13 Ekim 2013 Pazar

LGBT Dernekleri ne yapıyor?

LGBT "Lezbiyen, Gey, Biseksüel ve Trans" derneklerinin amacı ne? Ne gibi aktivitelerde bulunmaları gerekir? Neden başarısızlar? Türkiye'deki olgunlaşmamış siyasetin buna etkileri var mıdır?

Türkiye’de son yıllarda birçok LGBT derneği kuruldu. Bunlar bizim için, toplumda ifade edilmemiz ve topluma karşı görünür olmamız için atılan önemli adımlar.

Ancak şunu fark ettim ki LGBT dernekleri birkaç aile toplantısı ve de senede birkaç onur yürüyüşünü organize etmekten pek öteye gidememişler. Ki Onur yürüyüşlerinin onurunu da siyasete çevirmişler ve onursuzlaştırmışlardır.

Oysa LGBT onur yürüyüşleri yalnızca LGBT’leri topluma göstermek, LGBT bireylerin kendi içlerinde yalnız olmadıklarını hatırlatmak, Devlet otoritesine ve konvansiyonel medyada sesimizi duyurmak amaçlı olmaldır.

Her ne olursa olsun ve ne yapmış olursa olsun hükümete karşı “siyaseten” Bazı ideolojik sebeplerden dolayı ayrı düşmek ne kadar mantıklıdır? LGBT hareketi içinde dahil olmayan toplumsal siyasi olayları onur yürüyüşlerinde sırf muhalif olabilmek adına kullanmak ne kadar doğrudur?

LGBT Dernekleri bu konuda kendi aralarında karar alıp bunu tüm LGBT oluşumuna dayatmakta özgür müdürler? LGBT bireylerin farklı ideolojik düşüncelerini yok sayabilirler mi?

Bence bunların hiçbiri etik davranışlar değil. Bilakis LGBT dernekleri asıl amacından bile şuan çok uzakta görünürken LGBT'leri bırakıp, Gezi olayları ile yahut Kürt Açılımları ile uğraşması LGBT bireylere yapılan bir bencilliktir.

Bu noktada LGBT Derneklerinin varoluş amaçlarını tekrar hatırlamaları ve LGBT Bireyleri için daha rasyonel çalışmalarda bulunmaları esastır.

Bunların başında da toplumu bilinçlendirmek, iş verenleri bilinçlendirmek ve eğitimcileri bilinçlendirmek gelmektedir. LGBT bireylere istihdam sağlayabilmek, gerekirse ulaşabildikleri kadar iş verene ulaşıp onlarla konferanslar düzenlemek ve LGBT bireylerinde diğer insanlar gibi normal olduklarını başta iş verenlere, devlete ve de halka anlatabilmek ve sonucunda anlaşılabilmek gelmelidir. Ki devleti eleştirmek ne derneklerin işidir ne de sivil toplum kuruluşlarının.

Dernekler devleti bilinçlendirebilir, olması gerekeni çeşitli aktivitelerle anlatmaya çalışabilir ve bu yollarla farkındalık kazandırabilir. Ve kazandırmalıdır da.

Üniversitelerde akademisyenlerle yapılan toplantı ve konferanslar üzülerek söylemeliyim ki LGBT bireyler adına hiçbir şey ifade etmemektedir.

LGBT bireyleri gören, bilen ve de anlayabilen insanlara karşı değil tam aksine yanlış bilen, anlamayan ve de LGBT bireylerin toplum içinde bulunması zorunlu olan (çalışma alanı, dolaşma alanı, eğlenme alanı, aile birlikteliği) alanlarda farkındalık yaratılabilirse zaten ortada “sorun” diye atfedilen şey kalmayacaktır.

Rosa Spina @ Turk Gay Club > LGBTİ - 2013 

10 Ekim 2013 Perşembe

Eşcinsellere karşı olan önyargı ve ayrımcılık

Eşcinsellere karşı olan önyargı ve ayrımcılık ne derecede yüksektir?


Eşcinsellere yönelik önyargı ve nefreti ifade eden kavrama “homofobi” denilmektedir. Bir tür kaygı ve korku ifadesi olan homofobi, dünyanın her yerinde eşcinsellere karşı olan olumsuz tutumlar hatta şiddete neden olabilmektedir. Örneğin İngiltere’de her üç eşcinsel kişiden 2’si sözel veya fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Brezilya’da 1997 ve 2007 yılları arasında, 2509 erkek, eşcinsellikleri yüzünden öldürülmüştür. Lezbiyen, gey ve biseksüel gençlerin intihar etme olasılıkları heteroseksüel gençlere kıyasla 4 kat daha fazladır.


Eşcinsellere karşı olan önyargı ve ayrımcılığı yenmenin yolu nedir?


Eşcinsellere karşı olumlu düşüncelere sahip kişiler, en az bir eşcinsel bireyi yakından tanıdıklarını belirtmektedirler. Bu sebeple psikologlar, eşcinsel gruba yönelik olumsuz tutumun sebebinin, eşcinsellerle yaşanmış herhangi bir olumsuz olaydan ötürü değil, kalıp yargılar ve önyargılar yüzünden oluştuğuna inanmaktadırlar. Eşcinsellere yönelik önyargı ve ayrımcılığın sona ermesi için, bireylerin bu konuya olan farkındalıklarını artırmaları, konu hakkında bilinçlenmeleri ve çevrelerindeki diğer kişileri de doğru şekilde bilgilendirmeleri gerekmektedir.



Cinsiyet bir bireyin kadın veya erkek olması anlamına gelir. 


Cinsiyetiki ana başlık altında toplanabilir:


1- Biyolojik Cinsiyet; bir insanın penis, testisler, vajina, rahim ve benzeri biyolojik özellikleriyle tanımlanır. Bunlar anatomik bakımdan bir kişiyi kadın ya da erkek olarak tanımlayan özelliklerdir.

2- Toplumsal Cinsiyet; belli bir zaman döneminde, belli bir kültüre has “erkeksi” (ör. maço) ya da “kadınsı” (ör. kırılgan) kabul edilen davranış özellikleri ve cinsiyete dayalı rolleri (kadın “anne” rolünde, erkek ise “ekmek parası getiren” rolde) kasteder. Bu özellikler, saç şekli ve giyim tarzından, insanların konuşma ya da duygularını ifade etme tarzlarına kadar uzanabilir.

Cinsel yönelim; belli bir cinsiyetteki bireye karşı süregelen duygusal, romantik ve cinsel çekimi ifade eder. Üç çeşit cinsel yönelim şekli vardır:

• Heteroseksüellik: Kişinin karşı cinsiyetten birine yönelmesi.

• Eşcinsellik (homoseksüellik): Kişinin kendi cinsiyetinden birine yönelmesi.

• Biseksüellik: Kişinin her iki cinsiyete de yönelmesi





Eşcinsellik ile İlgili Merak Edilen Sorular




Cinsel yönelim bir seçim midir?


Cinsel yönelim birçok insanda, ergenliğin ilk dönemlerinde, kişi henüz cinselliği yaşamamışken, ortaya çıkar. Bazı insanlar uzun süre eşcinselliklerini heteroseksüelliğe dönüştürme mücadelesinde bulunmakta, fakat başarılı olamamaktadırlar. Cinsel yönelim, karşılaşılan önyargıya, aşağılanmaya, aile-dost tarafından reddedilme kaygısı ve korkusuna rağmen inkar edilememekte ve

değiştirilememektedir. Bu sebeplerden dolayı, psikologlar, cinsel yönelimin birçok insan için, istenildiğinde değiştirilebilecek, bilinçli bir seçim olmadığı görüşündedirler.





Eşcinsellik bir akıl hastalığı mıdır?


Hayır. Eşcinselliğin geçmişte bir hastalık olarak görülmesinin sebebi, birçok bilimsel çalışmaya sadece terapideki eşcinsellerin katılmasıydı. Sonradan, araştırmacılar terapide olmayan eşcinselleri de araştırmalarına katınca, eşcinselliğin bir patoloji olmadığı ortaya çıkmış ve psikologlar, psikiyatristler ve diğer davranış bilimleri uzmanları, eşcinselliğin bir hastalık, psikolojik bir bozukluk

veya duygusal bir sorun olmadığına karar vermişlerdir. 1973’te Amerikan Psikiyatri Derneği’nce yapılan araştırmalar sonucunda, ‘eşcinsellik’ terimi psikolojik ve duygusal bozukluklar listesinden çıkartılmış, 1975’te de Amerikan Psikoloji Derneği bunu destekleyen kararlar almıştır.


Cinsel yönelim terapi yolu ile değişebilir mi?


Hayır. Eşcinsel bireyleri, heteroseksüel bireylere dönüştürmenin hiçbir bilimsel gerekçesi yoktur. Buna rağmen, bazı bireyler kendilerinin ya da başkasının (örneğin çocuklarının) cinsel yönelimini değiştirme arayışı içine girmektedirler. 1990’da Amerikan Psikoloji Derneği, değiştirme terapisinin işe yararlılığı konusunda bilimsel bir bulgunun olmadığını, aksine, bu terapi yönteminin, yarardan çok zarar getirebileceğini belirtmiştir. Bir kişinin cinsel yönelimini değiştirmek, sadece cinselliğini değiştirmek değil; o kişinin duygusal, romantik hislerini, cinsel

dürtülerini, sosyal kimliğini ve öznelliğini de değiştirmek demektir.


Neden bazı eşcinseller için cinsel yönelimlerini açıklamak zordur?


Cinsel yönelimlerini açıklamak, eşcinseller için, üzerlerindeki önyargılar sebebiyle, duygusal rahatsızlık veren zorlu bir süreç haline gelebilmektedir. Eşcinsel bireyler hemcinslerinden hoşlandıklarını anladıklarında kendilerini ‘farklı’ ve ‘yalnız’ hissederler. Başkalarına açılmaları durumunda, aileleri, dostları, iş arkadaşları ya da dini kurumlar tarafından reddedilmekten korkabilirler. Araştırmalar, eşcinsellerin yüksek oranda şiddet ve ayrımcılığa maruz kaldığını göstermekte, bunun yarattığı tehdit de eşcinsel bireylerin cinsel yönelimleri hakkında başkalarına açılmalarını engellemektedir.






Bilgi İçin: DAÜ-PDRAM 2013

Eşcinsellik ve Cinsel Yönelim

Doğu Akdeniz Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Rehberlik ve Araştırma Merkezi (DAÜ-PDRAM)

Adres: Kuzey Kampüsü, Sağlık Merkezi Binası, Zemin Kat

Tel: (0392) 630 2251, Faks: (0392) 365 0789 - (0392) 630 2254

e-mail: counsel.pdram@emu.edu.tr

web: http://pdram.emu.edu.tr/