sadece Transx projesi icin alinan 150 bin euro nerede nasil kullanildi. Kimler bundan faydalandi aciklanmali.
T.G: Biz bir aktivist olarak degil lgbti vatandasi olarak hakkimizi ariyoruz.
Dernekler tarafci , curuk , ve somurucu bir yolla ilerliyor. Biz vatandas olarak sikayetciyiz. Eski ya da yeni aktivistlerin arasindaki gecen kisisel sorunlardan cok biz escinsel vatandaslarin gercek sorunlariyla ugrasmayan bu derneklerin bizim cektigimiz homofobik ve transfobik olaylari bahane olarak kamoyuna yayarak AB'den yardim fonlari, ve ismini vermek istemeyen homofobik olmayan is adamlarinin yardimlari , benimde gozlerimle sahit oldugum her ay dernege 500 tlden az bagis yapmayan durumu iyi translari bilirim. Ama hala dernekler aç, surunuyor, kiramizi odeyemiyoruz gibi isyanlarla cebe gizlice indirilen paralarin hesabini sormak biz escinsel vatandaslarin en dogal hakkidir ( zaten yardim eden kisiler bu iddia ve sikayet yorumlarimizda kendilerini gostermekteler). Escinsel dernekleri AB uyum politikasi sayesinde ayaktadir ve kesinlikle yardim almaktadir. Surekli hollandadan gelen yabancilari goruyordum dernekler icinde ziyaretlerine gittigimde, onur yuruyusu gibi organizasyonlarda bile hepiniz dernekleri gozlemleyen yabancilari gormussunuzdur. Kontrol icin geliyorlar. Hollanda her ay en az 5 milyon euro yu hollanda disindaki escinsel derneklerine bagis yapar, Turkiye'de bunun icinde neden mi? Yil 2007 lerde sokaklarda yasarken taksimde, bir lgbti bireyin bana seslenip derneklerden neden yardim istemiyorsun, onlara siginsana demisti. Bende iyi fikir dedim ve gittim. Sicak bir kahve ile karsilandim ve acik kumral bir lubunya karsilamisti orta boylu, aktivistti. Ve durumumu anlattim. Ve bana fon verdi ve kendi agzi ile hollandadan yardim geliyor her ay duzenli olarak onlara dilekce gonderiyoruz vs vs. dedi. Yardim fonunu doldurmami istedi ve hollanda konsolosluguna iletiliyor bunlar dedi ve kagidi doldurdum, imzami attim. Arayacagiz dedi ve bir kis donemini soguk sokaklarda gecirdim. Dilencilerin ve tinercilerin arasinda yasadigimi biliyorum terkedilmis yikik dokuk evlerin icinde. O donemde nokia 3210'um vardi hic unutmam onu sakliyordum beni ararlar diye. Aramadilar. Hic hemde. Gittigimde umursamadilar. Ve daha sonra hak yemekten korkan aktivistlerin istifa ettiklerini gordum. Taksimde her ortamin icindesin sonucta. Ve istifa edenlerin hepsi gonullu olma karari aldi ve *nin ne pislikler cevirdigini anlattilar. Ve biraz icine girdigimde inceledigimde , hak yemeye alismis aktivistlerin bazilari kisa surede mal sahibi olmalari, maasa baglanmalarini duydum ve gordum.. Kimileri ise hala onlarin yaninda calisan yeni yetme aktivistlerdi. Aktivistler arasinda surekli temelinde para kavgadi vardi bu hep sicradi biz vatandaslarin kulaklarina kadar geldi. Biz vatandaslar bu derneklerin hic bir zaman faydasini gormedik ve hic bir escinsel vatandasta gormedi, ve benim gibi dusunmeye basladilar olaylari kavrayip. Ama aktivistlere yalakalik yapan escinsel vatandaslarda olacaktir cunku onlar bas aktivistlerin yalayicisi ve kankasi olma durumundadir. Herkesin yapabilecegi bir kac bireysel iyilige karsi onlarin yaninda olacaktir. İste beni evine aldi soyle yapti vs. Benim burada anlattigim da bu. Gozlerimizin acilmasi ve derneklerin bizden habersiz ne isler cevirmesidir. Ve bundan sonrada tum faturalarin, yardimlarin, ab destek fonlarinin hepsinin tum dernekler tarafindan kamoyuna acik bir sekilde ab ve bu aktivistlerin ortak imzalariyla yayinlanmalidir. Bir dernek cikar biz yapmadik kirayi zor odedik der, biz degiliz felan filan. Ben de diyorum ki butun escinsel dernekler , bizi temsil eder ve iclerinden baska bir escinsel dernek pislik yapiyorsa bundan tum dernekler sorumludur. Hepinizin herseyi kamoyuna acip tum belgeleri yayinlamaniz ve vatandaslarin takibi altinda yapmanizdir herseyi. Bunlar aktivist olduklari halde birbirlerini suclarken biz vatandaslar bir seyi anliyoruz gercekten bir pisligin var olusunu..
R.P: 2014 YILINI SONUNA GELİRKEN BENDE LGBTİ DERNEKLERİNE HATTA İNSİYATİF VE OLUŞUMLARADA ÇAĞRI YAPIYORUM. YILLIK GELİR VE GİDERLERİNİZİ BU SAYFADAN PAYLAŞIN...
Bu sayfayı kuran arkadaşlar facebookta sayfa acacağınıza elinizde varsa belge savcılığa yada olmayabilir belge yoksada gidip dernekler masasına şikayet edin. Açıkçası ben bir yandan insanların kendi derneklerinden hesap sormalarının iyi olduğunu düşünürken bir yandanda sordukları sorulara kendilerininde cevap veremedikleri için samimiyetsiz buluyorum...
Mesela diyorki neden bir dernekte beş yıl boyunca aynı kişi yer alıyor. Ona desen gelin siz dernek yönetici olun. Gelmez.. Avrupaları veya rahatlığı evini arabasını bırakmaz... Çünkü dava açılacak ona polis tehdit edecek. Biber gazı yiyecek.
Bu dernek aktivistleri bunu kendilerine iş olarak görmüşler başka kariyerleri yok, kardeşim insanlar senin gibi kariyerist olmayabilir kariyerizm peşindede koşmayabilir... ama tüm aktivistlerin okudukları üniversite veya meslekleri var sen merak etme.. Daha çok aktivislik kimlikleriyle ön plana çıktıkları için sen mesleklerini bilmezsin... veya benim statüm şu diye gözüne koymazlar.
Daha kaç yıl aktivist olacaksın diyorlar... Kardeşim sen gel çalış biz eve gideriz. Bu alanla mücadele etmemiz sizi sevindirmesi gerekirken neden ayakların altına sabun atıyorsunuz... Bu ülkede nefret ve ölümlerimiz olduğu sürece bu mücadele devam edecek...
Torbalarla para çalındığını düşünüyorsanız sizde gelin bu paraları birazda siz götürün. Ben bağlı olduğum örgüt dernek değil ve bir yıllık bir oluşum olan H* lgbti şimdiye kadar proje yazmadık ve fon almadık. Çalışmalarımız projelendirmedik. Bizim bir yıllık tek gelirimiz BUt trans yarışmasından gelen ücretti. Biz gelir ve giderlerimizi en son 2 Kasım 2014 tarihinde genel çağrılı toplantımızda gelir ve giderlerimizi paylaştık.
2014 yılındaki toplam gelirimiz: 5.950 tl
Bu paranın sahte çıkan ücreti:100 tl
The mekanın kirası:1.250 tl
But trans yarışma masrafları: 1.350 tl
1 Eylül dünya barış günü için döviz yapıldı :20 tl
Maltepe cezaevindeki trans bir arkadaşa ayakabı yollandı:25tl
Elimzde kalan toplam para: 3.205 TL
Artık biz başlangıcı yaptık. Tekrarlayalım biz dernek değiliz. Fakat varsa elinizde varsa fott torbayla bara götürürken savcılğıda verebilirsiniz... Biz başaldık hadi bakalım diğer derneklerde yıllık gelir ve giderlerini yılın sonuna yaklaşmışken paylaşsın... ÇÜNKÜ BU SAYFANIN TEK SORMAK İSTEDİĞİ HESAP NEREYE GİDİYOR PARALAR... 2014 YILINI SONUNA GELİRKEN BENDE LGBTİ DERNEKLERİNE HATTA İNSİYATİF VE BAĞIMSIZLARADA ÇAĞRI YAPIYORUM. YILLIK GELİR VE GİDERLERİNİZİ BU SAYFADAN PAYLAŞIN...
R.P: R.P olarak bir yıldır türkiyedeki tüm dernekleri ve aktivistleri tanıyorum. Doğru dürüst evi olan aracı olan lüks yaşıyan kimseyide görmedim. Torbayla para çalan ki,mseyide görmedim. görsem açıkça söylerdim. Görürsemde söylerim. Valla ben bir aktivist olarak yırtık donumla dolaşıyoum. Bir yıldır anket yaparak geçimimi sağlıyordum yeni bir ay oldu. düzgün bir işte işe başladım... Tanrıya çok şükür adıma hiçbir mal mülk kaydı yok. Ama şunu açıkça söyleyeyeim derneklerle işi olmayan sadece koli ciciclik yapan çarktan eve hayatı olanların evleride arabalarıda var... tabiki götlerinin amlarının teriyle almışlar... fakat siz böyle yaşarken kalkıp yıkık dökük bir mekanı olan derneklere para çalıyorlar demeniz aslında bu derneklerin kapısından girmediğiniz ve bu çalışma alanlarında kalmadığınız belli oluyor...
SEVGİLER.... SAMİMİ VE DÜRÜST GÜNLERE........
Ö.Ö: 2013 Onur Yuruyusu nun hesabinin verilememis olmasi da cok ilginc degil mi. hatta bu nedenle dernekten uzaklastirilanlarda va!...
M.K: LGBT derneklerine ve aktivistlere topyekün cephe almak ve kategorik olarak karşı olmamak gerektiğini düşünmekle birlikte, yeri geldiğinde çok sert eleştirileri olan biri olarak bu sayfayı - en azından fikir olarak - hararetle desteklediğimi bildirmek isterim. O yüzden kişisel sayfamın yanı sıra yaklaşık 5 bine yakın takipçisi olan bilimum Facebook portal sayfalarımda da grubunuzun tanıtımını yaparak paylaştım. Umarım kurumsal bir sayfa olur ve kişisel kavgaların, kan davalarının hesabının sorulduğu bir platform olmaz. LGBT derneklerinin kendilerine çeki düzen vermelerine biraz da olsa katkısı olursa ne mutlu size arkadaşlar.
M.K: Turkiyede bulunan LGBTi derneklerinin bilmedigimiz her seyi ogrenecegiz artik. Hangi dernek ne kadar proje aliyor'kimler bu derneklerin asalagi'kimler gercek aktivist bunu ogrenecegiz. Kimler bu derneklerden emekli olacak. Kimler bu koltuklara yapismis. Tum gercekleri birlikte bulacagiz.
Y.T: Biz diyoruz ki AB'den gelen proje paraylariyla lüx yasayip emekli olup yasiyorlar , yandaslari cikiyor biz hic birseydrn proje almiyoruz diyorlar! Ve aklanmak içinde Öykü Özen şudur budur.. Arkadaşlar Ö.Ö ile aranizdaki mişisel sorunlarınızı bahane etmeyin!. Bize bunlarla gelip kişisel tartişmalara sokmayın.. Bize tüm AB 'den gelen projeleri ve paralarını yayınlayın.
Kendi ağizlariyla söylüyorlar, simdi de AB projesi nedir diyorlar..
Y.T: Arkadaşlar benim fikrim şu, LGBT aktivistlerinin maaş alması sorun değil değil, aldıkları maaşla sahibinin sesi olup olmamaları; beyinlerini kişiliklerini satıp satmamaları. Benim gözlemim tam tersi yönde. Yoksa yasal yollarla ve proje paralarını iç etmemek kaydı ile alsınlar, hatta bir LGBT birey para kazanıyorsa da ayrıca sevinirim.
Buradan açık çağrı yapıyorum. Bu işin tek bir çözümü var. LGBT derneklerinin aldıkları paraların miktarını, nereden ve ne için aldıklarını; nereye, ne kadar harcadıklarını kuruşu, kuruşuna websitelerinden yayınlamaları. Bunu yapmayan dernekler bu suçlamalara razı gelmek durumundadırlar. Suçlamalara karşı-suçlamalarla cevap vermek suçun itirafı gibi geliyor bana. Tartışmalarda da biraz da seviye olsun lütfen. LGBT dayanışması birbirlerine böylesine nefret kusan insanlara kaldıysa yandık.
C.Ç: Türkiye'deki LGBT Hareketin gerçek yüzünü görmeniz açısından bu terbiyesiz videoyu yayınlamak durumunda kaldım. Şimdiden özür dilerim. "Video"
C.Ç: Neye göre, kime göre dernek? A.A kalemiyle...
"Türkiye'deki LGBT Dernekleri AB'den yüksek miktarlarda FON yani maddi yardımlar alırlar. Bu rakamlar küçük rakamlar değiller elbette ki. Benim gördüğüm ise bir LGBTİ birey nefret cinayetine kurban gittiğinde dernekler sadece kınama mesajı, bir kaç haber ve canlı yayın katılımları yapıyor ve bunun ilerisine gitmiyor."
D.D: Ortaya atılan iddialara ilişkin, adı geçen derneklerden ciddi bir yanıt beklerken, adeta nanik yaparcasına içki sofralarından bazı insanlara hakaret edilmesi gerçekten çok manidar. Yaşananlara dışarıdan objektif bir gözle bakmaya çalışan biri olarak söylüyorum; şu saatten sonra Türkiye'de yaşayan LGBT bireylerin kurumsal düzeyde temsilcisi yoktur. Kendilerini temsilci gibi gösterenler de legal değildir. Nokta.
İddia ve tartışmaların yer aldığı Facebook grubu:
https://www.facebook.com/groups/lgbti.derneklerindekigerceklerortyacikmali/
Grup gönderileri sadece üyelere özel olduğu için dernek ve kişilerin isimlerine sansür uygulandı.
İşte o paylaşımlardan bazıları
A.Y: Bu projeyi kurma kararını almıştım ancak drfile sonrasına bırakmıştım. Artık yok öyle armut piş ağzıma düş. Gökten taş yağsa derneklerin başına para düşüyordu. Artık bu devir son bulacak.
T.G: Ancak boyle tarz gruplarala birlesmeliyiz ve bir butun olmaliyiz. Ve meclis binasina yuruyerek (sanki bi bok yapiyorlarda, bos yuruyus) degilde, ilk once yurunmesi gereken ve protesto edilmesi gereken bu lgbti dernekleridir. Trans mafyaciligina yillarca gıkı cikmayan ve hic bir transa ve escinsellere yardim etmeyen ancak kiniyoruz deyip isin icinden kacan bu derneklere gununu gostermeliyiz. Bu trans ve escinsel cinayetlerinin sorumlusu hukumet kadar onlarda sorumlu, katildir.
T.G: Yine yaziyorum ;
Trans cinayetlerinin tek suclusu LGBTI dernekleri ve dergileridir.
Onur yuruyusunden bile AB'den proje icin para alan bu ust duzey aktivistlerin ceplerine indirdiklerini bu olusum icinde olanlarin hepsi de bilir. Lgbti lere ozgurluk diyorsunuz zorunlu seks isciligi yapiyoruz , bize is verilmiyor diyorsunuz, seks isciligininde serbest kalmasini yasallasmasi icin on safhalarda cabaliyorsunuz.. Size gelen milyonlarca paranin bir faydasini escinsel vatandaslar hic gormedi. Anayasa escinsel ozgurlugu git gide kisitlarken , AKP hukumeti escinseligi hem hastalik olarak ilan edip, hem de gezi olaylari gibi onur yuruyusune de mudahale etmiyor. Gezi olaylarinin bir getirisi olmadi tabi, ama onur yuruyusu projesi ve baska projeler icin ceplere indirilen paralarin hatti hesabi yok. Bunlara gelen paralarla sokakta kalmis bir cok escinsele ilac gibi gelirdi. Eski bir aktivist arkadasiminda anlattigi gibi ve bazı aktivistlerinde ismini de vererek yuh dedim, hepsi bu kisiye dusman olmuslar. Milyonlarca paranin escinsellere yardim amacli gonderildiginde faydasini fazlasiyla goren sıkıntıdan bir anda lukse kayan koltugun basina yapismis inmeyen aktivistlerdir. Bu arada aktivistlik icin neden para aliniyor? Kendi canini atese atarak bir yönelimin ozgurlugunu ölümüne savunanlardan neden surekli para aliniyor? LGBTI dernekler ve dergiler paragozdur, ulkemizde sadece dikkat cekmek icin ceneden baska birsey yapmazlar, olen translarin ya da escinsellerin arkasinda da timsah gozyaslarini eksik etmezler. Gelir kaynaklari cunku budur. Daha escinsel ölsün daha cok AB'den proje parasi, yardim parasi koparip cebe indirmektir..
Bu arada dedigimiz gibi akp icin got yalayicilarin oldugu gibi bizim adimiza duygu somurusu yapip ceplerine para indirenlerinde bok yiyicisi vardir!.. Seyhan gonullu bir aktivist oldugunu belirtir ve yorumlarindada aktivistler arasindada bu tarz sorunlar olmus olabilr demisti yorumlarinda. Hem kabul ediyor hemde kendisinin bu durumlardan uzak kaldigini belirtmistir!. Ama bu tehlikeli ozenti zihniyet hala bok yiyiciligi yaptigindan seyhanin yazilarindanda birsey anlayamamis. Seyhan sadece olabilir ama brn isin icinde yokum demeye calismistir.
O.E: Iste bir bir dernekleri yonetenlerin gercek yuzleri ortaya cikiyor. Yerel secimlerde hakkimda bildiri yayinlayip altina imza atan Kivilcim Arat takma adiyla Meinhof Baader in aslinda ne kadar NEFRET SIDDET yanlisi oldugu ortaya cikiyor. AB fonlarindan parayi alip koseyi donebilmek icin CAMUR AT izi kalsin tavri bunlar.
Sevgili Demet Demir ne guzel soyluyor bunlar Travesti ve gay mafyasi olmus sirketlesmisler diyor.
Ö.E: Istanbul * sozde bir sivil toplum orgutu...
Yoksa burasi eglence ve alkol mekani mi?
Dernekler sosyal kurumlardir lokal degildir ustelik burasida lokal degildir.
S.A: Arkadaşlar neden beni bu durumlara alet ediyorsunuz? Lgbt derneklerine elştirinizi yaparken ki genellemelerinize beni dahil etmeyin lütfen. Akasya Durağı dizisinde oynamam ile ilgili merak ettikleriniz varsa sorun anlatayım ama haberim olmadan arkamdan konuşmanız hoş değil. Beni hırsızlık yapanlarla aynı kefede değerlendirmeniz hiç hoş değil!
S.A: Ayrıca Sağlık Bakanlığı ve Klinik Mikrobiyoloji Derneğinin ortak yürüttükleri HIV/AISD önleme projesinde maaşlı "uzman" olarak çalıştım. Ayrıca bir kaç üniversitenin projelerinde yine "uzman" olarak derinlemesine görüşmeler, saha ziyaretleri ve eğitmen olarak çalıştım. Hiç biri maddi olarak beni tatmin etmeyen ücretlerdi. Üstelik benden istenilenin en az 10 katı fazla çalıştım.
S.A: Bu derneklerin hiç biri lgbt derneği değil! Hepsinde trans aktivizmimi çatır çatır yaptım.
Y.T: DEVLET DENETLEME KURULU HESAPLARI KONTROL ETSİN HARAMI KİM YİYORSA YOLSUZLUĞU KİMLER YAPIYORSA KUSTURULSUN . ZEHİR ZIKKIM OLSUN YURT DIŞINA MEKTUP YAZIP FOTOKOPİLERLE ÇOĞALTIP YOLLUYACAĞIM HERKES YAZZSIN ÖDENEKLER KONTROL ALTINA ALINIP TAKİP EDİLSİN
T.G: Homofobizm ve transfobizmle ugrasan simdiki aktivistlerin bazen hatasi olabiliyor sanirim!. Homofobikleri guldurmek ve eglendirmek icin basit dizilerde oynamak bu olsa gerek!.. Hatasini anlamistir!. Homofobizm ve transfobizm icin ayağa kalksakta bazen onlari destekleyen ve eglendiren bu videolara da denk gelebiliyoruz. Sorsak ne yapalim ekmek parası diyecekler. Buyrun izleyin ;
C.Ç: Ö.A defilesini bile madilemek istedi bunlar.
Yok orada prova olur mu?
Yok defile kapitalisttir...
Kendileri elle tutulur bir etkinlik düzenleyemiyorlar ki!
Varsa, yoksa, panel, film gösterimi, workshop...
Kaç kişi katılıyor bunlara? Hedef kitle kim?
Amaç heteroseksüelleri bilinçlendirmek değil mi?
AIDS ile ilgili, evlilik eşitliği ya da eşcinselliğin doğuştan olduğuna dair bir broşür bastırıp halka dağıtmayı bile düşünemiyor bunlar.
Ülkemizde sadece bir tane trans misafirhanesi var.
Hangi dernek yardım ediyor?
Sadece kendileri çalıp gene kendileri oynuyorlar.
Yazık...
C.Ç: Üniversitelerde öğrenci kulüpleri her sene yüzlerce söyleşi, panel düzenler, basın açıklaması yapar, kitapçık basar, pikniğe gider. 20-30 LGBT'yi bir salona toplayıp konuşmak, konuşmak, konuşmak mıdır etkinlik? Halka inemedikten, heteroseksüelleri eğitemedikten, topluma onlardan farklı olmadığımızı anlatamadıktan, bunu üstüne basa basa işleyemedikten sonra hiçbir etkinliğin hedefine ulaştığını sanmıyorum. Sağlaması olarak basında bile yer almıyor. Yapılan projelerde asıl amaç her zaman "heteroseksüelleri eğitmek" olmalıdır. Yoksa istediğin kadar kitap çıkar, film çek, bu insanlara okutamıyor, izletemiyorsan arşivlerde yok olmaya mahkumdur. Bir sonraki kuşağa sadece bilgi ve eğitim kalır. Hoşgörü de böyle oluşur.
Ö.S: E.Z ve M.B gibi devletine,halkına,ülkesine ve aslında kendisine düşman olan bir teröristin,katil şakşakçılarının,zavallıların olduğu bir platformda olmak istemiyorum.beni sürekli tehdit eden,hakaret eden bu ibnelerden sıkıldım artık.böyle zavallılar için zamanımı harcamak ve sinirlerimi bozmak istemiyorum.kendi pisliklerinde boğulası ve kararmış yüreklerinin karasında hayatları kararasıcalar.lgbt derneklerinde bu tarz insanların çoğunlukta olduğu düşünüyorum.pkk yaltakçılarının olduğu,teroristlerin göt yalayıcılarının olduğu birçok dernek bize yarardan çok zarar verecektir.biri hayat kadını pazarlayan bir gavat,diğeri aç köpeğin teki başarısız bir ibne.bu vatana,bu ülkenin insanına özgürlük martavallarıyla ihanet eden herkese edecektir.mayasında kahpelik olan herkese kahpelik yapacaktır.uzak durun benden,çekin pis ellerinizi ve dillerinizi üzerimden.beni bu gruba ekleyen arkadaşım,kusura bakma nolur.bu pisliklerin olduğu bir platformda olmak istemiyorum.isimlerini görmek bile midemi bulandırıyor.o yüzden özür dileyerek bu gruptan ayrılıyorum.allah kolaylık versin hepinize
G.S: bu olaylar saldirilar bu arkadaşlara açimasizça tahsif edilemez herkez ćezasini eninde sonunda ćekeçek er yada geç adaletin olmadiği bir yerde bizim zamanimizda göt isterdi bir kiza böyle saldiri adamin sikini keserler ağzina koyarlar vay be ne hale gelmiş bu insanlar çanavarlaşmiş bu güćü bu tavizi nerden aliyorlar kizlar aldiği darbeyle yarayla kaliyor olmadi bunun çaresine bakilmali hemen sistimatik bir olay ankaraya meçlise yürüyüş bu vahşete dur demeli bir an önçe yoksa bizler başimizin çaresine bakiçaz yapanin yaninda kar birakmiçaz adalet yoksa kendimizi koruyçaz boş gezme yok nefsi müdahale bunun çezasini yattim zaten ikı kişi komalik bir arkadaşimla girdik hapse içeri haketttiler bize saldirdilar çezalarini buldular demek istediyim kendimizi koruyçaz korkmuyçaz ne yani hep böyle üzüçü olaylarimi seyretçez görçez koruyun kendinizi adalet nerde yok varda kişiye göre ayrçilik var sistemde koruçaz kemdimizi olaylardan uzak durçaz kaşinanida kaşiriz hak ediyorsa saygilarimla çanlarim.
D.A: Az biraz derneklerin bokunu yemeden durunyaa bu kadar igrenç insanlarla aynı ortamı paylaşmak zorunda kaldıgım için kendimden utanıyorum zira hiç bir dernegin kapısını çalmadan sadece kulaktan dolma safsatalarla bunları konuşan insanların akıl saglıgından süphe ediyorum.
.sadece gülüyorum hani AB projeleri diyorsunuzyaa Ab projelerinin şartlarını nasıl işledigini açında bir okuyun T.K özellikle sen oku zira hiçbirşey bilmeden konuşan ona buna bok atan hadsizin tekisin
R.P: 2014 YILINI SONUNA GELİRKEN BENDE LGBTİ DERNEKLERİNE HATTA İNSİYATİF VE BAĞIMSIZLARADA ÇAĞRI YAPIYORUM. YILLIK GELİR VE GİDERLERİNİZİ BU SAYFADAN PAYLAŞIN...
Bu sayfayı kuran arkadaşlar facebookta sayfa acacağınıza elinizde varsa belge savcılığa yada olmayabilir belge yoksada gidip dernekler masasına şikayet edin. Açıkçası ben bir yandan insanların kendi derneklerinden hesap sormalarının iyi olduğunu düşünürken bir yandanda sordukları sorulara kendilerininde cevap veremedikleri için samimiyetsiz buluyorum...
Mesela diyorki neden bir dernekte beş yıl boyunca aynı kişi yer alıyor. Ona desen gelin siz dernek yönetici olun. Gelmez.. Avrupaları veya rahatlığı evini arabasını bırakmaz... Çünkü dava açılacak ona polis tehdit edecek. Biber gazı yiyecek..
Bu dernek aktivistleri bunu kendilerine iş olarak görmüşler başka kariyerleri yok, kardeşim insanlar senin gibi kariyerist olmayabilir kariyerizm peşindede koşmayabilir... ama tüm aktivistlerin okudukları üniversite veya meslekleri var sen merak etme.. Daha çok aktivislik kimlikleriyle ön plana çıktıkları için sen mesleklerini bilmezsin... veya benim statüm şu diye gözüne koymazlar..
Daha kaç yıl aktivist olacaksın diyorlar... Kardeşim sen gel çalış biz eve gideriz. Bu alanla mücadele etmemiz sizi sevindirmesi gerekirken neden ayakların altına sabun atıyorsunuz... Bu ülkede nefret ve ölümlerimiz olduğu sürece bu mücadele devam edecek...
Torbalarla para çalındığını düşünüyorsanız sizde gelin bu paraları birazda siz götürün. Ben bağlı olduğum örgüt dernek değil ve bir yıllık bir oluşum olan Hêvî lgbti şimdiye kadar proje yazmadık ve fon almadık. Çalışmalarımız projelendirmedik. Bizim bir yıllık tek gelirimiz BUt trans yarışmasından gelen ücretti. Biz gelir ve giderlerimizi en son 2 Kasım 2014 tarihinde genel çağrılı toplantımızda gelir ve giderlerimizi paylaştık.
2014 yılındaki toplam gelirimiz: 5.950 tl
Bu paranın sahte çıkan ücreti:100 tl
The mekanın kirası:1.250 tl
But trans yarışma masrafları: 1.350 tl
1 Eylül dünya barış günü için döviz yapıldı :20 tl
Maltepe cezaevindeki trans bir arkadaşa ayakabı yollandı:25tl
Elimzde kalan toplam para: 3.205 TL
Artık biz başlangıcı yaptık. Tekrarlayalım biz dernek değiliz. Fakat varsa elinizde varsa fott torbayla bara götürürken savcılğıda verebilirsiniz... Biz başaldık hadi bakalım diğer derneklerde yıllık gelir ve giderlerini yılın sonuna yaklaşmışken paylaşsın... ÇÜNKÜ BU SAYFANIN TEK SORMAK İSTEDİĞİ HESAP NEREYE GİDİYOR PARALAR... 2014 YILINI SONUNA GELİRKEN BENDE LGBTİ DERNEKLERİNE HATTA İNSİYATİF VE BAĞIMSIZLARADA ÇAĞRI YAPIYORUM. YILLIK GELİR VE GİDERLERİNİZİ BU SAYFADAN PAYLAŞIN...
Rosida Peace olarak bir yıldır türkiyedeki tüm dernekleri ve aktivistleri tanıyorum. Doğru dürüst evi olan aracı olan lüks yaşıyan kimseyide görmedim. Torbayla para çalan kimseyide görmedim. görsem açıkça söylerdim. Görürsemde söylerim. Valla ben bir aktivist olarak Bir yıldır anket yaparak geçimimi sağlıyordum yeni bir ay oldu düzgün bir işte işe başladım... Tanrıya çok şükür adıma hiçbir mal mülk kaydı yok. Ama şunu açıkça söyleyeyeim derneklerle işi olmayan sadece koli ciciclik yapan çarktan eve hayatı olanların evleride arabalarıda var... tabiki götlerinin amlarının teriyle almışlar... fakat siz böyle yaşarken kalkıp yıkık dökük bir mekanı olan derneklere para çalıyorlar demeniz aslında bu derneklerin kapısından girmediğiniz ve bu çalışma alanlarında kalmadığınız belli oluyor... SEVGİLER.... SAMİMİ VE DÜRÜST GÜNLERE........
D.D: Biraz önce bir yazı vardı kaldırmışsınız , yazıda dernekleri aklamaya çalışan birinin yazısıydı. Arkadaş bireysel aktivistlere de sesleniyor
yahu bireysel aktivistler emperyalist fonlardanmı geçiniyor dernekler proje ve fonlardan para alıyorlar onlar açıklasın ne aldıklarını.
Ö.Ö: Yarin burada * ** nin * * Dernegini kapatmak icin nasil bir oyun yaptigini belgesiyle aciklayacagim...Gercekler hicte dusundugunuz gibi degil!!!!
Ö.Ö: Ankara da * * de calisanlar kac yildir hangi projelere imza atmistir?
Ne kadar para alinmistir? Kimler ne kadar maas almaktadir?
Dernek oldugundan bu gune kimler bu dernegin yonetiminde yer almaktadir?
Kimler hangi projelerden kac lira maas almaktadir?
Belgeleri ile aciklansin?
Ö.Ö: Biliyorsunuz Ahmet Kaya islettigi barin bir proje olmadigini soylemisti ve iste bu barin bir PROJE oldugunu kendi soylemis bulunuyor. Barda hangi hapcilar bulunuyor oda sorgulanmali?
A.Ö: Bu nasıl bir grup yahu sizin başka derdiniz yokmu ?
Cansıkıntısından ne yapacağınızı mı şaşırdınız ?
Arkadaşlar madem lgbti dernek ve aktivistlerinden bu kadar şikayetçisiniz buyrun derneklere gidin ve siz aktivizmi yapın , niye bu kadar sorun yapıyorsunuz ki.
Madem AB fonları projeleri var milyon dolarlar alındığını düşünüyorsunuz buyrun gidin o paralar sizin cebinize girsin .
Zira bir dernekte aktivist olmak için oxford mezunu olmaya gerek yokki .
Sizden kimsede bir diploma yada 5 dil bilmeyi de talep etmiyor sadece lgbti aktivisti olmak için gönüllü olmak yeter. Buyrun dernekler sizi bekliyor. Eğer bu söylediklerinizde gerçekçiyseniz ilk işiniz derneklere gidip aktivist olmak olsun..
D.D: Dernek görünümlü şirketler aktivist rolü yapan tüccarların etkinlik ve eylemlerine katılan desek olanlar aynı suçu işlemiş saymaktayız. Eşcinsellerin transların acıları ve kanları üzerinden beslenen vampirlerdir bunlar para için bir birlerine de kazık atarlar örnekleri çoktur.
T.G: Herkese Merhaba!. Su andaki elestirdiğimiz baş aktivistlerin bir çoğu tabiki ayaklandı, kimileri bizden yana oldu. Kimileri ise yandaşçı olup kankalarını tuttular. Neyse.. Benim yine gozume batan bir olay var. Derneklerde disiplin yok. Bizi temsil eden bu derneklerin bize sormadan bizi temsil eden bu lgbti olsumlari kürt siyasisine çekmektedir. Bas aktivistlere ya da yandaslarina bakinca "PKK ve YPG" destekciligi ile derneklere de bulastirmaktalar. Evet herkesin siyasi dusuncesi farklidir. Ben kürt halkına, PKK'ya , YPG'ya asla kötü elestiri de bulunmam ve de aaa teroristtir bunlarda diyerek ifşa da etmem!.. Kemalist, komunist, liberal, apolitik gibi bir cok siyasi dusunceye sahip escinsel vatandaslarda vardir. Ama Dernekler ve dergilerin reklami HDP , Sırrı Süreyya , yok bu su reklam edip dernekleri iyice siyasilestirdiler. Tek taraflı dusunerek sivil dernekleri maglesef biz vatandaslara sormadan bir partiye baglatiyorlar. Siyasi *un olduğu bu ulkede zamaninda tarafsiz duruken escinsel dernekleri bu zamanlarda Biji Serok Apo sloganlarının yanında goruyorum. Bu dernekleri siyasi bir kimliğe suruklemek ( ozellikle son donemlerde hep hdp tarafciligi var, kapatilmasi icin ugrasiliyor hukumet tarafindan terorist destekcisi gerekcesiyle radikal haberde yayinlanmistir) , escinseller arasinda kutuplasmaya sebep olmaktadir!.. Bu partiyi yani HDP'yi cikarlari ugruna hukumet terore destek vs bahaneleriyle kapattirdiginda bu partiye en cok destek veren LGBTI derneklerininde bası yanacaktir. HDP yada baska partilerin escinsellere ozgurluk , yasal hak tanınmalı reklamlarini bizden cikar destegi beklemeden yapsinlar ve derneklerden oy toplama reklami yapmasinlar. Ve bu derneklerdeki bas aktivistlerin bu dernekleri sempatizan duyduklari siyasi orgutlere, partilere etiketlemesinler. Homofobik bir ulkede yarin bir gun yolda giden bir LGBTI bireyine sen vatan hainlerine destek ciktin size olum diyen fasist zihniyetin saldirisina da ugrayacaktir. Kemalistlerinde bu derneklerin siyasi ideolojiye kaymasi yuzunden bakis acilari degisecektir. Ben bir bireysel olarak kürt halkinin haklarinin yanindayimdir ve kürtleri aşaglayanların karsisinda da olmusumdur. Annemin kürt düşmanlığından dolayı bir kürt arkadasimin bana hediye ettigi kürt bayragi renklerini tasiyan puşimi yere atip bunu cope at dediginde ona bagirip onu yerden kendi elleriyle kaldirtip onu temizleyip katlayip dolabima koydurmasinida yapmisimdir. Benim siyasi ideolojim ne kemalizmdir, ne de komunizmdi, ne de milliyetci akimdir. Siz escinsel vatandaslar bunlari da gorup tepkinizi gosterebilirsiniz bu seviyesiz konusan aktivistlere!. Varos agiziyla iddialarimizi elestirmekteler!. Acitasyonlarina da dikkat edin!.. Yakinda toplasip bir resmi sikayet duyurusunda bulunalim!. Yalanciktan (sanki bir faydasini gordukte, mesgul etme yuruyusleridir) meclis binasi onune kahrolsun transfobizm yuruyusu yapilmak yerine arkada neler donuyor ve kendi derneklerimizin nasil bu kadar varos zihniyetin tehditvari, mafya ozentisi kilikli kisiilerin eline dustugune bakalim...
R.K: Hollanda hukumetinin ulusarasi lgbti olusumlarina sahip cikmaya calismasi ve musluman escinselleri korumaya ugrasmasi..
http://gazetesolfa sol.com/yazi/230/gokkusagi-sehirlerinin-kartopu-etkisi-hollandanin/
R.K: Hollanda konsolosunun destek verdiği projelerden biriymiş "Çark Mag"
http://www.agos.com.tr/haber.php?seo=lgbti-yasam-portali-carka-merhaba&haberid=7297
R.K: AB fonları ozellikle hollanda konsoloslugunun lgbti lere proje destekleri ve finansal desteklerinden bir kare
http://istanbul-tr.nlconsulate.org/services/insan-haklari-ve-matra-programi
Ö.Ö: Ankara da "LGBTİ DerneklerindLGBTi de calisanlar kac yildir hangi projelere imza atmistir?
Ne kadar para alinmistir? Kimler ne kadar maas almaktadir?
Dernek oldugundan bu gune kimler bu dernegin yonetiminde yer almaktadir?
Kimler hangi projelerden kac lira maas almaktadir?
Belgeleri ile aciklansin?
Ö.Ö: Turkiyede bulunan LGBTi derneklerinin bilmedigimiz her seyi ogrenecegiz artik. Hangi dernek ne kadar proje aliyor'kimler bu derneklerin asalagi'kimler gercek aktivist bunu ogrenecegiz.Kimler bu derneklerden emekli olacak. Kimler bu koltuklara yapismis. Tum gercekleri birlikte bulacagiz.
C.Ç: Soruyorum;
1. Türkiye'deki LGBTİ Derneklerin yönetiminde kaç kişi 5 seneden fazla yer almıştır?
2. Bu kişilerin başka bir kariyeri, iş alanı yok mudur?
3. Kaç sene daha aynı pozisyonda kalmayı düşünmektedirler?
4. Neden geleceğin yöneticileri yetişmemektedir?
5. Bu derneklerim mali bilançoları her sene açıklanmakta mıdır?
6. Mali tablolar bir mali müşavir tarafından denetlenmelidir. Bu derneklerin mali müşavirleri kimlerdir?
7. Dernek bütçesinden "Maaş" kalemi altında kaç kişiye ödeme yapılmaktadır?
8. Dolayısıyla bu kişilerin SGK gibi giderleri ödenmekte midir?
9. Bunların haricinde, yol, konaklama, yemek, cep telefonu gibi daha hangi giderleri ödenmektedir?
10. Kişisel giderlerin dernek toplam giderlerine yüzde olarak oranı nedir?
11. Kişisel giderlerin dernek üyelerin toplamına oranı nedir?
12. Her dernek üyesi otomatik olarak bu kadar harcama yapma hakkına sahip olmalıdır.
Dürüstlük, şeffaflık alnımızın akı olsun. Gururla taşıyalım. Sevgiyle kalın.
Ö.Ö: Hic sasirtici degil bu haber. Yillardir paralar cebe iniyor. Sadece Transx projesi icin alinan 150 bin euro nerede nasil kullanildi. Kimler bundan faydalandi aciklanmali.
T.G: Biz bir aktivist olarak degil lgbti vatandasi olarak hakkimizi ariyoruz.
Dernekler tarafci , curuk , ve somurucu bir yolla ilerliyor. Biz vatandas olarak sikayetciyiz. Eski ya da yeni aktivistlerin arasindaki gecen kisisel sorunlardan cok biz escinsel vatandaslarin gercek sorunlariyla ugrasmayan bu derneklerin bizim cektigimiz homofobik ve transfobik olaylari bahane olarak kamoyuna yayarak AB'den yardim fonlari, ve ismini vermek istemeyen homofobik olmayan is adamlarinin yardimlari , benimde gozlerimle sahit oldugum her ay dernege 500 tlden az bagis yapmayan durumu iyi translari bilirim. Ama hala dernekler aç, surunuyor, kiramizi odeyemiyoruz gibi isyanlarla cebe gizlice indirilen paralarin hesabini sormak biz escinsel vatandaslarin en dogal hakkidir ( zaten yardim eden kisiler bu iddia ve sikayet yorumlarimizda kendilerini gostermekteler). Escinsel dernekleri AB uyum politikasi sayesinde ayaktadir ve kesinlikle yardim almaktadir. Surekli hollandadan gelen yabancilari goruyordum dernekler icinde ziyaretlerine gittigimde, onur yuruyusu gibi organizasyonlarda bile hepiniz dernekleri gozlemleyen yabancilari gormussunuzdur. Kontrol icin geliyorlar. Hollanda her ay en az 5 milyon euro yu hollanda disindaki escinsel derneklerine bagis yapar, Turkiye'de bunun icinde neden mi? Yil 2007 lerde sokaklarda yasarken taksimde, bir lgbti bireyin bana seslenip derneklerden neden yardim istemiyorsun, onlara siginsana demisti. Bende iyi fikir dedim ve gittim. Sicak bir kahve ile karsilandim ve acik kumral bir lubunya karsilamisti orta boylu, aktivistti. Ve durumumu anlattim. Ve bana fon verdi ve kendi agzi ile hollandadan yardim geliyor her ay duzenli olarak onlara dilekce gonderiyoruz vs vs. dedi. Yardim fonunu doldurmami istedi ve hollanda konsolosluguna iletiliyor bunlar dedi ve kagidi doldurdum, imzami attim. Arayacagiz dedi ve bir kis donemini soguk sokaklarda gecirdim. Dilencilerin ve tinercilerin arasinda yasadigimi biliyorum terkedilmis yikik dokuk evlerin icinde. O donemde nokia 3210'um vardi hic unutmam onu sakliyordum beni ararlar diye. Aramadilar. Hic hemde. Gittigimde umursamadilar. Ve daha sonra hak yemekten korkan aktivistlerin istifa ettiklerini gordum. Taksimde her ortamin icindesin sonucta. Ve istifa edenlerin hepsi gonullu olma karari aldi ve *nin ne pislikler cevirdigini anlattilar. Ve biraz icine girdigimde inceledigimde , hak yemeye alismis aktivistlerin bazilari kisa surede mal sahibi olmalari, maasa baglanmalarini duydum ve gordum.. Kimileri ise hala onlarin yaninda calisan yeni yetme aktivistlerdi. Aktivistler arasinda surekli temelinde para kavgadi vardi bu hep sicradi biz vatandaslarin kulaklarina kadar geldi. Biz vatandaslar bu derneklerin hic bir zaman faydasini gormedik ve hic bir escinsel vatandasta gormedi, ve benim gibi dusunmeye basladilar olaylari kavrayip. Ama aktivistlere yalakalik yapan escinsel vatandaslarda olacaktir cunku onlar bas aktivistlerin yalayicisi ve kankasi olma durumundadir. Herkesin yapabilecegi bir kac bireysel iyilige karsi onlarin yaninda olacaktir. İste beni evine aldi soyle yapti vs. Benim burada anlattigim da bu. Gozlerimizin acilmasi ve derneklerin bizden habersiz ne isler cevirmesidir. Ve bundan sonrada tum faturalarin, yardimlarin, ab destek fonlarinin hepsinin tum dernekler tarafindan kamoyuna acik bir sekilde ab ve bu aktivistlerin ortak imzalariyla yayinlanmalidir. Bir dernek cikar biz yapmadik kirayi zor odedik der, biz degiliz felan filan. Ben de diyorum ki butun escinsel dernekler , bizi temsil eder ve iclerinden baska bir escinsel dernek pislik yapiyorsa bundan tum dernekler sorumludur. Hepinizin herseyi kamoyuna acip tum belgeleri yayinlamaniz ve vatandaslarin takibi altinda yapmanizdir herseyi. Bunlar aktivist olduklari halde birbirlerini suclarken biz vatandaslar bir seyi anliyoruz gercekten bir pisligin var olusunu..
R.P: 2014 YILINI SONUNA GELİRKEN BENDE LGBTİ DERNEKLERİNE HATTA İNSİYATİF VE OLUŞUMLARADA ÇAĞRI YAPIYORUM. YILLIK GELİR VE GİDERLERİNİZİ BU SAYFADAN PAYLAŞIN...
Bu sayfayı kuran arkadaşlar facebookta sayfa acacağınıza elinizde varsa belge savcılığa yada olmayabilir belge yoksada gidip dernekler masasına şikayet edin. Açıkçası ben bir yandan insanların kendi derneklerinden hesap sormalarının iyi olduğunu düşünürken bir yandanda sordukları sorulara kendilerininde cevap veremedikleri için samimiyetsiz buluyorum...
Mesela diyorki neden bir dernekte beş yıl boyunca aynı kişi yer alıyor. Ona desen gelin siz dernek yönetici olun. Gelmez.. Avrupaları veya rahatlığı evini arabasını bırakmaz... Çünkü dava açılacak ona polis tehdit edecek. Biber gazı yiyecek.
Bu dernek aktivistleri bunu kendilerine iş olarak görmüşler başka kariyerleri yok, kardeşim insanlar senin gibi kariyerist olmayabilir kariyerizm peşindede koşmayabilir... ama tüm aktivistlerin okudukları üniversite veya meslekleri var sen merak etme.. Daha çok aktivislik kimlikleriyle ön plana çıktıkları için sen mesleklerini bilmezsin... veya benim statüm şu diye gözüne koymazlar.
Daha kaç yıl aktivist olacaksın diyorlar... Kardeşim sen gel çalış biz eve gideriz. Bu alanla mücadele etmemiz sizi sevindirmesi gerekirken neden ayakların altına sabun atıyorsunuz... Bu ülkede nefret ve ölümlerimiz olduğu sürece bu mücadele devam edecek...
Torbalarla para çalındığını düşünüyorsanız sizde gelin bu paraları birazda siz götürün. Ben bağlı olduğum örgüt dernek değil ve bir yıllık bir oluşum olan H* lgbti şimdiye kadar proje yazmadık ve fon almadık. Çalışmalarımız projelendirmedik. Bizim bir yıllık tek gelirimiz BUt trans yarışmasından gelen ücretti. Biz gelir ve giderlerimizi en son 2 Kasım 2014 tarihinde genel çağrılı toplantımızda gelir ve giderlerimizi paylaştık.
2014 yılındaki toplam gelirimiz: 5.950 tl
Bu paranın sahte çıkan ücreti:100 tl
The mekanın kirası:1.250 tl
But trans yarışma masrafları: 1.350 tl
1 Eylül dünya barış günü için döviz yapıldı :20 tl
Maltepe cezaevindeki trans bir arkadaşa ayakabı yollandı:25tl
Elimzde kalan toplam para: 3.205 TL
Artık biz başlangıcı yaptık. Tekrarlayalım biz dernek değiliz. Fakat varsa elinizde varsa fott torbayla bara götürürken savcılğıda verebilirsiniz... Biz başaldık hadi bakalım diğer derneklerde yıllık gelir ve giderlerini yılın sonuna yaklaşmışken paylaşsın... ÇÜNKÜ BU SAYFANIN TEK SORMAK İSTEDİĞİ HESAP NEREYE GİDİYOR PARALAR... 2014 YILINI SONUNA GELİRKEN BENDE LGBTİ DERNEKLERİNE HATTA İNSİYATİF VE BAĞIMSIZLARADA ÇAĞRI YAPIYORUM. YILLIK GELİR VE GİDERLERİNİZİ BU SAYFADAN PAYLAŞIN...
R.P: R.P olarak bir yıldır türkiyedeki tüm dernekleri ve aktivistleri tanıyorum. Doğru dürüst evi olan aracı olan lüks yaşıyan kimseyide görmedim. Torbayla para çalan ki,mseyide görmedim. görsem açıkça söylerdim. Görürsemde söylerim. Valla ben bir aktivist olarak yırtık donumla dolaşıyoum. Bir yıldır anket yaparak geçimimi sağlıyordum yeni bir ay oldu. düzgün bir işte işe başladım... Tanrıya çok şükür adıma hiçbir mal mülk kaydı yok. Ama şunu açıkça söyleyeyeim derneklerle işi olmayan sadece koli ciciclik yapan çarktan eve hayatı olanların evleride arabalarıda var... tabiki götlerinin amlarının teriyle almışlar... fakat siz böyle yaşarken kalkıp yıkık dökük bir mekanı olan derneklere para çalıyorlar demeniz aslında bu derneklerin kapısından girmediğiniz ve bu çalışma alanlarında kalmadığınız belli oluyor...
SEVGİLER.... SAMİMİ VE DÜRÜST GÜNLERE........
Ö.Ö: 2013 Onur Yuruyusu nun hesabinin verilememis olmasi da cok ilginc degil mi. hatta bu nedenle dernekten uzaklastirilanlarda va!...
M.K: LGBT derneklerine ve aktivistlere topyekün cephe almak ve kategorik olarak karşı olmamak gerektiğini düşünmekle birlikte, yeri geldiğinde çok sert eleştirileri olan biri olarak bu sayfayı - en azından fikir olarak - hararetle desteklediğimi bildirmek isterim. O yüzden kişisel sayfamın yanı sıra yaklaşık 5 bine yakın takipçisi olan bilimum Facebook portal sayfalarımda da grubunuzun tanıtımını yaparak paylaştım. Umarım kurumsal bir sayfa olur ve kişisel kavgaların, kan davalarının hesabının sorulduğu bir platform olmaz. LGBT derneklerinin kendilerine çeki düzen vermelerine biraz da olsa katkısı olursa ne mutlu size arkadaşlar.
M.K: Turkiyede bulunan LGBTi derneklerinin bilmedigimiz her seyi ogrenecegiz artik. Hangi dernek ne kadar proje aliyor'kimler bu derneklerin asalagi'kimler gercek aktivist bunu ogrenecegiz. Kimler bu derneklerden emekli olacak. Kimler bu koltuklara yapismis. Tum gercekleri birlikte bulacagiz.
Y.T: Biz diyoruz ki AB'den gelen proje paraylariyla lüx yasayip emekli olup yasiyorlar , yandaslari cikiyor biz hic birseydrn proje almiyoruz diyorlar! Ve aklanmak içinde Öykü Özen şudur budur.. Arkadaşlar Ö.Ö ile aranizdaki mişisel sorunlarınızı bahane etmeyin!. Bize bunlarla gelip kişisel tartişmalara sokmayın.. Bize tüm AB 'den gelen projeleri ve paralarını yayınlayın.
Kendi ağizlariyla söylüyorlar, simdi de AB projesi nedir diyorlar..
Y.T: Arkadaşlar benim fikrim şu, LGBT aktivistlerinin maaş alması sorun değil değil, aldıkları maaşla sahibinin sesi olup olmamaları; beyinlerini kişiliklerini satıp satmamaları. Benim gözlemim tam tersi yönde. Yoksa yasal yollarla ve proje paralarını iç etmemek kaydı ile alsınlar, hatta bir LGBT birey para kazanıyorsa da ayrıca sevinirim.
Buradan açık çağrı yapıyorum. Bu işin tek bir çözümü var. LGBT derneklerinin aldıkları paraların miktarını, nereden ve ne için aldıklarını; nereye, ne kadar harcadıklarını kuruşu, kuruşuna websitelerinden yayınlamaları. Bunu yapmayan dernekler bu suçlamalara razı gelmek durumundadırlar. Suçlamalara karşı-suçlamalarla cevap vermek suçun itirafı gibi geliyor bana. Tartışmalarda da biraz da seviye olsun lütfen. LGBT dayanışması birbirlerine böylesine nefret kusan insanlara kaldıysa yandık.
C.Ç: Türkiye'deki LGBT Hareketin gerçek yüzünü görmeniz açısından bu terbiyesiz videoyu yayınlamak durumunda kaldım. Şimdiden özür dilerim. "Video"
C.Ç: Neye göre, kime göre dernek? A.A kalemiyle...
"Türkiye'deki LGBT Dernekleri AB'den yüksek miktarlarda FON yani maddi yardımlar alırlar. Bu rakamlar küçük rakamlar değiller elbette ki. Benim gördüğüm ise bir LGBTİ birey nefret cinayetine kurban gittiğinde dernekler sadece kınama mesajı, bir kaç haber ve canlı yayın katılımları yapıyor ve bunun ilerisine gitmiyor."
D.D: Ortaya atılan iddialara ilişkin, adı geçen derneklerden ciddi bir yanıt beklerken, adeta nanik yaparcasına içki sofralarından bazı insanlara hakaret edilmesi gerçekten çok manidar. Yaşananlara dışarıdan objektif bir gözle bakmaya çalışan biri olarak söylüyorum; şu saatten sonra Türkiye'de yaşayan LGBT bireylerin kurumsal düzeyde temsilcisi yoktur. Kendilerini temsilci gibi gösterenler de legal değildir. Nokta.
İddia ve tartışmaların yer aldığı Facebook grubu:
https://www.facebook.com/groups/lgbti.derneklerindekigerceklerortyacikmali/
9 Kasım 2014 Pazar
Biseksüellik Nedir?
Biseksüellik, her iki cinsiyetten olan insanlara karşı cinsel olarak ilgi duyma, ve onlarla duygusal veya cinsel bir ilişki içine girme potansiyelidir. Biseksüel bir kimse her iki cinse de aynı ölçüde ilgi duymayabilir, ve bu ilginin derecesi zaman içinde değişebilir.
Kendini algılama [ing. self-perception] biseksüel kimliğin anahtarıdır. Pekçok kimse her iki cinsiyetten kişilerle cinsel etkinlik içine girer, ancak kendilerini biseksüel olarak tanımlamaz. Benzer şekilde, bazı diğer insanlar da yanlızca bir cinsiyet ile cinsel ilişkiye girerler veya hiç cinsel ilişkiye girmezler, ancak yine de kendilerini biseksüel olarak tanımlarlar. Bir kimsenin biseksüel olup olmadığını saptamaya yarayacak bir davranışsal "test" yoktur.
Biseksüel Kimlik
Bazı insanlar, bir kişinin heteroseksüel, homoseksüel veyahut biseksüel olarak doğduklarına (örneğin doğum öncesi hormonal etkiler nedeniyle) ve kimliklerinin içsel ve değiştirilemez olduğuna inanırlar. Diğerleri, cinsel yönelimin toplumsallaşma (örneğin, ana ve babaya ait modellerin taklit edilmesi veya reddedilmesi) veya bilinçli seçim (örneğin, siyasi feminist kimliğin bir parçası olarak lezbiyenliğin seçilmesi) sonucunda olduğuna inanırlar. Diğerleri ise, bu faktörlerin birbirlerini etkilediklerine inanır. Biyolojik, toplumsal ve kültürel etmenler her kişi için farklı olduğu için, ister biseksüel, isterse gay veya lezbiyen, heteroseksüel veya cinsiyetsiz [ing. asexual] olsun, herkesin cinselliği oldukça kişiseldir. Cinsel kimliğe atfedilen "değer" onun [cinsel] kökenine dayanmaz. Pekçok insan biseksüelliği, sadece insanların geçtikleri bir evre olarak değerlendirir. Gerçekte ise herhangi bir cinsel yönelim bir evre olabilir. İnsanlar çeşitlidir, bireysel cinsel duygular ve davranışlar zamanla değişebilir. Cinsel kimliğin oluşması ve sağlamlaşması devam eden bir süreçtir. Biz genel olarak hetroseksüel olarak toplumsallaştığımız için, biseksüellik pekçok insanın kendi homoseksüelliklerinin farkına varmaları sürecinin bir evresi olarak yaşadıkları bir aşamadır. Pekçok diğerleri ise, oldukça uzun bir gay erkek veya lezbiyen kimlik sürecinin ardından kendilerini biseksüel olarak tanımlamışlardır. Ron Fox tarafından 900'den fazla biseksüel bireyle yapılan bir çalışma, [bunların] 3'te 1'inin daha önce lezbiyen veya gay olarak tanımlandığını bulmuştur. Belki de sürekli olmayacak bir yönelim, yaşanan zaman kesiti boyunca hala geçerli olabilir. Biseksüellik, aynen homoseksüellik ve heteroseksüellik gibi cinsel keşif sürecinde geçici bir basamak da olabilir, veya istikrarlı, uzun-dönemli bir kimlik de olabilir.
Biseksüellik Ne Kadar Yaygındır?
Bu konuda pek az çalışma yapıldığı için, biseksüelliğin ne kadar yaygın olduğunu söylemek kolay değildir; cinsellik hakkındaki çoğu çalışma heteroseksüellik veya homoseksüellik üstüne yoğunlaşmıştır. Kinsey tarafından 1940 ve 1950'lerde yapılan araştırma, [cinsel] etkinlikleri ve ilgilerine dayanarak, kadınların % 15-25 ve erkeklerinse % 33-46 kadarının biseksüel olabileceğini ortaya koymuştur. Biseksüellikler pekçok şekillerde nüfusunun içinde gizlidir. Kültürümüzde, genellikle bir kimsenin (önvarsayılan bir varsayım olarak) ya heteroseksüel ya da (görünüşüne veya davranışsal ip uçlarına dayanarak) homoseksüel olduğu varsayılır. Biseksüellik bu standart kategorilere uymadığı için, sıklıkla ya reddedilir ya da görmezlikten gelinir. Kabul edildiğindeyse, tek [kendi başına] bir kimlikten ziyade "kısmen heteroseksüel kısmen de homoseksüel" [bir kimlik] olarak görülür. Biseksüellik katı cinsel kategorilerin geçerliliğini sorgulamaya açtığı için dünyaya karşı kabul edilmiş olan bakış tarzını tehdit eder, ve farklı cinsellik alanlarının varlıklarının kabul edilmesini cesaretlendirir. Basmakalıplaşmış bir biseksüel görünüş veya davranış biçimi olmadığı için, biseksüellerin genellikle ya heteroseksüel ya da homoseksüel oldukları varsayılmıştır. Bilinçliliği yükseltmek için, biseksüeller kendi gözle görünür topluluklarını oluşturmaya başlamışlardır.
Biseksüel İlişkiler
Biseksüeller, diğer insanlar gibi geniş bir çeşitliliğe sahip ilişki tarzlarına sahiptirler. Genel söylencenin aksine, biseksüel bir kimsenin aynı anda hem bir erkekle hem de bir kadınla cinsel olarak ilgili olması gerekmez. Aslında, biseksüel olarak tanımlanan bazı insanlar bu ya da öteki toplumsal cinsiyetle (veya her ikisiyle de) asla cinsel ilişkiye girmemişlerdir. Heteroseksüeller ve gay erkekler ile lezbiyenler için geçerli olduğu üzere, [cinsel] çekim her arzu edildiğinde davranılmasını gerektirmez. Heteroseksüeller ve gay kişiler gibi, pekçok biseksüel de cinsel olarak yanlızca bir eşle aktif olmayı seçebilir; uzun-dönemli, tekeşli ilişkileri olabilir. Diğer biseksüeller, aynı-cinsiyetten eşlere, üç-taraflı ilişkilere, veya aynı veya farklı toplumsal cinsiyetlerden olan birkaç eşli (tek başına veya eş zamanlı olarak) ilişkilere izin veren serbest evlilikler yapabilirler. Cinsel yönelimleri ne olursa olsun, katılan kişilerin cinsel ve duygusal ilişkilerin tipini seçme özgürlüğüne sahip olmaları önemlidir.
Biseksüeller ve AIDS
AIDS biseksüel topluluk üzerinde önemli etkiler yapmıştır. Biseksüel erkekler, AIDS'in gaylerden heteroseksüel nüfusa geçmesinden sorumlu ajanlar olarak sıklıkla günah keçisi ilan edilmişlerdir; ve biseksüel kadınlar da AIDS'in lezbiyenlere geçmesinin günah keçileri yapılabilirler. Ancak, AIDS'i barındıran virüsün insanlara bulaşması riski cinsel yönelimden ziyade davranışla ilgilidir. Bedensel sıvıların, özellikle de sperm, kan ve vajinal sıvının bulaşmasını içeren ilişkiler tehlikelidir. Biseksüeller, ve keza homoseksüeller ile heteroseksüeller, prezervatif kullanımı gibi güvenli cinsel pratikler konusunda kendi kendilerini eğitmelidirler. Güvenli seks rehberleri, sağlık merkezlerinden, AIDS eğitim ve eylem gruplarından elde edilebilir. Biseksüeller, araştırma ve eğitim arttırılması, daha iyi bakım ve AIDS'li ile AIDS riski taşıyan kişilere karşı yapılan ayrımcılığın sona erdirilmesi talepleri çevresindeki AIDS'e karşı savaşımları çabasında, gay kişiler ve diğer etkilenen gruplarla biraraya geliyorlar.
Biseksüellik ve Siyaset
Biseksüeller, geleneksel cinsiyet normlarına uymadıkları için gay erkekler ve lezbiyenlerin karşı karşıya kaldığı ayrımcılık tiplerinin çoğunu yaşarlar. Biseksüeller iş bulmada ve ev bulmada ayrımcılıkla karşılaşabilirler, ve gay karşıtı şiddetin kurbanı olabilirler. Pekçok yerde gay ve lezbiyen haklarını yasallaştıracak kanunları geçirme çabaları sürmektedir; biseksüeller de aynı yasalar kapsamına alınmalıdır. Biseksüel ebeveynler, özellikle de geleneksel olmayan yaşam düzenine sahip olanlar, çocuklarının yasal vasiliğini kaybetme riskiyle karşı karşıyalar, ve açık biseksüeller için büyütücü veya evlat edinen ebeveyn olmak gerçekte mümkün değildir. Toplumumuz çocuklarımızın sevgi ve destek dolu bir ev ortamına gereksinim duyduğunu anlamalıdır, ve bunu sağlama yetisi cinsel yönelimce belirlenmemektedir. Biseksüeller çeşitli siyasi hareketler içinde giderek gözle görünür bir varlığa sahip olmaktadır. [Çocuk] büyütme, eviçi ortaklık ve AIDS gibi; ve keza gay ve lezbiyen topluluklar içinde biseksüellere karşı yapılan ayrımcılıkla mücadele etme gibi, ortak meselelerde biseksüeller gay ve lezbiyenlerle birlikte çalışmaktadırlar. Eğitimi ilerletmek ve biseksüellere karşı söylencelere ve taraflı tanımlamalara karşı koymak için çabalar sürdürülmektedir. Destekleme, toplumsallaştırma ve aktivizm amaçları güden birçok biseksüel grup vardır ve sayıları giderek artmaktadır. Biseksüeller, tüm insanlara eşit haklar sağlanması [mücadelesinin] önemli bir parçası olma, ve cinsel çeşitliliğin kabullenilmesinin geliştirilmesi gücüne sahiptirler.
İlgili Yayınlar
Uluslararası Biseksüel Kaynak Rehberi, Roby Ochs, Biseksüel Kaynak Merkezi, PO Box 1026, Boston, MA 02117-1026, ABD. Tel: 617-424-9595.
Hareket Eden Her Şey, Bay Bölgesi Biseksüel Ağı tarafından üç ayda bir yayınlanan dergi, 2404 California Street #24, San Francisco California 94115, ABD. Tel: 415-564-BABN.
Bi Women dergisi, Boston Biseksüel Kadınlar Ağı tarafından 15 günde bir yayınlanır, PO Box 1026, Boston, MA 02117-1026, ABD. Tel: 617-424-9595.
North Bi Northwest dergisi, Seattle Biseksüel Kadınlar Ağı tarafından 3 ayda bir yayınlanır, P.O. Box 30645, Greenwood Station, Seattle Washington 98103-0645, ABD. 206-517-7767, e-mail SBWN @ hotmail.com .
Biseksüel Yaşamlar, Off Pink Yayıncılık, Londra, İngiltere. 1988.
Biseksüellik: Okuma and Kaynak Kitabı, ed. Thomas Geller. Times Change Press, Ojai California, ABD. 1990.
Bi Bir Başka İsim: Biseksüel İnsanlar Konuşuyor, ed. Lani Ka'ahumanu ve Lorraine Hutchins. Alyson Yayınları, Boston Massachusetts, ABD. 1990.
Eve Daha Yakın: Biseksüellik & Feminizm, ed. Beth Weise. Seal Press, 1992.
Yol Gösteren İki Yaşam: Kadın ve Erkeklerde Biseksüellik , ed. Fritz Klein ve Timothy J. Wolf. Harrington Park Press, New York, ABD. 1985.
Bu broşür (13 Aralık 2000'de yenilenen basılmış halinden) BiCEP (Siyasete Dahil Olan Biseksüel Komite) tarafından hazırlanmıştır ve Bisexual Resource Center tarafından yayınlanmıştır.
Bisexual Resource Center
Adres: P.O. Box 1026
Boston, MA 02117-1026, USA.
Telefon: 617-424-9595
Email: <brc @ biresource.org>
Çeviri: Anarşist Bakış
Kaynak: "Bisexuality" (2000).
Kendini algılama [ing. self-perception] biseksüel kimliğin anahtarıdır. Pekçok kimse her iki cinsiyetten kişilerle cinsel etkinlik içine girer, ancak kendilerini biseksüel olarak tanımlamaz. Benzer şekilde, bazı diğer insanlar da yanlızca bir cinsiyet ile cinsel ilişkiye girerler veya hiç cinsel ilişkiye girmezler, ancak yine de kendilerini biseksüel olarak tanımlarlar. Bir kimsenin biseksüel olup olmadığını saptamaya yarayacak bir davranışsal "test" yoktur.
Biseksüel Kimlik
Bazı insanlar, bir kişinin heteroseksüel, homoseksüel veyahut biseksüel olarak doğduklarına (örneğin doğum öncesi hormonal etkiler nedeniyle) ve kimliklerinin içsel ve değiştirilemez olduğuna inanırlar. Diğerleri, cinsel yönelimin toplumsallaşma (örneğin, ana ve babaya ait modellerin taklit edilmesi veya reddedilmesi) veya bilinçli seçim (örneğin, siyasi feminist kimliğin bir parçası olarak lezbiyenliğin seçilmesi) sonucunda olduğuna inanırlar. Diğerleri ise, bu faktörlerin birbirlerini etkilediklerine inanır. Biyolojik, toplumsal ve kültürel etmenler her kişi için farklı olduğu için, ister biseksüel, isterse gay veya lezbiyen, heteroseksüel veya cinsiyetsiz [ing. asexual] olsun, herkesin cinselliği oldukça kişiseldir. Cinsel kimliğe atfedilen "değer" onun [cinsel] kökenine dayanmaz. Pekçok insan biseksüelliği, sadece insanların geçtikleri bir evre olarak değerlendirir. Gerçekte ise herhangi bir cinsel yönelim bir evre olabilir. İnsanlar çeşitlidir, bireysel cinsel duygular ve davranışlar zamanla değişebilir. Cinsel kimliğin oluşması ve sağlamlaşması devam eden bir süreçtir. Biz genel olarak hetroseksüel olarak toplumsallaştığımız için, biseksüellik pekçok insanın kendi homoseksüelliklerinin farkına varmaları sürecinin bir evresi olarak yaşadıkları bir aşamadır. Pekçok diğerleri ise, oldukça uzun bir gay erkek veya lezbiyen kimlik sürecinin ardından kendilerini biseksüel olarak tanımlamışlardır. Ron Fox tarafından 900'den fazla biseksüel bireyle yapılan bir çalışma, [bunların] 3'te 1'inin daha önce lezbiyen veya gay olarak tanımlandığını bulmuştur. Belki de sürekli olmayacak bir yönelim, yaşanan zaman kesiti boyunca hala geçerli olabilir. Biseksüellik, aynen homoseksüellik ve heteroseksüellik gibi cinsel keşif sürecinde geçici bir basamak da olabilir, veya istikrarlı, uzun-dönemli bir kimlik de olabilir.
Biseksüellik Ne Kadar Yaygındır?
Bu konuda pek az çalışma yapıldığı için, biseksüelliğin ne kadar yaygın olduğunu söylemek kolay değildir; cinsellik hakkındaki çoğu çalışma heteroseksüellik veya homoseksüellik üstüne yoğunlaşmıştır. Kinsey tarafından 1940 ve 1950'lerde yapılan araştırma, [cinsel] etkinlikleri ve ilgilerine dayanarak, kadınların % 15-25 ve erkeklerinse % 33-46 kadarının biseksüel olabileceğini ortaya koymuştur. Biseksüellikler pekçok şekillerde nüfusunun içinde gizlidir. Kültürümüzde, genellikle bir kimsenin (önvarsayılan bir varsayım olarak) ya heteroseksüel ya da (görünüşüne veya davranışsal ip uçlarına dayanarak) homoseksüel olduğu varsayılır. Biseksüellik bu standart kategorilere uymadığı için, sıklıkla ya reddedilir ya da görmezlikten gelinir. Kabul edildiğindeyse, tek [kendi başına] bir kimlikten ziyade "kısmen heteroseksüel kısmen de homoseksüel" [bir kimlik] olarak görülür. Biseksüellik katı cinsel kategorilerin geçerliliğini sorgulamaya açtığı için dünyaya karşı kabul edilmiş olan bakış tarzını tehdit eder, ve farklı cinsellik alanlarının varlıklarının kabul edilmesini cesaretlendirir. Basmakalıplaşmış bir biseksüel görünüş veya davranış biçimi olmadığı için, biseksüellerin genellikle ya heteroseksüel ya da homoseksüel oldukları varsayılmıştır. Bilinçliliği yükseltmek için, biseksüeller kendi gözle görünür topluluklarını oluşturmaya başlamışlardır.
Biseksüel İlişkiler
Biseksüeller, diğer insanlar gibi geniş bir çeşitliliğe sahip ilişki tarzlarına sahiptirler. Genel söylencenin aksine, biseksüel bir kimsenin aynı anda hem bir erkekle hem de bir kadınla cinsel olarak ilgili olması gerekmez. Aslında, biseksüel olarak tanımlanan bazı insanlar bu ya da öteki toplumsal cinsiyetle (veya her ikisiyle de) asla cinsel ilişkiye girmemişlerdir. Heteroseksüeller ve gay erkekler ile lezbiyenler için geçerli olduğu üzere, [cinsel] çekim her arzu edildiğinde davranılmasını gerektirmez. Heteroseksüeller ve gay kişiler gibi, pekçok biseksüel de cinsel olarak yanlızca bir eşle aktif olmayı seçebilir; uzun-dönemli, tekeşli ilişkileri olabilir. Diğer biseksüeller, aynı-cinsiyetten eşlere, üç-taraflı ilişkilere, veya aynı veya farklı toplumsal cinsiyetlerden olan birkaç eşli (tek başına veya eş zamanlı olarak) ilişkilere izin veren serbest evlilikler yapabilirler. Cinsel yönelimleri ne olursa olsun, katılan kişilerin cinsel ve duygusal ilişkilerin tipini seçme özgürlüğüne sahip olmaları önemlidir.
Biseksüeller ve AIDS
AIDS biseksüel topluluk üzerinde önemli etkiler yapmıştır. Biseksüel erkekler, AIDS'in gaylerden heteroseksüel nüfusa geçmesinden sorumlu ajanlar olarak sıklıkla günah keçisi ilan edilmişlerdir; ve biseksüel kadınlar da AIDS'in lezbiyenlere geçmesinin günah keçileri yapılabilirler. Ancak, AIDS'i barındıran virüsün insanlara bulaşması riski cinsel yönelimden ziyade davranışla ilgilidir. Bedensel sıvıların, özellikle de sperm, kan ve vajinal sıvının bulaşmasını içeren ilişkiler tehlikelidir. Biseksüeller, ve keza homoseksüeller ile heteroseksüeller, prezervatif kullanımı gibi güvenli cinsel pratikler konusunda kendi kendilerini eğitmelidirler. Güvenli seks rehberleri, sağlık merkezlerinden, AIDS eğitim ve eylem gruplarından elde edilebilir. Biseksüeller, araştırma ve eğitim arttırılması, daha iyi bakım ve AIDS'li ile AIDS riski taşıyan kişilere karşı yapılan ayrımcılığın sona erdirilmesi talepleri çevresindeki AIDS'e karşı savaşımları çabasında, gay kişiler ve diğer etkilenen gruplarla biraraya geliyorlar.
Biseksüellik ve Siyaset
Biseksüeller, geleneksel cinsiyet normlarına uymadıkları için gay erkekler ve lezbiyenlerin karşı karşıya kaldığı ayrımcılık tiplerinin çoğunu yaşarlar. Biseksüeller iş bulmada ve ev bulmada ayrımcılıkla karşılaşabilirler, ve gay karşıtı şiddetin kurbanı olabilirler. Pekçok yerde gay ve lezbiyen haklarını yasallaştıracak kanunları geçirme çabaları sürmektedir; biseksüeller de aynı yasalar kapsamına alınmalıdır. Biseksüel ebeveynler, özellikle de geleneksel olmayan yaşam düzenine sahip olanlar, çocuklarının yasal vasiliğini kaybetme riskiyle karşı karşıyalar, ve açık biseksüeller için büyütücü veya evlat edinen ebeveyn olmak gerçekte mümkün değildir. Toplumumuz çocuklarımızın sevgi ve destek dolu bir ev ortamına gereksinim duyduğunu anlamalıdır, ve bunu sağlama yetisi cinsel yönelimce belirlenmemektedir. Biseksüeller çeşitli siyasi hareketler içinde giderek gözle görünür bir varlığa sahip olmaktadır. [Çocuk] büyütme, eviçi ortaklık ve AIDS gibi; ve keza gay ve lezbiyen topluluklar içinde biseksüellere karşı yapılan ayrımcılıkla mücadele etme gibi, ortak meselelerde biseksüeller gay ve lezbiyenlerle birlikte çalışmaktadırlar. Eğitimi ilerletmek ve biseksüellere karşı söylencelere ve taraflı tanımlamalara karşı koymak için çabalar sürdürülmektedir. Destekleme, toplumsallaştırma ve aktivizm amaçları güden birçok biseksüel grup vardır ve sayıları giderek artmaktadır. Biseksüeller, tüm insanlara eşit haklar sağlanması [mücadelesinin] önemli bir parçası olma, ve cinsel çeşitliliğin kabullenilmesinin geliştirilmesi gücüne sahiptirler.
İlgili Yayınlar
Uluslararası Biseksüel Kaynak Rehberi, Roby Ochs, Biseksüel Kaynak Merkezi, PO Box 1026, Boston, MA 02117-1026, ABD. Tel: 617-424-9595.
Hareket Eden Her Şey, Bay Bölgesi Biseksüel Ağı tarafından üç ayda bir yayınlanan dergi, 2404 California Street #24, San Francisco California 94115, ABD. Tel: 415-564-BABN.
Bi Women dergisi, Boston Biseksüel Kadınlar Ağı tarafından 15 günde bir yayınlanır, PO Box 1026, Boston, MA 02117-1026, ABD. Tel: 617-424-9595.
North Bi Northwest dergisi, Seattle Biseksüel Kadınlar Ağı tarafından 3 ayda bir yayınlanır, P.O. Box 30645, Greenwood Station, Seattle Washington 98103-0645, ABD. 206-517-7767, e-mail SBWN @ hotmail.com .
Biseksüel Yaşamlar, Off Pink Yayıncılık, Londra, İngiltere. 1988.
Biseksüellik: Okuma and Kaynak Kitabı, ed. Thomas Geller. Times Change Press, Ojai California, ABD. 1990.
Bi Bir Başka İsim: Biseksüel İnsanlar Konuşuyor, ed. Lani Ka'ahumanu ve Lorraine Hutchins. Alyson Yayınları, Boston Massachusetts, ABD. 1990.
Eve Daha Yakın: Biseksüellik & Feminizm, ed. Beth Weise. Seal Press, 1992.
Yol Gösteren İki Yaşam: Kadın ve Erkeklerde Biseksüellik , ed. Fritz Klein ve Timothy J. Wolf. Harrington Park Press, New York, ABD. 1985.
Bu broşür (13 Aralık 2000'de yenilenen basılmış halinden) BiCEP (Siyasete Dahil Olan Biseksüel Komite) tarafından hazırlanmıştır ve Bisexual Resource Center tarafından yayınlanmıştır.
Bisexual Resource Center
Adres: P.O. Box 1026
Boston, MA 02117-1026, USA.
Telefon: 617-424-9595
Email: <brc @ biresource.org>
Çeviri: Anarşist Bakış
Kaynak: "Bisexuality" (2000).
Etiketler:
Arşiv,
Biseksüel,
Biseksüel Erkek,
Biseksüel Kadın,
Biseksüellik
6 Kasım 2014 Perşembe
Askerlikten muaf olma hakkının geri alınması
2010 yılında Askerlikten Muafiyet işlemleri için başvurmuştum. İlk kez gönderildiğim Gümüşsuyu Asker Hastanesi’nde sadece suratıma bakarak karar veren doktor “Sana askerliğe elverişlidir raporu veriyorum, beğenmiyorsan git karara itiraz et, uğraş!” diyerek “Askerliğe Elverişlidir.” raporu verdikten hemen sonra “Hiçbir muayene olmaksızın verilen Askerliğe Elverişlidir raporuna itiraz ediyorum” konulu bir dilekçe ile “Tam teşekküllü bir askeri hastaneye” sevk talebinde bulunmuştum.
Söz konusu itirazımla birlikte “Haydarpaşa GATA’ya sevk edildim.” Yapılan MMPI testi, Resimleme, Aile Görüşmesi ve Sağlık Kurulunda Psikiatrik Görüşmeden sonra “Askerliğe Elverişli Değildir.” Raporu aldım.
Aradan geçen yaklaşık 3 yıl sonunda tarafıma “Askerlik 2. Muayenesi için bilgilendirme yazısı gönderildi.”
Sistemde adıma herhangi bir sevk yapılamadığından, Ankara GATA’ya şahsım adına bir dilekçe ile durumum için bilgi talebinde bulunuldu.
2 ay sonra gelen faks cevabında: Gümüşsuyu Asker Hastanesi’nden aldığım ilk rapor “Askerliğe elverişlidir” ile Haydarpaşa Gata’dan aldığım “Askerliğe Elverişli Değildir.” Raporları arasındaki tutarsızlık göz önüne alındığından, tekrar 3. Bir rapor talebinde bulunulmuştur.
03.11.2014 tarihinde Askerlik Şubesinde sistemden hala sevk verilemediği tarafıma söylenmiş olup İlgili memur tarafından sistem dışı sevk yapılmıştır.
04.11.2014 tarihinde tekrar Haydarpaşa Gata’ya sevkimle gidip gerekli evrakları teslim ettim. Başhekim görüşmesinde tarafıma “Hakkında verilen 2 kararın da doğru olduğu fakat Eşcinselliğin askerliğe mani bir durum olmadığı aksine transeksüelizmin askerliğe mani olduğunu belirterek, her vatandaşın eşcinsel dahi olsa askerlik yapması gerekmektedir” söylemiyle farklı bir Asker Hastahanesi’nde yeni bir karar verilmesi için yeni bir sevk yazısı düzenlenmesi talep edilmiştir.
3 Yıl önceki yasal prosedürler üzerine kazanılmış hakkımın geri alınamayacağı, yasaların değişmesinin geriye dönük raporları etkileyemeyeceği gerçeği de göz önüne alındığında ve yeni yasal düzenlemelerin eşcinsel kişinin sadece askerlik görevi esnasında “devlet malına zarar vermek” suçlamasıyla “Askerliğe Elverişli Değildir” alabileceği üstü kapalı olarak anlatılmıştır.
Bu durum karşısında nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda yardımlarınızı bekliyorum.
Söz konusu itirazımla birlikte “Haydarpaşa GATA’ya sevk edildim.” Yapılan MMPI testi, Resimleme, Aile Görüşmesi ve Sağlık Kurulunda Psikiatrik Görüşmeden sonra “Askerliğe Elverişli Değildir.” Raporu aldım.
Aradan geçen yaklaşık 3 yıl sonunda tarafıma “Askerlik 2. Muayenesi için bilgilendirme yazısı gönderildi.”
Sistemde adıma herhangi bir sevk yapılamadığından, Ankara GATA’ya şahsım adına bir dilekçe ile durumum için bilgi talebinde bulunuldu.
2 ay sonra gelen faks cevabında: Gümüşsuyu Asker Hastanesi’nden aldığım ilk rapor “Askerliğe elverişlidir” ile Haydarpaşa Gata’dan aldığım “Askerliğe Elverişli Değildir.” Raporları arasındaki tutarsızlık göz önüne alındığından, tekrar 3. Bir rapor talebinde bulunulmuştur.
03.11.2014 tarihinde Askerlik Şubesinde sistemden hala sevk verilemediği tarafıma söylenmiş olup İlgili memur tarafından sistem dışı sevk yapılmıştır.
04.11.2014 tarihinde tekrar Haydarpaşa Gata’ya sevkimle gidip gerekli evrakları teslim ettim. Başhekim görüşmesinde tarafıma “Hakkında verilen 2 kararın da doğru olduğu fakat Eşcinselliğin askerliğe mani bir durum olmadığı aksine transeksüelizmin askerliğe mani olduğunu belirterek, her vatandaşın eşcinsel dahi olsa askerlik yapması gerekmektedir” söylemiyle farklı bir Asker Hastahanesi’nde yeni bir karar verilmesi için yeni bir sevk yazısı düzenlenmesi talep edilmiştir.
3 Yıl önceki yasal prosedürler üzerine kazanılmış hakkımın geri alınamayacağı, yasaların değişmesinin geriye dönük raporları etkileyemeyeceği gerçeği de göz önüne alındığında ve yeni yasal düzenlemelerin eşcinsel kişinin sadece askerlik görevi esnasında “devlet malına zarar vermek” suçlamasıyla “Askerliğe Elverişli Değildir” alabileceği üstü kapalı olarak anlatılmıştır.
Bu durum karşısında nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda yardımlarınızı bekliyorum.
27 Ekim 2014 Pazartesi
Ne trans ne de transeksüel, yalnızca kadınım!
Ya doğru şekilde tanımla, ya da bırak ben kendimi tanımlayayım!
Adımızın önüne tutuşturulan; 'transeksüel' kadın ya da daha da uygunsuz olarak 'trans' kadın gibi ziyadesiyle gereksiz ön ekler bir çoğumuz için kâbus niteliği taşımakta, en azından benim için durum bundan ibaret. Zira bu gereksiz etiketler temelinde yalnızca, ''kadın 'ama' transeksüel yani altını önemle çizelim anatomik olarak erkek!'', gibi bir anlam barındırmakla beraber son derece ayrıştırıcıdır. Ben bir kadınım ve sosyal hayatımda yalnızca ve yalnızca bu şekilde tanınmak isterim. Nasıl ki bir ciscinsel kadına yani biyolojik cinsiyet kimliğiyle uyumlu birine 'yalnızca' kadın deniyorsa, benim de bunu istemem sizlere çok görülmemeli. Zira benim transeksüel olmam kadar onlar da birer ciscinsel.
Bu konularda duyarlı ve saygılı bir insan gibi görünmeye çalışan genelde 'ciscinsel' bireylerin tipik cümlelerinden biri de; benim için kadın, erkek ya da trans hiç fark etmez'dir. Trajikomik! Biyolojik cinsiyet üçe ayrılır, doğru... amma velakin üçüncü cinsiyet trans(?) değildir. interseksüeldir yani çift-cinsiyet. Biyolojik cinsiyet ve toplumsal cinsiyet nedir peki?
Biyolojik cinsiyet (sex) ve toplumsal/sosyal cinsiyet (gender)
- Biyolojik anlamda üç cinsiyet vardır: Kadın, erkek ve interseksüel.
Kadın (sex): 44 AA+XX karyotipinde kromozomlara sahip bir birey, kalıtımsal olarak dişi cinsiyettedir.
Erkek (sex): 44 AA+XY karyotipinde kromozomlara sahip bir birey ise, kalıtımsal olarak erkek cinsiyettedir.
İnterseksüel veya diğer adıyla hermafrodit: hem erkek hem de kadın biyolojik cinsiyet özelliklere sahip olan kişilerdir.
- Toplumsal anlamda üç cinsiyet vardır: Transcinsel, ciscinsel ve nötrcinsel.
Transcinsel veya diğer adıyla transeksüel (kadın/erkek 'gender'): doğumda kendisine atanan biyolojik cinsiyete uyum sağlayamayan, ruhsal gelişim evresinde kendisinin anatomik olarak karşı cinse ait hisseden kişilerdir.
Ciscinsel (kadın/ erkek 'gender'): doğumda kendisine atanan biyolojik cinsiyete uyum sağlayan kişilerdir.
Nötrcinsel veya diğer adıyla üçüncü cinsel: kadın ve erkek biyolojik kimliklere uyum sağlayamayan, kendini bu iki cinsiyete de ait hissetmeyen kişilerdir.
İnsanların biyolojik değil toplumsal cinsiyetini önemsediğimizden dolayı biyolojik cinsiyet kimlikleri ne olursa olsun ait hissettikleri cinsiyet yani kadın ya da erkek olarak ya da cinsiyetlere ait hissetmeyenlere nötrcinsel olarak hitap etmeliyiz; transeksüel kadın ya da ciscinsel erkek olarak değil. Velhasıl kelam, transeksüel, benim yalnızca siyasi kimliğimdir, mücadelesini verdiğim transeksüel hareketi içerisinde adımın önüne gelen bir ön addan ibarettir. Etimolojik olarak konuyu ele aldığımızda, transeksüel Latince 'trans-' ve '-sexus' kelimelerinin birleşiminden meydana gelir. Bu iki kelime ayrı düşünülemez; yani ne transız ne sexus, transsexusuz. Türkçeye geçmiş haliyle; transeksüel. Zira trans-, bir taraftan öbür tarafa anlamına gelirken, -sexus, eril ve dişil cinsiyet yani biyolojik cinsiyete karşılık gelir. Yani doğumla atanan eril ya da dişil cinsiyete uymayan kendini karşı 'biyolojik' cinsiyete ait hisseden kişileri tanımlar bu terim. Madem bana alt kimliğim ile hitap etmekte ısrar ediyorsun, o halde kelimenin anlamlarına saygısızlık yapma ve trans yerine transeksüel de!
Toplumsal cinsiyetin (yalnızca transeksüellerin olmak koşuluyla) altının önemle çizilmesi çoğu sol görüşlü sözüm onlara transeksüel dostu insanların savunmakta olduğu transeksüel bireylerin biyolojik cinsiyetleriyle uyumlu olan ciscinsel bireyler ile eşit olduğümuza yönelik görüşü çürütmekte ve bizleri ciscinseller karşısında eşitsiz kılmaktadır, ancak bunu idrak edebilenler elle gösterilebilir sayıda ne yazık ki. Şayet bu biyolojik/anatomik farklılıklar bizleri sizlerin gözünde diğer kadınlardan daha az kadın yapmıyorsa, biyolojik bir kadın kendini tanımlarken ya da bir başkası onu tanımlarken toplumsal cinsiyeti olan 'ciscinsel' etiketine gerek duymuyorsa, biz biyolojik olmayan kadınları bir başkası tanımlarken toplumsal cinsiyetimiz olan 'transeksüel' etiketine gerek duymamalı. Bir başka konu ise transeksüalitenin geçici mi kalıcı mı olduğudur. Transeksüalite tıbben gender dsyphoria yani cinsel kimlik bozukluğu olarak geçiyor ve bu durum her ne kadar tartışmaya açık da olsa bizleri hasta yapıyor 'tıbben'. Farklı bir örnekle yola çıkalım; bir bebek var, iki parmağı birleşik olarak dünyaya geliyor. Tıbben hasta kabul ediliyor bu bebek, henüz küçük olduğu için de yasal olarak operasyon uygun görülmüyor. Yaşı ilerleyince ameliyat oluyor ve bu 'hastalıktan' arınıyor. Aynı şekilde bizler de gender dsyphoria ile non-operatif yani operasyonsuz transeksüel bebekler olarak dünyaya geliyoruz, yasaların uygun gördüğü yaşa geldiğimizde pre-operatif yani operasyona hazırlık aşamasında transeksüeller oluyoruz ve nihayetinde operasyonumuzu da olup post-operatif yani operasyonu atlatmış bireyler ve o saatten sonra gender dsyphoria'dan arınmış oluyoruz. Parmağı birleşik doğan kişileri bitişikparmak olarak adlandırdığımızı düşünelim, ameliyat olduktan sonra bitişikparmak demeye gerek duyar mıyız? Duymayız. Bu ameliyat öncesinde bitişikparmak denmesini savunduğum anlamına gelmiyor elbette. Bu ad yalnızca hastane ortamında kullanılması gerekir ki ona göre muamele yapılsın. Bizler de misal hastaneye gidip transeksüeliz dediğimizde ona göre işlem yapılıyor ama sosyal hayatta ne gerek var ki bu adlandırmalara? Trans ya da transeksüel bir birey değilim. Ben bir kadınım! Bitmiştir!
Hep birlikte, dayanışmayla daha güzel günlere çıkmak dileğiyle.
Stefania Yılmaz
Radikal Blog - 28.10.2014
Adımızın önüne tutuşturulan; 'transeksüel' kadın ya da daha da uygunsuz olarak 'trans' kadın gibi ziyadesiyle gereksiz ön ekler bir çoğumuz için kâbus niteliği taşımakta, en azından benim için durum bundan ibaret. Zira bu gereksiz etiketler temelinde yalnızca, ''kadın 'ama' transeksüel yani altını önemle çizelim anatomik olarak erkek!'', gibi bir anlam barındırmakla beraber son derece ayrıştırıcıdır. Ben bir kadınım ve sosyal hayatımda yalnızca ve yalnızca bu şekilde tanınmak isterim. Nasıl ki bir ciscinsel kadına yani biyolojik cinsiyet kimliğiyle uyumlu birine 'yalnızca' kadın deniyorsa, benim de bunu istemem sizlere çok görülmemeli. Zira benim transeksüel olmam kadar onlar da birer ciscinsel.
Bu konularda duyarlı ve saygılı bir insan gibi görünmeye çalışan genelde 'ciscinsel' bireylerin tipik cümlelerinden biri de; benim için kadın, erkek ya da trans hiç fark etmez'dir. Trajikomik! Biyolojik cinsiyet üçe ayrılır, doğru... amma velakin üçüncü cinsiyet trans(?) değildir. interseksüeldir yani çift-cinsiyet. Biyolojik cinsiyet ve toplumsal cinsiyet nedir peki?
Biyolojik cinsiyet (sex) ve toplumsal/sosyal cinsiyet (gender)
- Biyolojik anlamda üç cinsiyet vardır: Kadın, erkek ve interseksüel.
Kadın (sex): 44 AA+XX karyotipinde kromozomlara sahip bir birey, kalıtımsal olarak dişi cinsiyettedir.
Erkek (sex): 44 AA+XY karyotipinde kromozomlara sahip bir birey ise, kalıtımsal olarak erkek cinsiyettedir.
İnterseksüel veya diğer adıyla hermafrodit: hem erkek hem de kadın biyolojik cinsiyet özelliklere sahip olan kişilerdir.
- Toplumsal anlamda üç cinsiyet vardır: Transcinsel, ciscinsel ve nötrcinsel.
Transcinsel veya diğer adıyla transeksüel (kadın/erkek 'gender'): doğumda kendisine atanan biyolojik cinsiyete uyum sağlayamayan, ruhsal gelişim evresinde kendisinin anatomik olarak karşı cinse ait hisseden kişilerdir.
Ciscinsel (kadın/ erkek 'gender'): doğumda kendisine atanan biyolojik cinsiyete uyum sağlayan kişilerdir.
Nötrcinsel veya diğer adıyla üçüncü cinsel: kadın ve erkek biyolojik kimliklere uyum sağlayamayan, kendini bu iki cinsiyete de ait hissetmeyen kişilerdir.
İnsanların biyolojik değil toplumsal cinsiyetini önemsediğimizden dolayı biyolojik cinsiyet kimlikleri ne olursa olsun ait hissettikleri cinsiyet yani kadın ya da erkek olarak ya da cinsiyetlere ait hissetmeyenlere nötrcinsel olarak hitap etmeliyiz; transeksüel kadın ya da ciscinsel erkek olarak değil. Velhasıl kelam, transeksüel, benim yalnızca siyasi kimliğimdir, mücadelesini verdiğim transeksüel hareketi içerisinde adımın önüne gelen bir ön addan ibarettir. Etimolojik olarak konuyu ele aldığımızda, transeksüel Latince 'trans-' ve '-sexus' kelimelerinin birleşiminden meydana gelir. Bu iki kelime ayrı düşünülemez; yani ne transız ne sexus, transsexusuz. Türkçeye geçmiş haliyle; transeksüel. Zira trans-, bir taraftan öbür tarafa anlamına gelirken, -sexus, eril ve dişil cinsiyet yani biyolojik cinsiyete karşılık gelir. Yani doğumla atanan eril ya da dişil cinsiyete uymayan kendini karşı 'biyolojik' cinsiyete ait hisseden kişileri tanımlar bu terim. Madem bana alt kimliğim ile hitap etmekte ısrar ediyorsun, o halde kelimenin anlamlarına saygısızlık yapma ve trans yerine transeksüel de!
Toplumsal cinsiyetin (yalnızca transeksüellerin olmak koşuluyla) altının önemle çizilmesi çoğu sol görüşlü sözüm onlara transeksüel dostu insanların savunmakta olduğu transeksüel bireylerin biyolojik cinsiyetleriyle uyumlu olan ciscinsel bireyler ile eşit olduğümuza yönelik görüşü çürütmekte ve bizleri ciscinseller karşısında eşitsiz kılmaktadır, ancak bunu idrak edebilenler elle gösterilebilir sayıda ne yazık ki. Şayet bu biyolojik/anatomik farklılıklar bizleri sizlerin gözünde diğer kadınlardan daha az kadın yapmıyorsa, biyolojik bir kadın kendini tanımlarken ya da bir başkası onu tanımlarken toplumsal cinsiyeti olan 'ciscinsel' etiketine gerek duymuyorsa, biz biyolojik olmayan kadınları bir başkası tanımlarken toplumsal cinsiyetimiz olan 'transeksüel' etiketine gerek duymamalı. Bir başka konu ise transeksüalitenin geçici mi kalıcı mı olduğudur. Transeksüalite tıbben gender dsyphoria yani cinsel kimlik bozukluğu olarak geçiyor ve bu durum her ne kadar tartışmaya açık da olsa bizleri hasta yapıyor 'tıbben'. Farklı bir örnekle yola çıkalım; bir bebek var, iki parmağı birleşik olarak dünyaya geliyor. Tıbben hasta kabul ediliyor bu bebek, henüz küçük olduğu için de yasal olarak operasyon uygun görülmüyor. Yaşı ilerleyince ameliyat oluyor ve bu 'hastalıktan' arınıyor. Aynı şekilde bizler de gender dsyphoria ile non-operatif yani operasyonsuz transeksüel bebekler olarak dünyaya geliyoruz, yasaların uygun gördüğü yaşa geldiğimizde pre-operatif yani operasyona hazırlık aşamasında transeksüeller oluyoruz ve nihayetinde operasyonumuzu da olup post-operatif yani operasyonu atlatmış bireyler ve o saatten sonra gender dsyphoria'dan arınmış oluyoruz. Parmağı birleşik doğan kişileri bitişikparmak olarak adlandırdığımızı düşünelim, ameliyat olduktan sonra bitişikparmak demeye gerek duyar mıyız? Duymayız. Bu ameliyat öncesinde bitişikparmak denmesini savunduğum anlamına gelmiyor elbette. Bu ad yalnızca hastane ortamında kullanılması gerekir ki ona göre muamele yapılsın. Bizler de misal hastaneye gidip transeksüeliz dediğimizde ona göre işlem yapılıyor ama sosyal hayatta ne gerek var ki bu adlandırmalara? Trans ya da transeksüel bir birey değilim. Ben bir kadınım! Bitmiştir!
Hep birlikte, dayanışmayla daha güzel günlere çıkmak dileğiyle.
Stefania Yılmaz
Radikal Blog - 28.10.2014
26 Ekim 2014 Pazar
Kısacası eşcinsellik tarihi
Merhabalar,ben sivilceli kedi.Siz bana isterseniz Emir,Ahmet,Mehmet veya farklı bir isimle de yazabilirsiniz.Ben size sivilceli kedi olarak yazacağım.
Size ilk yazımda aktivist,sert ve keskin girişlerle başlamak istemiyorum.Biraz daha olayları net anlaşılması için kendi gözümden nasıl baktığımı aktarmak istiyorum sizlere.
Osmanlı zamanlarında,Padişahların haremlerinde “oğlanların” olduklarını çoğumuz biliriz. Harem ağalarının “kırık”,”hadım” oldukları hakkında da duyumlarımız olmuştur hatta ve hatta Muhteşem Yüzyıl dizisinde ki ‘Sümbül Ağa’ karakterinden buna daha da aşina olduk.Peki,halk bu duruma nasıl bakıyordu?
Hamamlarda “oğlan” ve “oğlancılar” vardı. Belirli bir ücret karşılığında bu erkekler ile cinsel münasebete giren müşteriler oluyordu. Taht kalktı,Cumhuriyet geldi ve bununla beraber kadınlara bazı özgürlükler geldi,politika,politika ve eşcinsellik tamamen göz önünden kaldırıldı.6 Aralık 1931’de Bursa’da doğan sanat güneşimiz ve onun Lubunya hareketleri ile insanlar eşcinselliği tekrar hatırladı.İlk başta dikkat ve tepki çekti.Bursa’nın adı birazda bu yüzden çıktı kanımca.Sonrasında 9 Haziran 1952’de Diva’mız Bülent Ersoy doğdu.Bir erkek bedeninde kadın ruhlu bir insan.14 nisan 1981’de buna Londra’da DUR! dedi.Kadınlığını dışa vurdu ve ameliyat oldu.
Madem bu kadar günümüze yaklaştık şimdiden bahsedelim biraz daha...İnsanlara dikte edilen sözde “Müslümanlık” ile,eşcinselliği dışlıyor ve ötekileştiriliyoruz.Bir Müslüman olarak birini sevmenin günah olmadığını biliyorum.Translarımız ve eşcinsellerimiz hergün sokakta öldürülüyor,taciz ediliyor,depresyona sürükleniyor.İnanıyor yada inanmıyor olmamız mühim değil,kendimiz olmamız ve görünmekten çekinmememiz gerektiğine inanıyorum.Öteki açıdan sayın Müren ve Ersoy gibi insanların gözüne sokmanında doğru olmadığına inanıyorum.Kendimiz olursak tüm sorunları sevgi ve inançla aşabiliriz.
Görüşmek üzere,kendinize inanın ve iyi bakın.
-sevgi ve saygılarımla sivilceli kedi.
Size ilk yazımda aktivist,sert ve keskin girişlerle başlamak istemiyorum.Biraz daha olayları net anlaşılması için kendi gözümden nasıl baktığımı aktarmak istiyorum sizlere.
Osmanlı zamanlarında,Padişahların haremlerinde “oğlanların” olduklarını çoğumuz biliriz. Harem ağalarının “kırık”,”hadım” oldukları hakkında da duyumlarımız olmuştur hatta ve hatta Muhteşem Yüzyıl dizisinde ki ‘Sümbül Ağa’ karakterinden buna daha da aşina olduk.Peki,halk bu duruma nasıl bakıyordu?
Hamamlarda “oğlan” ve “oğlancılar” vardı. Belirli bir ücret karşılığında bu erkekler ile cinsel münasebete giren müşteriler oluyordu. Taht kalktı,Cumhuriyet geldi ve bununla beraber kadınlara bazı özgürlükler geldi,politika,politika ve eşcinsellik tamamen göz önünden kaldırıldı.6 Aralık 1931’de Bursa’da doğan sanat güneşimiz ve onun Lubunya hareketleri ile insanlar eşcinselliği tekrar hatırladı.İlk başta dikkat ve tepki çekti.Bursa’nın adı birazda bu yüzden çıktı kanımca.Sonrasında 9 Haziran 1952’de Diva’mız Bülent Ersoy doğdu.Bir erkek bedeninde kadın ruhlu bir insan.14 nisan 1981’de buna Londra’da DUR! dedi.Kadınlığını dışa vurdu ve ameliyat oldu.
Madem bu kadar günümüze yaklaştık şimdiden bahsedelim biraz daha...İnsanlara dikte edilen sözde “Müslümanlık” ile,eşcinselliği dışlıyor ve ötekileştiriliyoruz.Bir Müslüman olarak birini sevmenin günah olmadığını biliyorum.Translarımız ve eşcinsellerimiz hergün sokakta öldürülüyor,taciz ediliyor,depresyona sürükleniyor.İnanıyor yada inanmıyor olmamız mühim değil,kendimiz olmamız ve görünmekten çekinmememiz gerektiğine inanıyorum.Öteki açıdan sayın Müren ve Ersoy gibi insanların gözüne sokmanında doğru olmadığına inanıyorum.Kendimiz olursak tüm sorunları sevgi ve inançla aşabiliriz.
Görüşmek üzere,kendinize inanın ve iyi bakın.
-sevgi ve saygılarımla sivilceli kedi.
17 Ekim 2014 Cuma
Neil Patrick Harris'tan Eşcinsel İtiraflar
Türkiye'de de yoğun izleyicisi bulunan ‘How I met your mother‘ dizisinin yıldızı, ünlü oyuncu Neil Patrick Harris, oyuncu Burt Reynolds’ın kendisini dudağından öptüğünde eşcinsel olduğunu anladığını açıkladı.
Harris, ‘Choose Your Own Autobiography (Kendi Otobiyografinizi seçin)’ adlı kitabında, cinsel yönelimiyle ilgili ayrıntılara da yer verirken, 1989-90 yıllarında yayınlanan B.L. Stryker setinden ilginç bir anısını da paylaştı. Dizi setinde ünlü oyuncu Burt Reynolds’ın kendisini öptüğünü anlatan Neil Patrick Harris şöyle devam etti: “Bir sahnenin sonunda, Burt şaka yapmak için üzerinize yaslanarak sizi dudağınızdan öper. Tüm ekip bunun çok komik olduğunu düşünse de sizi tedirgin hissettirir. Tedirgin ve, eninde sonunda ortaya çıktığı gibi, eşcinsel hissettirir… Burt Reynolds’ın öpücüğü, sizi eşcinsele çevirir.”
‘Biseksüelim’ diyormuş
Kitapta yaşadığı bu anları şakayla karışık anlatan Harris, eşcinsel olduğunu açıklamadan önce yakınlarına biseksüel olduğunu söylediğini ifade etti.
Geçen ay evlendiği aktör ve şarkıcı eşi David Burtka’yla 10 yıllık birlikteliklerinden de bahseden Harris, 2006’da People dergisine verdiği söyleşide eşcinsel olduğunu açıklamıştı.
Oscarları sunacak
Öte yandan Neil Patrick Harris’le ilgili bir başka haber de Akademi Ödülleri cephesinden geldi. Başarılı oyuncunun 87’inci Oscar Ödülleri töreninin sunuculuğunu yapacağı açıklandı. Ödül töreni 22 Şubat 2015’te Los Angeles’ta yapılacak.
Kaynak: Diken
Harris, ‘Choose Your Own Autobiography (Kendi Otobiyografinizi seçin)’ adlı kitabında, cinsel yönelimiyle ilgili ayrıntılara da yer verirken, 1989-90 yıllarında yayınlanan B.L. Stryker setinden ilginç bir anısını da paylaştı. Dizi setinde ünlü oyuncu Burt Reynolds’ın kendisini öptüğünü anlatan Neil Patrick Harris şöyle devam etti: “Bir sahnenin sonunda, Burt şaka yapmak için üzerinize yaslanarak sizi dudağınızdan öper. Tüm ekip bunun çok komik olduğunu düşünse de sizi tedirgin hissettirir. Tedirgin ve, eninde sonunda ortaya çıktığı gibi, eşcinsel hissettirir… Burt Reynolds’ın öpücüğü, sizi eşcinsele çevirir.”
‘Biseksüelim’ diyormuş
Kitapta yaşadığı bu anları şakayla karışık anlatan Harris, eşcinsel olduğunu açıklamadan önce yakınlarına biseksüel olduğunu söylediğini ifade etti.
Geçen ay evlendiği aktör ve şarkıcı eşi David Burtka’yla 10 yıllık birlikteliklerinden de bahseden Harris, 2006’da People dergisine verdiği söyleşide eşcinsel olduğunu açıklamıştı.
Oscarları sunacak
Öte yandan Neil Patrick Harris’le ilgili bir başka haber de Akademi Ödülleri cephesinden geldi. Başarılı oyuncunun 87’inci Oscar Ödülleri töreninin sunuculuğunu yapacağı açıklandı. Ödül töreni 22 Şubat 2015’te Los Angeles’ta yapılacak.
Kaynak: Diken
Polisi darp eden travesti tutuklandı
Eskişehir’de bir polisi darp eden,bir polisin parmağını, diğerinin ise gözlüğünü kırdığı iddia edilen travesti çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
konya.net.tr'nin habere göre, Eskişehir stiklal mahallesi Selim sokak içerisinde hırsızlık olayı ihbarını alan polis ekipleri kısa sürede olay yerine geldi. Ekiplerin karşılayan ve travesti olduğu ileri sürülen İ.T., para karşılığında birlikte olduğu kişinin yatak odasında bulunan cep telefonunu çaldığını iddia etti. Olay yerinde bilgi toplayan polislere sinirlenen İ.T. küfür etmeye başladı. Ardından cep telefonun çalındığı odada delil toplamak için gelen Olay Yeri İnceleme ekiplerinin aracının ön kaputuna vurmaya başlayan travesti İ.T., araya giren polis memuruna yumruk atarak gözlüğünün kırılmasına neden oldu. Arkadaşlarına yumruk atan İ.T.’yi etkisiz hale getirmek isteyen bir polis memurunun ise sol el başparmağı kırıldı. Ekipler tarafından zor kullanarak etkisiz hale getirilen İ.T. Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. Burada ifadesi alınan şüpheli işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Zanlı mahkeme tarafından tutuklandı.
konya.net.tr'nin habere göre, Eskişehir stiklal mahallesi Selim sokak içerisinde hırsızlık olayı ihbarını alan polis ekipleri kısa sürede olay yerine geldi. Ekiplerin karşılayan ve travesti olduğu ileri sürülen İ.T., para karşılığında birlikte olduğu kişinin yatak odasında bulunan cep telefonunu çaldığını iddia etti. Olay yerinde bilgi toplayan polislere sinirlenen İ.T. küfür etmeye başladı. Ardından cep telefonun çalındığı odada delil toplamak için gelen Olay Yeri İnceleme ekiplerinin aracının ön kaputuna vurmaya başlayan travesti İ.T., araya giren polis memuruna yumruk atarak gözlüğünün kırılmasına neden oldu. Arkadaşlarına yumruk atan İ.T.’yi etkisiz hale getirmek isteyen bir polis memurunun ise sol el başparmağı kırıldı. Ekipler tarafından zor kullanarak etkisiz hale getirilen İ.T. Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. Burada ifadesi alınan şüpheli işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Zanlı mahkeme tarafından tutuklandı.
16 Ekim 2014 Perşembe
Bu gök hepimizin
Hayatta her şey tozpembe olamaz.Hayata her renk lazım diye düşünmüşümdür hep. Her anımız
farklı bir renktir aslında her günümüz rengarenk...Mesela bazen de siyahtır hayat.Güneş yoktur
gökyüzümüzde.Yine de siyahımız simsiyah değildir.siyahın kalbinden renkler fışkırır birden.Güneş
açar,yağmur yağar yıkar kalbimizi.Sonra gökkuşağı çıkar tüm güzelliğiyle.
Ama bazıları bizim kadar şanslı değildir.Onların dünyasında tek bir renk vardır o da siyah.Hayatı her
daim siyah görürler.Kalpleri kararmıştır.Nefretle,şiddetle dolup taşmıştır.Sevgisiz,yalnızdırlar içten
içe. kendi gibi olmayanlardan nefret ederler.İsterler ki her şey aynı olsun.Her şey simsiyah.İnsanları
ayırırlar,ırkına göre,teninin rengine göre,cinsiyetine göre,tercihlerine göre,inancına ya da
inançsızlığına göre.Sadece yargılarlar.Sınıflandırırlar,cinsiyetlere bölerler.Düşman olurlar.
Bu siyah insanlar aşağılıyor,nefret ediyor,saldırıyor,hatta öldürüyor farklı renkleri aslında kendilerini
aşağıladıklarını,kendilerinden nefret ettiklerini,kendilerini öldürdüklerini bilmeden.Hayat onlardan
renklerini çalmış.Karanlığa hapsetmiş.Hiç bir zaman tadamayacaklar rengarenk olmanın verdiği güzel
hissi.
Ne demiştik? Hayata her renk lazım.Hepimiz farklı renkleriz bu göğün altında ama ne kadar
güzeliz bir arada.Hepimiz farklı olmalıydık insanlığın doğuşundan beri.Normal olan bu ama bunu
görmüyorlar.Duymuyorlar.Bırakalım duymasınlar.Biz sevdiğimizi yapalım,Turgut Uyar’ın dediği gibi
“Göğe bakalım.”
Bu gök hepimizin.
Gökkuşağı biziz. Biz hayatı her şeyiyle,her rengiyle sevelim.Tozpembe değilken de sevelim.
Biz sevelim.Biz çok sevelim.
Çiler Kılıç
farklı bir renktir aslında her günümüz rengarenk...Mesela bazen de siyahtır hayat.Güneş yoktur
gökyüzümüzde.Yine de siyahımız simsiyah değildir.siyahın kalbinden renkler fışkırır birden.Güneş
açar,yağmur yağar yıkar kalbimizi.Sonra gökkuşağı çıkar tüm güzelliğiyle.
Ama bazıları bizim kadar şanslı değildir.Onların dünyasında tek bir renk vardır o da siyah.Hayatı her
daim siyah görürler.Kalpleri kararmıştır.Nefretle,şiddetle dolup taşmıştır.Sevgisiz,yalnızdırlar içten
içe. kendi gibi olmayanlardan nefret ederler.İsterler ki her şey aynı olsun.Her şey simsiyah.İnsanları
ayırırlar,ırkına göre,teninin rengine göre,cinsiyetine göre,tercihlerine göre,inancına ya da
inançsızlığına göre.Sadece yargılarlar.Sınıflandırırlar,cinsiyetlere bölerler.Düşman olurlar.
Bu siyah insanlar aşağılıyor,nefret ediyor,saldırıyor,hatta öldürüyor farklı renkleri aslında kendilerini
aşağıladıklarını,kendilerinden nefret ettiklerini,kendilerini öldürdüklerini bilmeden.Hayat onlardan
renklerini çalmış.Karanlığa hapsetmiş.Hiç bir zaman tadamayacaklar rengarenk olmanın verdiği güzel
hissi.
Ne demiştik? Hayata her renk lazım.Hepimiz farklı renkleriz bu göğün altında ama ne kadar
güzeliz bir arada.Hepimiz farklı olmalıydık insanlığın doğuşundan beri.Normal olan bu ama bunu
görmüyorlar.Duymuyorlar.Bırakalım duymasınlar.Biz sevdiğimizi yapalım,Turgut Uyar’ın dediği gibi
“Göğe bakalım.”
Bu gök hepimizin.
Gökkuşağı biziz. Biz hayatı her şeyiyle,her rengiyle sevelim.Tozpembe değilken de sevelim.
Biz sevelim.Biz çok sevelim.
Çiler Kılıç
12 Ekim 2014 Pazar
Ölüm tehditleri alıyoruz
Türkiye’nin ilk eşcinsel evliliğini yapan üniversite öğrencisi Ekin Keser ile Emrullah Tüzün’ün hayatları kâbusa döndü.
Hürriyet'ten Fırat ALKAÇ'ın haberi.
Tüzün (28), yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ailem ve kardeşlerim, beni ölümle tehdit ediyor. Evliliğimiz basına yansıyınca, çevremiz de tepki gösterdi. Ev sahibimiz evden ayrılmamızı söyledi. Kadıköy’de garson olarak çalışıyordum. İşimden çıkarıldım. Ekin üniversitede okuduğu için çalışmıyor. Gelir kaynağımız olmadığı için zor durumda kaldık.”
KADINLARDAN DA TEHDİT
Ekin Keser (21) de, tehditler nedeniyle okula dahi gidemediğini anlattı. Özellikle sosyal medya üzerinden ölüm tehditleri aldığını anlatan Keser şunları söyledi: “Aslen Antakyalıyım. Antakya’nın ismini kötüye çıkardığım gerekçesiyle ölüm tehdidi geliyor. Ailem eşcinsel olduğumu biliyordu. Ancak evlenmeme çok tepki gösterdiler. Emrullah’la üç yıldır arkadaşız. Birlikte yaşıyorduk. Tabuları yıkmak için evlendik. Ama gördük ki tehdit eden homofobik kesim, azınlıkta. Bir kısmı da kadın... Çevremizin yüzde 95’i bizi tebrik etti. Bizim arkamızda olduklarını söylediler. Şimdi tek isteğimiz ailemizin ve çevremizin bizi rahat bırakması.”
Hürriyet'ten Fırat ALKAÇ'ın haberi.
Tüzün (28), yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ailem ve kardeşlerim, beni ölümle tehdit ediyor. Evliliğimiz basına yansıyınca, çevremiz de tepki gösterdi. Ev sahibimiz evden ayrılmamızı söyledi. Kadıköy’de garson olarak çalışıyordum. İşimden çıkarıldım. Ekin üniversitede okuduğu için çalışmıyor. Gelir kaynağımız olmadığı için zor durumda kaldık.”
KADINLARDAN DA TEHDİT
Ekin Keser (21) de, tehditler nedeniyle okula dahi gidemediğini anlattı. Özellikle sosyal medya üzerinden ölüm tehditleri aldığını anlatan Keser şunları söyledi: “Aslen Antakyalıyım. Antakya’nın ismini kötüye çıkardığım gerekçesiyle ölüm tehdidi geliyor. Ailem eşcinsel olduğumu biliyordu. Ancak evlenmeme çok tepki gösterdiler. Emrullah’la üç yıldır arkadaşız. Birlikte yaşıyorduk. Tabuları yıkmak için evlendik. Ama gördük ki tehdit eden homofobik kesim, azınlıkta. Bir kısmı da kadın... Çevremizin yüzde 95’i bizi tebrik etti. Bizim arkamızda olduklarını söylediler. Şimdi tek isteğimiz ailemizin ve çevremizin bizi rahat bırakması.”
Vatikan'da Papa'ya Tepki
Katolik Kilisesi'nde ailevi konulardaki doktrinleri tartışmak amacıyla Papa'nın başkanlığında toplanan III. Olağanüstü Piskoposlar Sinodu'na (Meclisi) sansür isyanı damgasını vurdu. Kilise Meclisi, Papa Francesco'nun geçen yıl seçilmesinin hemen ardından din adamları ve Roma Katolik Kilisesi'ne inananlar arasında yaptırdığı 39 soruluk anketin ardından 5 Ekim'de 'olağanüstü' toplandı. Anket, evlilik öncesi cinsel ilişki, boşanmışların dışlanması, doğum kontrol yöntemleri ve lgbti'lere yaklaşımı gibi konularda Kilise'nin tavrına eleştirel görüşleri gözler önüne sermişti. Papa Francesco'nun düzenlediği bir ayinle başlayan Sinod'da, 1 milyar 200 milyon inananı bulunan Kilise'de yapılabilecek reformlar ele alınıyor. Boşanmışların yeniden kilisede evlenebilmesi, nikahsız ve lgbti birliktelikler, kürtaj ile prezervatif kullanımı gibi temalar, Sinod'un ana gündem maddelerini oluşturuyor. Ancak Kilise bu yıl ilk kez sadece öğretilerini değil, onların modern yaşama uyumunu da tartışıyor. Başta dünyanın çeşitli yerlerinden gelen piskoposlar, kardinaller, patrikler ve rahipler olmak üzere 191 üst düzey din adamı, 16 uzman, 38 denetçi ve 12 evli çiftin de bulunduğu 250'yi aşkın kişi meclise katılıyor. Evlilik hayatlarındaki deneyimlerini aktaracak olan çiftler arasında Müslüman-Hristiyan bir çift de bulunuyor. Bunlar arasına nişanlı ya da sevgili olan çiftlerin alınmaması ise tepkilere neden oldu. Kardinal Lorenzo Baldisseri bunu, “Kilisenin kabul ettiği çift anlayışı, Tanrı huzurunda evlenmiş olanlardır diye açıklıyor. SANSÜR HAKSIZLIK Papalık yetkilileri, 19 Ekim'de son bulacak olan Sinod'da bu yıl, geçen seferkilerden farklı bir uygulamaya da gitti. Meclis toplantıları boyunca din adamlarının yaptıkları konuşma metinleri, bu yıl gazetecilerle ve kamuoyuyla paylaşılmayarak, gizli tutuluyor. Sinod'daki çalışmalara ilişkin genel bilgiler, tartışma başlıkları ve günlük konuşmacıların isimleri Vatikan Basın Sözcüsü Peder Federico Lombardi tarafından düzenlenen brifinglerle basına aktarılıyor. Ancak burada yapılan konuşmaların içeriğine ulaşamayan gazeteciler, sadece kendi çabalarıyla yaptıkları röportajlarla din adamlarından kısıtlı görüşler alabiliyor. Bu uygulama, Sinod'un açılışında din adamlarına, Kendinizi kısıtlamadan, cesaretle düşüncelerinizi dile getirin diye seslenen ve 'şeffaf' bir Kilise arzusuyla bir buçuk yıl önce göreve başlayan Papa Francesco'nun tarzıyla ters düşüyor. Bunun bir sansür olduğunu savunan İnanç Doktrini Kongregasyonu Başkanı Kardinal Gerhard Müller de bu uygulamaya isyan etti. Bir Katolik televizyon kanalına konuşan Alman din adamı, Bütün Hristiyanların, piskoposlarının yaptığı konuşmalardan haberdar olmaya hakkı var ifadeleriyle, sansürün haksızca olduğuna dikkat çekti. PAPA'NINKİ DOKTRİNEL Mİ STİL DEVRİMİ Mİ Francesco'nun, papalığı için 'kilit' bir olay olarak kabul edilen ve amacının 'doktrinel' mi yoksa sadece bir 'stil devrimi' mi yapmak olduğunun anlaşılacağı Sinod'un adı, Yunanca'dan geliyor (syn-odos) ve 'beraber yürümek' anlamını taşıyor. Ancak 'acil' gündemli Sinod'dan sızan bilgilere göre, toplantılar boyunca reformistler ve muhafazakarlar arasında yol ayrımları yaşanıyor. Brezilyalı Kardinal Raymundo Damasceno Assis gibi ilericiler, Kilise, herkesin evi diyerek lgbti çiftler başta olmak üzere Kilise'nin ötekileştirdiklerine kapıları açarken, meclisteki tutucu din adamları buna direniyor. 20 yılı aşkın süredir boşanmışların kiliseye yeniden kabulü için mücadele verenlerden biri Kardinal Walter Casper. Papa Francesco, gerek Papa 2. Jean Paul, gerekse de Papa 16. Benediktus tarafından gölgede bırakılmasına karşın Casper'i Şubat ayında kardinallik mevkiine yükselterek, onun görüşlerine verdiği önemi göstermişti. Papa, bilhassa boşanmışlara ve kürtaj yaptırmış kadınlara kapılarını kapalı tutan Kilise'yi takıntılı olmakla suçlayıp, lgbti'lere yönelik ise, Ben kimim ki onları yargılayayım ifadelerini kullanmıştı. Papa, Kilise'nin peşini bırakmayan tüm dikenli mevzuların cesaretle tartışılması gerektiğini söylemişti.
Haber: Esma ÇAKIR - VATİKAN / DHA
Derleme: Burçin @ lgbti.org
Haber: Esma ÇAKIR - VATİKAN / DHA
Derleme: Burçin @ lgbti.org
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)